• Buradasın

    Acimak kitabında Zehra'nın babası neden acıma duygusu olmayan bir insan?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Zehra'nın babası Mürşit Efendi, çocukluğunda yaşadığı zorluklar ve kötü muameleler nedeniyle acıma duygusundan yoksundur 13.
    Mürşit Efendi, hırsızlık suçundan hapse girmiş ve ailesini öldürmüştür 1. Ardından kızını bir yatılı okula vererek ondan uzaklaşmıştır 1. Bu olaylar, Zehra'nın babasını asla affetmemesine ve acımaz bir karaktere sahip olmasına yol açmıştır 13.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Acimak romanının ana fikri nedir?

    Acımak romanının ana fikri, insanları yargılamadan önce onları anlamak ve içinde bulundukları durumu göz önünde bulundurmak gerektiğidir. Reşat Nuri Güntekin'in bu eserinde, küçük yaşta gördüğü kötü muameleler nedeniyle acıma duygusundan yoksun olan bir öğretmenin, babasının vefatından sonra onun günlüğünü okuyarak babası ve hayatı hakkındaki gerçekleri öğrenmesi anlatılır.

    Acımak kitabı ne anlatmak istiyor?

    Reşat Nuri Güntekin'in "Acımak" adlı romanı, küçük yaşta gördüğü kötü muamelelerden dolayı acıma duygusu olmayan bir öğretmenin, babasının vefatından sonra onun günlüğünü okuyarak babası ve hayatı hakkındaki gerçekleri öğrenmesini konu alır. Romanın ana fikri, acıma duygusunun doğru zaman ve yerlerde ortaya çıkarılması gerektiğini vurgular. Romanın karakterleri: Zehra: Mesleğine aşık, ancak babası yüzünden acıma duygusundan yoksun olan ana karakter. Mürşit Efendi: Zehra'nın babası. Tevfik Hayri Bey: Zehra'nın iyiliğini isteyen yöneticisi. Meveddet Hanım: Zehra'nın para düşkünü annesi. Makbule Hanım: Zehra'nın kötü kalpli anneannesi.

    Acımakta Zehra'nın babası neden hapse girdi?

    Zehra'nın babası Mürşit Efendi, hırsızlık suçundan hapse girmiştir. Mürşit Efendi, ailesini öldürdükten sonra Zehra'yı da yatılı okula vererek ondan kurtulmuştur.

    Zehra kitabı neden önemli?

    Zehra kitabı, Türk edebiyatı açısından önemli kabul edilir çünkü: İlk psikolojik roman denemesi olarak kabul edilir. Realizm ve natüralizm akımlarının ilk örneklerinden biridir. Kıskançlık, hırs ve intikam gibi duyguları işleyerek bu temalar etrafında bir hikaye sunar. Tanzimat sonrası İstanbul'da geçen bir aile faciasını gerçekçi bir dille anlatır. Döneme dair gözlemler içerir; Şehzadebaşı tiyatroları, tulumbacı kahveleri ve kadın kavgaları gibi sosyal ve toplumsal detayları aktarır.