"Compromising" yapmak ifadesi, uzlaşmak, ödün vermek veya tehlikeye atmak anlamlarına gelir. Bazı kullanım örnekleri: - Uzlaşmak: "Both parties compromised on finding a solution for police corruption" (Her iki taraf da polis yolsuzluğuna bir çözüm bulma konusunda uzlaşmaya vardı). - Ödün vermek: "Samantha has always compromised in her marriage" (Samantha evliliğinde her zaman ödün verdi). - Tehlikeye atmak: "Sharing company secrets is a compromising act" (Şirket sırlarını paylaşmak tehlikeye atan bir davranıştır).