Buradasın

Türk Futbolu ve Fenerbahçe Üzerine Aykut Kocaman Röportajı

youtube.com/watch?v=xB5SakviROM

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, "Spor Türkiye" programında teknik direktör Aykut Kocaman ve gazeteci Altan Tanrıkulu arasında geçen bir röportajdır. Aykut Kocaman, Fenerbahçe'nin efsanesi olarak tanınan ve hem futbolcu hem de teknik direktör olarak başarılı olmuş bir isimdir.
Röportajda Türk futbolunun güncel durumu, yabancı teknik direktörlerin artışı, büyük takımların performansı ve özellikle Fenerbahçe'nin iç dinamikleri ele alınmaktadır. Kocaman, futbolculuktan antrenörlüğe geçiş sürecini, İstanbulspor ve Başakşehir'deki deneyimlerini, Fenerbahçe'deki 3 Temmuz sürecini ve teknik direktörlük mesleğinin zorluklarını anlatmaktadır.
Röportajda ayrıca Türk futbolunun ekonomik zorlukları, Anadolu takımlarının durumu, lig tablosundaki değişiklikler ve futbol kültürü hakkında eleştiriler de yer almaktadır. Kocaman, bir takımın başarısının öncelikle yönetim, sonra teknik direktör ve son olarak oyunculara bağlı olduğunu vurgularken, Fenerbahçe'nin yaşadığı sorunlara ve Alex gibi oyuncularla ilgili iddialara da değinmektedir. Programın sonunda izleyici mesajları ve soruları yanıtlanmaktadır.

Programın Tanıtımı: Türk futbolunun önemli isimlerinden teknik direktör Aykut Kocaman ve gazeteci Altan Tanrıkulu, uzun zamandır canlı yayına çıkmayan Kocaman'ın programına katılmasıyla birlikte program başlıyor.
Kocaman, pandemi nedeniyle uzun süre geride izleyen bir hayat yaşadığını ve programda mesajları paylaşacağını belirtiyor.
Programın ikinci bölümünde izleyicilerin mesajları Aykut Kocaman ile paylaşılacak.
02:56Türk Futbolunun Durumu: Aykut Kocaman, Türk futbolunun uzun zamandır sıkıntılı bir duruma doğru gittiğini ve bu durumun artık gerçekleştiğini belirtiyor.
Türk futbolunda herkesin zarar göreceği bir durumda olunduğunu, ancak bu durumu düzeltmek için toplumun ve futbol ailesinin hiçbir hamlede bulunmadığını söylüyor.
Medyanın, futbol dünyasında anlayan, anlamlandıran ve anlatan bir rol oynadığını, ancak sorunları ortaya çıkarması ve afiş etmesi gerektiğini vurguluyor.
08:34Büyük Takımların Durumu: Aykut Kocaman, büyük takımların ekonomik durumlarının kötüleştiğini ve bu durumun oyuncu seçimlerinde dezavantaj yarattığını belirtiyor.
Ekonomik kayıplarla beraber kulüplerde sportif anlamda yoksulluk ve eşitliğe doğru gittiğini, bu da istenmeyen bir durum olduğunu söylüyor.
Anadolu takımlarının bütçelerine uygun kadrolar yaptıkları için kayıplarının çok belirgin görünmediğini, ancak büyük takımların kayıplarının daha fazla olduğunu vurguluyor.
10:33Anadolu Takımlarının Avantajları ve Yabancı Teknik Direktörlerin Artışı: Anadolu takımlarının dünya genelindeki bütçeleri sayesinde deneme yanılma yöntemiyle doğru oyuncuları yakalama fırsatı yarattı.
Yabancı artışıyla beraber yabancı teknik direktörlerin artacağını öngörülse de, bu durum iki sene gecikerek gerçekleşti.
Ekonomik tahribat ve büyük takımların yöneticilerinin karar verme dengelerinin olumlu yöne doğru değişmesi, takımlar arasında bir yakınlaşma oluşturdu.
11:44Süper Lig Tablosu ve Gelecek Tahminleri: Süper Lig tablosunda şu anda Konyaspor 2., Alanyaspor 3., Adana Demirspor 4., Fenerbahçe 5., Beşiktaş 6. ve Galatasaray 15. sırada yer alıyor.
Bu durumun devam ederse, yeni bir şampiyonun ortaya çıkması ve büyük takımlardan birinin küme düşmeyle ilgili sorunlar yaşamaya başlayabileceği öngörülüyor.
Ekonomik anlamda büyük bir çöküş olmayacak, ancak küme düşmeyle ilgili sorunlar yaşanabileceği düşünülüyor.
14:55Yabancı Teknik Direktörlerin Artışının Nedenleri: Yabancı teknik direktörler için Türkiye'nin koşulları daha önceki dönemlere göre daha uygun hale geldi.
Yabancı oyuncu sayısı azaldığı için kültürel ve spor kültürü açısından daha yakın oldukları ve oyunun kontrol edebilecekleri oyuncu sayısının artması önemli bir avantaj.
Futbol kamuoyunda yabancı teknik direktörler için olumlu bir eğilim oluştu.
15:58Yabancı Teknik Direktörlerin Takımlara Etkisi: Sıkıntılı bir takımdayken yabancı teknik direktör geldiğinde, oyuncuların zihinsel alışkanlığı "gelen ağam, giden paşam" diye bakmaları olası.
Aidiyet sahibi ve durumu içselleştiren oyuncular için, yabancı teknik direktörün takım ve ligi tanıma, ölçümleme yapma ve doğru antrenman ve kadroları bulma süreci daha uzun sürebilir.
Sezon ortasında antrenör değişikliklerinde, sıkıntılı takımların yabancı teknik direktöre doğru yönelmesi yüzdesel olarak dezavantajlı bir durum olarak görülüyor.
18:37Ölçümleme Sürecinin Önemi: Futbol işinde en önemli şey ölçümleme yapmaktır, bu işi ölçümleme yapmadan korkaklık veya cesaret olarak sınıflandırmak "futbolun virüsleri" olarak nitelendiriliyor.
Yabancı teknik direktörlerin arada girmek ve başarılı olma ihtimali var olsa da, yüzdesel olarak avantaj veya dezavantajı değerlendirilmektedir.
Ölçümleme yapmak için zaman gerekiyor: neyim, gücümle ne yapabilirim, rakibim kim, rakibim ne yapabilir, ligde nerede dalgalanma oluyor ve hakemler kim, ne yapıyorlar gibi sorulara cevap aranmalıdır.
19:13Futbolcu Davranışlarının Önemi: Futbolcuların davranış biçimini ölçümlemeden yola çıkmak yanlıştır, bunu anlamak için ciddi bir sürece ihtiyaç vardır.
Yeni yapılanma dönemlerinde yetkin olanın olması daha doğru görünmektedir.
Konyaspor örneğinde Aykut Hoca'nın transfer ettiği oyuncuların başarılı olmasında, niyetin çok önemli olduğu vurgulanmaktadır.
20:34Spor Dünyasındaki Kalıplar: Anlık eleştiride niyet çok önemlidir, kötü niyetle bakıldığında durumlar büyümeye başlar.
Olayları kolaylık ve ucuzlukla sınıflandırmak, spor dünyasında otobüs içinde olmamızın temel nedenidir.
Futbolun küçülmesi durumunda tüm futbolun paydaşları da kaybedecektir.
21:43Fenerbahçe'nin Efsanesi: Konuşmacı, Fenerbahçe'nin efsanesi olarak hem futbolcu hem de antrenör olarak yaptığı başarıları anlatmaktadır.
1988-1989 dönemindeki 103 gollü şampiyonlukta çok sayıda rekor kırdığı belirtilmektedir.
1996 yılına dair bir yolculuk yapılıyor ve Trabzonspor sonu yaptığı açıklamalar yıllarca konuşulmuştur.
22:411996 Şampiyonluk Tartışması: 32 maçın sonunda hem Trabzonspor hem de Fenerbahçe büyük başarı göstermiş ve son ana kadar birbirlerine girmişlerdir.
Konuşmacı, kazananı takdir etmek kadar, kazanana eşlik edeni de teşvik etmenin önemini vurgulamaktadır.
Bir golün çok şeyi değiştirebileceği, ancak var olan emeklerin heba edilmesinin tekrar toparlanmayı zorlaştırdığı belirtilmektedir.
25:19Anılar ve Anekdotlar: Konuşmacı, Aykut Hoca'nın hatırlayacağı ve hatırlayamayacağı anekdotlar anlatmaktadır.
1987 kışında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde okurken Aykut Hoca'ya otostop çektirdiği bir anı paylaşmaktadır.
1996 Euro'da Aykut Hoca ile Londra'da karşılaşması ve City Ground'da Hırvatistan maçı sırasında Aykut Hoca'nın siyah giyim tarzı anlatılmaktadır.
27:19Futbolculuk Sonrası Antrenörlük Yolculuğu: Konuşmacı, bir taraftar grubuyla karşılaşmasından ve bu deneyimden sonra futbola geri dönme kararını aldığını anlatıyor.
Futbolculuk sonrası İstanbulspor'a transfer olduğu 1996 yazında, futbolcunun dördüncü senesinde kulüpte sıkıntılar yaşanınca profesyonel yönetici Adnan Sezgin'in isteği üzerine antrenörlük yapmaya karar verdi.
Konuşmacı, antrenörlük yapmayı istemediğini ancak kulübe olan aidiyet duygusuyla "ne olacaksa olsun beraber batarız" düşüncesine kapıldı.
29:43Rakamlar ve Futbol: Altan Tanrıkulu'nun futbola rakamlarla yaklaşması ve koşu mesafelerini ön planda tutması vurgulanıyor.
Konuşmacı, rakamların futbolda önem kazandığını ve birçok şeyin rakamlarla anlatılmaya başlandığını belirtiyor.
Futbolu "korkaklık ve cesaret arasına sıkıştıran" ve "bir şeyler yapmaya gayret eden pek çok insanı parçalayan" bir grup olduğunu ifade ediyor.
31:27Türk Futbolunun Durumu: Konuşmacı, Türk futbolunun ne kadar ilerlediğini anlamak için ölçümleme yapmanın önemini vurguluyor.
10-12 sene önce Fenerbahçe'nin borsada bir milyar doların üstünde değeri olan bir kulüpte olduğu dönemlerde bile, Türk futbolunun oyunun merkezi olmadığını, ekonomik ve oyun gücü açısından ana eksenin dışında olduğunu belirtiyor.
Türk futbolunun en iyi oyuncuları getirme şansının yok olduğunu, oyuncuları eğitme konusunda yetersiz olduğunu ve daha çok bireysel düşünme eğiliminde olduğunu, kolektif bir oyun yapamadığını eleştiriyor.
33:50Fiziksel Kalite ve Futbol Performansı: Fiziksel kaliteyi yükseltme becerisi, futbolcuların performansını artırmada önemli bir faktördür.
Bir takımın 117-118 km koşması, diğer takımın 110-111 km koşması durumunda, bir oyuncu fazla koşmuş gibi bir avantaj sağlar.
Bu avantaj, topun boş olduğu yerlere daha fazla gidip hükmetme şansı verir ve rakibi kırmızı kart görmüş gibi hissettirir.
35:34Futbol Anlayışında Eleştiriler: Konuşmacı, futbol anlayışında eleştiriler almakta ve bunların çoğu ucuz ve kolaycı zihniyetten kaynaklandığını belirtiyor.
Abdullah Avcı'nın şeffaf açıklamaları ve Paris Saint-Germain'in Tuel ve Pochettino antrenörleri arasındaki değişim örnekleri veriliyor.
Doğru futbol anlayışı, bazen çok güzel sonuçlar verebiliyor, ancak hakim zihniyet ucuzcu ve kolaycı olmaktan kaynaklanıyor.
38:53Fenerbahçe'nin Geçmiş ve Şimdiki Durumu: Konuşmacı, geçmiş ve günümüz Fenerbahçe arasında temel bir fark göremediğini, dönemin şartlarına uygun uygulamaların yapıldığını belirtiyor.
Fenerbahçe'de değişen şey hızlanma hali olup, bu hızlanma bazen rakiplerden arayı açarken bazen de dengenin bozulmasına yol açıyor.
Geçmişte Oğuz Çetin ve İsmail Kartal gibi lider oyuncular vardı, ancak günümüzde bu tür lider oyuncu bulmak zorluk çekiliyor.
40:55Oyuncu İlişkileri ve Eleştiriler: Konuşmacı, Alex ve Valbuena gibi oyuncularla ilişkileri eleştiren yorumların son derece yüzeysel olduğunu belirtiyor.
Bu eleştirilerin uzun zamandır farklı yerlerden farklı taraflardan getirildiğini ve sanki belli bir güç tarafından organize bir şekilde olumsuz algı yaratma amaçlı yapıldığını düşünüyor.
Konuşmacı, kendi mesleğinin zorluklarını anlatarak, bu eleştirilerin kendisini çok rahatsız ettiğini ifade ediyor.
42:18Antrenörlük Deneyimi ve Duygusal Yaklaşım: Konuşmacı, mesleğe başlarken kimsenin hakkını yedirmemesi gerektiğini düşünmüş ve duygusal, zihinsel ve fiziksel anlamda çapraz bağının koptuğunu ifade etmiştir.
Hakemlerle ilgili karar verirken, suçlama yaparken kılı kırk yarmaya gayret ettiğini ve bireysel oyuncularla ilgili duygularının getirdiği olumsuzlukla hareket etmediğini belirtmiştir.
Antrenörlükte rakamlara ve gözlemeye inandığını, işin sporist kısmında da bu iki faktörün önem taşıdığını vurgulamıştır.
43:46Alex İle İlgili Görüşler: Konuşmacı, Alex'in zamanımda oynamış olduğu, en fazla gol sayısı, dakika sayısı ve maç sayısı gibi istatistiklerin kendisinin döneminde gerçekleştiğini belirtmiştir.
Alex hakkında yapılan iddiaların yaygın bir çete tarafından organize ve planlı bir şekilde sürekli tekrarlandığını düşünmektedir.
Bu konulara cevap vermek istemediğini ve konuşmak istemediğini ifade etmiştir.
44:43Barbia İle İlgili Deneyimler: Barbia'nın transferinde kendisinin istemiş olduğunu ve 2007-2008 sezonunun ilk 11 haftasında takımın en büyük faydasını sağlamış olduğunu belirtmiştir.
11. haftadan sonra takımın uyumlu olmasının önemli olduğunu ve Barbia'nın bu dönemde uyumlu takıma parçası haline gelmediğini ifade etmiştir.
Alex'in Olympiakos'ta da uzun yıllardır antrenör çalıştırıcısı olduğunu ve ihtiyaç duyulduğunda oynatılarak doğru rakamlara ulaşmış olduğunu belirtmiştir.
46:08Antrenörlük ve Kulüp Yönetimi: Konuşmacı, insanlara zarar vermek yerine kulüplerin ve özellikle Fenerbahçe'nin milyonlarca insanı mutlu edecek takımı yaratmak için çaba gösterdiğini vurgulamıştır.
Alex gibi bir ikonla sarılışının açtığı yaklaşımın, kendisini ve Alex'i mutlu eden insanlar olduğunu belirtmiştir.
2011'den sonra kendisine yönelik iddiaların organize bir şekilde yapıldığını ve bunların kendisini hiç umursamadığını ifade etmiştir.
48:11Türk Futbolu ve Fenerbahçe: Konuşmacı, iyi düşünen, iyi kalpli ve yürekli insanların futbola yer alma süresinin kısaltıldığını ve bunun ülkenin futboluna acı verici olduğunu düşünmektedir.
2009 yılında Hürriyet dergisinde "Alex Lig'in En Önemli Oyuncusu" başlıklı röportajı olduğunu ve Alex'in ligin en değerli oyuncusu olduğunu söylediğini belirtmiştir.
Fenerbahçe'nin en büyük sorununun kendisini güç haline getiren dinamiklerin birbirine karşı olması olduğunu ve bu dinamiklerin işbirliği yapması gerektiğini vurgulamıştır.
52:08Fenerbahçe'nin İç Sorunları: Konuşmacı, kendisini Alex veya başka biriyle çarpıştırmanın bir anlamı olmadığını belirtiyor.
Fenerbahçe'nin dinamiklerine dikkat etmeme durumunun kulübün çıkış noktası olduğunu vurguluyor.
Sahada oyuncuların oynama şekli gibi konuların işin talih tarafı olduğunu, esas sorunun kulübün karıştırılmasına çalışan bir grup olduğunu ifade ediyor.
Bu durumdan haz alan ve güç alan kişilerin, çözüm bulunmadığı sürece Fenerbahçe'nin aynı sorunları yaşayacağı ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor.
53:05Konuşmanın Sonu: Konuşmacı, konuların farklı yerlere gittiğini ve başlıklarına nokta koyma zamanının geldiğini belirtiyor.
Konuşmacıya güzel ve kesin açıklamalar için teşekkür ediliyor.
Saat başından sonra mesajlarla birlikte devam edileceği söyleniyor.
53:30Aykut Kocaman'ın İstanbulspor Hikayesi: Aykut Kocaman, İstanbulspor'da son sezonunu oynamak için bir sene daha kariyerine devam etti.
Kocaman'ın ana motivasyonu 200 gol barajına ulaşmaktı, bu barajı daha önce sadece Metin Oktay ve Tahin Çolak geçmişti.
Sezonun başında 197 golü bulunan Kocaman, Trabzonspor maçında 3 gol atarak 200 gol barajını tamamladı ve takımını 5-1 kazandırdı.
58:40Takımın Menfaati İçin Kendini Oynatmama Kararı: Kocaman, takımın düşme hattındayken ve kendisinin fiziksel olarak iyi durumda olmadığı için kendini oynamadı.
Ankaragücü maçında 3 gol attığı halde, takımın menfaati için kendini oynamadı ve forvet pozisyonunda daha iyi performans gösteren oyuncuları tercih etti.
Bu durum Kocaman'ın egosuz ve takım odaklı bir futbolcu olduğunu gösteriyor.
59:27Fenerbahçe Teknik Direktörüyle İlişkisi: Kocaman, Fenerbahçe teknik direktörüyle Belçika kampında özel bir konuşma gerçekleştirdi.
Kocaman, yayıncı kuruluşlu olduğunu ve teknik direktöre destek olacağını söyledi, ancak teknik direktör "sen yorumcusun, ben teknik direktörüm, sen işini yap ben de işimi yapayım" dedi.
Bu durum, mesleğin eleştirel doğasını ve yakınlıkla eleştiri yapmanın güçsüzlüğünü gösteriyor.
1:01:04Yorumculuk Mesleğinin Doğası: Kocaman, yorumculuk mesleğinde eleştiri yapmanın önemli olduğunu, ancak eleştiri kötülükle bezenmemeli olduğunu vurguladı.
Steril bir yaklaşım, hem yorumcuların beslenmesini engelliyor hem de zehirli olabiliyor.
Üç Temmuz döneminde Fenerbahçe'nin başarısının, grubun samimi ve içten bir inançla çalışmasıyla mümkün olduğunu belirtti.
1:03:29Yargıtay Kararı ve Fenerbahçe Süreci: Yargıtay beklenen kararı açıkladı ve Aziz Yıldırım'a beraat kararı verildi.
Konuşmacı, bu sürecin meslek yaşamındaki en karanlık günlerden biri olduğunu ve iki tarafıyla kirlenme duygusunu yaşadığını belirtiyor.
Fenerbahçe'nin dünyanın en büyük spor kulüplerinden biri olduğu için, bu sürecin kulübe ve sivil toplum örgütü olarak kendisine yarattığı kirlenme duygusunun ağırlığını vurguluyor.
1:05:193 Temmuz Periyodu ve Fenerbahçe'nin Gücü: Konuşmacı, oyunun akışına aykırı bir şey olduğunu merak ederek ve kuşku duymaya başlayarak maçları izlediğini ve son derece net giden maçlara kanaat getirdiğini belirtiyor.
Türk futbolunun, özellikle Fenerbahçe'nin üzerine kurgulanmış üç Temmuz periyodu, bugünlere getiren en önemli faktörlerden biri olduğunu söylüyor.
Fenerbahçe'nin gücü, yaptığı işe olan inancıydı ve taraftarının davasına inanma gücü o dönemde en önemli güç kaynağıydı.
1:07:29Kritik Dönem ve Şampiyonluk: Fenerbahçe, belinden kesilmiş, mayın tarlasında yarışan bir takıma rağmen 14. haftaya kadar lider gitti ve Galatasaray maçıyla şampiyonluğu yitirdi.
Organize çetenin sürdürdüğü şeylerden biri, Fenerbahçe'nin son şampiyonluğunu yitirmesiydi.
Fenerbahçe, ceza üstüne ceza olsa da, hem kupada final hem Türkiye Ligi'nde dörtlü ekstra playoff'tan final oynayarak 13 puanla bitirdi ve Galatasaray'ın 4 puan önünde şampiyon oldu.
1:10:01Avrupa Ligindeki Deneyim: Konuşmacı, 15 Mayıs 2013'te Amsterdam Stadı'nda (şimdi Crof Arena) Benfica-Chelsea finaline gittiğini ve stada Fenerbahçe'nin bir sene önce şike yaptığı iddia edildiği ve birçok şeyi yok edildiği halde final adaylarından biri olarak yer aldığını gördü.
Fenerbahçe şampiyon olduğu halde Avrupa Ligi'ne gitmedi ve Salzburg ile de Avrupa Ligi'ne almadılar.
Fenerbahçe'nin gücünü oluşturan dinamiklerin birbiriyle dayanışması, kulübün üstünden silindir geçtikten ve kesildikten sonra bile geldiği yerdi.
1:11:28Fenerbahçe'nin Durumu ve Geleceği: Konuşmacı, o zamanki başkanın en büyük destekçilerinden biri ve şimdiki başkanın beraber olduğu, ancak şimdi çok fazla iki bölünme yaşandığını belirtiyor.
Fenerbahçe'nin sadece dünyanın en büyük spor örgütü değil aynı zamanda en büyük sivil toplum örgütlerinden biri ve ülkenin lokomotifi olduğu için, zayıflaması herkesin kaybı demek.
Konuşmacı, teknik direktör, yönetici veya başkan olarak gelecekte nerede konumlandırılacağını belirtmiyor, son derece şeyin dışında bir hayat yaşıyor ve sezon sonuna kadar bekleyeceğini söylüyor.
1:14:14Aykut Kocaman'ın Futbol İkonları Hakkında Görüşleri: Konuşmacı, Mustafa Denizli, Fatih Terim ve Şenol Güneş'i üç büyük teknik rektör olarak tanımlıyor.
Aykut Kocaman'ı son kuşakta en başarılı üç temsilciden biri olarak görüyor.
Aykut Kocaman'ın teknik adam olarak çok önemli katkıları olduğunu belirtiyor.
1:14:53Fenerbahçe ve İsmail Kartal Hakkında Değerlendirmeler: Fenerbahçe'nin ön tarafa ve niye bulamadığını sorguluyor.
İsmail Kartal'ı Fenerbahçe için kutladı ve başarılı olmasını dilediğini belirtiyor.
İsmail Kartal'ın Fenerbahçe'de çalışmış tecrübesi sayesinde altından kalkma becerisine sahip olacağını düşünüyor.
1:16:44Futbol Başarısının Anahtarları: Başarıda ve başarısızlıkta öncelikli sorumluluğu yönetimlere veriyor.
Takımın başarısında öncelikli olarak yönetim, ikinci olarak antrenör, üçüncü olarak oyuncuların yer aldığını belirtiyor.
Oyuncuların performansının, onları hangi kaba yerleştirildiklerine göre değiştiğini, bu kabanın önce yönetim, sonra antrenör tarafından hazırlanıldığını vurguluyor.
1:18:17Fenerbahçe'nin Temel Sorunları: Fenerbahçe'nin güç haline gelmesinin temel nedeninin, oyuncuların becerilerini gösterecek alan bulamaması olduğunu düşünüyor.
Galatasaray ve Fenerbahçe'deki oyuncuların çoğunun değerli olduğunu, ancak bulundukları ortamın verimsiz olduğu için performanslarının düşürüldüğünü belirtiyor.
Transfer yapmanın çözüm olmadığını, mevcut oyuncuların verimliliğini artırmadan aynı sorunların devam edeceğini söylüyor.
1:21:32Elif Elmas ve Genç Oyuncular: Elif Elmas'ın 50 bin euro değerinde alındığını, ancak 50 milyon euro değerinde oynadığını belirtiyor.
Elif'in oyun kurgusunun onun üzerindendiğini ve bu durumu çok sevdiğini ifade ediyor.
Fenerbahçe'den çıkan diğer genç oyuncular için de umut beslediğini vurguluyor.
1:22:48Fenerbahçe İlişkisi: Konuşmacı, kendisinin Fenerbahçe'deki "denklemin" içinde olmadığını ve bu konuda net bir durumunu belirtiyor.
Var olan şartların kulübe fayda sağladığı ve güven ortamı sağlaması açısından doğru şartlar olduğunu düşünüyor.
Hayatın kime ne dayatacağı belli olmadığını vurguluyor.
1:23:38Ali Koç ile İlişkisi: Konuşmacı, Ali Koç döneminde Fenerbahçe'nin teknik direktörüyken Commoli ile iki defa ve başkanlık ile bir defa toplam üç görüşme yaptığını belirtiyor.
Görüşmelerde o gün bildiği pek çok şeyi içtenlikle anlattığını söylüyor.
Karar verme süreçlerinde kim ne yaptı, ne dedi konusunda bilgi sahibi olmadığını vurguluyor.
1:25:26Başakşehir Dönemi: Başakşehir'de şampiyonluktan sonra ciddi bir sıkıntılı dönem yaşadığını, yüksek beklentilerin ardından çöküş yaşanmış olduğunu anlatıyor.
Sezon sonuna kadar olan bölümde en büyük problemi oy ve arka arkaya gelen sakatlıklar olduğunu belirtiyor.
Son yedi maçında 15 puanlık bir yakalama yaparak küme düşme hattının içindeki takımlarla oynadıkları periyodu dört veya beş tane golemeden bitirdiklerini söylüyor.
1:27:31İkna ve Antrenörlük: Futbol hayatımdaki antrenörlük hayatımdaki en heyecanlı sezon başlangıcı olduğunu, 10-12 kişilik yetenekli, odaklı ve antrenörlükten uyumlu bir grupla başladığını anlatıyor.
Antrenörlüğün en önemli işinin ikna etmek olduğunu, antrenörlerin gücünün soyunma odasında yaratıldığını vurguluyor.
İkna konusunda yaşadığı sıkıntıların sahaya yansıdığını, hafif bir gönülsüzlüğün oyun kontrolünü kaybetmeyi ve istediklerini yapamamayı getirdiğini belirtiyor.
1:30:51Emre Belezoğlu ile İlişkisi: Emre Belezoğlu'nun röportajında kendisini sevgiyle ve saygıyla andığını, fizik olarak çok iyi bir takım devraldığını söylediğini ve kendisine sevgilerini ilettiğini belirtiyor.
Fenerbahçe dönemi fotoğrafında Emre Belezoğlu'ya bir şey emrettiğini ve Emre'in vücut dilinden kabul etmediğini gösterdiğini anlatıyor.
Antrenör-oyuncu arasındaki tartışmaların gelişmeyi ve doğruyu aramayı getirdiğini vurguluyor.
1:33:00Kişisel Özellikleri: Konuşmacı, samimiyetin sesini sezdiği andan itibaren dünyanın en kolay insanlardan biri olduğunu belirtiyor.
Christian Baroni ve diğer eski oyuncularla iletişim kurmasının kendinden kaynaklandığını, biraz fazla içe dönük yaşadığını söylüyor.
Bu tür durumları düzeltmenin kolay olmadığını, bazı şeyleri oturmuş düzeltmenin kolay olduğunu ifade ediyor.
1:34:03Antrenörlük Yolculuğu: Konuşmacı, sporcularla çalışırken büyük bir özlem ve istekle onların başarılı olmasını dilediğini belirtiyor.
Antrenörlük gelişimi çok uzun bir yolculuk olup, inişler ve çıkışlar içeriyor.
Antrenörlükte ortalama 7-8 yıl, bazen 10 yıl gibi uzun bir süreçte tecrübe ve tecrübe birikimi edinilerek takım ve ölçümleme konusunda farkındalık artıyor.
1:35:47Milli Takım Hakkında: Konuşmacı, milli takım teknik direktörü Kus'a destek vermek gerektiğini ve onun başarısının Türk futbolunun 10-12 yıl önceki seviyesine dönüşmesi için önemli olduğunu belirtiyor.
Milli takım teknik direktörlüğünü temsil yeri olarak görüyor ve bu pozisyonun sadece sportif değil, bütüncül olarak düşünülmeye ihtiyacı olduğunu vurguluyor.
Son 12-13 yılda milli takımda yaşanmaması gereken sıkıntılı şeyler yaşadıklarını ifade ediyor.
1:40:01Futbolcu ve Teknik Direktör Hakkında: Konuşmacı, kendisine en çok benzettiği futbolcu olarak Rossi'yi ve Fenerbahçe'nin transferlerinden Rusya'yı belirtiyor.
Fransa Ligi'ne daha çok hakim olduğunu ve oradaki oyunun Türkiye'deki oyuna daha uygun olduğunu düşünüyor.
Günümüzde dünyanın en planlı takımının Manchester City olduğunu ve antrenörünün her yerde aynı oyunu oynayabildiğini belirtiyor.
1:43:54Gelecek Planları: Konuşmacıya Avrupa kulüplerinden teklif aldığını sorduklarında "hayır" cevabını veriyor.
1:44:09Soru-Cevap Bölümü: Konuşmacı, Avrupa'da bir takım çalıştırma projesi düşünülmediğini belirtiyor.
2017-2018 sezonunun 11. haftasından itibaren yarattığı değişim "taşların yerine oturması" olarak tanımlanıyor.
Üçlü defans oynamak konusunda tutucu olmadığını, ancak dörtlü savunmanın üzerine inşa etmek daha doğru olduğunu düşündüğünü ifade ediyor.
1:46:15Futbolculuk Dönemi Soruları: Konuşmacı, futbolculuk döneminde "hoşlandığı kız tipi" sorusuna "hoşlandığım kız da zaten nişanlıyım" şeklinde cevap vermiş.
"Sahip olmak istediği özellikler" sorusuna "şu an sahip olduğum özellikler bana yetiyor" diye cevap vermiş.
En çok korktuğu şeyin başarısızlık ve yanlış anlaşılma olduğunu belirtiyor.
1:47:02Antrenörlük ve Başarısızlık: Antrenörlükte başarısızlık korkusu futboldan farklı bir boyutta olduğunu, çünkü daha kolektif bir alan olduğunu vurguluyor.
Binlerce taraftar, yönetim ve para gibi şeylerin teslim edildiği bir alanda mahcubiyet kaygısının hala üzerinde olduğunu ifade ediyor.
Kaybetme ve başarısızlık arasındaki ilişkiyi vurgulayarak, en büyük sıkıntısının güveni boşa çıkarma hali olduğunu belirtiyor.
1:47:43Programın Kapanışı: Konuşmacı, programın sonunda izleyicilere teşekkür ediyor.
Altan Tarkul'a da teşekkür ederek, onun güzel anılarını paylaştığı için ve her gün spor programında olduğu için teşekkür ediyor.
Programın sonunda "Her Gün Spor" programının Aykut Kocaman ve Altan ile birlikte devam edeceği belirtiliyor.

Türk Futbolu ve Fenerbahçe Üzerine Aykut Kocaman Röportajı

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir