Max Frisch'in "Homo Faber" adlı romanı, kendi doğasına yabancılaşmış, teknoloji odaklı yaşayan modern insanın ironik ve şaşırtıcı yaşamını eleştirir. Romanın ana karakteri Walter Faber, 50 yaşında bir mühendistir ve duygularla ilgili her şeyi reddedip sadece gözle görülebilen somut gerçeklere inanır. Kitapta, teknik ilerlemelerin geleneksel değerleri nasıl yok ettiği sorgulanır. "Teknik-doğa", "bilim-sanat", "akıl-duygu" gibi zıt kavramlar üzerinden şu sorular ele alınır: Hayattaki her şeyi kontrol altına almak mümkün müdür? Gelecekle ilgili endişeye kapılmadan, olayları istatistik ve matematikle hesaplayıp güvende hissedilebilir mi? Duyguları bastırmak ve yok saymak ne kadar doğrudur? Roman, Walter Faber'in bir dizi rastlantı sonucu yaşadığı değişimi ve bu değişimin onu nasıl bir özle yüzleştirdiğini anlatır.