Buradasın
Gastrointestinal Sistemin Vazgeçilmez İkilisi: Camplobacter ve Helikobakter Sunumu
youtube.com/watch?v=XZ8oxVCiIZIYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Osman, Yeşim, Banu, Betül, Yasemin Bölükbaşı ve Elvan (Ilvanna) Clavica gibi mikrobiyoloji asistanlarının moderatörlüğünde gerçekleşen bir akademik sunum formatındadır. Sunumda ayrıca Aykut Kurt adlı bir doktora öğrencisi de katkıda bulunmaktadır.
- Video, gastrointestinal sistemin iki önemli patojenik bakterisi olan Camplobacter ve Helikobakter pylori hakkında kapsamlı bilgiler sunmaktadır. İlk bölümde Camplobacter'in dünya genelinde bakteriyel gastroenteritlerin en sık nedeni olduğu ve Helikobakter pylori'nin dünya nüfusunun yaklaşık yarısında bulunması anlatılmaktadır. Daha sonra her iki bakterinin antibiyotik direnci, bulaş yolları, tanı yöntemleri ve tedavi rejimleri detaylı olarak incelenmektedir.
- Sunumda Fransa ve Kanada'daki antibiyotik direnç çalışmalarına dayanan bilimsel çalışmalar, Türkiye'deki kamplobakter direnç oranlarının yıllara göre değişimi ve helikobakter pylori kültürünün nasıl yapıldığı gibi teknik bilgiler de paylaşılmaktadır. Ayrıca, antibiyotik direnç mekanizmaları, kullanılan antibiyotik grupları ve laboratuvar ortamında bakterilerin kültürü yapımı hakkında detaylı bilgiler sunulmaktadır.
- 00:07Gastrointestinal Sistemin Vazgeçilmez İkilisi
- Bu haftaki konu gastrointestinal sistemin vazgeçilmez ikilisi Camlobakter ve Helikobakter.
- Camlobakter, dünyadaki bakteriyel gastroenteritlerin en sık nedenidir ve özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve immünspresiflerde daha ciddi sorunlara yol açabilmektedir.
- Avrupa'da her dakika kırkdört kişi, her yıl yirmiüç milyondan fazla kişi kontamine gıda tüketimi sonucu hastalanmakta ve yıllık da dörtbinyediyüz kişi yaşamını yitirmektedir.
- 01:15Helikobakter Pilori
- Helikobakter pilori, dünyadaki insanların hemen hemen yarısının gastrik florasında bulunmakta ve bu oran endüstrileşmiş ülkelerde yüzde seksen'e kadar çıkmaktadır.
- 1982 yılında peptik ulser ile olan ilişkisi bulunduktan sonra bu buluş Avustralya'daki bilim adamları Barry Marshall ve Robin Warren tarafından 2005 yılında Nobel ödülüne layık görülmüştür.
- 2005 yılında Maastricht konsensusu ile standart antibiyoterapi uygulanmakta olup, özellikle klotomisin, metronizol ve azitromisin kullanılmaktadır.
- 03:00Sunum Tanıtımı
- Betül Hoca, sunum yapacak iki genç asistanı tanıtıyor: Yasemin Bölükbaşı (İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde ikinci yıl asistanı) ve Elvan Clavica (İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalında iki buçuk senelik mikrobiyoloji asistanı).
- Makale saatinin amacı, yeni bilgi değil, makalenin yayınlandığı derginin impact faktöründen ekibine eksik ve önemli yanlarını irdeleyerek sunmaktır.
- 06:26Helikobakter Pilori Hakkında Bilgiler
- Yasemin Bölükbaşı, Fransa'dan 2020 yılında yayınlanan, beş yıllık bir direnç patenli gelişimini takip eden bir makaleyi sunmaktadır.
- Helikobakter pilori, fık ve spanç gram negatif, mikro aerofilik bir bakteridir ve tek bir noktadan çıkan beş eksi altı kampçısı bulunmaktadır.
- Dünya nüfusunun yüzde altmış'ı bu bakteri ile enfekte olup, prevalansı sosyoekonomik düzeyin arttıkça azalmakta, kolonizasyon ise yaşla birlikte artmaktadır.
- 12:31Helikobakter Pilori'nin Bulaş Yolları
- Temel bulaş yolu fekal-oral şeklinde olup, gastroler (mide içeriği) yoluyla da yüz kat daha fazla bulaş söz konusu olabilmektedir.
- Gelişmekte olan ülkelerde kanalizasyon sularının iyi temizlenmemesi sebebiyle kontamine sularda bulaş olabileceği göz önünde bulundurulmaktadır.
- Çok az miktarda da iatrojen endoskopik aletlerin yetersiz dezenfeksiyonu sonucu bulaş söz konusu olabileceği söylenmektedir.
- 13:12Helikobakter Pilori'nin Patogenezi
- Helikobakter pilori, üreaz enzimi ile mide mukozasındaki gastrik asidi nötralize ederek kendine habitat yaratıyor ve mide asidinden etkilenmemiş olarak uzun süre yaşayabiliyor.
- Bakterinin kampçısı, sekretuvar enzimleri ve dış yüzeydeki proteinleri sayesinde konak hücreyi invazyon mekanizması açısından önemlidir.
- Vak, A ve C enzimleri kronik inflamasyon sürecinde ve kanser patogenezi açısından önemli olup, peptik ülser, gastrit, mide kanseri ve mide lenfomamaları gibi hastalıklara neden olmaktadır.
- 14:18Helikobakter Pilori'nin Hastalık Yüklü Olması
- Helikobakter flori enfekte olan kişilerin %100'ünde gastrit oluşumu gözlemlenmiş, peptik ülser olma ihtimali ise %15-20 arasında.
- Uzun süre mide mukozasında yaşayan bakteri, astrofik gastrit, gastrit metaplazi ve kansere kadar yol açabilmekte, bu oran %1-3 civarındadır.
- Dünya Sağlık Örgütü 1994'te helikobakter pilori'yi bir numaralı kanserojen faktör olarak listesine eklemiştir.
- 15:12Tanı Yöntemleri
- Tanı yöntemleri nan-invaziv (dışkıda antijen testleri, Ure, nefes testleri ve serolojik testler) ve invaziv yöntemler olarak ikiye ayrılır.
- Nan-invaziv testlerin avantajı aktif enfeksiyonu göstermesi olup, dezavantajı tedavi almış hastalarda duyarlılık ve özgürlük oranlarının düşmesidir.
- Invaziv testlerde histoloji, kültür ve PCR testleri altın standart olarak kabul edilir, ancak maliyet etkinliği açısından daha zor testlerdir.
- 18:21Tedavi Rejimleri
- Temel tedavi rejimi proton pompası inhibitörleri, kloroformisin ve amoksisilin üçlü rejimidir, penisilin arazisi varsa metronidazol eklenir.
- Direnç problemleri nedeniyle ardışık tedavi ve dörtlü tedavi rejimleri uygulanmaktadır.
- İkincil tedavi rejimlerinde antibiyotik dozları artırılır, FDA'den onay alan Talicia gibi yeni ilaçlar da kullanılmaktadır.
- 21:38Direnç Mekanizmaları
- Helikobakter pilori, tüberküloz gibi mutasyonlardan direnç kazanır ve plazmit ve aktarım çok nadirdir.
- Makrolitlerin direnci A21.43 ve A21.42 nükleotitlerindeki mutasyonlar sonucu oluşur.
- Metronidazol direnci oksijene duyarlı ph redüktaz genindeki mutasyonlarla, amoksisilin direnci penisilin bağlayıcı proteinleri genindeki mutasyonlarla ilişkilidir.
- 24:32Fransa'da Yapılan Çalışma
- Fransa'da helikobakter pilori enfeksiyonu tedavi başarısızlığına yol açan antibiyotik direnci üzerine gözleme dayalı beş yıllık bir direnç paterni incelenmiştir.
- Çalışma iki ayrı yayın olarak yayınlanmıştır, ilk yayın 2008 yılına ait sonuçları, ikinci yayın 2014 yılındaki antibiyotik direnci gelişimini göstermektedir.
- Claritromisin ve metronidazol direncinde anlamlı bir artış gözlenmiş, 2014-2016 yılları arasındaki veriler de incelenmiştir.
- 25:19Helikobakter Pilori Tedavi Çalışması
- 2016 yılında Fransa'da yeni tedavi rejimi olarak dörtlü tedavi (biz mut, tetrasiklin, mezol ve PPI) uygulanmış ve direnç paterni açısından değişimler araştırılmış.
- Çalışmada Fransa'nın beş metropolitan bölgesinden rastgele seçilmiş 100 gastroenterolog hedeflenmiş, ancak ikinci çalışmada 62 gastroenterolog katılmış ve yaklaşık 2000 hasta incelenmiş.
- Çalışmada 18 yaş üstü, helikobakter pilori enfeksiyonu ve tedavi başarısızlığıyla bağlantılı semptomları olan hastalar endoskopi planlanarak seçilmiştir.
- 26:44Laboratuvar Yöntemleri
- Biyopsi örnekleri antren ve corpus bölgesinden alınmış, 24-48 saat içerisinde +4 santigrat derecede merkez laboratuvarına transfer edilmiş.
- Örnekler mili inhause brusella sıvı besiyeri içerisinde öğütülmüş ve ikiye ayrılmış; bir kısmı helikobakter için özel hazırlanan agar üzerine konulmuş.
- Antibiyotik duyarlılık testi 37 santigrat derecede 48 saatlik inkübe edilmiş, kromisin, amoksi zor ve flo için gradient test uygulanmış.
- 29:12Çalışmanın Sonuçları
- 951 hasta katılmış, bunun 259'u helikobakter pozitif bulunmuş ve etnik dağılımda %72'si Fransa kökenli, %55'i kadın, mediyen yaş 53 olarak tespit edilmiş.
- Katılan hastaların %60'ı epigastrik ağrıyla başvurmuş ve endoskopide %15 civarında ülser gelişimi gözlenmiştir.
- 359 pozitif hastanın 244'ü daha önce hiç helikobakter tedavisi almamış, 110'u ise tedavi görmüş hasta grubu olarak incelenmiştir.
- 31:37Direnç Oranları ve Paterni
- Birincil dirençte kloramisin stabil seyrederken, metronidazolda gittikçe artan bir artış trendi mevcut, stilin ve tetrasiklinde ise çok az direnç görülüyormuş.
- İkincil dirençlerde kloramisinde azalma, metronidazolda %88'e varan yüksek bir artış gözlenmiş.
- Birincil dirençte %12 oranında kloramisin ve metronidazol çift direnci, %5'te kloramisin ve levofloksasin çift direnci saptanmış.
- 34:46Tartışma ve Kısıtlamalar
- Çalışmada toplumdaki makrolit tüketimi ile üç ila dört yıl sonraki kloramisin birincil direnci arasında iyi bir korelasyon saptanmış.
- Fransa'da 2000-2005 yılları arasında makrolit doz alımı yarı yarıya düşmüş, ancak direnç hızı hala %15'in üstünde seyreder.
- Çalışma sürecinde beş yıl içinde birincil dirençin %46'dan %60'a yükselmiş, metronidazolun ise çok fazla reçete edildiği için verilerin doğruluğu sorgulanmış.
- 38:11Antibiyotik Direnç Çalışması
- Tetrasiklin ve risin için gradiyen test ile kolay saptanılabildiği için düşük değerleri difüzyon yöntemi tercih edilmiş, tetrasiklin için 20 derecenin altında, risin için 19 metre altında olan suçlar dirençli kabul edilmiş.
- Klaritromisin için fenotipik olarak gözlemlenen direnç ile PCR ile tespit edilen ilişkili mutasyonlar arasında mükemmel bir ilişki tespit edilmiş, bu durum PCR'ın ilk tanı yöntemi olabileceği sorusunu gündeme getirmiş.
- Çalışmada dışkıdan ve biyopsiden yapılan yöntemler kullanılmış, biyopsi invaziv bir yöntem olduğu için dışkı materyali tercih edilmeli, ancak dışkıda inhibitör olabilecek materyaller olduğu için veri kısıtlı.
- 40:34Çalışmanın Kısıtlılıkları ve Sonrası
- Çalışmanın güzel yanlarından biri ülke genelindeki hastaların dahil edilmesi, 2000 hasta katılımı söz konusu, ancak bölge başına düşük vaka sayısı gibi kısıtlılıkları mevcut.
- Tedavi olmuş grupta Helikobakter pilori endikasyonu ile ilgili ulusal bir tedavi kaydının bulunmaması, sadece gastroenterologların kaydına ve bazı hastaların verdiği bilgilere dayanılması bir kısıtlılık nedeni olabilir.
- İkinci sunumda Kanada'da yapılmış, Journal of Makrobiyoloji dergisinde Ocak 2021'de yayınlanan, impact faktörü 1.70 civarında bir çalışma paylaşılacak.
- 43:05Kamplobakter Hakkında Genel Bilgi
- Kamplobakter, küçük kıvrık mart kanalı şeklinde, hareketli, oksidaz ve katilaz özellikleri pozitif olan mikroeropik gram negatif basilerdir, üreyebilmeleri için selektif ve siyerlerine ihtiyaçları vardır.
- Kamplobakter hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde en sık gastroenterit nedenlerinden biridir, bir genel tür dağılımına baktığımızda yaklaşık 38 türü vardır ve gastroenterit açısından önemli olan türleri daha çok jejuni ve coli'dir.
- Kamplobakter kaynaklı gastroenteritler genellikle hafif seyirli olabilir ve kendi kendilerini sınırlandırabilir, ancak kan dışkılımı, yüksek ateş, sistemik enfeksiyon veya bağışıklığı baskılanmış bireylerde antibiyotik tedavisi gerekli hale gelebilir.
- 46:47Kamplobakter Direnç Mekanizmaları
- Kamplobakter dirençinde giderek artan direnç ciddi bir halk sağlığı sorunu olma yolunda ilerliyor, özellikle fluoroquinol grubunda çok artan bir direnç var.
- Fluoroquinol direncindeki ana temel mekanizma hedef enzimdeki yapısal değişimdir, girer genindeki mutasyondan kaynaklanır ve 86. koddaki trim yerine izolesin gelir.
- Tetrasiklinlere bakıldığında libozomal koruma proteinlerindeki değişiklikler neden olarak karşımıza çıkar, en sık ted-o genine bağlı aktarılabilir plazmitler üzerinde kodlanan direnç mekanizması ile karşılaşılır.
- 49:43Antimikrobiyal Duyarlılık Testleri
- Mikrodilüsyon yöntemi için clarin bu yana veya mirinton bu yana kullanılabilir, ancak içerisinde %5'lik atkı olmalı.
- Inkübasyon mikroaerofilik ortamda yapılmalı, 36-37°C'de 48 saat veya 42°C'de 24 saat bekletilmelidir.
- 50:47Çalışmanın Giriş ve Amacı
- Besin ilişkili hastalıklara yakalanan insan sayısı fazla olup, bazı vakaların tanısı bile konulamamıştır.
- Bu hastalıklar sporadik olabilir ancak zaman zaman küçük salgınlara da neden olabilir.
- Komplobakterolojisinin daha derin araştırma ihtiyacını karşılamak için bu çalışma yapılmıştır.
- 51:16Komplobakter Hakkında Genel Bilgiler
- Komplobakter için sıklıkla rezervuarlar kümes hayvanları, diğer çiftlik hayvanları, sular ve sığırlardır.
- Temel bulaş mekanizması az pişmiş kümes hayvanlarının işlenmesi veya tüketimidir.
- Pastörize edilmemiş süt veya kaynatılmamış durgun yüzey sularının tüketimi de bulaşma yolu olarak etkendir.
- 51:47Önceki Çalışma ve Mevcut Çalışma Arasındaki İlişki
- Aynı kişiler tarafından yapılan önceki çalışmada, aynı yerleşim yerindeki sığır dışkılarından komplobakter kültürleri yapılmış ve antibiyotik dirençleri incelenmiştir.
- Mevcut çalışmada ise insan dışkılarından izole edilen camplobakter jejuları üzerinde çalışılmıştır.
- İki çalışma birleştirilerek, insan dışkılarından izole edilen camplobakter jejularının kaynakları ve sub tipleri karşılaştırılacaktır.
- 53:52Çalışmanın Amacı ve Yöntemi
- Çalışmanın amacı ishal kişilerden izole edilen antibiyotik direnç oranlarını incelemek ve potansiyel kaynakları belirlemektir.
- Çalışma Güneybatı Alberta, Kanada'da yapılmıştır çünkü bu bölgede yüksek camplobakter oranı ve yüksek kırsal nüfus yoğunluğu vardır.
- Çalışma 15 sene boyunca, 1991-2006 yılları arasında hastaların dışkılarından izole edilen kamplobakterler üzerinde yapılmıştır.
- 55:41Laboratuvar Yöntemleri
- Bölge hastanesinde kampylobakter C ve AGAR aletlerinde 42°C'de mikroaerofilik ortamda inkübasyon yapılmış, kampylobakter muafsi üremeleri baytek edilmiş ve -80°C'de dondurulmuştur.
- İdentifikasyon doğrulaması için PCR ile hipra-hidrolizleri yapılmış ve sekanslamalar yapılmıştır.
- Komplobakter jejuni izolatlarının sub tipleri belirlenmek için karşılaştırmalı genomik parmak izi yöntemi kullanılmıştır.
- 56:37Antimikrobiyal Duyarlılık Testleri
- İzole edilen bakteri izolatlarının antimikrobiyal duyarlılıkları siprofloksasin, klorenisin, kindamisin, eritromisin, gentamisin ve tesk'e karşı test edilmiştir.
- Testler CLSI'nin 2006 kriterlerine göre A yöntemi kullanılarak yapılmış ve MIC değerleri belirlenmiştir.
- Tetrasiklin direnç genlerine PCR ile bakılmış, florokinon direnç genetiği içinde A genlerine hedef alınmıştır.
- 58:28Çalışmanın Sonuçları
- Campylobacter jejuni, Güneybatı Alberta'daki ishal kişilerin dışkılarından en sık izole edilen türdür.
- Yıllık ortalama 86 kişi campylobacter jejuni ile enfekte çıkmış, nüfusun yaklaşık %0,5'i bu hastalığa yakalanmıştır.
- Tetrasiklin dirençli ancak fidemikloran, peni, eritromisin veya genitam dirençli olmayan campylobacter jejuni izolatları oldukça yaygın bulunmuştur.
- 1994'ten 2008'e kadar tetrasiklin direnci yüksek kalmış, son 5 yılda ise MIC değerleri 256 ve üzeri olan izolatların sayısı artmıştır.
- 1:00:01Antibiyotik Dirençindeki Değişimler
- Tetristiklin mik değerlerinde zamana göre artış gözlemlenmiş, özellikle 2009'dan sonra 128 ve üstündeki miklerde ciddi bir artış var.
- Direnç genlerinde en sık bulunan Tet O direnç geni olmuştur.
- 2004'ten 2018'e kadar ciddi bir artış gösteren asit direncinde, özellikle si direncinde 10 katlık artış görülmüş.
- 1:01:19Direnç Mekanizmaları ve Genetik Çeşitlilik
- Spiriloksasin direncindeki artışın yurtiçi kaynaklı enfeksiyonlara bağlandığı gösterilmiş.
- Lobakteribrooksitin direncinin bir A genindeki tekli ilişkili polimorfizm ile ilişkili olduğu bulunmuş, en sık C257 mutasyonu görülmüş.
- 165 tane spiriloksasin dirençli cambakter jejuni izolatından 155'in altında bu direnç mekanizması, geriye kalan 10'da farklı teknikle ilişkili koruma sistemler bulunmuş.
- 1:03:05Genetik Çeşitlilik ve Rezervuarlar
- İshali hastaların dışkılarından izole edilen kamplobakter jejuni suçlarında yüksek oranda genetik çeşitlilik gözlenmiştir.
- Veri bankası karşılaştırması sonucunda, sığırlarla ilişkili sub tiplerin en çok örtüşenleri bulunmuştur.
- İzologların %20'sinde dört farklı belirgin sub tip bulunmuş ve bunların sığırlarla ilişkili sub tipler olduğu tespit edilmiştir.
- 1:05:09Dirençli İsolatların Karşılaştırılması
- Siprofloksasin direnç izolatlar içeren kanlobakterlerinde nasik asit ve tetrasiklin'den daha çeşitlilik göstermiştir.
- Tetrasiklin'de daha yüksek farklılık, en az ise siprofloksasin'de yer almıştır.
- Siprofloksasin dirençli izolatların sub tipleri arasında kırmızı ile işaretli olanlar sığırlarla ilişkili bulunanlar ve en çok örtüşenlerdir.
- 1:06:38Çalışmanın Sonuçları ve Öneriler
- Siprofloksasin dirençli cambakter jejuni izolatlarının çoğu Kanada'da endemik olan sub tiplerle uyumlu bulundu.
- En sık rezervuar olarak sırlar tespit edilmiş, sığırların etrafa yaydıkları dışkılarıyla tavuklara ve ardından insanlara ulaşılabileceği düşünülmüştür.
- Çalışmada tetrasiklin direncinin yüksek seyretmeye devam ettiği, miklerde bir artış olduğu ve siprofloksasin direncinin kanlobakter jejuni tiplerinde daha yaygın olduğu tespit edilmiştir.
- 1:08:01Antibiyotik Dirençine Karşı Yaklaşımlar
- Çalışmada algo-ekosistem yaklaşım modeli uygulanmayı amaçlanmıştır, bu model güvenilir ve besleyici gıdaların doğal, dost yöntemlerle üretilip herkese ulaşabilmesini amaçlar.
- 2004'ten 2018'e kadar 15 senelik süre boyunca izole edilen izolatlar incelenmiş ve bazı antibiyotiklerin düşük dirençli olduğu tespit edilmiştir.
- Makrolid direncinde %8'den %29'a kadar artış görülmüş, bu durumun peraken olanların daha sık tüketilmesiyle ilgili olduğu düşünülmektedir.
- 1:09:27Direnç Önleme Stratejileri
- Direnç oranlarının önüne geçmek için kümes hayvanlarının yemlerine eklenen antibiyotiklerin azaltılması stratejisi uygulanmaktadır.
- Melidisik asit direncine tekrar geri dönülmüş, siprofloksasin ve neolitik asitte en sık bir A kromozom geni bulunmuştur.
- Polimorfizmin varlığı genotipik genomik bilgiden fenotipik direnci tahmin etmek için kullanılabilir ve siprofloksasin dirençli suçlar daha çok sırlarla ilişkili bulunmuştur.
- 1:11:00Kamplobakter Direnci ve Araştırma Gereksinimleri
- Direnç geliştirme mekanizmalarını aydınlatmak, bulaşma risklerini tespit etmek ve yeni tanı yöntemleri geliştirmek için kamplobakterleri izole etmek, üretebilmek ve mümkünse tür tiplendirmelerini yapmak gerekiyor.
- Sitoksin direnci giderek artarken, titosiklin direnci hala yüksek kalmaya devam ediyor ve eritromisin için hala düşük direnç var.
- Mutasyonlar direnç varlıklarını gösterse de, çok fazla mutasyon olduğundan kültür hala önemini korumaya devam ediyor.
- 1:13:42Kamplobakterin Önemi ve Kültürü
- Kamplobakter uzun yıllardır önemli bir bakteri olarak görülüyor ve ishalli hastalarda aranması gereken üç patojen arasında yer alıyor.
- Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin 2021'de yayınladığı sonuçlarda, en fazla 20-30 Avrupa ülkesinin ortak sonucunda birinci sırada izole edilen bakteri kamplobakter.
- Kamplobakter kültürü için spesifik selektif vesiyerlerinin kullanılması ve mikro aerofilik bir ortam gerekiyor.
- 1:16:24Kamplobakter Kültürü Teknikleri
- Kamplobakter kültürü için çeşitli selektif vesiyerler kullanılıyor, örneğin modifiye CCDA vesiyeri içinde sefaparozom, amper ampotesi ve tkplain bulunuyor.
- Kamplobakter kolonileri küçük küçük iğne başı gibi veya büyük mukoid koloniler şeklinde oluşabiliyor ve ekim çizgisi boyunca yayılma gösteriyor.
- Kamplobakter oksidas pozitif, katalas pozitif, gram negatif kıvrık çomaklar olarak görünüyor ve gram boyama ile martı kanadı gibi veya virgül gibi morfoloji gösteriyor.
- 1:20:23Kamplobakter Jejunikoli Tanımlama Yöntemleri
- Kamplobakter jejuni, oksidaz pozitif, kıvrık morfolojisine sahip ve hiprat hidrolizi deneyinde pozitif olan bir bakteriydir.
- Hiprat hidrolizi deneyi, kamplobakter jejuniyi diğer türlerden ayırmak için yeterli olabilir, bu deneyde hiprikaz enzimi varsa jejuni olarak tanımlanabilir.
- Diğer tanımlama yöntemleri olarak API Camp gibi yarı otomatik sistemler, Vitek gibi otomatize sistemler ve Marditof gibi sistemler kullanılabilir.
- 1:22:06Duyarlık Testleri ve Yöntemleri
- Duyarlık testleri için CLSI (Clinical and Laboratory Standards Institute) kılavuzlarına göre katyon ayarlı Müller-Hinton brotunda mikrodilüsyon yöntemi uygulanır.
- Disk difüzyon yöntemi için %5 koyun kanlı Müller-Hinton agar kullanılır ve eritromisin, siprofloksasin ve tetrasiklin için direnç sınırları belirlenmiştir.
- Siprofloksasin için direnç sınırları zamanla artmış, 50 mm'ye kadar çıkarak inanılmaz bir direnç gelişimi göstermiştir.
- 1:25:13Kamplobakter Jejunikoli Direnç Oranları
- Avrupa Birliği ülkelerinde siprofloksasin direnci ortalama %61,50, eritromisin direnci %47 civarındadır.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde de siprofloksasin direnci %65 civarındadır ve bu durum daha çok seyahat kaynaklı olduğu belirtilmektedir.
- İstanbul Tıp Fakültesi'ndeki izlenimlere göre, 2000'li yıllarda eritromisin direnci yokken, siprofloksasin direnci %58 civarındaydı; 2004-2008 arası %67,50'luk bir direnç saptanmış, 2009-2010 yıllarında ise %77'ye yaklaştı.
- 1:27:25Türkiye'deki Kamplobakter Direnç Oranları ve Tiplendirme Çalışmaları
- 2020'de izole edilen kamplobakterlerde siprofloksasin direnci %89'a çıkmış, eritromisin direnci hala %4 civarındayken tetrasiklin direnci %61'e yaklaşmıştır.
- Kamplobakter tiplendirme çalışmalarında PPLP ve elektroliz yöntemleri kullanılmış ve her iki türde de çok fazla genetik çeşitlilik tespit edilmiştir.
- Kamplobakterlerde direnç kaynaklı plazmatik QR faktörleri araştırılmış ancak bulunamamıştır.
- 1:29:47Helikobakter Direnç Oranları
- Helikobakter, Colobakter'in kardeş bakterisi olup dünya nüfusunun yarısından fazlası enfekte olup, Türkiye'de %70'in üstünde enfeksiyon oranına sahiptir.
- Sistematik derleme çalışmalarına göre helikobakterlerde metronidazol direnci %40'larda, amoksisin direnci %27'lere ulaşmaktadır.
- Türkiye'de yapılan bir sistematik derleme çalışmasında 21 çalışma incelenmiş, 1099 helikobakter suçu test edilmiş ve primer antibiyotik direnç oranları %25 civarında, metronidazol için %33-34 civarında bulunmuştur.
- 1:32:37Helikobakter Kültürü ve Tanı
- Helikobakter kültürü, camlobakter kadar önemli olmasa bile direnç mekanizmalarını çalışmak ve beyaz çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla yapılabilir.
- Helikobakter kültürü için mide biyopsisi örneği kabin içinde parçalanır ve mikro aerofilik ortamda, vankomisin, trt ve ampotersin gibi antibiyotiklerle selektif besiyerlerde beslenir.
- Helikobakter kültürü, camlobaktere göre daha küçük, nokta toplu iğne başı gibi koloniler oluşturur ve kültür süresi 5-7 güne kadar uzatılmalıdır.
- 1:35:54Helikobakter'in Tanımlama Özellikleri
- Helikobakter pilori'nin tanımı kolaydır: üreaz enzimi pozitif, kıvrık morfoloji, oksidas pozitif ve mikrofilik ortamda ürediği görülür.
- Gram boyama ile kıvrık gram negatif bakteriler görülebilir, ancak camlobakterden biraz daha uzun kıvrıklık açısından farklılık gösterir.
- Helikobakter için antibiyotik duyarlılık testleri için agar miller hinton agar'ın içine 2-3 hafta bekletilmiş koyun kanı ilave edilmesi önerilmektedir.
- 1:39:08Helikobakter Testlerinin Duyarlılığı
- Proton pompası inhibitörü kullanımı, kültür duyarlılığını %74'ten %41'e düşürmektedir.
- Hızlı üre testi, PCR ve ELISA testlerinde de proton pompası inhibitörü kullanan hastalarda duyarlılık düşüşü gözlemlenmiştir.
- Proton pompası inhibitörü kullanımı nedeniyle hızlı testlerin, tedavinin takibi için en az bir ay veya daha fazla bırakıldıktan sonra kullanılması önerilmektedir.