Bir zamanlar Leylak ve Kaktüs adında iki arkadaş çiçek varmış 2. Leylak, arkadaşlarına ve çevresine karşı saygılı ve sevecenmiş 2. Kaktüs ise tam tersine hiç sevecen değilmiş ve insanlara dikenlerini batırmak istermiş 2.

Bir gün Leylak'ın arkadaşı Papatya ona kahve içmeye gelmiş 2. Papatya çok dedikoducu biriymiş ve durmadan gereksiz yere konuşurmuş 2.

Papatya: "Sen bu Kaktüs ile nasıl arkadaş kalabiliyorsun, şaşıyorum doğrusu. Ben olsam onun yanında bir dakika bile kalmam" demiş 2.

Leylak: "Doğru söylüyorsun. Kaktüs ile arkadaşım ve davranışlarını gözlemliyorum 2. Onun çok harcama yaptığını fark ettim 2. Ailesinin verdiği parayı kumbarasına koyuyor, sonra dayanamayıp kumbaradan alıp harcıyor 2. Kendine bir sürü abur cubur yiyecek alıyor 2. Ona, kumbara para biriktirmek içindir, diyorum ama anlamıyor" diye cevap vermiş 2.

Papatya: "Bence onunla arkadaşlık kurmamalısın" demiş 2. Leylak: "Teşekkür ederim Papatya, bana fikir verdiğin için ancak ben onunla arkadaşlığımı bitiremiyorum" diye eklemiş 2.

Bu sohbet sırasında kapıya biri tıklamış 2. Kapıyı açtıklarında gelenin Kaktüs olduğunu görmüşler 2. Kaktüs, yine dikenlerini Leylak’a batırmış 2. Leylak’ın canı acımış ama belli etmemiş 2.

Kaktüs gelirken yanında kumbarasını getirmiş 2. Papatya: "Kaktüs, seninle bir şey konuşmak istiyorum, demiş 2.

Papatya, Kaktüs’e şöyle öğütte bulunmuş: "Bak Kaktüs, paralarımızı kumbaralarımıza atarız, bu tasarruf içindir 2. Kumbaralarımızda biriktirdiğimiz paralarımızı zamanı gelince gerekli yerde harcarız 2. Oysa sen gerekli gereksiz yere kumbarandan para alıp kullanıyorsun 2. Bu hiç de doğru değil" demiş 2.

Kaktüs: "Zaten Leylak da senin dediğin gibi diyor sürekli 2. Bu konuşmadan geleceğe dönük tutumlu olmam gerektiği dersini çıkarıyorum" demiş 2.

Kaktüs, bu konuşmadan sonra çok düzenli ve iyi kalpli biri olmuş 2. Kimseye dikenini batırmamış, insanlara karşı sevecen olmuş 2.

Biz de çok tutumlu