Soyisimlerin hikayeleri, 1934 yılında yürürlüğe giren Soyadı Kanunu ile birlikte çeşitli nedenlerle ortaya çıkmıştır. Bazı soyisim hikayeleri: Gümüş: Cüzzam hastalığı nedeniyle derisi dökülen ve burnunu gümüşle kaplatan bir tüccar. Görgeç: Bir makinistin "Biz trenle her yeri görüp geçiyoruz, soyadımız 'görgeç' olsun" demesi. Uçkaç: Osmanlı döneminde nam salmış bir eşkıyanın yakalanamaması. Buldum: Bir üzüm yetiştiricisinin bağda bir küp bulması ve bunun boş çıkması. Işıklar: Bir köyde, köyün ilk ışıklı evinin ailesine verilen soyadı. Keskin: Donanmada gözcülük görevini başarılı bir şekilde yerine getiren kişi. Yıldırım: Bir elektrikçinin, bir arkadaşı yıldırım çarpması sonucu hayatını kaybedince kendi soyadını değiştirmesi. Şen: Çok güleç yüzlü bir dedeye verilen soyadı. Tokkal: Bir köyde, bir evde yemek ikram edilen memurların, evin dedesinin "Ben tokum, yemeyeceğim" demesi üzerine verilen soyadı. Soyisimler, aile reisleri veya nüfus memurları tarafından belirlenmiş, bazen yaşanan olaylar veya fiziksel özellikler göz önünde bulundurulmuştur.