Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, TEDx'te bir konuşmacının kendi bilardo kariyerini anlattığı bir sunum formatındadır. Konuşmacı, 16 yaşında bilardo ile tanışan, 17 yaşında İstanbul şampiyonu olan ve 2004'te "Dünyada Yılın Oyuncusu" seçilen bir bilardocudur.
- Videoda Semih, kariyerindeki başarılarını ve yaşadığı zorlukları anlatıyor. 14 yaşında anne-babasını kaybettiğini, bilardo sayesinde hayatını nasıl kurtardığını, yurtdışına çıkarak Belçika'ya gittiğini ve 1988'den 2016'ya kadar yaşadığı deneyimleri paylaşıyor. Ayrıca federasyonla yaşadığı sorunları ve kariyerini dondurma kararı hakkında da konuşuyor.
- Semih, başarı için sadece yetenekle değil, çok çalışarak elde edilebileceğini vurgulayarak, kendi deneyimlerinden yeni nesillere ders çıkarmayı amaçlıyor. Video, Semih'in "başkalarının ayak izine basarak onları geçemezsin" sözüyle sona eriyor.
- 01:15Bilardo ile Tanışma ve İlk Başarılar
- Konuşmacı, TEDx'e teşekkür ederek Türkiye'de bazı sporların geri plana itildiğini belirtiyor.
- 16 yaşında bilardo ile tanışmış, 14 yaşında anne babasını kaybetmiş ve okul hayatının dağıldığı bir dönemde bilardo kurtarıcı olmuş.
- Bilardo masasında koşulsuz takdir ve sevgi bulduğunu, ilk topa vurduğunda bile etraftakilerin "aferin" dediğini anlatıyor.
- 02:52İstanbul Şampiyonası ve İlk Şampiyonluk
- 17 yaşında bilardo oynamaya başlamış ve her geçen gün daha iyisini yapmaya çalışmış.
- Bir arkadaşının tavsiyesiyle İstanbul Şampiyonası'na katılmış, Adapazarı'dan tornada yapılmış, metal bilezikli bir ıstaka ile gitmiş.
- Mecidiyeköy'de Cihan Bilardo'da bir oyun oynamış ve 400 sayı çekerek 20 sayı çekebilen rakibini yenerek İstanbul Şampiyonu olmuş.
- 05:18Bilardo Hayatının Gelişimi
- 17 yaşında İstanbul Şampiyonu olmasına rağmen ne yaptığını bilmiyormuş, sadece masanın içerisindekileri daha iyi yapmaya çalışmış.
- Ailesinin bilardo oynamasını istemediğini, abisinin endüstri meslek lisesi imtihanlarına soktuğunu anlatıyor.
- 19 yaşında Diyarbakır'a gittiğinde, orada beş sayı üst üste çekenlerin çarşıda yürüdüğünü, kendisinin ise bin sayı çektiğini belirtiyor.
- 08:34Yurt Dışına Çıkış ve Başarı
- Hedefini büyütmeye başlamış ve yurt dışına açılmak istemiş.
- Rahmetli Osman Gökdemir'in sponsorluğuyla Belçika'ya gitmiş, Antwerp'te ilk turda İsveçli bir adamla karşılaşıp yenilmiş.
- İngilizce kursuna yazılmış ancak kısa süre sonra ayrılmış, kendi kendine İngilizce öğrenmiş ve 1988 yılında Antwerp'te yenildikten sonra 2004 yılında dünyada yılın oyuncusu seçilmiş.
- 12:02Dünya Bilardo Şampiyonu Olma Deneyimi
- Konuşmacı, Türk olarak Avrupa'nın göbeğinde önemli bir kitlenin önünde dünyada yılın bilardo oyuncusu seçilmesinin çok gurur verici olduğunu belirtiyor.
- 1988'den 2004'e kadar 16 sene sonra bu başarıyı elde ettiğini ve bu arada yaşadığı zorlukları anlatıyor.
- Kariyerinin kenarına "rağmen rağmen" kelimesini koymayı sevdiğini, çünkü başarı için destek değil, istek ve hayal peşinden gitme gerektiğini vurguluyor.
- 13:44Sporcu Olmanın Zorlukları
- Sporcu olmanın sadece antrenmandan ibaret olmadığını, psikoloji, ruh hali, yeme içme, hazırlık ve yurtdışına seyahat etme gibi birçok yönü olduğunu belirtiyor.
- Kariyerinin belli bir döneminde yurt dışına yöneticilerle gittiğini, ancak bu yöneticilerin bazen moralini bozabileceğini anlatıyor.
- Avrupa Şampiyonası'na giderken resmi otelde rezervasyonun iptal edildiğini ve otelsiz kaldıklarını, bu durumun motivasyonunu tavan yaptığını söylüyor.
- 17:27Yöneticilerle Yaşanan Zorluklar
- Yöneticilerin yabancı dil bilgisinin yetersiz olduğunu ve bu durumun sporcuların performansını etkilediğini belirtiyor.
- Yöneticilerin spordan anlamadığını, hatta bilardoyu bile yanlış anladıklarını anlatıyor.
- Yöneticilerin seçilme kriterlerinin enteresan olduğunu, özellikle spordan anlamayacak kişilerin seçildiğini vurguluyor.
- 20:27Bilardo Turnuvası Deneyimi
- Konuşmacı, bilardo turnuvasında Hollandalı bir rakibiyle oynadığını ve setlerin 2-2 olduğunu anlatıyor.
- Son sette Hollandalı rakip sinirlenerek masaya vurdu ve konuşmacı sahaya giremediğini belirtiyor.
- Konuşmacı, sporcuların her zaman suçlu görülmesine karşı çıkıyor ve yöneticilerin de sorumluluğunu kabul etmesi gerektiğini vurguluyor.
- 22:29Sporcu ve Yönetici İlişkisi
- Konuşmacı, sporcuların her zaman suçlu görülmesine karşı çıkıyor ve yöneticilerin de sorumluluğunu kabul etmesi gerektiğini vurguluyor.
- Bilardo federasyonu başkanıyla telefon görüşmesinde, federasyonun kendisini "bir lordo" olarak tanımladığını anlatıyor.
- Konuşmacı, bu tür anlayışlarla karşılaşmasının kariyerini ikiye katlayabileceğini ve daha fazla şampiyonluk kazanabileceğini belirtiyor.
- 24:21Yöneticilerin Sporculara Yaklaşımı
- Konuşmacı, Hollanda'da dünya üç bant şampiyonası sırasında bir yöneticinin kendisine topa nasıl vuracağını göstermeye çalıştığını anlatıyor.
- Yöneticilerin sporculara karşı olumsuz tutumlarını eleştiriyor ve bu tür kişilerin büyük sporcu yetiştiremeyeceğini belirtiyor.
- Konuşmacı, sevdiği işi yaparak ve her şeye rağmen devam ederek bilardo kariyerini sürdürdüğünü ifade ediyor.
- 26:43Kariyerin Dondurulması
- Konuşmacı, 2007 yılında federasyondaki arkadaşların verdiği cezalar nedeniyle kariyerini dondurduğunu belirtiyor.
- Kariyerini dondurmasına rağmen her gün bilardo oynadığını, ligde ve prestijli turnuvalarda yer aldığını söylüyor.
- Bir spor elçisinin görevinin sadece başarı kazanmak değil, yurt dışında ülkesini iyi temsil etmek olduğunu vurguluyor.
- 28:37Türkiye Bilardo Federasyonu ve Gelecek
- Konuşmacı, Türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmadığını ve federasyonun kendisini "milli gururlarımız" köşesinde göstermediğini belirtiyor.
- Vietnam, Kore ve Kolombiya'dan çağrıldığını ancak federasyonun bunu "tanıdıkları var" şeklinde yorumladığını söylüyor.
- 2012 seçimlerinde tekrar gündeme geleceğini ve dünya şampiyonu olmadan ölmemeyi hedeflediğini ifade ediyor.
- 30:08Başarı ve Öğrenme
- Konuşmacı, yaşlanmamanın ve başarılı olmanın en önemli şeylerinden birinin öğrenmeye aç olmak olduğunu vurguluyor.
- Müzik ve oyunculukla ilgilendiğini, "Masamda Birikmiş Hikayeler" adlı bir oyun hazırladığını belirtiyor.
- Başarının tek sırrının çalışmak olduğunu ve başkalarının ayak izine basarak onları geçemeyeceğimizi söylüyor.