• Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, çeşitli konuşmacıların yer aldığı bir sohbet programı formatındadır. Konuşmacılar arasında Diyanet İşleri Başkanı, Celal Hoca, Fatih Sultan Mehmed, İlber Ortaylı, bir jeolog, tarihçi ve otelcilik sektöründen biri bulunmaktadır.
    • Video, sekülerizm hakkındaki tartışmalarla başlayıp, bilimin tarihi ve gelişimi, Miletos'taki bilim insanları, bilimin doğası, kültür savaşı, Fatih Sultan Mehmet'in kütüphanesi ve Topkapı Sarayı, Türk denizcilik tarihi ve deprem bilgileri gibi konuları ele almaktadır. Konuşmacılar, bilimin sürekli gelişen bir süreç olduğunu, tarihsel mirasın önemini ve Türk tarihindeki önemli olayları tartışmaktadır.
    • Sohbette ayrıca Thales ve Anaksimandros gibi Miletos'taki bilim insanlarının çalışmaları, Newton'un yerçekimi teorisi, Einstein'ın gravitasyon teorisi, Fatih Sultan Mehmet'in çok dilli olması ve koleksiyonları, Topkapı Sarayı'nın mevcut durumu ve Türkiye'deki deprem fayları hakkında bilgiler de paylaşılmaktadır.
    Diyanet İşleri Başkanı'nın Sekülerizm Hakkındaki Görüşü
    • Diyanet İşleri Başkanı, dünyadaki karşıtlıkların ve savaşların temelinde dinin olduğunu, sekülerleşmenin bu savaşları insansız hale getirdiğini söyledi.
    • Konuşmacı, sekülerizmin savaşlarda bayrak olarak kullanıldığını iddia etmenin tetkik edilmesi gerektiğini belirtiyor.
    • İkinci Dünya Savaşı'nda komünizm ve Nazi'lerin sekülerizmden dolayı karşı karşıya geldiğini sorguluyor.
    01:20Diyanet İşleri Başkanı'nın Pozisyonu Hakkında Değerlendirme
    • Konuşmacı, Diyanet İşleri Başkanı'nın sekülerizm üzerine ciddi bir eser yazmadığını ve fikrini söylemekten çekinen bir Anadolu delikanlısı olduğunu belirtiyor.
    • Diyanet İşleri Başkanı'nın Türkiye Cumhuriyeti'nde böyle bir tez ileri atmasını mahsurlu buluyor.
    • Diyanet İşleri Başkanı'nın ruhani bir lider olmadığını, bürokratik bir makam olduğunu ve bu makamda böyle yorumlar yapamayacağını vurguluyor.
    04:18Diyanet İşleri Başkanı'nın Diğer Görüşleri
    • Konuşmacı, Diyanet İşleri Başkanı'nın camilerde oturakta oturulamayacağını bildirdiğini ve bu görüşün lüzumsuz olduğunu belirtiyor.
    • İslam'da ruhani bir makam olmadığını, Diyanet İşleri Başkanı'nın memur olduğunu ve din bilgilisi olduğunu vurguluyor.
    • Batı'nın laikliği konusunun çok mühim olduğunu, ancak bu konuyu iyi kavrayan alimler arasında pek birini görmediğini söylüyor.
    06:39Bilimin Başlangıcında Eleştiri
    • Bilimin başlangıcında eleştiri ile başladığını, bilimin çevreyi anlamaya yönelik bir faaliyet olduğunu belirtiyor.
    • İnsanlığın ilk dönemlerinde sorulara cevap vermek için yalan söyleme kabiliyetini icat ettiğini, bu sayede kendi ve etrafındaki alemin dışında olmayan bir alem yarattığını açıklıyor.
    • İnsanın ilk başta mağarasında oturup, hava kararınca ve bulutlar geldiğinde, bunu yapanın kendisi gibi birisi olduğunu farz ettiğini, solipsistik bir cevap verdiğini anlatıyor.
    09:01Çatalhöyük ve Tanrı Kavramı
    • Çatalhöyük'te yaşayan insanların günümüzden sekizbinbeşyüz yıl önce kurulmuş dünyanın ilk şehirlerinden biri olduğunu belirtiyor.
    • Çatalhöyük'teki insanların Hasan Dağı'nın eteklerinde obsidyen topladığını, obsidyenin volkanik cam olduğunu ve Anadolu'da toplanmış obsidyenlerin Sina'da da bulunduğunu söylüyor.
    • Volkan patlamalarının, lavların stratosfere atılması, şimşeklerin çakması ve yağmur yağmasıyla fırtına yarattığını, bu korkunç olaylara tanrı zannedildiğini anlatıyor.
    11:37Bilimin İcatı ve Mısır'daki Ölçüm Sistemi
    • Binlerce yıl süren bilimsel araştırmalar, Miletos'ta yaşayan iki adam tarafından sonlandırılmıştır.
    • Tales, Mısır'da Nil afetlerinin muntazam olduğunu ve en verimli toprakların bu afetlerle örtüldüğünü gözlemlemiştir.
    • Mısırlılar, Nil afetlerini ölçmek için bir grup memur icat etmiş ve bu ölçüm sistemi vergi koymaya yardımcı olmuştur.
    12:31Tales'in Geometri Anlayışı
    • Tales, Mısırlı memurların geometri bilgisini "ustamız öğretti" diyerek tanrılar vasıtasıyla bilgi sahibi olduklarını zannettiğini fark etmiştir.
    • Tales, geometriyi tanrılar vasıtasıyla değil, kendi başlarına bilebileceklerini ve bu bilginin kainatın her yerinde geçerli olduğunu düşünmüştür.
    • Roma, Mısır'ı fethettikten sonra vergi koyma (fiskus) ve takvim gibi bilgileri öğrenmiştir.
    13:35Anaksimandros'un Dünya Anlayışı
    • Anaksimandros, Tales'in dünya suyun üstünde yüzdüğü fikrini eleştirmiş ve dünyanın altında başka bir madde olduğunu savunmuştur.
    • Anaksimandros'un en büyük adım olarak kabul edilen fikri, dünyanın boşlukta olduğunu ve oraya buraya gitmesi için sebep olmadığını öne sürmesidir.
    • Anaksimandros, dünyanın iki yüzü olduğunu ve biz bir yüzünde yaşadığımızı, arka yüzünde yaşayanların da olabileceğini ancak onlarla temas edemeyeceğimizi söylemiştir.
    15:53Anaksimandros'un Haritası
    • Anaksimandros, dünyanın haritasını yapmaya girişmiştir.
    • Haritayı yaparken Miletos'a gelen tacirlerden bilgi toplamıştır.
    • Anaksimandros, haritasını tenkit edilmesi için ortaya çıkarmıştır.
    16:28Bilimin Doğası
    • Bilim, gözlemleri açıklayan varsayımlar üzerine kurulur ve yeni gözlemler ortaya çıktığında varsayımlar değiştirilir.
    • Hiçbir fikir, inanç veya düşünce kesinlikle doğru olamaz, ancak o andaki gözlemleri açıklıyorsa o an için geçerlidir.
    • Bilim sürekli gelişir ve "doğruyu buldum" diyen kişiye ya aptal ya da sahtekar denilir.
    18:22Bilimin Gelişimi
    • Bilim yanlış bilgi üstünden bile gelişebilir; yeni gözlemler ortaya çıktığında mevcut hipotezler değiştirilir veya yeni hipotezler ortaya atılır.
    • Bilim giderek daha fazla şeyi kucaklayabildiği için gelişir.
    • Newton'un yerçekimi teorisi, Aristo'nun "eşyanın tabiatı" görüşünü çürüttü ve Einstein'ın gravitasyon teorisi de Newton'un teorisini geliştirdi.
    20:40Tarih ve Bilim
    • Pozitivistler, kainatın sonsuz olması nedeniyle mutlak gerçeği bulmanın mümkün olmadığını savunur.
    • Tarihçiler arasında farklı yaklaşımlar vardır; bazıları tarihi tamamen bilinir kabul ederken, diğerleri bugünkü gözlemlerle eksik tarihi verileri yorumlamaya çalışır.
    • Marksizmin çökmesinin sebebi dogmatik olmasından kaynaklanmıştır.
    21:54Modern Dinler
    • Marksizm, azizm ve faşizm modern dinlerdir çünkü insanlardan inanmasını beklerler.
    • Stalin döneminde Rus Bilimler Akademisi'nde Gulag'ın sayıları yıl yıl sayılmış ve açlıktan ölenlerin sayısı da kaydedilmiştir.
    • 1930'ların Rusya'sında okuma yazma öğrenenlerin sayısı artarken, eski tip entelektüellerin sayısı süratle azalmıştır.
    24:59Narsisizm ve Alman Kültürü
    • Narsisizm, Alman kültürünü mahvetmiştir ve insanlar bunun farkında değildir.
    • Naksiler, alt sınıfların desteklenmesini getirmiş olsa da, Alman bilim insanları, tarihçileri ve filozofları kaybolmuştur.
    • Adolf Hitler, Alman milletini "asil" olarak tanımlayarak tavlamıştır.
    27:31Kültür Savaşı ve Entelektüel Sınıf
    • Halk operaya ve konsere gidemiyor çünkü çok pahalı, bu durum kültür savaşı olarak değerlendiriliyor.
    • Hitler, entelektüel sınıfı siliyor ve bu durum dünyanın her yerinde benzer şekilde yaşanıyor.
    • Amerika atom bombasını yaparken, Almanlar Humboldt'un kurduğu araştırma üniversitelerini terk ediyor ve bu durum Amerikan sisteminin düşmesine neden oluyor.
    29:19Alman Üniversiteleri ve Kültür Mirası
    • Göttingen, Tübingen gibi Alman üniversiteleri Rönesans döneminde kurulmuş ve çok değerli.
    • Konuşmacı Tübingen'de kütüphaneye gittiğinde, Rönesans'ta basılmış bir kitabın fotokopisini almak için çok zorlandığını anlatıyor.
    • Baron von Anglehad gibi Alman bilim insanları Türkiye'ye geldiğinde, Sultanahmet'teki Theodosius'un getirdiği kolonun altında bulunan Elsas'tan gelen taşları incelemişler.
    31:19İstanbul'un Kültürel Mirası
    • Kariye'deki İsa'nın elinde İncil'de perspektif yok, Aristoteliyen perspektif kullanılmış.
    • Topkapı Sarayı'nda Çinlilerin simetri ilişkileri dikkat çekiyor: tek sıra simetri, güzel simetri ve hacim simetrisi.
    • Ayasofya'da Yahya Meryem ortada, İsa'nın yazısı klasik Yunanca ile Bizans Yunancası arasında farklılık gösteriyor.
    33:21Klasik Mirasın Önemi
    • Konuşmacı, bir petrol şirketinde çalışan bir adamın çocuklarını okula götürdüğünü ve hafta sonları jeoloji, botanik, zooloji gezileri yaptığını anlatıyor.
    • Nasyonal Sosyalizmin attığı en büyük kazık klasik şimnazyumları yok etmek oldu ve Alman nesilleri eski kültürle alakayı kopardı.
    • Homer Kitabevi'nin yayınladığı bir kitapta, Azra Erhat'ın tercümesinden daha doğru bir tercüme olduğu iddia ediliyor.
    35:57Ptolemaios'un Atlası
    • Filiz Çağan Hanım, İsviçre'den gelen bir ekipin Ptolemaios'un atlasını incelediğini ve Fatih Sultan Mehmed'in toplattığı kitaplardan biri olduğunu anlatıyor.
    • Bu atlas, dünyadaki en eski üç Ptolemaios'tan biri ve en kıymetlisi olarak değerlendiriliyor.
    • Restorasyon için 30 bin Euro gerekiyor ve bu para Atilla Koç'un aracılığıyla sağlanıyor.
    38:07Fatih Sultan Mehmet'in Kütüphanesi
    • Konuşmacı, anlaşmaya faksim yapma hakkı gibi hakları yazdırdığını ve bunun önüne açıklayıcı bir metin ilave etmek istediğini belirtiyor.
    • Fatih Sultan Mehmet'in kütüphanesi hakkında yazı olmadığını fark edip, Süheyl Ünver'in yazdıklarına baktığını söylüyor.
    • Osmanlılar zamanında Kanuni ve Abdülhamit'in hediye ettiği kitapların Fatih'in kütüphanesinden olmadığını, daha önce İtalyanların Topkapı Sarayı'nda çalışanlardan kitapları çaldığını anlatıyor.
    39:29Kütüphanenin Durumu ve Toplanması
    • Kitapların kötü muamele gördüğünü, uzun müddet su altında kaldığını ve padişahların ayrı köşklerde okuduğunu, harem'e kapanıp küçük pavyonlarda muhafaza edildiğini belirtiyor.
    • Tüm kitapların merkezi bir kütüphanede toplanması 1924-1925 yıllarını beklediğini söylüyor.
    • Atatürk ve Halil Ethem Asar-ı Atika Umum Müdürü'nün Topkapı'da envanter çıkarmaya başladıklarını, ancak Yunanca eserlerin Fatih'in kütüphanesinden çıktığını anlatıyor.
    41:15Ptolemaios Kitabı ve Atatürk'ün Müdahalesi
    • Berlin Üniversitesi rektörü Adolf Daisman'ın eski Yunanca ilahiyatçı olduğunu ve Fatih'in kütüphanesinden çıkan kitapları okuduğunu, 13. yüzyıl Hora herif'in gözlerinin yerinden fırladığını anlatıyor.
    • Atatürk'ün bu kitapları görünce "sakın kıpırdatma, ben geliyorum" dediğini ve restoratör ihtiyacı olduğunu belirtiyor.
    • Dünyada bunu yapabilecek tek restoratörün Hugo İbşer olduğunu ve Vatikan'da bunun kardeşi olan bir codex'un restore edildiğini söylüyor.
    42:36Fatih Sultan Mehmet'in Entelektüel Özellikleri
    • Fatih Sultan Mehmet'in Rönesans'ın en renkli entelektüeli olduğunu belirtiyor.
    • Fatih'in Yunanca, Farsça, Şarapça ve Sırpça biliyor olduğunu söylüyor.
    • Rönesans'ın entelektüelinin girdiği dünyanın Latince'nin ötesinde Yunanca olduğunu vurguluyor.
    43:04Fatih Sultan Mehmet'in Dil Becerileri
    • Fatih Sultan Mehmet, Latince, Yunanca, Arapça ve Farsça gibi dilleri bilen çok az adamdan biriydi.
    • Fatih'in İtalyanca bildiği, Yunanca okuduğu ve Latince'nin farkında olduğu bilgisi, Langski ve Kritoblus gibi Batılı kaynaklarda yer almaktadır.
    • Fatih Sultan Mehmet, 49 yaşında zehirlenerek ölmüştür ve zehirleyenler arasında Venedik, Papa ve II. Bayezid adayları bulunmaktadır.
    44:43Fatih'in Hastalığı ve Ölümü
    • Fatih'in hastalığı belli bir gut hastalığıdır ve ömrünün sonuna doğru obez olmuştur.
    • Deniz mahsulatına düşkün insanlar, doymak için değil lezzetinden giderler ve bu durum protein krizine yol açar.
    • Fatih'in Gebze sahrasına çıktığında, deniz mahsulleri perzine girmiş olmasına rağmen, sefer gününde havyar ve karides gibi yiyecekler bulunmamaktadır.
    46:19Fatih'in Koleksiyonları
    • Fatih Sultan Mehmet, saray mütevazi ve basit bir ordugah konumunda olmasına rağmen, koleksiyonlarını ilk defa o şeye getirmiştir.
    • Fatih'in en kıymetli zamanı kütüphanesinde geçmiştir ve Kanuni'den önce Çinlileri toplamıştır.
    • Topkapı Sarayı'nda İstanbul'un dört yakasından toplanan büyük Roma eserleri bulunmaktadır, ancak II. Bayezid devrinde bu heykellerin elden çıkarıldığı ve satıldığı bilinmektedir.
    47:58Çin Koleksiyonu ve Müze İhtiyaçları
    • Türkiye'deki en büyük Çin koleksiyonu hem sayı hem muhteva açısından Topkapı Sarayı'nda bulunmaktadır.
    • Çin porselenlerinin katalogları İngilizler ve Alman sinologlar tarafından üç ciltlik bir eser olarak hazırlanmıştır.
    • Topkapı Sarayı'nın sergi yeri olmadığı, müze olmadığı, sadece saray olduğu için İstanbul'da büyük bir bina ihtiyacı vardır.
    50:41Müzecilik ve Arşiv İhtiyaçları
    • Topkapı Sarayı'nın yeni sergilere ve yeni müzelere ihtiyacı vardır, ayrıca arşiv için ayrı bir binaya ihtiyaç vardır.
    • Başbakanlık Arşivi, Topkapı Arşivlerini muhafaza ve müdafaaya yetkili ve ehliyetli değildir.
    • Türkiye'de en beğendiği müzelerden biri Askeri Müze'dir çünkü daha çok para ayırdıkları ve daha çok uzmanlığa dikkat ettikleri için.
    53:50Türk Denizciliği
    • Türkler Küçük Asya'ya geldikten sonra Selçuklu devrinde Akdeniz ve Karadeniz limanları olan Sinop ve Alaiye'de denizcilik yapmaya başladılar.
    • Selçuklu asrın sonunda Ege kıyıları vasıtasıyla denizciliğe ciddi anlamda adım attılar.
    • 16. asırda Akdeniz'in uç noktalarında Venedik'in Arsenal'i ve İstanbul tersaneleri bulunuyordu.
    54:42Türk Denizciliğinin Teknik Durumu
    • İstanbul tersaneleri için Venedik'in yetenekleri, ehliyeti ve kapasitesi hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır.
    • Türk denizciliği günümüzde İtalyan terminolojisi ile doludur, ancak Bizans döneminde balıkların adı Yunanca iken gemicilik tabirleri İtalyanca'dı.
    • Titse'nin Lingua Francası'nın yarıda vitelendiği, çünkü çok iyi İtalyan, Slav ve Bizans uzmanı olduğu belirtiliyor.
    55:28Deprem Hakkında Bilgiler
    • Ankara'da Elmadağ'da 3,80 şiddetinde deprem olmuş, ancak bu şiddetinde deprem sayılmaz.
    • Anadolu'nun her yerinde deprem olabilir, ancak 6 şiddetini bulan depremler Kuzey Anadolu fayı boyunda, Ankara'ya yakın yerlerde, Kırşehir'de, Şerefli Koçhisar-Akhisar fayı üzerinde, Ege'de, Güneydoğu Anadolu'da ve Doğu Anadolu'da olabilir.
    • Marmara Denizi'nde 4'ten büyük deprem, deprem olmayan bir yerde gerçekleşmiş ve bu durum konuşmacıyı şaşırtmıştır.
    56:19Deprem Hakkında Teknik Detaylar
    • Marmara Denizi'nde normal yanal atımlı bir fay üzerinde deprem olmuş, ancak bu fay bir yere takılmış ve yukarıyı yırtmıştır.
    • Depremlerin maksimum derinliği genellikle 16 km'yi geçmez, 5-8 km derinlikte başlar ve 16 km'de akmaya başlar.
    • Konuşmacı, hayatımda ilk defa Ankara'da deprem şarkısı duymuş olduğunu belirtiyor.
    57:42Kitap Hafızası Hakkında
    • Konuşmacı, kitaplarının yerini çok iyi bildiğini, hangi tarihte, hangi dükkandan ve hangi tezgahtardan aldığını hatırladığını söylüyor.
    • Melispark'ın gözünü kaybetmesi üzerine kitapları bulması ve okuması mümkün olmadığı için kızına ve Ümit'e kitapları okutmasını istediğini anlatıyor.
    • Konuşmacı, okuduğu kitabı unuttuğunu ve ikinci kere kitabı istemesiyle ilgili bir anekdot paylaşıyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor