• Buradasın

    Kazai ve fiili rüşt arasındaki fark nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Kazai rüşt ve fiilî rüşt arasındaki temel fark, erginlik kazanma yöntemidir.
    Kazai rüşt, mahkeme kararıyla ergin sayılmayı ifade eder 12. Türk Medeni Kanunu'na göre, 15 yaşını doldurmuş ve kendi hayatını idame ettirebilecek olgunluğa sahip küçükler, mahkemeye başvurarak ergin kılınabilirler 23.
    Fiilî rüşt ise, kişinin 18 yaşını doldurmasıyla otomatik olarak ergin olması durumunu ifade eder 5.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Kazai Rüşt kararı kesinleşince ne olur?

    Kazai Rüşt kararı kesinleşince, birey mahkeme kararı ile ergin kabul edilir ve şu haklara sahip olur: Hukuki işlemler: Kira sözleşmesi yapabilir, şirket kurabilir, banka hesabı açabilir ve ticari faaliyetlerde bulunabilir. Bağımsız karar alma: Eğitim ve iş kararlarını tek başına verebilir. Velayet ve vesayet: Velayet veya vesayet altında olmaksızın tüm hukuki işlemleri kendi adına gerçekleştirebilir. Nafaka ve mal paylaşımı: Medeni sonuçlar açısından tam sorumluluk altına girer. Memuriyet: 18 yaşını beklemeden memuriyet için gerekli reşitlik şartını yerine getirmiş sayılır. Ancak, kazai rüşt kararı ile yaş büyümüş sayılmaz; kişi, yaşı aynı kalarak sadece belirli işlemleri yapma yetkisi kazanır. Kazai rüşt kararının kesinleştiği tarihte erginlik kazanılmış sayılır, kararın ilan edilmesi gerekmez.

    Rüşt ne anlama gelir?

    Rüşt kelimesi, Arapça kökenli olup "erginlik" anlamına gelir. Ayrıca, bir kişinin herhangi bir konuda yeterli bir seviyeye geldiğini ifade etmek için de kullanılır. Türk Medeni Kanunu'na göre ise üç tür rüştlük yaşı vardır: yasal, evlilik ve kazai.

    Kazai rüşt nedir?

    Kazai rüşt, 18 yaşından küçük bir kişinin mahkeme kararıyla ergin (reşit) kılınmasını ifade eder. Bu dava, özellikle iş hayatına erken atılan, evlilik yapacak olan veya ticari faaliyette bulunacak gençler tarafından açılır. Kazai rüşt için gerekli şartlar: - 15 yaşın doldurulmuş olması; - Küçüğün menfaatinin bulunması; - Veli veya vasinin izni; - Mahkemenin uygun görmesi. Dava, küçüğün yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılır ve karar kesindir, geri alınamaz.