Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
"Fix yapmak" ifadesi İngilizce'de farklı anlamlara gelebilir:
- Tamir etmek, onarmak: Bir şeyi düzeltmek veya işlevsel hale getirmek 12. Örnek cümle: "They couldn't fix my old computer, so I bought a new one" (Eski bilgisayarımı tamir edemediler, ben de yenisini aldım) 1.
- Hazırlamak, pişirmek: Yemek veya içecek hazırlamak 12. Örnek cümle: "Can I fix you a drink?" (Sana bir içecek hazırlayayım mı?) 1.
- Düzenlemek, ayarlamak: Bir zaman veya yeri belirlemek 12. Örnek cümle: "Let's fix a date for our next meeting" (Bir sonraki toplantımız için bir tarih belirleyelim) 1.
- Şike yapmak: Bir oyunu, seçimi veya etkinliği hileli bir şekilde düzenlemek 24. Örnek cümle: "They were accused of fixing games in college" (Üniversitede maçları şikeyle kazandıkları iddia edildi) 2.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: