Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, 12 yıllık sahne deneyimine sahip komedyen Mahmut'un bir stand-up komedi performansını içermektedir. Mahmut, Boğaziçi Üniversitesi ve Açık Öğretim'den mezun olmuş, 2800 kez sahneye çıkmış ve Bosna ve Kosova gibi yerlere turnelere çıkmış bir sanatçıdır.
- Performans, komedi sanatının zorlukları, sahne deneyimleri ve günlük hayattan komik anekdotlar etrafında şekillenmektedir. Video, ölüm, reenkarnasyon, askerlik deneyimleri, sağlık sektörü, doktorlar ve erkeklik-kadınlık ilişkileri gibi çeşitli konuları komik bir dille ele almaktadır. Performans boyunca Mahmut, izleyicilerle etkileşim halinde olup, onların tepkilerine göre şakalarını geliştirmektedir.
- Videoda ayrıca sinemada küfür kullanımı, sperm bankası, erkeklik ve cinsiyet rolleri gibi toplumsal konular da komik bir dille işlenmektedir. Mahmut, komedi sanatının sadece güldürmekle kalmayıp düşündürmek gerektiğini vurgulamakta ve komedyenlerin mesleğine saygı gösterilmesi gerektiğini belirtmektedir. Performans, bir sohbetle sona ermektedir.
- 00:30Giriş ve Program Tanıtımı
- Sunucu izleyicilere selamlaşıyor ve programın konusunu açıklıyor.
- Programın konusu komik şeyler anlatmak ve izleyicileri evlerine dağıtmak üzerine.
- Sunucu, vaat edilenle sahnedeki karşılığın uymaması durumunda problem çıkabileceğini belirtiyor.
- 01:27Program Tekniği
- Sunucu, programın ilk başlarda yavaş başlayıp sonra hızlanacağını açıklıyor.
- Yirmi dakikadan sonra takip etmemenin gerektiğini, aksi takdirde akünün suyunun boşalmaya başlayacağını ve gruptan kopmalar olacağını söylüyor.
- Tekniğinin tane tane başlayıp sonra hızlandırmak olduğunu belirtiyor.
- 01:58Eğitim Geçmişi
- Sunucu iki üniversite bitirdiğini, biri Boğaziçi Üniversitesi'nden açık öğretim, diğeri de açık öğretim olduğunu söylüyor.
- Bir paralı okul okuyacağını ve Bilgi Üniversitesi'ni komple kapatacağını belirtiyor.
- Seyircinin duygularının çok önemli olduğunu vurguluyor.
- 02:29Komedyenin Kariyeri ve Gelişimi
- Komedyen, sahneye çıktığı ilk 12 sene boyunca izleyicilerin kendisini hiç bozmadığını fark etmiş ve bu nedenle oyununu değiştirmeye gerek duymamış.
- İlk sahneye çıktığında 20-21 yaşındayken daha edepsiz şeyler anlatıyordu, ancak şimdi bu bölümleri tamamen tıraşlamış.
- Komedyen, başından geçen komik hikayeleri anlatarak izleyicileri güldürmeyi amaçlıyor ve bu prensibiyle devam ediyor.
- 04:06Seyirci İlişkisi ve Gösteri Tekniği
- Komedyen, seyirciyle atışma gibi bir şey olmadığını, sadece gülme amaçlı bir gösteri yaptıklarını vurguluyor.
- Grupla birlikte gelen seyircilerin daha kolay güldüğünü, çünkü grup üyeleri birbirlerini motive ediyor.
- Komedyen, hikayeyi beş koldan anlatarak takip mekanizmasını kırmadan gülmeyi sağlıyor.
- 07:24Komedi ve Fiziksel Etkileri
- Komedyen, gülmek zihinsel olduğu kadar fiziksel bir aktivite olduğunu ve gülmek için antrenmanlı olmak gerektiğini belirtiyor.
- İki saatlik bir performans sonunda karın kaslarının iflas ettiğini ve diyaframın patlama noktasına geldiğini söylüyor.
- Komedyen, dört saatlik bir gösteri de anlatabileceğini ancak optimum süreyi üç saat olarak bulduğunu belirtiyor.
- 08:34Komedi Mesleğinin Zorlukları
- Komedyen, başarılı bir komedyenin kendine çok zarar verdiği ve gülmek, alkış, tebrik bir noktadan sonra şekil değiştirdiğini söylüyor.
- Komiklik ata sporu olduğu için herkesin komik olduğunu, ancak profesyonel komiklik başarı oranının çok düşük olduğunu belirtiyor.
- Komedyen, iki senedir kapalı gişe oynayan bir gösteri yapmasına rağmen kendisinin bile oturup izlememiş olduğunu ve bunun büyük bir kayıp olduğunu ifade ediyor.
- 10:07Bilet Fiyatları ve Seyirci Beklentileri
- Komedyen, biletlerin pahalı olduğunu ancak tam parasının karşılığı olduğunu ve gülmek o kadar ucuz bir şey olmadığını belirtiyor.
- Seyircilerin acımasız olduğunu ve dünya çapında prodüksiyon getirilmesine rağmen gösteriyi indiremediklerini söylüyor.
- Komedyen, sihirbazlık gibi aktivitelerde bile insanların şüpheyle yaklaştığını ve bu zihniyetle hiçbir aktiviteden zevk alamayacağını vurguluyor.
- 13:45Komiklik ve Tiyatro
- Konuşmacı, her çeşit insana güldürmek çok zor olduğunu ve kendi güldüğü hikayeyi anlattığını belirtiyor.
- Komiklik sahnenin dışında işe yarayan bir şey değildir, sadece sahnede kıymetlidir.
- Tiyatrocu ve müzisyen arkadaşları sahnede karaktere bürünebiliyor, ancak komedyen tek başına kendi kimliğiyle sahneye çıkıyor.
- 16:24Seyirci İlişkisi
- Komedyen, seyircinin gözünün içine bakarak reaksiyonunu hemen alması gerektiğini vurguluyor.
- Seyircinin senden daha salak olduğu hissiyatıyla iş yapmak en güzelidir.
- Seyircilerin yüzlerinde zehir gibi bir ifade olduğunu ve şakanın geri planını anlatmaya gerek olmadığını belirtiyor.
- 19:08Artistlerin Gerçek Hayatı
- Artistlerin hep marjinal bir hayat resmedildiğini, evde hep eğleniyorlar zannedildiğini söylüyor.
- Şöhretten sonra eroin kaçakçısı muamelesi görmek gibi acayip durumlar yaşadığını anlatıyor.
- Salonda oturan erkeklerin çoğu önce hasılatı hesapladığını ve bu durumun kendisini rahatsız ettiğini belirtiyor.
- 22:38Gülmek ve Vücut
- Gülmek vücuda ciddi faydaları olduğunu, endorfin ve serotonin salgılandığını bilimsel araştırmalarla keşfettiğini söylüyor.
- Gülmek olaylara bakışını değiştirdiğini ve bir kıvılcım patladığını ifade ediyor.
- Mesajı alan kişinin kendi bilirini alacağını, aynı silüete farklı kişilerin farklı tepkiler vereceğini belirtiyor.
- 24:52Komedyenlik Mesleği
- Herkesin kendisine gülmesi ve eve gidip ağlayamaması gibi komik durumları anlatıyor.
- Çocukluğundan beri abisinin evde otururken kendisinin biletli gitip anlattığını söylüyor.
- 1978 yılında abisiyle birlikte sünnet olduklarını belirtiyor.
- 25:42Kadın Sünnetçi Hikayesi
- Konuşmacı, 1978 yılında sünnet olduğunu ve kadın bir erkek sünnetçi geldiğini anlatıyor.
- Kadın sünnetçi onu seçti ve bu olayı enteresan bulduğunu belirtiyor.
- Konuşmacı, bu olayı şaka olarak değil, kendiliğinden oluşmuş bir kader gibi görüyor.
- 27:03Komedyenlik ve Seyirci İlişkisi
- Konuşmacı, kendi hikayelerini anlatırken seyircilerin şakaları yaptığını söylüyor.
- Seyircilerin komedyenlik mesleği olmayanlar olduğu için şaka konusunda daha cüretkar olduklarını belirtiyor.
- Konuşmacı, kendisinin ağzına geleni söyleyebildiği söylense de aslında seyircinin daha cüretkar olduğunu vurguluyor.
- 27:42Uçak Haberi
- Konuşmacı, Diyarbakır'a giderken televizyonda kendisinin uçak aldığına dair haber gördüğünü anlatıyor.
- Haberde vesikalık bir fotoğrafı ve tarifeli Türk Hava Yolları uçağı ile karşılaştırılmış.
- Konuşmacı, aslında normal tarifeli uçakla seyahat ettiğini belirtiyor.
- 29:00Business Class Şakaları
- Konuşmacı, business class'ın bir numarası olmadığını, sadece portakal suyu verildiğini söylüyor.
- Business class'ın koltuğun kıç bölümünün bazı uçaklarda daha büyük olması olduğunu belirtiyor.
- Business class'ın arkasındaki ekonomi sınıfıyla ilişkilerin kötü olduğunu, perde kapanınca arkadaki yolcuların rahatsız olduğunu anlatıyor.
- 32:26Hostesle Muhabbet
- Konuşmacı, hostesle muhabbet ederken sünnet hikayesini anlattığını söylüyor.
- Hostes, kadınların bindiği dalı kesmediğini belirterek şaka yapmış.
- Konuşmacı, komedyenlerin sahneye çıkmak için cüretkar olmak zorunda olduğunu, aile içinde anlatılmayacak şeyleri anlatamayacağını vurguluyor.
- 33:32Küfür ve Eleştiri
- Konuşmacı, bir köşe yazısında gösterisinin pornografik olarak nitelendirildiğini ve "zenci pipisi" ifadesinin kullanıldığını belirtiyor.
- İnsanların aklında ne kalırsa, o kişinin işi o oluyor ve konuşmacı sadece güldürmek istediğini, başka bir şeyin peşinde olmadığını vurguluyor.
- Küfürle güldürmek için bir formül olmadığını, bu tür eleştirilerin sinema gibi diğer ürünlerde daha fazla olduğunu ifade ediyor.
- 35:08Küfür ve Gerçekçilik
- Konuşmacı, filmlerinde argo konuşan ve bazen küfürlü konuşan karakterleri canlandırdığını, bu bir tepki olduğunu belirtiyor.
- Tanıdık tipleri sahnede görmekten çoğu insanın memnun olduğunu, ancak alışık olmadığı için hemen reaksiyon gösterdiğini söylüyor.
- Gerçekçi karakterler canlandırıldığında, izleyicilerin onları iğrenç bulacağını, küfür etmekle etmemek arasındaki farkı öğretmediğini vurguluyor.
- 39:10Sinema Sektörü
- Konuşmacı, film dünyasının çok kıymetli insanlar içerdiğini ve film setlerinin çok zorlu bir ortam olduğunu belirtiyor.
- Film çekimlerinin 100 dakikada çekildiğini zanneden insanların olduğunu, aslında çok daha uzun sürdüğünü anlatıyor.
- Sinema sektörünün ağlama evresini geride bıraktığını, artık daha iyi bir yere doğru gittiğini ifade ediyor.
- 41:26Aile ve Sahne
- Konuşmacı, sahnenin çok önemli olduğunu ve babasının bile sahneye çıktığını rüyasında gördüğü için üzüldüğünü anlatıyor.
- Ailesinin çok düzgün insanlar olduğunu, ancak babasının duygusal yaklaştığını ve en önde oturup arkaya baktığını söylüyor.
- İlk sahneye çıktığında "iki saatimiz var, gülelim, öleceğiz" mesajını verdiğini, ancak kimse ciddiye almadığını ve komedyenlerin mesaj veremeyeceğini anladığını belirtiyor.
- 45:04Ölüm ve Gösteriler
- Konuşmacı, ölüm konusunu anlatırken insanların eğlenmeye geldiklerini düşünerek ölümden bahsettiğini belirtiyor.
- On iki sene boyunca 2800 kere sahneye çıktığını ve bu süre zarfında dört kişinin öldüğünü söylüyor.
- Konuşmacı, ölüm konusunu anlatırken alkış aldığını ve bunun kendisini şaşırttığını ifade ediyor.
- 47:51Reenkarnasyon ve Ölüm Deneyimi
- Konuşmacı, reenkarnasyonun olmadığını iddia ediyor.
- Ölümden dönenlerin hep aynı şeyi anlattığını, bir ışık gördüklerini ve "gel gel" dediklerini söylüyor.
- Ölümü övüp toplu intihara sebep olmamak için dikkatli olmaları gerektiğini vurguluyor.
- 50:39Hindistan'daki Deneyimler
- Konuşmacı, Hindistan'da gurular ve tekrar dünyaya geleceklerini zanneden "yavru Hindular" olduğunu anlatıyor.
- Nişantaşı'nda bir yoga konferansında 400 kilo bir kadının vinçle getirildiğini ve konferans sırasında "elinizi başınızın üstüne koyun" dediğini, çevirmenin "serinlik geldi mi" diye sorduğunu ve herkesin "geldi" dediğini anlatıyor.
- Hindistan'da bir milyon insanın fakir olduğunu, ağzında diş olmadığını ve tütsü koyduğunda büyük bir felç olduğunu söylüyor.
- 53:45Hindu İnancı ve Reenkarnasyon
- Konuşmacı, Hindu inancında sevginin, mutluluğun ve dünya barışının içimizde olduğunu, ancak 400 dolar ödediklerini belirtiyor.
- Hindu'da 30 bin tanrı olduğunu, fil kafalı tanrılar olduğunu ve hidrolik sistemle elini sallayan bir tanrı maketinin olduğunu anlatıyor.
- Hindu'da reenkarnasyona inanıldığını, fakir olanların bir dahaki sefere kral olabileceklerini düşünerek inanışı sisteme ettiklerini söylüyor.
- 55:47Ölüm ve Öbür Taraf
- İnsanların öbür tarafta kendilerine ne soracaklarını korktuğunu belirtiyor.
- Herkesin öbür tarafta olacağını, ilk insandan günümüze kadar 150 milyar insanın yaşamış ve ölmüş olduğunu söylüyor.
- İlk kabilelerin durumunun daha yaş konusunu bilmediğini ifade ediyor.
- 57:49Cennet ve Cehennem Hakkında Düşünceler
- Herkes cennete gitmek istiyor ve kendini cehennemde yanacak biri olarak düşünmüyor.
- Birçok inanışta öldükten sonra ödüllendirileceği ve bu dünyada tatmadığı zevkleri tadacağı düşünülüyor.
- Cennet, bu dünyada tatmadığı her şeyi içeren, hep güzellik dolu bir yer olarak tanımlanıyor.
- 59:33Cehennem Hakkında Eğlenceli Bir Yaklaşım
- Cehennemde alev alev yanmak yerine, hafif bronzluk gibi bir durum olduğu ve bu durumun cennette hiç yanmamış ameli olarak değerlendirildiği belirtiliyor.
- Cehennemde günahlar teknolojik bir fırın içinde işleniyor ve video kasetler gösteriliyor.
- Bu yaklaşımın aslında bir tatsız şey içermediği, sadece eğlenceli bir yaklaşım olduğu vurgulanıyor.
- 1:01:02Sanatçıların Ölümü ve Cenazeleri
- Sanatçıların ölümü kötü çünkü kalıcı olmakla ilgili çok tribi olan bir yaratık olarak tanımlanıyor.
- Sanatçıların cenazeleri özel bir şekilde düzenleniyor, örneğin Teşvikiye Camii'nden Rayban sponsorluğunda kalkıyor.
- Komedyenlerin cenazelerinde genellikle "son şakasını yaptı bize" veya "bu sefer güldürmedi, güldür güldürmedi öldü ondandır belki" gibi klişe laflar söyleniyor.
- 1:03:26Son Şaka Fikri
- Konuşmacı, eğer izin verilirse cenazede "son şakası" yapacağını söylüyor.
- Mancınık sistemi kullanarak tabuta gerdirerek yatırıp, düğmeye basarak "Allah lümen hamide" diyerek gözlüklüyü sıçratmayı planlıyor.
- Bu fikrin müftülüğe sorulup izin alınıp alınmayacağı belirtiliyor.
- 1:04:56Komedyenlik Mesleği Hakkında Sohbet
- Komedyen, kendisinin söz ve müziği olan bir şarkıyı çaldığını belirtiyor.
- Komedyen, ikinci bölümün birinci bölüm gibi olduğunu ancak kendisinin en çok sevdiği bölümün ikinci bölüm olduğunu söylüyor.
- Komedyen, komedinin en zorunun olmadığı zaman gülünmesi olduğunu ve arada güldüklerinin kendisini zorlattığını ifade ediyor.
- 1:07:18Komedyenlik Mesleğinin Zorlukları
- Komedyen, mesleğinde heyecanlandığını ancak profesyonel görünmek zorunda olduğunu belirtiyor.
- Komedyen, heyecanını bastırdığını ve içinde fırtınalar koparken dışarıdan profesyonel göründüğünü söylüyor.
- Komedyen, mesleğinin tuhaf olduğunu ve düşününce nasıl bir iş olduğunu sorguluyor.
- 1:11:49Zenci Hikayesi
- Komedyen, zencilerin daha farklı ve daha rahat davranırlarını, çünkü insanın mal mülk varlığı davranışına yansıdığını anlatıyor.
- Komedyen, zencilerin yürüyüşlerinde rahatlık olduğunu ve düşme korkusu olmadığı için dengesiz yürüyebildiklerini söylüyor.
- Komedyen, zencilerin genellikle ofansif şarkılar söylediğini ve beyaz erkeklerin bu konu açıldığında izlemediklerini belirtiyor.
- 1:14:38Askerlik Hatıraları Hakkında
- Konuşmacı, askerlik hikayelerini anlatırken "askerlik hatırası" olarak değerlendirildiğini ve bu durumun kendisini etkilediğini belirtiyor.
- Bir buçuk sene askerde vakit geçirdiğini ve döndüğünde anlattığını, ancak kadınların askerlikle ilgili fikir sahibi olmadığını ve sadece silah, ateş ve koşu gibi klişeleri bildiklerini fark ettiğini söylüyor.
- Askerlik hatırası denilen şeyin erkeklerin anlattığı kahramanlık öyküsü olduğunu, kendisinin ise hiçbir kahraman hikayesi olmadığını, bu klişeyi bozmak için askerlik hatırası anlattığını ifade ediyor.
- 1:16:21Askerlik Hatıralarının Gerçekleri
- Kadınların askerliği sadece konuşmacının gönderdiği fotoğraflardan biliyor, bazuka çekilmiş sanırken aslında paspasla fotoğraf çekildiğini ve tuvalet nöbetinde fotoğraf çektiklerini belirtiyor.
- Askerlik hatıralarının genellikle bazukalı fotoğraflar ve Rambo tarzı fotoğraflarla sınırlı olduğunu, gerçek askerlik deneyiminin bu kadar basit olmadığını vurguluyor.
- 1:17:14Askerlikte Meslek Yönlendirmesi
- Askerlikte meslek yönlendirmesinin önemli olduğunu, işletme mezunu birinin kantine verildiğini ve halkla ilişkiler bitirenin depoda çalıştığını örnek vererek anlatıyor.
- Askerlikte belirgin mesleklerin varsa o meslekle ilgili yönlendirilme olduğunu, terzinin terzi, zenaat berbersinin berber, müzisyenin ordu evi besme muç olarak çalıştığını belirtiyor.
- Atom mühendisisinin er gazinosu sorumlusu olarak çalıştığını, mikrofon ve ışık gibi teknik detaylarla ilgilenmek zorunda kaldığını anlatıyor.
- 1:19:22Er Gazinosu
- Er gazinosu adında bir yerin olduğunu, bu yerin sadece erkekler için olduğunu ve generallerin giremediğini belirtiyor.
- Askerlikten soğutmak diye bir suç olduğunu, kendisinin ise soğutmadığını söylüyor.
- Er gazinosunun ismindeki illüzyona takılmamak gerektiğini vurguluyor.
- 1:21:39Askerlikte Televizyon İzleme Geleneği
- Dörtyüz asker bir araya gelip televizyon izliyor, ses sonuna kadar açık ve renk ayarı yapılmış.
- En önde bir usta asker var ve kumandayı onda, o ne seviyorsa o izleniyor.
- İzlenmek istenen şey dört saniye dörtyüz adamın birbirine koyması kırk dakika kombinasyon.
- 1:25:54Askerlikte Rütbe ve Hiyerarşi
- Konuşmacı onbaşı rütbesindeyken orgeneral tarafından çağrılıyor.
- Sıradan bir askerin orgeneral görme ihtimali çok nadir, genellikle teleskopla veya rüyada görülür.
- Komutanın hiyerarşik durumunu etrafındaki telaştan anlayabiliyor, albay ile tuğgeneral'e giderken, tuğgeneral ile tüm generale giderken, tüm general ile korgeneral'e giderken atmosfer dışına çıkıldığı gibi bir sessizlik oluyor.
- 1:27:30Orgeneralle Karşılaşma
- Orgeneral kapısının önüne geldiğinde konuşmacı stres nedeniyle pırpırını kaybediyor.
- Orgeneral içeri girdiğinde "Beni hatırladın mı?" diye soruyor ve konuşmacı şaşırıyor.
- Orgeneral "Evladım, sahneye çıkmak ister misin?" diye soruyor ve konuşmacı "Asgari şartları ayarlarsanız ben seve seve size hizmet etme" diyor.
- 1:32:11Sahne Deneyimleri
- Konuşmacı, sahneye çıkmak için davet edildiğini ve 200 gösteri yaptığını, Bosna ve Kosova gibi yerlere gittiğini anlatıyor.
- O dönemde Bosna ve Kosova'da savaş devam ediyordu, askerler çelik yelek giyiyordu ve sahne performansı sırasında askerler tarafından alkışlanıyordu.
- Konuşmacı, günde üç kez sahneye çıkıyordu: sabah er ve erbaşlara, öğlen astsubaylara, akşam subaylara.
- 1:33:57Sahne ve Hayat Arasındaki Fark
- Sahne insanı delirtir ve kendini çok iyi hissettirir, alkışlanınca gaza gelirsin ama indiğinde hayat öyle değildir.
- Askerde hem sahnede büyük izzet ikram var ama ertesi gün nöbetçi onbaşısın, kasatura belinde zihnen yorulursun.
- Konuşmacı, sahne performansından sonra psikiyatrik bir durum yaşadığını ve hayatında ilk defa böyle bir durum yaşadığını belirtiyor.
- 1:35:19Psikiyatri Deneyimi
- Konuşmacı, doktora gitmek istediğini ve psikanaliz yapmak istediğini söylüyor, ancak psikanaliz konusunda çok inanmadığını belirtiyor.
- Doktorla komedyen arasındaki ilişkiyi açıklıyor: doktorla ilişkide şaka olmaz, ciddi konuşulur.
- Konuşmacı, sahneye çıkınca metabolizma değişikliği yaşadığını, uyku saatlerinin bozulduğunu ve ruh hali tuhaf olduğunu anlatıyor.
- 1:39:41Serbest Meslek Tartışması
- Konuşmacı, serbest meslek mesleğinin ne kadar serbest olduğunu sorguluyor.
- Bir kişi, konuşmacının gösterisinde edepsiz şeyler anlatıldığını ve en çok "göte pamuk" konusuna güldüklerini söylüyor.
- Konuşmacı, kendisinin böyle bir şey anlatmadığını ve gösterisinin başlığının "Bu Dünya ve Öbür Dünya" olduğunu belirtiyor.
- 1:41:26Askerlikteki Sağlık Deneyimleri
- Konuşmacı, doktora gidip sahne hayatını anlattığını ve doktorun "olur öyle" diyerek dalga geçtiğini anlatıyor.
- Zihinsel rahatsızlık durumunda tedavi için revir devreye giriyor, ancak revirde sadece hasta olarak gitmiş ve kendini yetiştirmiş asker çocuklar bulunuyor.
- Konuşmacı, bacağında uyuşma hissi yaşayarak revire gittiğinde, bacak uyuşması normal bir şey olmadığı için endişeleniyor.
- 1:44:05Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne Sevk
- Konuşmacı, bacak uyuşması nedeniyle Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne (GATA) sevk ediliyor.
- GATA'da beyin cerrahisi kliniğine yatırılıyor ve tetkiklerden sonra MR çekiliyor.
- Tedavi sonucunda bacağındaki uyuşmanın sebebinin "fıtık" olduğu, yani inşaat amelesi hastalığı olduğu anlaşılıyor.
- 1:47:51Fıtık Hastalığı ve Toplumsal Görüş
- Fıtık, her üç kişiden birinde görülen bir amele hastalığı olarak tanımlanıyor.
- Konuşmacı, kaynağında da fıtık olduğunu belirterek, bu hastalığın ne kadar önemli olduğunu sorguluyor.
- Toplumda fıtık hastalığına yaklaşım, "kaynağında varsa halı sahada top oynayabilirsin" şeklinde olumsuz bir şekilde değerlendiriliyor.
- 1:50:35Ameliyat Deneyimi
- Konuşmacı, GATA'da ameliyat olacağını ve ameliyat tarihinin tıp bayramından bir gün önce olduğunu öğreniyor.
- Ameliyat sırasında milimetrik hatta mikronluk işlemler yapıldığı için, ameliyat ekibinin onunla ilgili hatırası canlanmaması için endişeleniyor.
- Konuşmacı, hemşirelik mesleğinin güzelliğini ve askerde hemşirelerin normal insanlara benzediğini anlatıyor.
- 1:54:52Tıp Bayramı
- Konuşmacı, Türkiye'de kutlanan tıp bayramının önemini vurguluyor.
- İsviçre'de tıp bayramı olmadığı, çünkü orada her gün bayram olduğu ve aylık gelirlerin yüksek olduğu belirtiliyor.
- Konuşmacı, tıp bayramında doktorların izzet ikram olsun diye Vatan Caddesi'nde askeri törenler gibi yürümesi gerektiğini öneriyor.
- 1:56:24Meslekler Hakkında Sohbet
- Konuşmacılar arasında doktor ve hemşire olup olmadığı sorgulanıyor, ancak kimse mesleğini gizlemiyor.
- Emekli bir hemşire hakkında konuşuluyor ve emekli olunca ışık kırıldığı belirtiliyor.
- Makine mühendisi ve uluslararası ilişkiler okuyan bir kişi hakkında bilgi veriliyor.
- 1:59:45Doktorlarla İlişkiler
- Konuşmacı, doktorlarla şakalar yaparken hasta hastalığı kabul ederek konuştuğunu ve sağlık elden gittiğinde doktorlara düşüldüğünü belirtiyor.
- "Kişi kendinin doktorudur" ifadesinin yuvarlak bir şeyden yola çıkıp doktorun ne olduğunu anlamaya çalışmanın doğru olmadığını vurguluyor.
- Doktorların uzmanlık alanları olduğunu ve herkesin kendisine uygun doktoru bulması gerektiğini anlatıyor.
- 1:02:32Doktorlarla Şakalar
- Doktorlarla komedyenin ilişkisinin kabarmış olduğu ve mesleğin içinde çok mizah malzemesi ürettiği belirtiliyor.
- Konuşmacı, ilk akla gelen şakaları yapmak yerine belli bir çizgiye sahip olduğunu ve jinekologla ilgili şakaları yapmadığını söylüyor.
- Jinekolog mesleğinin acıklı olduğunu, erkeklerin düşmanı olarak algılandığını ve özel hayatında tehlikeli her şeyin iş haline geldiğini anlatıyor.
- 1:05:35Alternatif Tıp ve Bel Fıtığı
- Alternatif tıpçıların ve sahte doktorların bel fıtığı hastalığını ekmek teknesi haline getirdiği belirtiliyor.
- Hastanede ameliyatlık olan birine eş dostunun "sakın ameliyatı olma" dediği ve Eskişehir'de bir hoca tarafından sübhaneke tersten okunduğu anlatılıyor.
- Bel fıtığı için çeşitli alternatif tedavi yöntemleri (kütükle vurma, alabalık sarma, yumurta sarısı sürme, kalkan balığı boncukları) hakkında bilgi veriliyor.
- 2:09:59Sağlık ve Doktor İlişkisi
- Bel fıtığı gibi bazı hastalıkların tedavisinde yalanların bol olduğu belirtiliyor.
- Doktorlar bazen hastaların emanetini suistimal edebiliyorlar ve bu durum paranoya yaratabilir.
- Tıpta ikna ve telkin için utanma yoktur, ancak genellikle insanlar kıçını başını örten bir millet olduğu için bu konuda utanma duyarlar.
- 2:11:06Sağlık Durumunda Mahremiyet
- Sağlık gittiği zaman mahremiyet gibi değerler eski öneminde değildir.
- Sağlık durumu kötü olduğunda insanlar normalde yapmayacakları hareketleri yaparlar, örneğin doktorların kıçlarını incelemesine izin verirler.
- Tıp fakültesinin birinci sınıfında öğretilen şey, ürkütmemek için kıça bakmamaktır.
- 2:12:47Doktorların Hasta Davranışları
- Bazı doktorlar hastaların kıçlarını görmek ister ve bu durum hastaları rahatsız edebilir.
- Doktorlar enjeksiyon yaparken enjektörü fışkırtarak veya vibrasyon yaratarak hastaları rahatsız edebilirler.
- Doktorlar ameliyat sırasında hastaların kendilerini kontrol edemediği bir evrede olurlar ve bu durumda doktorlar eğlenceli olabilirler.
- 2:17:27Tıp ve Toplumsal Görüşler
- Konuşmacı tıp bayramında doktorların yararına sahneye çıktığını belirtiyor.
- Türkiye'de sperm bankası olmadığı ve bu konunun ahlaki olarak tartışıldığı söyleniyor.
- Tüp bebek konusunda da Türkiye'de tartışmalar devam ediyor ve tüp bebek çiftin kendi çocuğudur.
- 2:21:54Sperm Bankası Hakkında Tartışma
- Konuşmacı, 14 Mart'ta sperm bankası konusunu anlattığını ve sahneye çıktığında sperm bankası olup olmadığını sorduğunu belirtiyor.
- Sperm bankası ahlaki olarak tartışılan bir konu olup, Türkiye'de olmamasının sebebi donör olarak adlandırılan sperm bağışlayanlara ödenen yaklaşık 3-5 bin dolar civarında ücret olabilir.
- Türkiye'de sperm bankası binası için uygun bir yer bulunamayacağı, steril bir ortam gerektiği ve insanların bu konuda endişeli olabileceği vurgulanıyor.
- 2:24:01Sperm Bankası Deneyimi
- Konuşmacı, sperm bankasına çift olarak gittiğini ve kendisinin sperm fonksiyonu olmadığını belirtiyor.
- Sperm bankasında sperm seçimi konusunda merak uyandıran bir durum yaşanıyor.
- Konuşmacı, 12 sene önce Jean Cloud Van'dan Türkiye'ye gelme konusunu sahnede anlattığını ve o dönemde Van'dan gelen herkesin tekme atacağını tahmin ettiğini, ancak Van'dan gelen kişinin belediyeye getirildiğini ve şov yapıldığını anlatıyor.
- 2:26:26Sperm Bankası Şakası
- Konuşmacı, Türkiye'de sperm bankası olmamasına rağmen telefonla bankacılık olabileceğini şakacık bir şekilde anlatıyor.
- Konuşmacı, erkek cinsi üzerinde yaradanın bir laneti olduğunu ve erkek için konunun bir ara kapanabileceğini belirtiyor.
- 2:27:31Enjekülasyon Sonrası Konuya Yabancılaşma
- Enjekülasyon sonrası konuya yabancılaşma (post-aculation syndrom) konusu, kadın kız dergilerinde erkeğin öküzlüğü olarak anlatılmaktadır.
- Gazetelerin sağlık köşelerinde genellikle günübirlik ve egzantrik bilgiler paylaşılır, örneğin Mars'ta su olduğu veya insan ömrünün 400 yıl olacağı gibi.
- Enjekülasyon sonrası erkekte beyne oksijen gitmediği için makine resetler ve bu durum bilimsel bir gerçektir.
- 2:30:38Erkek Cinsinin Durumu
- Son yüzyılın son çeyreğinde erkek cinsine çok gaz verilmiş, sonra da bu gazın geri alınmaya çalışıldığı bir dönemde yaşıyoruz.
- Metroseksüel, überseksüel gibi kavramlar yaygınlaştırılmak istenmiş, makyaj yapan erkeğe metroseksüel denilmesi bir numara olarak görülüyor.
- Erkeklerin durumu çok kötü, cinsiyeti yüceltmek için diğer cinsiyeti itip kakmaya gerek yoktur.
- 2:33:03Erkek ve Kadın Yalancılık
- Erkeklerin genetik şifresi ve beyin termal görüntüleri incelendiğinde, yalan söyleyen bölümünün büyük olduğu tespit edilmiş.
- Erkek yalan söyleyecek donanımı yoktur, yalan söyleyecek kadar melektir.
- Kadın yalan söylemekle ilgili donanımı çok yüksek olduğu için ustalıkla söyler, erkek ise çocuksu olduğu için yakalanır.
- 2:34:42Erkek ve Kız Çocuklarının Eğitimi
- Erkek çocukları daha serbest yetiştirilir, çıplak fotoğrafları çektirilir ve mahremi örtmemekle ilgili bilinçaltı gelişir.
- Kız çocukları sürekli takip edilir, bahane ve mazeret mekanizması üç yaşından beri çalıştırılır.
- Erkeklerin yalanının naifliği ile kadınların yalanının girift yapısı karşılaştırılır.
- 2:38:42Kadınların İkna Etme Yeteneği
- Konuşmacı, kadınların ikna etmek için yaratıldığını ve erkeklerin ikna olmak için sorular sorduğunu belirtiyor.
- Kadınların "nasılım sence?" sorusuna "çok yakışıklısın" cevabını verdiğini ve erkeklerin bunu inandığını söylüyor.
- Yakışıklılığın görece bir şey olmadığını, ancak kadınların bu cevabı verdiğini ve erkeklerin bunu inandığını vurguluyor.
- 2:40:27Alkollü Eve Gelme Tiyatrosu
- Alkollü eve gelme durumunun büyük bir tiyatro olduğunu ve erkeğin yıllardır biçilen rolü oynamak zorunda kaldığını anlatıyor.
- Alkollü eve gelme tiyatrosunun sebebinin, erkeğin iktidarını yıkılmamak istemesi olduğunu belirtiyor.
- Alkollü eve gelme durumunda "yatmadınız mı daha?" gibi soruların sorulduğunu ve bu durumun bir tiyatro olduğunu vurguluyor.
- 2:41:47Alkolik Baba
- Alkolik olduğu kadar müşfik baba olanların olduğunu ve bunların göç cebinde gofret bulunduğunu söylüyor.
- Alkolik babaların sabahın beşinde eve gelip "çocuklar yattı mı?" diye sorduklarını anlatıyor.
- Alkolik nezaketi olarak adlandırılan, fermuar açık olmasına rağmen karşıdakine karşı nazik davranma durumunu vurguluyor.
- 2:43:51Taksici Hikayesi
- Taksicilerin on iki buçukta durakta beklemeyi kabul ettiklerini ve bu anlaşmanın taksicilerin tacizci olduğu bir durumda ortaya çıktığını anlatıyor.
- Taksicilerin gündüz açtıklarını ve bu durumun bir taksicinin tacizci olduğu bir durumda ortaya çıktığını belirtiyor.
- Taksicilerin on iki buçukta durakta beklemeyi kabul ettiklerini ve bu anlaşmanın taksicilerin tacizci olduğu bir durumda ortaya çıktığını anlatıyor.
- 2:45:56Ameliyat Hikayesi
- Konuşmacı, Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde bel fıtığı ameliyatı geçirdiğini anlatıyor.
- Ameliyatta iki diskinin alındığını ve ameliyatın bank pozisyonunda yapıldığını belirtiyor.
- Ameliyat sonrası yoğun bakımda üç asker ve bir sivilin olduğu ortamda yattığını ve başörtülü bir teyzenin kendisine "Cem Bey" diye seslendiğini anlatıyor.
- 2:48:52Komedyenlerin Dertleri
- Komedyenlerin yoğun bakımda yatarken şaka yapmaları beklenmesinden şikayetçi olduğunu söylüyor.
- Komedyenlerin her gittiği ortamda şaka yapmaları beklenmesinden şikayetçi olduğunu belirtiyor.
- Komedyenlerin yoğun bakımda yatarken şaka yapmaları beklenmesinden şikayetçi olduğunu söylüyor.
- 2:49:47Mesleğe Yönelik Eleştiriler
- Konuşmacı, gazetede okuduğu eleştirilerden rahatsız olduğunu ve mesleğinden soğuduğunu belirtiyor.
- Yeni filmi için para toplamak için sahneye çıktığını iddia eden bir yazıdan rahatsız olduğunu söylüyor.
- Mesleğinin sevilerek yapıldığını ve hiç bir zampara için bir şey yapmadığını vurguluyor.
- 2:51:02Gülmenin Önemi
- Konuşmacı, gülmenin bir ihtiyaç değil, bir lüks olduğunu ve insanın gülmeye aç olduğunu belirtiyor.
- Gülmenin su veya ekmek gibi temel ihtiyaçlar olmadığını, yapana hürmet edilmesi gerektiğini vurguluyor.
- Herkesi güldüren bir palyaço hikayesinden bahsederek, palyaçoların arkada ağladığını ve insanları eğlendirmekten zevk almayanların palyaço olmadığını söylüyor.
- 2:53:01Performans Sonrası Değerlendirme
- Mesleğin yanlış anlaşıldığı profesyoneller yüzünden bu duruma gelindiği belirtiliyor.
- Konuşmacı, performansı tebrik ediyor ve tekrar bir araya geldiklerinde aynı performansı beklediğini söylüyor.
- Biletlerin yandığı ve geçmiş olsun denildiği ifade ediliyor.