Doğuştan işitme engelli bireyler, konuşma diliyle düşünemezler çünkü bu beceri sesle bağlantılı bir yetenektir ve doğuştan işitme engelli bireyler sesli düşünme geliştiremezler. İşaret dili bilen işitme engelli bireyler, düşüncelerini işaret diliyle şekillendirebilirler. İşaret dili bilmeyen veya duymadığı bir dilin işaretlerini öğrenmeyen işitme engelli bireyler, başka bir dilde düşünme yeteneğinden yoksundur. Sonradan işitme kaybı yaşayan bireyler, işitme yetilerini kaybettikleri yaştan önce sesli düşünme becerisi kazanmış oldukları için, daha sonra işitme kaybı yaşasalar da, dilsel düşünceleri sesle bağlantılı olmaya devam eder.