Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Spor Hikayeleri" programında Türkiye Futbol Vakfı başkanı Engin Verel ile yapılan bu röportajda, Türk futbolunun önemli isimlerinden biri olan Verel'in futbol kariyeri ve hayat hikayesi anlatılmaktadır.
- Röportajda Verel, 15 Eylül 1956'da İstanbul'da doğuşundan başlayarak futbol kariyerinin tüm aşamalarını paylaşıyor. Davutpaşa'dan Galatasaray'a, Fenerbahçe'ye transfer süreci, Avrupa'daki deneyimleri, Berlin'deki şampiyonlukları ve Paris Saint-Germain'deki başarıları kronolojik olarak anlatılıyor. Ayrıca futbolculuktan sonra tekstil işi, gazetecilik ve televizyon yorumculuğu yapması, şimdi Kadıköy'de çiftlik sahibi olması gibi hayatının diğer yönleri de ele alınıyor.
- Röportajda Verel, futbolculuk için gerekli çalışma, disiplin ve inatçılık gibi özelliklerden bahsediyor. Ayrıca o dönemdeki futbolcuların yaşadığı zorluklar, medya ilişkileri ve Türkiye'deki futbolcu yetiştirme sistemi hakkındaki görüşlerini paylaşarak, Türk futbolunun geçmiş ve günümüz durumunu değerlendirmektedir.
- 00:19Engin Verel'in Futbolculuk Hayatına Giriş
- Engin Verel, Türkiye Futbol Vakfı başkanı olarak programda konuk olarak yer alıyor.
- 15 Eylül 1956'da İstanbul'un Samatya semtinde doğmuş ve futbolculuk kariyerine Samatya'da mali futbol oynamaya başlamış.
- O dönemde mahallelerde arabalar az olduğu için sokaklarda futbol oynanabiliyordu, çocuklar için fazla eğlence imkanı olmadığı için futbol oynamak çok popülerdi.
- 01:50Mali Futbol ve Futbolculuk Kariyerinin Başlangıcı
- Sokak futbolundan sonra mahalle futboluna geçiş yapıldı, mahalleler arasında futbol oynanıyor ve yedikule sahası, Davutpaşa'nın Çukurbostanı gibi sahalarda maçlar oynanıyordu.
- Mali futbolunun azalması, Türk futbolunun Türk futbolcusunu yetiştirememesinin altında yatan önemli bir neden olarak belirtiliyor.
- Çamur sahalarda iyi oynayanlar, ikincilik ve üçüncü lig takımlarının idarecileri tarafından keşfediliyor, Verel de böyle bir şekilde Davutpaşa'nın genç takımında keşfedildi.
- 05:36İlk Futbol Deneyimleri ve Aile İlişkileri
- Yıldırımspor'da oynadıktan sonra Davutpaşa'nın hocaları tarafından görüldü ve futbolculuk kariyerine adım attı.
- Verel'in babası futbol oynamasını istemiyordu, babasından gizlice Fındıkzade'de caddelerde futbol oynuyordu.
- Babası Kapalıçarşı'da dedesinden kalma mobilya dükkanı işletiyordu ve Verel, babasını görünce hemen banyoya kaçıyordu.
- 07:01Futbolculuk Hayatına Doğru Adımlar
- Fındıkzade'de caddelerde oynarken, Fuat Saner gibi milli takımda oynayan futbolcuların evinin karşısında oynuyorlardı.
- Süleyman Bey adlı komşusu, Verel'in futbol oynadığını biliyordu ve babasını davet ederek maçlarını izletti.
- Babası, Verel'in futbolculuk kariyerine destek verdi ve ondan sonra daha uzun bir yolun başlangıcı oldu.
- 10:16Başarı İçin Gerekli Özellikler
- Hayat bir şans olarak görülse de, şanslı olmak için kişinin kendisinin inatçı, disiplinli ve çok çalışması gerekir.
- Futbolda hırs çok önemli bir unsurdur ve konuşmacı, babasının ona beslenme konusunda dikkat etmesinden minnettar olduğunu belirtiyor.
- Sporcu beslenmesiyle normal insanın beslenmesi arasında büyük farklar vardır.
- 11:00Çocukluğundaki Zorluklar ve Yetenek
- Konuşmacı, o zamanlarda top, ayakkabı ve kış eşofmanı olmayan zor koşullarda futbol oynamıştır.
- Yağmurlu havada bisikletle sahil yolunda yarış yaparak süratli ve kuvvetli olma yeteneğini geliştirmiştir.
- Allah'ın verdiği yetenek olmadan, bir Maradona veya profesyonel futbolcu olmak mümkün değildir.
- 11:45Davutpaşa Genç Takımı Deneyimi
- Konuşmacı, 15 yaşında Davutpaşa Genç Takımı'nda oynarken, İstanbulspor-Davutpaşa maçında yaşanan trajikomik bir olay yaşamıştır.
- İstanbulspor'un antrenörü Arap Celal, konuşmacının küçük yaşından dolayı hakemle itiraz etmiş ve konuşmacı sinirden ağlamıştır.
- Davutpaşa'nın A takımı antrenörü Rıdvan Hoca, konuşmacıyı A takımıyla alarak futbol kariyerine devam etmesine yardımcı olmuştur.
- 13:32Galatasaray'a Geçiş
- Konuşmacı 16 yaşına gelince, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray gibi Anadolu kulüplerinin ilgisini çekmiştir.
- Galatasaray'a geçişini, teyzesinin minibolu Olcay ve koran abisinin Galatasaray'da oynaması nedeniyle tercih etmiştir.
- Galatasaray'da gençlere şans veren bir antrenör olan Ramberge ve Fenerbahçeli Faruk İlgaz'ın rolü de bu kararın oluşumunda etkili olmuştur.
- 16:30Galatasaray'da Kariyeri
- Beşiktaş'ın parası olmadığı için Galatasaray'a geçişini tercih etmiştir.
- Galatasaray'da iki sene oynadıktan sonra, genç milli takımdan direkt A takımına çıkmıştır.
- 15 Eylül doğumlu olduğu için, profesyonel olmak için gereken 18 yaşını doldurmak üzere 15 Eylül'de Galatasaray'da bir sene oynamıştır.
- 18:05Galatasaray'dan Fenerbahçe'ye Geçiş
- Engin Meral, Galatasaray'da profesyonel kariyerini başlarken Fenerbahçe'nin de kendisini istemesi üzerine Galatasaray'dan ayrılma sürecini anlatıyor.
- Galatasaray'dan ayrılırken Metin Oktay ile görüşmesi sırasında 750 bin lira istemesine rağmen 300 bin lira peşin ve 300 bin lira daha sonra teklif edilmesi üzerine Fenerbahçe'ye geçme kararı alıyor.
- Fenerbahçe ile anlaşması üzerine Galatasaray'dan 6-7 ay önce babasıyla konuşup, Galatasaray'dan istenen rakamı alırsa Fenerbahçe'ye gitmeyeceğini, almasa gitmeyeceğini belirtmiş.
- 24:20İtalya'ya Geçiş ve Fenerbahçe'ye Imza Atma
- Babası tarafından İtalya'ya gideceğini öğrenen Engin, pasaportu almak için Mecidiyeköy'e gider ve İtalya'ya uçar.
- İtalya'da karşılayacak birinin olmadığı ve havaalanında beklediği durumdan sonra Milano'ya iner.
- Bir hafta on gün İtalya'da kaldıktan sonra İstanbul'a döndüğünde havaalanında karşılanır ve Semih Bay'ın evinde noter ayarlanarak aynı gün Fenerbahçe ile imza atar.
- 27:52Futbolculuk Hayatı ve Evlilik
- Engin Meral'in futbolculuk hayatında star ışığı olduğunu ve kadınlı erkekli insanların ilgisini çektiğini belirtiyor.
- Davutpaşa'da oynarken son maçında İzmir takımıyla karşılaştığında gol attığını anlatıyor.
- 28:53Futbol Kariyeri ve Galatasaray'a Geçiş
- Konuşmacı, bir maçta kafa golü atmış ve İzmir Demirsporla oynadıkları maçta 3-4 kaybettiklerini anlatıyor.
- Erol Aktuğ'un Davutpaşa'nın idarecisi olduğu ve Galatasaray'ın teknik direktörü olduğu belirtiliyor.
- Erol Aktuğ, konuşmacıyı teknesiyle Büyük Ada'daki evine götürmüş ve konuşmacı Galatasaray'a geçmiş.
- 29:23Eşle Tanışma ve Evlilik Hikayesi
- İzmir Demirspor maçına uçarken uçakta tanınan bir bayanla karşılaşmış ve Altuğ abisiyle konuşmuş.
- Konuşmacı, bu bayanla beş yıl flört etmiş ve Berlin'de evlenmiş.
- Eşi Brüksel'de hamile kalmış, Fransa'da oğlunu dünyaya getirmiş ve çocuklarına Altuğ abisinin ismini koymuşlar.
- 30:53Evlilik ve Aile Hayatı
- Konuşmacı, torunuyla ve eşiyle mutlu olduğunu belirtiyor.
- Oğlu bir star olduğunu ve şimdi evliliğe karar vermenin zorluklarını anlatıyor.
- O dönemde iki şöhretli insanın birlikte olması çok zor olduğunu, medyanın da bunu zorlaştırdığını ifade ediyor.
- 32:12Futbolcu Olmanın Zorlukları
- Konuşmacı, o dönemde futbolcuların üç gün önceden kampa girmeleri ve izinli günlerinde bile evlerine gidememelerini anlatıyor.
- Gazetecilerin yalan ve nankörlükten hoşlanmadığını, bazı gazetecileri dövdüğünü itiraf ediyor.
- Maçtan sonra izinli günlerinde bile futbolcuların evlerine gelip ev kontrolü yaptıklarını ve bu durumun komik olduğunu belirtiyor.
- 34:01Gazetecilik ve Habercilik Hakkında Eleştiriler
- Konuşmacı, maçtan sonra futbolcuların izinli günlerinde çekilen fotoğrafların skora göre haber yapıldığını eleştiriyor.
- Berlin'de Hilton Oteli havuzunda çekilen fotoğrafın yanlış yorumlandığını ve gazetecinin "huylu huyundan vazgeçmez Engin" yazdığını anlatıyor.
- Alişan başkanlığında Fenerbahçe'nin şampiyonluk kutlamasında çekilen fotoğrafın gazeteci tarafından yanlış yorumlandığını belirtiyor.
- 35:49Futbol Kariyeri
- Konuk, Berlin'de şampiyonluk yaşadıktan sonra Fransa'ya geçti ve Paris Saint Germain'de attığı rota golü son 25 yılın en iyi golü seçildi.
- Fransa'da en iyi yabancı futbolcu seçildi, ancak ASALA ile yaşanan problemler nedeniyle Paris'teki konsolosluğu tarafından dönmeye davet edildi.
- Türkiye özlemi hisseden konuk, 1979 yılında tek başına gitmiş, 1983 yılında ise üç kişiyle birlikte gelmiş.
- 36:441970'lerde Türkiye'deki Zorluklar
- 1979 yılında Türkiye'den yurt dışına çıkış üç yılda bir yapılmaktaydı, ancak dünya vize koymamıştı.
- 1970'lerde Türkiye'de sağ-sol olayları, birbirini vuranlar, benzin kuyrukları ve dışa kapalı bir ülke pozisyonundaydı.
- Konuk, bu şartlar altında Batı'ya açılmak hem bedelsel hem beyinsel hem sosyal olarak çok zor olduğunu belirtiyor.
- 37:55Türk Pasaportu ve Temsil Sorunu
- Konuk, Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarının kırmızı pasaport verilmesini eleştiriyor.
- Avrupa Kupası'nda diğer ülkelerin vatandaşları kartlarını gösterirken, Türk vatandaşlarının pasaportlarını göstermesi ve bekletilmesi konusunda sorun yaşadığını anlatıyor.
- Türkiye'yi temsil eden sporculara, gazetecilere ve hocalara özel pasaport verilmesi gerektiğini vurguluyor.
- 41:42Futbol Kariyerinden Sonraki Hayat
- Futbolu bıraktıktan sonra tekstil firması kurmuş, ancak futbolcuların ticareti bilmedikleri için para kazanma konusunda zorlandıklarını belirtiyor.
- Gazeteci ve televizyon yorumculuğu yapmış, 1994 yılında Çatalca'da bir çiftlik almış.
- Futbol dünyasının içinden değil, ailesi ve dışındaki dostlarıyla birlikte vakit geçirmeyi tercih eden bir yaşam tarzı sürdürmektedir.
- 43:11Doğal Hayat ve Mutluluk
- Konuşmacı, hayvanlarla doğa yaşamının insanlardan daha çok mutlu ettiğini belirtiyor.
- Koyunların kuzularını, ineklerin buzağılarını doğurduklarını ve örümceklerin ağlarını gördüğünde yaratılışın ve yaşamın gerçek anlamını anladığını ifade ediyor.
- Mutluluğun futbol, şöhret ve para gibi araçlarla değil, bunların arkasındaki gerçek değerlerle gerçekleştiğini vurguluyor.
- 44:03Galatasaray'da Öğrenilen Dersler
- Galatasaray'a geldiğinde, sadece para sahibi ve futbolcu olmak birey yapmadığını, yıldız olmak için her şeyle paralel olmanın gerektiğini anlıyor.
- Galatasaray'da berber, kıyafet, restoran, kültür ve kitap okuma gibi konularda kendisini geliştirmesine yardımcı olan Gökmen, Yasin, Bülent Ünder ve Büyük Mehmet gibi abileri olduğunu belirtiyor.
- Galatasaray'da çorabından saçına, berberine, kravatına kadar özel dikkat edildiğini ve bu durumun kendisine çok önemli olduğunu söylüyor.
- 46:39Yıldız Olmanın Gerçek Anlamı
- Yıldız olmanın sadece iyi futbolcu olmak, para kazanmak ve lüks arabaya binmekle sınırlı olmadığını, bunların yanında küçük detaylarda da dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor.
- Çatılı kaşık gibi küçük detaylarda dikkatli olmanın, büyükler tarafından ders niteliğinde anlatıldığında ve bunları görme olgusuyla alındığında çok önemli olduğunu belirtiyor.
- Camiaların kişiye harcayamayacağını, kişi kendi kendini harcadığını ve aile terbiyesi ve çevre insanlarının etkisinin önemli olduğunu söylüyor.
- 47:55Futbolcu Olmanın Sonrası
- Futbolcu olduğu zaman çok güzel çevresi olduğunu, ancak futbol mesleği bittikten sonra gerçek hayatın başladığını belirtiyor.
- Futbolcu herkesi alkışlarken, önemli olan yıllardan sonra sevilip sayılan bir birey olarak toplumda yer almak olduğunu vurguluyor.
- Jübile yaptığı 1980 yılında Fenerbahçe'de gerçek hayatının başladığını anlatıyor.
- 48:41Türkiye Futbol Vakfı
- Türkiye Futbol Vakfı'nın 1995 yılında 164 futbol adamı, kulüp başkanı, antrenör, futbolcu, hakem, iş adamı ve profesör tarafından kurulduğunu belirtiyor.
- Vakfın ilk başkanının Sema Küçüksöz olduğunu, kendisinin ise dört senedir başkanlık yapan ve Stadyum dergisini yenilediğini söylüyor.
- Derginin sadece futbol değil, futbol dışında kadın, erkek, çocuk eğitimcileri için de içerikler içerdiğini vurguluyor.
- 51:36Vakfın Projeleri ve Futbol Yönetimi
- Güneydoğu'da mali futbol projesi olduğunu ancak oradaki sorunlar nedeniyle projenin uygulanamadığını belirtiyor.
- Çocukları okutma, futbol sevdirme ve kadın grubu olarak çalışmalar yapmak gibi projeleri olduğunu söylüyor.
- Futbolun futboldan gelenlerin yönetilmesi gerektiğini, ancak işadamları, akademisyenler ve mali işlerden anlayan kişilerin de katılması gerektiğini vurguluyor.
- 53:33Kulüplerde Yabancı Oyuncular
- Kulüplerdeki yabancı oyuncuların sayısının çok yüksek olduğunu, Galatasaray'da 11 yabancı oyuncu oynadığını belirtiyor.
- Kulüplerin yabancı oyunculara çok yüksek maaşlar vermesinin (1-1,5 milyon avro) kulüplerin maddi durumunu zorlaştırdığını söylüyor.
- On beş kişilik yönetimde beş tane sporcu olması gerektiğini, futbolun futbolcuların yönetilmesi gerektiğini vurguluyor.