• Buradasın

    Kırmak ne anlama gelir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Kırmak kelimesinin bazı anlamları:
    • Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak 123. Örnek: "Taşları kırmak 1."
    • İri parçalara ayırmak 123.
    • Belirli bir biçimde katlamak 123. Örnek: "Forma kırmak 1."
    • Öldürmek, yok olmasına neden olmak 123. Örnek: "Bu yıl soğuk, hayvanları kırdı 1."
    • Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek 123. Örnek: "Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu 1."
    • Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek 123.
    • Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak 123.
    • Vücut kemiklerinden birini parçalamak 123.
    • Tahılı iri ve kaba öğütmek 123.
    • Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek 123.
    Ayrıca, "kırmak" kelimesi mecazi olarak "yok etmek", "gücünü, etkisini azaltmak" gibi anlamlarda da kullanılır 123.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Kırmak ve incitmek arasındaki fark nedir?

    Kırmak ve incitmek arasındaki temel fark, etki ettikleri alanın ve anlamlarının farklı olmasıdır: - Kırmak: Fiziksel bir nesneyi parçalamak veya zarar vermek anlamına gelir. Örneğin, "Bacağımı kırdım" veya "Kalbimi kırdın" (mecazi anlamda). - İncitmek: Kötü söz veya davranışla birini üzmek, yaralamak veya kırmak anlamına gelir. Fiziksel veya ruhsal olarak uygulanabilir. Özetle, "kırmak" daha çok fiziksel zarar, "incitmek" ise daha çok duygusal zarar ifade eder.

    Kırmak ve kırılmak ne demek?

    Kırmak ve kırılmak kelimeleri farklı anlamlara sahiptir: Kırmak: Sert bir şeyi üzerine vurarak veya bir kuvvet tatbik ederek parçalamak. Düşürme, çarpma sonucunda (cam, porselen vb. kırılmaya elverişli şeylerin) parçalara ayrılmasına sebep olmak. Sağlam durumdan çıkarıp bozmak. Katlamak, bükmek. Öldürmek. Şiddetini azaltmak, yumuşatmak, tâdil etmek. Çevirmek, döndürmek, yönünü değiştirmek. (Tavla oyununda) Üstüne kapı alınmamış bir taşı vurmak. Kaçmak, sıvışmak. Kırılmak: Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak. Bükülerek kat yeri oluşturmak. Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek. Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek. Kırgınlık duymak. Eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak. Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak. Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak. Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışın, doğrultu değiştirmek.