İstanbul’daki Fatih Medresesi’nde, talebeler ortak kullandıkları mutfakta, memleketlerinden getirdikleri fasulye, bulgur, mercimek, nohut gibi gıdaları beraber pişirip yerlermiş 3. Her hafta içlerinden biri nöbet tutarak bu işleri yaparmış 3.

Talebelerden biri, her gece şamdanların dibinde kalan kırıntı mumları toplayıp eriterek mum yapar ve parayı cebine indirirmiş 3. Ancak yaptığı mum, yeni mumlar gibi uzun süre aydınlatmaz, erkenden sönermiş 3. Bir gece, yatsı namazından sonra karanlıkta kalan arkadaşlar hesap sormaya başlayınca, "Aldım ama mumlar küçülmüş, bu kadar yanıyor" demiş 3. İçlerinden biri, "Tabii o kadar yanar, çünkü 'Yalancının mumu yatsıya kadar yanar'" demiş 3.

Bu atasözü, söylenen bir yalanın çok geçmeden ortaya çıkacağını ifade eder 5.