Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Tunç'un sunduğu bir sohbet programıdır. Programda Mehmet abi, Yalçın ve Seda adlı konuklar yer almaktadır. Yalçın, İstanbul Teknik Üniversitesi Spor Kulübü'nün kuruluşunda önemli katkılar sağlamış, hem oyuncu hem koç olarak görev yapmış bir basketbolcu ve idarecidir.
- Videoda Türk basketbolunun 1950'ler ve 1960'lardaki ilk zamanları ele alınmaktadır. Konuklar, Türk basketbolunun gelişimini, Darüşşafaka'daki basketbol ekolünü ve Kör Galip'in etkisini anlatırken, Yalçın'ın kendi antrenörlük deneyimlerini de paylaşıyorlar. Yalçın, 1954 yılında spor gazetesine ilan vererek basketbol eğitimi vermeye başladığını ve bu sayede yetenekli çocukları keşfettiğini anlatıyor.
- Programda ayrıca Altan Dinçer gibi önemli basketbolcuların kariyerleri, Yalçın'ın Galatasaray'daki koçluk deneyimleri ve Bulgaristan, Romanya ve Yugoslavya gibi ülkelerde yaptığı seyahatler hakkında komik anılar da yer alıyor.
- 00:06Türk Basketbolunun İlk Zamanları
- Konuşmacılar Türk basketbolunun 1950'ler ve 1960'lar dönemlerini, özellikle basketbolun ilk zamanlarını konuşacaklarını belirtiyor.
- Türk milli takımı için Avrupa Şampiyonası öncesinde destek verilmesi gerektiği vurgulanıyor.
- Konuşmacılar arasında üniversite spor kulübü ile ilgili hatıralar paylaşılıyor.
- 00:43İstanbul Teknik Üniversitesi Spor Kulübü
- Konuşmacı, İstanbul Teknik Üniversitesi Spor Kulübü'nün kuruluşunda büyük katkılar sağladığını ve oyuncu olarak başladığını anlatıyor.
- İlk yıl koçluğu kendisinin yaptığını, hem kaptan hem oyuncu hem koç hem idareci olduğunu belirtiyor.
- Kulüp üç kümeden başlayıp iki küme idareci olmadan, lisansları kendisinin götürerek maçlara çıktıklarını anlatıyor.
- 01:36Galatasaray ve Türk Basketbolu
- Yalçın'ın Galatasaray genç takımını koçluk yaptığı belirtiliyor.
- Turgut Atak'ın federasyon başkanı olduğu ve Türk basketbolunun büyümesi için rekabetin olması gerektiğini düşündüğü anlatılıyor.
- Altan Dinçer'in Galatasaray'da oynamak istediğini, ancak Yalçın'ın onu Fenerbahçe'ye verdiğini ve Fenerbahçe'nin ilk defa yenilmez armada mağlubiyet aldığını anlatıyor.
- 02:58Basketbol Kariyerleri
- Konuşmacı, Galatasaray'da 17 yaşında oynamaya başladığını ve 20-21 yaşında Ali Uras koçu olduğunu anlatıyor.
- Amerika'ya doktora yapmaya giden Ali Uras koçu yüzünden basketbolu bırakmak zorunda kaldığını, ancak sonra kendini koçluğa adadığını belirtiyor.
- Darüşşafaka'da okurken futbol oynadıklarını, babasız oldukları için para olmadığı için bezden top yaptıklarını anlatıyor.
- 04:24Darüşşafaka'da Basketbol
- Konuşmacı, Arnavutköy'de oturan Yalçın, Tophane'de oturan kendisi ve halının oğlu Bülent'in Beşiktaş-Fatih tramvayına binerek Eminönü'nde buluştuğunu anlatıyor.
- Darüşşafaka'da basketbol sevdasının çıktığını, Yalçın'ın Galatasaray'da oynadığını ve Cemil Sevin'in basketbolun içine girdiğini belirtiyor.
- Sınıfta Semih, Kel Kör Atilla, Şevket Taşlıca ve Gökhan gibi milli takım oyuncularının da basketbola girdiğini, böylece Darüşşafaka'nın ana sporu basketbol olduğunu anlatıyor.
- 05:41Darüşşafaka'da Antrenmanlar
- O dönemde parçalı toplar kullanıldığını, şambreli şişirilen topların memeyi içeri sokup iplerini çekerek dripling yapıldığını anlatıyor.
- Okulun koridorlarının taşlandığını, basketbol için paramız olmadığı için tenis topları ve deniz toplarıyla dripping yaptıklarını belirtiyor.
- Yalçın'ın sayesinde Darüşşafaka'nın inanılmaz bir basketbol ekolü olduğunu ve kendilerinin de basketbolcu olduklarını anlatıyor.
- 06:48Arnavutköy'de Basketbol
- Arnavutköy'de Sayın Göreş'in oturduğunu, Türk basketbolunun mimarı olduğunu ve Amerika'ya gitti geldiğini belirtiyor.
- Sayın Göreş'in Türkiye'nin ilk koçu olduğunu ve ondan fundamental basketbol öğrendiklerini anlatıyor.
- Konuşmacı, Vefa'da sağ açık oynarken seyircilerin "Bu herifleri nereden buldunuz? Bunlardan futbolcu mu olur?" diye sorduğunu, Kör Galip'in "Mekali de çok iyi" dediğini anlatıyor.
- 07:33Futboldan Basketbola Geçiş
- Kör Galip sayesinde futbolu bıraktıklarını ve basketbolcu olduklarını belirtiyor.
- İlk topu alıp antrenman sahasına çıktıklarını, o güne kadar hiç basketbol oynanmamış olduğunu anlatıyor.
- Çimento torbalarının biriktiği sahaya çıkıp onları kaldırdıklarını ve antrenmanlara başladıklarını belirtiyor.
- 08:36Basketbol Eğitimi Başlangıcı
- Konuşmacı, 1954 yılında spor gazetesine ilan vererek 1960'tan önce doğan çocukları üniversite yaz okuluna müracaat etmeye davet etti.
- İlan üzerine 60 kişi başvurdu ve konuşmacı bu çocukları Van'dan öğrendiği şekilde sıraya dizerek iki takım yaptı.
- Haftada iki gün devam eden kurslarda yetenekli görülen çocuklar kaydedildi ve üniversite takımında yabancı oyuncu olmadığı için genç takım kurma fikri ortaya atıldı.
- 10:53Oyuncu Bulma Deneyimleri
- Konuşmacı, Ferhan'ı başladığı yerde buldu ve İstanbul'a geldiklerinde genç bir takımda oynadılar.
- Gazetede çıkan bir haberde 2,20 boyunda Anadolu Beyköy'de lokantanın kapısında çalışan Hüseyin Ağa adında bir çocuk bulundu.
- Konuşmacı, Hüseyin Ağa'yı bulmak için Erbakan'ın yardımcısını gönderdi ve çocuğu getirdiler.
- 12:42Milli Takım Deneyimi
- Konuşmacı, her çocuğa ayakkabı bulamadıklarını ve Aliover'in ameliyat için galoş aldığını anlatıyor.
- Simena adında bir Bulgar oyuncu getirildi ve Balkan Şampiyonası'na gittiler.
- Oyun bittiğinde Yunanlılar Simena'yı çok az oynattığını söyleyerek konuşmacıya karşı çıkınca, menajer tabancasını çekerek durumu kurtardı.
- 13:47Teknik Üniversite Antrenörlüğü
- Konuşmacı, teknik üniversite antrenörü olarak ilk kez şampiyon oldu.
- Basketbolu bıraktıktan sonra Şarık, Sade, Gündoğdu Özgen ve Raif gibi kişilerin ısrarıyla antrenör oldu.
- Bulgaristan'a seyahat ederken, gümrükte televizyon kutusuyla ilgili bir olay yaşadı ve aynı gümrükçü hanımefendisi onu bir ay önce getirdiğini hatırladı.