• Buradasın

    Desperate ve despair arasındaki fark nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Desperate (umutsuz, çaresiz) ve despair (umutsuzluk, çaresizlik) arasındaki temel fark, anlamlarının ve kullanımlarının farklı olmasıdır:
    • Desperate, bir şeye çok ihtiyaç duymak veya istemek anlamına gelir 12. Örneğin, "Tanrı aşkına, bir bira için çaresizim" 2.
    • Despair, umutsuzluk, tam bir umut kaybı ve inanç eksikliği anlamına gelir 13. Örneğin, "Sevdiğini kaybedince insan umutsuzluğa kapılır" 3.
    Özetle:
    • Desperate: Acil ihtiyaç veya istek.
    • Despair: Umutsuzluk, tam umut kaybı.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

      Yanıtı değerlendir

      5 kaynak

      1. grammarly.com
        1
      2. differencemaster.com
        2
      3. redkiwiapp.com
        3
      4. diffword.com
        4
      5. thisvsthat.io
        5

    Konuyla ilgili materyaller

    Desperation ve desperate arasındaki fark nedir?

    Desperation ve desperate arasındaki temel fark, onların kullanım alanları ve anlamlarıdır: Desperation (umutsuzluk), bir umutsuzluk veya ümitsizlik durumunu ifade eden bir isimdir. Desperate (umutsuz) ise, aşırı bir ihtiyaç veya aciliyet duygusunu tanımlayan bir sıfattır. Örnek cümleler: "She despaired of ever finding a job in her field" (O, kendi alanında hiç iş bulamayacağından ümidini kesti). "The company was in desperate need of new leadership" (Şirketin yeni liderliğe çok ihtiyacı vardı).
    5 kaynak

    Despair ne demek?

    Despair kelimesi Türkçede şu anlamlara gelir: İsim olarak: umutsuzluk, çaresizlik, ümitsizlik, keder; ümitsizlik kaynağı, umutsuzluğun sebebi. Fiil olarak: umudunu kesmek, ümidini yitirmek, ümitsizliğe düşmek.
    5 kaynak

    Desperate ne demek?

    Desperate kelimesi Türkçede "çaresiz", "umutsuz", "ümitsiz" anlamlarına gelir. Ayrıca, "vahim", "son çare olarak", "yanıp tutuşan" gibi farklı anlamları da vardır. Örnek cümleler: "I didn't want to take the money she offered, but I was desperate" (Teklif ettiği parayı kabul etmek istemiyordum ama çaresizdim). "Tom is in a desperate situation" (Tom ümitsiz bir durumda). "They are facing a desperate shortage of clean water" (Temiz su konusunda vahim bir kıtlık yaşıyorlar).
    5 kaynak