• Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, gökbilim bilgisi içeren bilimsel bir belgesel formatındadır. Sunucu, izleyicilere evrende dünya dışı yaşam arayışını detaylı bir şekilde anlatmaktadır.
    • Video, evrende dünya dışı yaşamın varlığına dair ipuçlarını araştırarak başlayıp, gökbilimcilerin keşfettikleri yıldızlararası nesneleri (Oumuamua, 2020 SO, 2I/Borisov) inceliyor. Ardından güneş sistemindeki gezegenler (Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün) ve uyduların yaşam barındırma potansiyelleri ele alınıyor. Son bölümde ise dış gezegenlerin tespit yöntemleri, spektroskopi yöntemi ve Fermi Paradoksu gibi konular işleniyor.
    • Belgeselde ayrıca James Webb teleskobunun dünya dışı yaşam bulma görevi, Drake denklemi, güneş yelkenleri ve elektrikli yelkenlerin çalışma prensipleri, Gliese 581 c gezegeni, Kuğu Takımyıldızındaki Tabby Yıldızı ve Bowier Boşluğu gibi evrenin gizemli yerleri hakkında bilgiler de verilmektedir. Video, evrende yaşam arayışının zorlukları ve sınırlamalarını da ele alarak düşündürücü bir sonla tamamlanmaktadır.
    00:02Dünya Dışı Yaşam Arayışı
    • Evrende yalnız mıyız sorusu herkesin kendine sorduğu bir sorudur ve bilim ve teknoloji ilerledikçe gökbilimciler dünya dışı yaşamı keşfetmek için yeni yollar geliştirmektedir.
    • 1974 yılında dünya dışı akıllı uygarlıklara uzaya ilk mesajlar gönderildi ve şu an için hala bir cevap alamamış olsak bile, pek çok kişi evrende dünyadan başka yerlerde de yaşam olduğuna inanıyor.
    01:23Çin'deki UFO Gözlemi
    • 24 Temmuz 1981 akşamı Çin'de yaklaşık 10 milyon kişi gökyüzünde 6-7 dakika boyunca spiral şeklinde bir ışık gördüğünü bildirdi.
    • Bu UFO, meteorit hipoteziyle açıklanamadı çünkü cismin verileri bir meteoritinkilerle örtüşmüyordu ve saniyede birkaç km hızla, 500 km yükseklikte dünyanın dönüşünün tersi yönünde hareket ediyordu.
    • Casus uçak teorisi öne sürüldü ancak UFO'nun fotoğrafları ve kayıtları çok düşük kalitede olduğundan en makul açıklamadan asla emin olunamadı.
    03:37Evrenin Boyutu
    • Gözlemlenebilir evren yaklaşık 200 trilyon yıldız içerecektir, yani dünyadaki kum tanelerinden daha fazla yıldız vardır.
    • Her bir yıldızı bir kum tanesine dönüştürseydik, dünyayı 10 santimetre kalınlığında kaplamaya yetecek kadar yıldız olurdu.
    • Gözlemlenebilir evren, devasa bir kozmik okyanusta yalnızca küçük bir su damlasını temsil eder ve tüm evrenin boyutu, gözlemlenebilir evrenden 15 milyon kat daha büyük bir uzay hacmi içerebilir.
    05:01James Webb Teleskobu ve Dünya Dışı Yaşam
    • Evrende dünya dışı yaşamın izlerini bulmak, James Webb Teleskobunun görevlerinden biridir; teleskop Dünya'dan 1,5 milyon km uzaklıkta güneş'in yörüngesine yerleştirilmiştir.
    • Frank Drake 1961 yılında Drake Denklemi oluşturdu ve bu denklem bizim dışımızdaki potansiyel akıllı uygarlıkların sayısını ölçmektedir.
    • Gökbilimciler binlerce yıl önce yok olmuş bir uygarlığın bıraktığı teknoloji izlerini bulabilecekler çünkü teknolojik izler biyo-izlerden daha uzun ömürlüdür.
    06:53Fermi Paradoksu
    • Fermi Paradoksu, 1950 yılında İtalyan fizikçi Enrico Fermi'nin arkadaşlarıyla dünya dışı yaşam olasılığını tartışırken kendisine sorduğu bir dizi soruyu gizler.
    • Teknolojik olarak bizden daha ileri olan başka uygarlıklar mutlaka yaşamış ve yok olmuşlardır, ancak neden dünya dışı uygarlıklara dair hiçbir kanıt bulamamıştır?
    • Bu paradoksun cevapları arasında teknolojik olarak gelişmiş bir uygarlığın ortaya çıkma olasılığının çok düşüktür, dünya dışı varlıklar vardır ama bizimle iletişim kurmak istemezler veya henüz onları tespit edecek kadar teknolojik olarak gelişmiş değiliz.
    09:01Oumuamua - Güneş Sistemindeki İlk Yabancı Cisim
    • Oumuamua, 2017 yılında güneş sisteminde gözlemlenen ve başka bir yerden geldiği düşünülen ilk cisim oldu; 19 Ekim 2017'de Hawaii'deki Halyakala gözlemevi teleskobu tarafından tespit edildi.
    • Harvard'lı astrofizikçi Avi Loeb, Oumuamua'nın bir kuyruklu yıldız veya asteroid olmadığını, aksine dünya dışı akıllı yaşamın ilk işareti olduğunu söylüyor.
    • Oumuamua, uzun bir puro ya da genişliğinden on kat daha uzun bir disk şeklindedir ve bir asteroidden ziyade bir uzay gemisini andırmaktadır.
    10:22Oumuamua'nın Gizemli Özellikleri
    • Oumuamua'nın en garip yanı, fark edilir edilmez bir dönüş yaparak başka bir yöne doğru hızlanmasıdır.
    • Kuyruklu yıldız hipotezi pek çok bilim insanı için ikna edici değildir çünkü çoğu kuyruklu yıldızın bir kuyruğu vardır, ancak Oumuamua bu özelliğe sahip değildi.
    • Avi Loeb'in teorisiye göre, güneş ışığının cismin yüzeyindeki yansıması, rüzgarın yelkeniyle bir tekneyi itmesi gibi bir itme yaratmış olabilir ve doğa yelken yapmadığı için bu nesnenin insan yapımı ve dolayısıyla dünya dışı olma ihtimalinin yüksek olduğunu açıklıyor.
    13:45Omumu ve Güneş Yelkeni Hipotezi
    • Omumu, yaklaşık yarım milyar yıl önce Plüton benzeri bir dış gezegenden kopmuş bir azot buzu parçası olabilir.
    • Loeb'in güneş yelkeni hipotezi, nitrojen bloğunun geleceği dış gezegenin bu boyutta bir parçayı bulmaya yetecek kadar büyük olmasının olası olmadığını savunarak çürütülmüştür.
    • Gökbilimciler, Loeb'in güneş yelkeni hipotezine meydan okuyarak, ışığın sadece yüzde onunu yansıttığı için çok verimsiz olduğunu belirtiyorlar.
    15:28Güneş Yelkeni Prensibi
    • Güneş yelkeni, aynalar üzerinde bir kuvvet uygulayan ışığın rüzgarla savrulan bir yelkene benzetilmesiyle çalışır.
    • Yüksek enerjili lazer ışınları, ışın yelkeni olarak bilinen bir kavramla, güneş ışığı kullanılarak mümkün olandan çok daha büyük bir kuvvet uygulamak için alternatif bir ışık kaynağı olarak kullanılabilir.
    • Işık fotonlardan oluşur ve hareket ettiklerinde momentuma sahiptir; bu momentum, ayna veya parlak bir metal parçası gibi bir yüzeye yansıdığında, yüzeye aktarılır.
    16:30Güneş Yelkenlerinin Avantajları
    • Güneş yelkenleri, uzun ömürle birlikte düşük maliyetli uzay uçuşları imkanı sunar ve çok az hareketli parçaya sahip oldukları için birçok kez kullanılabilirler.
    • 800x800 metrelik bir güneş yelkenine uygulanan toplam kuvvet, Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığında yaklaşık 5 newton'dur ve bu düşük itişli bir tahrik sistemi yapar.
    • Güneş yelkeni, bir yıl içinde 30 km/saat hıza ulaşabilir, bu da geleneksel tahrik sistemlerine göre daha hızlı bir yolculuk sağlar.
    19:02Güneş Yelkenlerinin Dezavantajları
    • Güneş yelkenleri, ev sahibi yıldızların özelliklerine bağlıdır ve M tipi yıldızlar (kırmızı cüceler) için etkisizdir.
    • Kırmızı cüceler, evrendeki yıldızların büyük çoğunluğunu temsil eder ve ana dizilerinde 10 bin milyar yıla kadar kalabilirler.
    • Güneş yelkenine alternatif olarak elektrik yelkeni de bulunur; elektrikli yelken, güneş rüzgarını itmek için manyetik bir alan oluşturur.
    20:16Elektrikli Yelkenler ve Güneş Yelkenlerinin Karşılaştırması
    • Elektrikli yelkenler, güneş-yıldız rüzgarından gelen yüklü parçacıkların elektrik alanları aracılığıyla saptırılarak itilmesine dayanırken, güneş yelkenleri yıldız tarafından yayılan fotonların itilmesine dayanır.
    • Lazer dizileriyle çalışan güneş yelkenlerinin ışık hızının yüzde 10'una ulaşabilmesi mümkünken, elektrik yelkenleri sadece ışık hızının yüzde 0,1'ine ulaşabilir.
    • Elektrikli yelkenli bir uzay aracı, ışık hızının yüzde 10'una ulaşmak için en az 1 milyon yıl alır, bu da uzun bir süre olmasına rağmen, lazerler tarafından hızlandırılabilen bir yelken ilk dış gezegenleri keşfetmenin en pratik yolu olabilir.
    22:55Yıldızlararası Nesneler
    • 30 Ağustos 2019'da Jennady Borisov, Kırım'daki kişisel gözlemevinden güneş sistemimizin asteroid kuşağındaki kuyruklu yıldızlardan farklı bir yönde hareket eden bir cisim gözlemledi.
    • Bu cisim, ilk keşfedilen yıldızlararası kuyruklu yıldız olan 2I Borisov olarak tanımlandı ve su, toz ve karbon monoksitin çamurlu bir karışımından oluşuyor olabilir.
    • 2I Borisov kuyruklu yıldızı, 9000 yıl önce şiddetli bir çarpışmanın ardından güneş sistemimize itilmiş olabilir.
    24:56Pasifik'e Düşen Yıldızlararası Cisim
    • 8 Ocak 2014 günü saat 17:00'da Pasifik'e düşen cisim, SNEOS 2014-08 olarak adlandırıldı ve Papua Yeni Gine kıyılarının 200 km açığında düştü.
    • Cisim sadece 45 santimetre genişliğindeydi ve dünyaya saatte 21.600 km hızla ve hiperbolik bir yörünge izleyerek ulaştı, bu da yıldızlararası kökenli olduğunu kanıtlıyor.
    • Bu cisim, Oumu'a ve 2I Borisov kuyruklu yıldızından önce dünya'da tespit edilen ilk yıldızlararası kökenli nesne olabilir ve Amerikan Savunma Bakanlığı Uzay Komutanlığı'nın casus uydularından gelen verilerle tanımlanmıştır.
    26:44Okyanusa Düşen Göktaşının Araştırılması
    • Okyanusa düşen göktaşının yaklaşık 60 km/s hıza sahip olduğu tahmin edilmektedir.
    • Pasifik Okyanusu'nda meteor parçalarını bulmak için araştırma başlatılmıştır.
    • Araştırmanın amacı, nesnenin doğal mı yoksa yapay mı olduğunu doğrulamak için bileşimini analiz etmektir.
    27:30Venüs'te Yaşam Arayışı
    • Güneş sistemimizi keşfetmeye Venüs ile başlanmaktadır.
    • Venüs, Güneş'e en yakın ikinci gezegendir ve sıcaklıklar 500 santigrat dereceye ulaşabilir.
    • Venüs'te sıvı su veya organik moleküller bulunamaz, yüzeyinde basınç Dünya'nın 92 katı ve atmosferi %96 karbondioksitten oluşur.
    28:40Venüs'te Yaşam İmkanları
    • Anglo-Amerikan bilim insanları, Venüs'ün gökyüzünde fosfin adlı bir gazın varlığını tespit etmiştir.
    • Fosfin, ölümcül bir gaz olmasına rağmen yaşam formlarının varlığının güvenilir bir göstergesidir.
    • Venüs'ün üst atmosferi, su damlacıklarının oluşmasına yetecek kadar düşük ve ılıman sıcaklıklar sunmaktadır.
    29:58Venüs'ün Atmosferinde Yaşam İmkanları
    • Venüs'ün yüzeyinden 55 km yükseklikteki tropofosferin basınç ve sıcaklık koşulları Dünya'ya benzer.
    • Araştırmalar, Venüs atmosferinde inorganik olarak üretilmesi zor olan karbonil sülfürün varlığını tespit etmiştir.
    • Venüs atmosferindeki yaşam Dünya'dan da gelmiş olabilir, çünkü güneş sistemimizin gezegenleri geçmişte malzeme alışverişinde bulunmuş olabilir.
    31:24Venüs ve Dünya'nın İkiz Kardeşleri
    • Venüs ve Dünya aynı yaşa (4,5 milyar yıl) sahiptir ve boyut ve kütle bakımından benzerler.
    • Modeller, erken Venüs yüzeyinin göller, okyanuslar ve ılıman koşullarla Dünya yüzeyine çok benzediğini göstermektedir.
    • Gökbilimciler, Venüs'ün oluşumundan sonraki 2-3 milyar yıl boyunca çevresinin mükemmel bir şekilde yaşanabilir olduğuna inanmaktadır.
    32:39Venüs'ün Cehenneme Dönüşümü
    • Venüs'ün oluşumundan kısa bir süre sonra, silikat kayaların atmosferdeki karbondioksiti emip kabuğuna hapsettiği hızlı bir soğuma dönemi yaşadığı tahmin edilmektedir.
    • 715 milyon yıl önce Venüs'ün atmosferi hala bizimkine benziyordu, ancak yoğun volkanik faaliyet kitlesel bir yok oluşa yol açabilmiştir.
    • Dünya 252 milyon yıl önce yaşanan Permiyen krizi ile benzer bir olay yaşamış ve bu olay dünyanın oluşumundan bu yana yaşanan en büyük kitlesel yok oluşa işaret etmiştir.
    34:16Mars'ta Yaşam Arayışı
    • Mars için Venüs'ten ayrılıyoruz ve Dünya dışı yaşam arayışları şimdiye kadar ağırlıklı olarak Mars'a odaklandı.
    • Mars'ta bir gün Dünya'daki 24 saat 37 dakikaya eşdeğerdir ve dönme ekseni benzer bir eğime sahiptir.
    • 19. yüzyılın ortalarından bu yana, Mars'ta yaşamın var olma olasılığı ile ilgilenilmektedir.
    35:11Mars Keşifleri
    • 1884 yılında Mars'ta yapılan spektrolojik analizler, kızıl gezegenin ne oksijen ne de su içerdiğini göstermiştir.
    • 1965 yılında Mariner 4 sondası, Mars'ın kraterlerle kaplı olduğunu ve göl ya da okyanus bulunmadığını göstermiştir.
    • Mariner 4 sondası, Mars'ta yaşamın varlığını reddetmiştir çünkü Dünya gibi bir manyetosfer tarafından korunmuyor.
    36:30Mars'ta Sıvı Su Arayışı
    • Daha yeni keşifler, Mars'ta sıvı halde su var mı? sorusunu yanıtlamayı amaçlamaktadır.
    • Haziran 2000'de gezegenin çekirdeğine yakın derinliklerde sıvı su birikintileri keşfedildi.
    • 12 Ağustos 2005'te MRO uzay aracı Mars yörüngesine fırlatıldı ve Mars'ta kil ve kumtaşı gibi tortul birikintilerin varlığıyla işaretlenen eski göllerin ve nehirlerin izleri bulundu.
    38:10Mars'ta Sıvı Su Geçmişi
    • Bulgular, bilim insanlarının Mars'ta 3,8 milyar yıl önce ve yaklaşık 2,5 milyar yıl öncesine kadar sıvı halde su bulunduğunu tahmin etmelerini sağlamıştır.
    • Diğer çalışmalar, Ladon havzasında yaklaşık 1,3 milyar yıl boyunca sıvı suyun aktığını göstermektedir.
    • Çin keşif aracı Zhurong'dan elde edilen son veriler, Mars'ın bazı bölgelerinde suyun gezegende sadece 700 milyon yıl önce akmaya devam ettiğini göstermektedir.
    38:54Mars'ta Su Akışları
    • Nature Geoscience dergisinde yayınlanan son gözlemler, Mars'ın ekvatorun yakınındaki kraterler boyunca mevsimsel olarak ortaya çıkan su akışlarını ortaya çıkardı.
    • Bu su, sıcak mevsimlerde belirip kaybolan ve tekrarlayan "eğim çizgileri" olarak adlandırılan koyu renkli çizgiler olarak görünüyor.
    • Mars'ın ekvatorundaki sıcaklık ortalama yirmi santigrat dereceye kadar ulaşabiliyor, bu da gezegenin düşündüğümüz kadar soğuk olmadığını gösteriyor.
    40:00Jüpiter ve Uyduları
    • Jüpiter, güneş sistemindeki en büyük gezegen ve güneş'ten sonra ikinci en büyük gök cismidir.
    • Gökbilimciler Jüpiter'in yörüngesinde dolanan en az yetmişdokuz uydusunu saymışlardır.
    • Jüpiter'in dört ana uydusu (Galileo uyduları) Ganimede, Europa, Calisto ve Aya olarak adlandırılır ve bu isimler Yunan tanrısı Zeus'un Roma mitolojisinde Jüpiter'e karşılık gelen sevgililerinin adlarından gelir.
    40:53Europa Uydusu
    • Europa uydusu, bilim en çok ilgisini çeken uydudur; üçbin yüzyirmiiki km çapıyla en küçük Galileo uydusudur ve yüz km kalınlığında parlayan buzla kaplıdır.
    • Bilim insanları, Dünya'dan iki ila üç kat daha fazla su içeren geniş bir iç tuzlu su okyanusu barındırdığına ve nikel-demir çekirdeğinin ısısı sayesinde suda yaşamın mümkün olduğuna inanıyor.
    • Europa'nın yüzeyindeki buz tabakası, dışarıyla besin alışverişine ve dolayısıyla yaşamın gelişmesine olanak tanıyan gerçek bir dinamik sistemdir.
    43:00Satürn ve Titan Uydusu
    • Satürn, Jüpiter'den sonra güneş sistemindeki en büyük ikinci gezegen olup, kalın halkalarından tanınır.
    • Satürn'ün yaklaşık ikiyüz uydusu olduğu tahmin ediliyor, ancak bunlardan seksenüç tanesi gözlemlenmiştir.
    • Titan (Satürn altı), Satürn'ün yörüngesindeki tüm maddenin yüzde doksanaltı'sını tek başına oluşturur ve yüzde doksansekizvirgülkırk'ı nitrojen, yüzde birvirgülaltmış'ı metan ve etandan oluşan yoğun ve kalın bir atmosfere sahiptir.
    44:24Titan'ın Yaşam Olasılığı
    • Titan çoğunlukla kaya ve donmuş sudan oluşur, ancak kutup bölgelerinde sıvı hidrokarbon gölleri keşfedildi.
    • Titan'ın iklimi sayesinde oluşmuş olabilecek rüzgar ve metan yağmuru ile kumullar ve kıyılar bulunuyor.
    • Sıvıların varlığı ve nitrojenden oluşan kalın atmosferi nedeniyle bilim insanları Titan'ın dünyanın ilk zamanlarına çok benzediğini ancak daha soğuk olduğunu düşünüyorlar.
    45:37Enceladus Uydusu
    • Enceladus, Satürn'ün altıncı uydusu olup, 1789 yılında keşfedilmiştir.
    • Cassini sondası, bu uydunun buzla kaplı ve sıvı sudan oluşan bir iç okyanusa sahip olduğunu tespit etti.
    • Enceladus'ün gayzerlerinde yüksek oranda dihidrojen, karbondioksit ve büyük miktarlarda metan bulundu, bu da uyduda yaşayan mikrobik organizmalar olabileceği veya metanın bilinmeyen kimyasal süreçlerle üretiliği olabileceği anlamına gelebilir.
    47:40Uranüs
    • Uranüs, esas olarak katı halde su, amonyak ve metandan oluşur ve etrafında onüç halka ve yirmiyedi uydu yörüngede döndüğü için iyi çevrelenmiştir.
    • Uranüs'ün manyetik alanı gariptir, merkezin dışındadır ve gezegenin dönüş eksenine ellidokuz derece eğimlidir, bu nedenle Uranüs yörüngesinde yatar.
    • Uranüs'ün sıcaklık eksi ikiyüzyirmidört santigrat dereceye kadar düşer, bu da gezegenin herhangi bir iç ısı yaratmadığı anlamına gelir.
    49:33Neptün
    • Neptün, güneş sisteminin sekizinci ve en yoğun gezegenidir, 19. yüzyılın başında tümdengelim yoluyla keşfedilmiştir.
    • Neptün de Uranüs gibi bir buz devidir, atmosferi hidrojen ve helyumdan oluşmakta olup, hidrokarbonlarla su, amonyak ve metan gibi uçucu maddeler de içermektedir.
    • Neptün'ün meteorolojik açıdan çok aktif olması, güneş sisteminin en güçlü rüzgarlarını gözlemlememizi sağlar, ancak sıcaklığı eksi ikiyüzonsekiz santigrat dereceye kadar düşmesi nedeniyle yaşanmaz bir gezegendir.
    52:03Dünya Dışı Yaşam Arayışının Geçmişi ve Geleceği
    • Yaşam barındırabilecek gezegenleri aramak için güneş sistemimizden ayrılıyoruz, 1990'larda gökbilimciler güneş dışındaki yıldızların yörüngesinde dönen ötegezegenleri keşfettiler.
    • Bilinenlerde, bizim galaksimizdeki ötegezegen sayısının en az yüz milyar olduğu ve gözlemlenebilir evrendeki galaksi sayısının iki milyar olduğu tahmin edilmektedir.
    • Mevcut teleskoplar (Hubble ve James Webb) gezegenleri doğrudan görmeye yetmez, bu nedenle gökbilimciler yaşamın gelişimine aday olanakları bulmak için doğrudan kanıtlardan ziyade ipuçlarına bakacaktır.
    53:07Yaşam Barındırabilecek Gezegenlerin Özellikleri
    • Potansiyel olarak yaşam barındırabilecek bir gezegen, yüzeyinde sıvı halde su bulunan kayalık bir gezegen olmalıdır.
    • Gezegenin sıvı halde suya sahip olması için iki kriteri karşılaması gerekiyor: kütlesi Dünya'nınkine yakın olmalı ve yüzey sıcaklığı ılımlı olmalıdır.
    • Gökbilimciler "yaşanabilir bölge" olarak adlandırdıkları, yıldızın etrafında sıvı halde suyun bulunmasının mümkün olduğu alana odaklanmaktadır.
    55:27Dış Gezegenleri Tespit Etme Yöntemleri
    • Dış gezegeni tespit etmek için iki yöntem mevcuttur: birincisi, dış gezegen yıldızının önünden geçtiğinde yıldızın parlaklığında bir azalma ile mini bir tutulma gözlemlenmesi.
    • İkinci yöntem, yıldızın hareketinden ilgilenmektir; bir gezegen etrafında döndüğünde kütle çekimi bir salınım etkisi yaratabilir.
    • Bu yöntemlerin sınırları vardır; yıldız ötegezegene kıyasla çok büyükse, parlaklık ya da hareket değişimlerini tespit edemeyebiliriz.
    56:24Yaşam İçin Uygun Yıldızlar
    • Gökbilimciler daha küçük olan turuncu ya da kırmızı cücelerin etrafında ötegezegen aramayı tercih ediyorlar, özellikle de sayıları daha fazla olduğu için.
    • Samanyolu'nda sarı cücelerin sadece %6'sına karşılık kırmızı cüceler yıldızların %73'ünü, turuncu cüceler ise %13'ünü temsil etmektedir.
    • Sorun: turuncu ve kırmızı cüceler yaşam için tehlikeli olan X-ışınlarını çok daha fazla yayarlar; turuncu cüceler Güneş'ten 5 ila 25 kat, kırmızı cüceler ise 80 ila 1600 kat daha fazla radyasyon yayar.
    57:27Biyo-İmzalar ve Spektroskopi
    • Yaşamı desteklemek için tüm ideal koşullara sahip bir gezegen bulduktan sonra, yaşam olup olmadığını anlamak için doğrudan gözlemlenemeyecek dünya dışı varlıkları aramak yerine, biyo- imzaları aramak gerekir.
    • Spektroskopi sayesinde, doğru bir şekilde gözlemlenemeyecek kadar uzakta olsalar bile, dış gezegenlerin atmosferinde biyo- imzaları arayabiliyoruz.
    • Güneş ışığını bir prizmadan geçirdiğimizde, soğurma çizgileri adı verilen siyah çizgiler görülür; bu delikler, ışığın bize ulaşmadan önce içinden geçtiği gazlardan kaynaklanır.
    58:45Oksijen ve Diğer Biyo-İmzalar
    • Spektrum gözlemlerini yaparak, gezegenin atmosferinde bulunan gazların oranlarını bile tahmin edebiliriz.
    • Bilim insanları Dünya atmosferinin %20'sini temsil eden oksijeni arayacaklar; oksijen, bitkiler, algler ve bakteriler tarafından fotosentez süreciyle açığa çıkarılır.
    • Bu yöntemin sınırları vardır; büyük miktarlarda oksijen, yaşamla ilgisi olmayan bir fenomenden gelebilir veya yaşam formları var olabilir ancak oksijen bunları keşfetmek için uygun olmayabilir.
    59:46Kepler-438b Örneği
    • Lyra takımyıldızında yaklaşık 475 ışık yılı uzaklıkta bulunan Kepler-438b, bugüne kadar keşfedilen dünyaya en yakın ötegezegen olarak gökbilimcileri büyülüyor.
    • Kepler-438b'nin TCI (Dünya Benzerlik Endeksi) puanı 0,88'dir, bu iyi bir puan çünkü endeks 1'e ne kadar yakınsa gezegen Dünya'ya o kadar benzer.
    • Mars örneğinde, TCI endeksi 0,88-1,15 olan Mars, Venüs'ünkinden daha az olsa da (0,90-1,79), kalın atmosferi sera gazları açısından çok zengin olduğu için yüzeyindeki ortalama sıcaklık 460°C'dir.
    1:01:48Kepler-438b'nin Gerçekleri
    • Kepler-438b, görünüşe göre dünya dışı yaşamın gelişmesi için gerekli tüm koşulları karşılıyor; yıldızının yaşanabilir bölgesinde yer almakta ve Dünya'dan 12 kat daha büyük.
    • Son çalışmalar, Kepler-438b'nin yaşam için engel teşkil edebilecek birkaç özelliğini ortaya çıkarmıştır; yıldızı bir kırmızı cüce olduğu için Dünya'dan %40 daha fazla radyasyon alıyor.
    • Kepler-438b'nin yıldızı, güçlü koronal kütle atımları yapabilir ve bu atımlar her birkaç yüz günde bir meydana gelebilir, bu da gezegeni dünya dışı yaşamın gelişimi için düşmanca bir ortam haline getirebilir.
    1:03:54Gliese 581c Gezegeni
    • Dünya'dan yaklaşık yirmi ışık yılı uzaklıkta bulunan Gliese 581c gezegeni, yıldızı Gliese 581'in yaşanabilir bölgesinde yer alıyor ve yaşam için gerekli koşulları karşılıyor.
    • Gliese 581 yıldızı, kırmızı cüce olarak kararlı bir parlaklık gösteriyor ve bu nedenle yaşamın ortaya çıkması ve evrimi için uygun koşullar sağlanmış.
    • Gliese 581c gezegeni, yıldızıyla eş zamanlı bir dönüş içinde olduğu için merkezi yıldızına her zaman aynı yüzünü gösteriyor, bu da bir tarafın çok sıcak, diğer tarafın ise çok soğuk olacağını anlamına geliyor.
    1:06:05Dünya Dışı Yaşam Arayışı
    • Gliese 581c'deki dünya dışı yaşam, dünyadaki yaşamdan farklı olacaktır; sadece küçük bir bantla sınırlı olacak ve gökyüzü kırmızı, bitkiler ise maksimum enerjiyi emecek şekilde siyah olacaktır.
    • Gökbilimciler 9 Ekim 2008'de Gliese 581c'ye bir radyo sinyali göndermiş ve cevap 2049 sonbaharında alınabilir.
    • Fermi'nin paradoksuna göre evrende binlerce dünya dışı uygarlık olmalı ama henüz onlardan hiçbir iz görülmüş değil.
    1:07:34Tabby Yıldızı
    • Kuğu takımyıldızında bulunan, Dünya'dan yaklaşık 1470 ışık yılı uzaklıkta olan Tabby yıldızı (KIC 8462852), parlaklıkta sıradışı değişimler gösteriyor.
    • Yıldızın önünden geçen bir gök cismi, toz halkası veya yüzeyindeki bozulmalar gibi açıklamalar bilim insanları tarafından reddedilmiş.
    • Yıldızın etrafında bir Dyson küresi inşa etmiş olabilecek, teknolojide çok gelişmiş bir dünya dışı uygarlığın faaliyetlerinden kaynaklanan yapay parlaklık değişimleri hipotezi henüz çürütülememiş.
    1:11:51Bowier Boşluğu
    • Büyük Boşluk (Bowier Boşluğu), çapı yaklaşık 330 milyon ışık yılı olan, çok az sayıda galaksi içeren bir bölge.
    • Boşluk 1981 yılında keşfedilmiş ve 1997'de içinde yaklaşık 60 galaksi olduğu tahmin edilmiştir.
    • Bilim insanları tarafından tercih edilen teori, sabun köpüklerinin bir araya gelerek daha büyük boyutlu tek bir sabun köpüğü oluşturması gibi daha küçük boyutlu diğer boşluklardan oluştuğu yönündedir.
    1:13:34Dünya Dışı Uygarlık Hipotezi
    • Bowier Boşluğu, Kardashev ölçeğinde üçüncü tip bir uygarlığın genişlemesiyle oluşmuş olabilir.
    • Bu uygarlık, galaksisinden yayılan tüm gücü toplayabilir ve tüketebilir, boşlukta bulunan tüm yıldızları ve galaksileri örtecek devasa bir Dyson küresi inşa edilebilirdi.
    • Bowier Boşluğu dünyadan 700 milyon ışık yılı uzaklıkta yer almakta ve gözlemlediğimiz şey 700 milyon yıl önceki halidir, bu da akıllı yaşamın evrende 4 milyar yıl önce ortaya çıkmış olabileceğini gösteriyor.
    1:14:44Evren ve Dünya Dışı Yaşam
    • Evren ölçeğinde bir uygarlığın ömrü göz açıp kapayıncaya kadardır, bir gün dünya dışı bir uygarlık görecek kadar şanslı olsak bile, bu uygarlık kesinlikle birkaç milyon yıl önce var olmuş ve yok olmuş olacaktır.
    • Dünya dışı varlıklarla iletişim kurma olasılığı son derece düşüktür, ancak bilim insanlarının arayışlarından vazgeçtikleri anlamına gelmez.
    • Diğer uygarlıkları gözlemlemek, milyonlarca yıl ortadan kaybolmuş olsalar bile, çok ilginç ve öğretici olmaya devam edecektir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor