• Buradasın

    Hegemonya ve hegemonik güç nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Hegemonya ve hegemonik güç kavramları, bir devletin veya grubun diğer devletler veya gruplar üzerinde üstünlüğü ve egemenliği anlamına gelir 13.
    Hegemonik güç ise, ekonomik, askeri ve kültürel açılardan diğer devletler üzerinde belirgin bir üstünlüğe sahip olan ve bu üstünlüğünü uluslararası ilişkilerde etkili bir şekilde kullanabilen devlet olarak tanımlanabilir 4.
    Tarihte Roma İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu gibi birçok devlet hegemonya kurmuş, günümüzde ise bu rolü ABD üstlenmiştir 13.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

      Yanıtı değerlendir

      5 kaynak

      1. karar.com
        1
      2. ansiklopedi.tubitak.gov.tr
        2
      3. velev.news
        3
      4. bedriyilmaz.com
        4
      5. milliyet.com.tr
        5

  • Konuyla ilgili materyaller

    Kültürel hegemonya ne demek?

    Kültürel hegemonya, bir toplumda egemen sınıfın sadece ekonomik ve siyasi güç kullanarak değil, aynı zamanda ideolojik ve kültürel araçlar aracılığıyla da hakimiyet kurmasını ifade eder. Bu kavram, İtalyan Marksist düşünür Antonio Gramsci tarafından geliştirilmiştir.
    5 kaynak

    Hegemonyanın amacı nedir?

    Hegemonyanın amacı, bir devletin veya grubun diğer devletler veya gruplar üzerinde üstünlük ve egemenlik kurmasıdır. Bu, çeşitli yollarla sağlanabilir: Silah zoruyla: Askeri ve siyasi kontrol. Kültürel ve ekonomik açıdan: İdeolojik ve kültürel üstünlük. Hegemonya, egemen olan devletin veya grubun çıkarlarını korumak ve yaymak, aynı zamanda diğer ülkeler üzerinde etki yaratmak için kullanılır.
    5 kaynak

    Kültürel hegemonya hangi kurama aittir?

    Kültürel hegemonya kavramı, Marksist kurama aittir.
    5 kaynak

    Kültürel hegemonya ve medya nedir?

    Kültürel hegemonya ve medya arasındaki ilişki şu şekilde açıklanabilir: Kültürel hegemonya, İtalyan Marksist düşünür Antonio Gramsci tarafından ortaya atılmış bir kavramdır ve egemen sınıfın kendi ideolojisini ve değerlerini topluma yayarak rızayı nasıl ürettiğini açıklar. Bu süreçte medya, merkezi bir rol oynar. Medya, haberlerden eğlence programlarına, reklamlardan sosyal medya içeriklerine kadar geniş bir yelpazede sunduğu temsiller aracılığıyla: - Egemen ideolojileri doğal ve evrensel doğrular gibi sunar. - Alternatif bakış açılarını marjinalleştirir ve görünmez kılar. - Mevcut güç ilişkilerini meşrulaştırır. Bu sayede medya, toplumun nasıl düşünmesi, neye değer vermesi ve nasıl davranması gerektiği konusunda güçlü bir etkiye sahiptir.
    5 kaynak

    Gramsci hegemonya kavramı nedir?

    Gramsci'nin hegemonya kavramı, bir toplumda egemen sınıfın sadece zor ve baskı yoluyla değil, aynı zamanda ideolojik ve kültürel araçlar kullanarak hakimiyet kurmasını ifade eder. Bu kavramda: - Hegemonya, egemen sınıfın kendi fikirlerini ve değerlerini topluma benimseterek halkın rızasını kazanması anlamına gelir. - Sivil toplum, devletin zorlayıcı organlarının dışında kalan eğitim, din, medya gibi kurumlar aracılığıyla ideolojilerin yayıldığı alanı ifade eder. - Organik aydınlar, egemen sınıfın veya halkın çıkarlarını temsil eden entelektüelleri tanımlar. Gramsci'ye göre, bu süreç sayesinde yönetilenler, yöneticilerin çıkarlarını kendi çıkarları gibi algılarlar ve sistemin sürekliliğini sağlarlar.
    5 kaynak

    Hegemonya ve hegemonik erkeklik nedir?

    Hegemonya ve hegemonik erkeklik kavramları farklı bağlamlarda ele alınır: 1. Hegemonya: Toplumsal ilişkilerde bir grubun diğer gruplar üzerinde kurduğu egemenlik ve liderlik durumunu ifade eder. 2. Hegemonik Erkeklik: Toplumsal cinsiyet hiyerarşisi içinde en tepede konumlandırılan erkeklik biçimini tanımlar. Hegemonik erkeklik şu özelliklerle karakterize edilir: - Orta yaş, orta sınıf, başarılı, güçlü, heteroseksüel imaj. - Erkeklerin belirli davranış normlarına (cesaret, bağımsızlık, teknolojik beceri vb.) yönlendirilmesi. - Diğer erkeklik biçimlerinin bu egemen erkeklik tipine göre kendini konumlandırması.
    5 kaynak

    Janet Abu-Lughod Avrupa Hegemonyası'ndan Önce ne anlatıyor?

    Janet Abu-Lughod'un "Avrupa Hegemonyasından Önce: 1250-1350 Yılları Arasında Dünya Sistemi" adlı kitabı, modern dünya ekonomisinin kökenlerinin 16. yüzyılda değil, 13. yüzyılda dayandığını öne sürüyor. Kitapta anlatılan konular arasında: - Geniş kapsamlı ticari ve kültürel alışveriş: Avrupa'nın Brugge ve Venedik gibi liman şehirlerinden Horasan ve Moğolistan'a, Hind ve Çin'den Bağdat ve Kahire'ye uzanan. - Bütünleşik bir sistem olarak 'yüksek ortaçağ' dünyası: Küresel ekonominin Avrupa-merkezli tarih yazımını eleştirerek, Cengiz Han yasalarıyla şekillenen bu sistemin neden kısa sürede zayıfladığı ve yerini Avrupa hegemonyasına bıraktığı. - Detaylarla dolu anlatım: Ortaçağ Avrasya'sının birbirine bağlı dehlizlerinde ustalıkla gezinme.
    5 kaynak