• Buradasın

    Türkiye'de popülizm neden arttı?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Türkiye'de popülizmin artmasının bazı nedenleri:
    • Ekonomik ve sosyal krizler 2. Popülist aktörler, mevcut kurumları ve hâkim siyasi aktörleri ekonomik, sosyal ve siyasi krizlerden sorumlu tutarak yerleşmiş pratiklere savaş açar 2.
    • Siyasetten beklentisi kalmamış seçmenlere alternatif sunma 2. Popülistler, siyaset dışı veya siyaset üstü bir alternatif olarak, yöneticilerden beklentisi kalmamış seçmenlere "kirlenmemiş" bir seçenek sunar 2.
    • Geniş toplumsal kesimlerin dışlanması 5. Populizm, geniş toplumsal kesimlerin dışlanmasına bir tepki olarak otoriter bir siyasetle sonuçlanabilir 5.
    Ayrıca, IPSOS'un 2025 yılında yaptığı bir araştırma, Türkiye'de toplumun yüzde 68'inin toplumun "kırık" olduğunu düşündüğünü ve yüzde 71'inin ülkenin gerilemekte olduğunu algıladığını ortaya koymuştur 1. Bu tür algılar da popülizmin yükselişine zemin hazırlayabilir.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Popülistler neyi savunur?

    Popülistler, genellikle şu görüşleri savunur: Halk ve seçkinler ayrımı: Toplumu "halk" ve "yozlaşmış seçkinler" olarak iki kampa ayırırlar. Halkın iradesi: Siyasetin, halkın genel iradesinin bir ifadesi olması gerektiğini savunurlar. Anti-elitizm: Kendilerini halkın tek temsilcisi olarak görür ve diğer siyasi aktörleri yozlaşmış elitler olarak etiketlerler. Halka yönelik söylem: Öneri ve politikalarının uygulanabilirliği ikinci planda kalarak, halkın duygularına hitap eden bir dil kullanırlar. Çoğulculuk karşıtlığı: Çoğulculuğu reddederler ve kendilerinin dışında kimsenin halkı temsil etmediğini iddia ederler. Popülizm, sağ ve sol kanatta farklı şekillerde görülebilir; sağ popülizm genellikle milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı ile birleşirken, sol popülizm küreselleşme ve kapitalizm karşıtlığına odaklanabilir.

    Türkiye'de gelir dağılımı eşitsizliği ne zaman arttı?

    Türkiye'de gelir dağılımı eşitsizliği, özellikle 1980 sonrası uygulanan liberal ekonomik politikaların etkisiyle artmıştır. Gelir dağılımı eşitsizliğinin arttığı bazı dönemler: 1983-1987 yılları arasında en zengin kesimin payı artarken, en yoksul kesimin payı azalmıştır. 1994 yılında Gini katsayısı 0,49'a yükselerek gelir dağılımındaki bozulma en üst seviyeye ulaşmıştır. 2023 yılında Gini katsayısı 0,433'e çıkarak serinin en yüksek değerine ulaşmıştır. Gelir dağılımı eşitsizliği, 2002-2005 yıllarında bir miktar azalmış olsa da, bu durum en alttaki gelir gruplarının paylarının artmasından ziyade orta dilimlerin paylarının artmasından kaynaklanmıştır.

    Türkiye'de popülist liderler kimlerdir?

    Türkiye'de popülist liderler arasında öne çıkanlar şunlardır: Recep Tayyip Erdoğan: 2003 yılından itibaren popülist söylemler kullandığı belirtilen Erdoğan, karizmatik liderliğiyle sağ ve sol popülist söylemleri birleştirmiştir. Adnan Menderes: Demokrat Parti (DP) lideri olarak 1950 genel seçimlerini "Yeter Söz Milletindir!" sloganıyla kazanmış ve sağ popülizmin sözcülüğünü başlatmıştır. Bülent Ecevit: CHP içerisinde "Ortanın Solu" fikrinin sol popülist yürütücüsüdür. Necmettin Erbakan: Milli Görüş lideri olarak farklı bir popülizm yapısı kurmuş, kısmen dini, kısmen de sınıfsal bir halk-düşman ayrımı yapmıştır. Ayrıca, 2023 seçimlerine giderken Türk siyasetinde Kılıçdaroğlu'nun tercih ettiği başarısız sol popülizm ve Batı'daki aşırı sağdan kopyalanan göçmen karşıtı söylem ve zenofobik popülizm de öne çıkmaktadır.

    Popülizm ve otoriterlik arasındaki fark nedir?

    Popülizm ve otoriterlik kavramları farklı bağlamlarda değerlendirilir ve aralarında bazı temel farklar bulunur: 1. Popülizm: Toplumun elit bir tabaka tarafından çıkarlarının bastırıldığını varsayan ve devlet organlarının halkın yararına kullanılması gerektiğini savunan bir siyasi söylem biçimidir. 2. Otoriterlik: Seçilmemiş yöneticiler tarafından yönetilen, siyasi istikrarın orduya dayandığı ve özgürlüklerin garantisinin olmadığı bir sistemdir. Özetle, popülizm demokratik yönetimi ve halkın iradesini öne çıkarırken, otoriterlik merkezi gücü ve sınırsız egemenliği savunur.

    Popülizmin amacı nedir?

    Popülizmin amacı, devlet organlarının, halkın yararına ve toplumun gelişmesi için, seçkin bir tabaka tarafından halkın çıkarlarının bastırıldığı ve engellendiği varsayımıyla, bu etkiden kurtarılmasıdır. Popülist söylemin bazı amaçları: Ekonomik ve sosyal çıkarların savunulması. Siyasal katılımcılığın artırılması. Mevcut düzene eleştiri. Otoriter uygulamaların haklı gösterilmesi. Popülizm, sağ veya sol görüşlü olabilir ve genellikle rejim karşıtı siyaset içerir.

    Popülist ne anlama gelir?

    Popülist, halk çıkarını gözeten ve devlet organlarının halkın yararına çalışması gerektiğini savunan kişi anlamına gelir. Popülizm, toplumdaki seçkin bir tabaka tarafından halkın çıkarlarının bastırıldığını iddia eden ve devlet organlarının bu etkiden çıkarılıp toplum olarak gelişmesi için kullanılması gerektiğini söyleyen siyasi bir felsefe veya söylem biçimidir. Popülist söylem, "sokaktaki insan"ın ekonomik ve sosyal çıkarlarını vurgulayarak, önyargılarını ve duygusal kırılmalarını kullanır. Popülizm, bir ideoloji, fikir akımı ya da yönetim biçimi olmaktan öte, bazı siyasi grupların kullandığı bir yöntemdir. Popülizm, farklı ideolojik eğilimlere sahip siyasetçiler tarafından kullanılabilir, ancak bu sıfatla anılmaya pek de istekli olmazlar. Popülizm, günümüzde özellikle demokratik rejimlerde belirginleşen bir görünüm kazanmaktadır.

    Avrupa'da popülizmin kaynakları olarak siyasallaşan Avrupa bütünleşmesi ve Avrupa Birliği'nde demokrasi açığı?

    Avrupa'da popülizmin kaynakları olarak siyasallaşan Avrupa bütünleşmesi ve Avrupa Birliği'nde demokrasi açığı, Burak Tangör'ün 2018 yılında Amme İdaresi Dergisi'nde yayımlanan "Avrupa'da Popülizmin Kaynakları Olarak Siyasallaşan Avrupa Bütünleşmesi ve Avrupa Birliği'nde Demokrasi Açığı" başlıklı makalesinde ele alınmıştır. Makalede, popülist siyasetin kaynakları olarak Avrupa Birliği'nin siyasal sistemi ve bu sistem içindeki demokrasi açığı tartışmaları irdelenmiştir. Makalenin temel bulguları şunlardır: Siyasallaşan Avrupa bütünleşmesi. Demokrasi açığı tartışmaları. Makaleye göre, kimlik siyaseti, dolayısıyla, Avrupa Birliği'nde egemenlik ve demokrasi açığı tartışmaları aracılığıyla popülizme kaynaklık etmektedir.