• Buradasın

    Said halim paşa hangi akıma mensuptur?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Said Halim Paşa, İslamcılık akımına mensuptur 13.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Siyasal bir düşünür ve devlet adamı Said Halim paşa kimdir?

    Said Halim Paşa, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde önemli bir siyasal düşünür ve devlet adamıdır. Hayatı: - 19 Şubat 1864'te Kahire'de doğdu. - Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın torunudur. - İsviçre'de siyaset bilimi eğitimi aldı. - İstanbul'a döndükten sonra sivil paşalık rütbesi alarak devlet hizmetine girdi. Siyasi Kariyeri: - Şûrâ-yı Devlet (Danıştay) üyeliği, Rumeli Beylerbeyliği gibi görevlerde bulundu. - İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin genel sekreterliğini yaptı. - 1913'te Şûrâ-yı Devlet Reisi ve Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) oldu. - Sadrazam Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesinin ardından bu göreve getirilerek yeni hükümetin başkanlığını üstlendi. Düşünceleri: - İslamlaşmak kavramını geliştirerek, İslamiyet'in inanç, ahlak, toplum ve siyasete ait esaslarının tam olarak uygulanması gerektiğini savundu. - Batının kurumlarının Müslüman toplumlarda uygulanmasının felaketlere yol açacağını öne sürdü. Ölümü: - 5 Aralık 1921'de Roma'da bir Ermeni komitacı tarafından vurularak öldürüldü.

    Said Halim Paşa'nın siyasal görüşleri nelerdir?

    Said Halim Paşa'nın siyasal görüşleri genel olarak şu şekilde özetlenebilir: 1. İslamlaşma: Paşa, Osmanlı Devleti'nin yükselişinin İslamlaşmaktan geçtiğini savunmuştur. 2. Batı'nın Kurumlarının Reddi: Batının sosyal ve siyasi yapısının Müslüman toplumlarda uygulanmasının felaketlere yol açacağını öne sürmüştür. 3. Demokratik ve Aristokratik Devlet Yapısı: Paşa'ya göre İslam devleti hem demokratik hem de aristokratiktir. 4. Aydınların Görevi: Aydınların, toplum içinde önemli görevler üstlenmesi gerektiğini, İslam'ın yapısındaki birliği sağlamlaştırmaya çalışmaları gerektiğini ifade etmiştir. 5. Siyasi Güç Tek Elde: Devlet başkanının, parlamentonun denetiminde olmak şartıyla, tüm yetkileri elinde bulundurması gerektiğini savunmuştur.