Bu ifade, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/3. maddesini ifade etmektedir 235.

SMK m. 6/3 hükmü, “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir” şeklindedir 235.

Bu madde, tescilli markaların yanı sıra, fiilen ticaret hayatında kullanılan ancak tescil edilmemiş işaretler üzerinde hak sahibi olan kişilere de koruma sağlamayı amaçlar 3. Temelinde “gerçek hak sahipliği” ilkesi yatar; yani bir işareti ilk oluşturan ve bir mal veya hizmetle bağlantılı olarak ilk kullanan kişi, o işaretin sahibi olarak kabul edilir 3.

Bu maddenin uygulanabilmesi için, itiraz eden tarafın “tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde etmiş” olması gerekir 3. Bu ifade, geniş bir koruma alanı sunsa da, “hak elde etme” kavramı belirli şartlara bağlanmıştır 3.

Bu maddeye göre, tescilsiz bir markanın korunmasına ilişkin bir diğer düzenleme olarak Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) rekabete ilişkin hükümleri de bulunmaktadır 4.

Önceye dayalı kullanım hakkına istinaden; haksız rekabetin tespiti, haksız rekabetin meni, haksız rekabet neticesinde oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması ve maddi manevi tazminat davaları açılabilmektedir 4.

Ayrıca, marka başvurusuna itiraz süresi kaçırılmışsa veya itiraz reddedilmişse, marka tescil edildikten sonra, önceki hak sahibi tescilli markanın hükümsüzlüğünü talep edebilir 3. Hükümsüzlük davası, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde açılmalıdır 3. Ancak, sonraki tarihli marka sahibinin kötü niyetli olması halinde, bu beş yıllık süre uygulanmaz ve hükümsüzlük davası süresiz olarak açılabilir 3.