Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir sunucu tarafından anlatılan, dinozorların hüküm sürmesinden 400 milyon yıl önceki dünya yaşamını ve Paleozoik dönemlerini kapsayan bilimsel bir belgeseldir.
- Video, yaşamın gezegenimizde 3,5 milyar yıldan daha uzun bir süre önce ortaya çıktığını anlatarak başlar ve Proterozoik ve Paleozoik dönemlerin kalbine doğru bir yolculuk sunar. İçerik, Ediacaran ve Kambriyen dönemlerinden başlayarak, Ordovisyen, Silüyen, Devoniyen, Karbonifer ve Permiyen dönemlerine kadar uzanan evrimsel süreci kronolojik olarak ele alır. Her dönem için önemli fosiller, yaşam formları ve jeolojik değişimler detaylı şekilde incelenmektedir.
- Belgeselde Dikinsonia, Charlia Masoni, Kimberella, Anomalocaris, Pikaia, Myllokunmingia, Petergatus, Tiktaalik, Stego Sephalus, Erops ve Dimetrodon gibi önemli fosil türleri tanıtılmakta ve bunların anatomik özellikleri, yaşam tarzları ve beslenme alışkanlıkları hakkında bilgiler verilmektedir. Ayrıca, Permiyen krizi gibi dünya tarihindeki büyük ekolojik felaketler ve bunların nedenleri de ele alınmaktadır.
- 00:01Yaşamın Tarihi ve Dinozorların Öncesi
- Yaşam, gezegenimizde üçvirgülelli milyar yıldan daha uzun bir süre önce ortaya çıktı.
- Mezozoik dönemin tartışmasız yıldızları dinozorlar olsa da, onların varlığından dörtyüz milyon yıl önce çok sayıda hayvanın onlardan önce geldiğini unutuyoruz.
- İklim değişiklikleri, yiyecek eksikliği veya yeni avcıların gelişiyle evrenleri mutasyona uğradı, çoğu tür uyum sağlayamadı ve nesli tükendi.
- 02:33Paleozoik Dönemlerin Başlangıcı
- Dinozorlar çağından çok çok öncesine, dünya kocaman bir kartopuydu ve tamamen donmuş, kutuplardan tropik bölgelere kadar buzullarla kaplıydı.
- Volkanik patlamalar büyük miktarlarda karbondioksit ürettiğinde gezegenin ısınmasını sağlayan bir sera etkisi yaratıldı ve buzlar eridi.
- Farklı kara kütleleri bir araya gelerek Rondolia adında bir süper kıta oluşturdu ve bu kıta Mirovia adı verilen eşsiz bir okyanusla çevrilidir.
- 03:39Ediacaran Dönemi
- Yolculuğumuz çağımızdan altıyüzotuzbeş ile beşyüzkırkiki milyon yıl önceki Ediacaran döneminden başlıyor.
- 1946 yılında Avustralyalı jeolog Reg Sprig, Avustralya'nın Ediacaran kara tepelerinde deniz anası şeklinde garip izleri fark etti ve Dikinsonia adlı tüm zamanların en önemli fosil keşiflerinden birini yaptı.
- Paleontologlar, Avustralya ve Rusya'da bulunan fosillere dayanarak en eski hayvanın yaklaşık beşyüzaltmış milyon yıl önce denizde yaşadığını tahmin ediyor.
- 05:44Ediacaran Dönemindeki Diğer Hayvanlar
- 1957 yılında üç İngiliz öğrenci Leicestershire'daki bir ormanda yaprak şeklinde bir fosil buldular ve bunu yerel üniversitedeki bir jeoloğa götürdüler; Charlia Masoni olarak adlandırılan bu fosil bir eğrelti otuna benzemektedir.
- Charlia'nın iskeleti ya da kabuğu yoktu ve vücudu yumuşaktı; fosillerin çoğu yaklaşık yirmi santim uzunluğundadır.
- Kimberella olarak adlandırılan bu hayvan onbeş santim uzunluğunda, beş santim genişliğinde ve dört santim yüksekliğindeydi; hareket etmek için geniş ve kaslı tek bir ayakla donatılmıştı.
- 09:03Kabuğu Olan İlk Hayvanlar
- Kabuğu olan ilk hayvan Claudina olarak adlandırılıyor ve çok yaygın görünüyordu; fosilleri Afrika, Asya, Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa ve Antartika'daki kireçtaşı kayalıklarında bulunmuştur.
- Claudina'nın beslenme şekli muhtemelen suyu berraklaştırdı ve oksijen içeriğini zenginleştirdi, bu da daha hareketli, daha enerjik hayvanların ortaya çıkmasını ve gözlerinin gelişmesini sağlamıştır.
- Bazı Claudina kabuklarında açılan delikler, bir hayvanın diğerini avlama girişimlerine ilham vermektedir.
- 10:30Rondolia'nın Ayrılması ve Kambriyen Dönemi
- Ediacaran ilk dönemin sonunda zamanın süper kıtası olan Rondolia birkaç kıtaya ayrıldı; ilk olarak beşyüzaltmış milyon civarında üç kıta ayrılarak bireysel hale geldi: Laurentia, Sibirya ve devasa Gondvana.
- Beşyüzyirmi milyon yıl önce Rondonia'dan Baltika adında yeni bir kıta koptu ve aşamalı olarak yeni bir okyanus olan Laptos'un açılması, Laurentia'yı Baltika ve Gondvana'dan ayırır.
- Kambriyen dönemi başlar; Paleozoik çağın başlangıcını ve sadece denizsel olan yeni yaşamın ortaya çıkışını işaret eder.
- 11:46Burges Şehri ve Halüsi Genia
- Kambriyen döneminin en ünlü fosil alanı Kanada, British Kolombiya'da bulunmaktadır; burası 1909 yılında paleontolog Charles Dolittle Walkt tarafından keşfedilen Burges şehridir.
- Halüsi Genia, 1977 yılında İngiliz paleontolog Simon Conway Morris'in dikkatini çekti; son derece inceydi, sadece iki santim uzunluğundaydı ve sırt dikenleriyle kaplı yumuşak gövdesi on çift yüksek bacak tarafından destekleniyordu.
- Elektron mikroskobundaki son gelişmeler sayesinde, Halüsi Genia fosilinin kafasında bir çift koyu leke de ortaya çıkmıştır; bunlar gözlere karşılık geliyor olabilir.
- 14:35Kambriyen Dönemi Fosilleri
- Burges şehrinde keşfedilen fosilleşmiş örnekler, beş santim uzunluğundaki oval gövdeli ve sklerit adı verilen üst üste binmiş sekiz sıra plaka ile kaplı bir canlıyı göstermektedir.
- Bu canlı, yırtıcıların saldırılarından kaçmak için kabuk görevi gören sonuncularla korunuyordu ve mikroskobik yapılarla dolu pulları ışığı yansıtarak saldırganları yaklaşmaktan caydırıyordu.
- Vivaxia adlı fosil, sırtında istiridyeye benzer kabukların yaşadığı için deniz tabanında yattığı ve kendini görmediği varsayılmaktadır.
- 15:48Vivaxia'nın Yaşam Ağacı
- Uzmanlar Vivaxia'nın yaşam ağacına nereye oturduğu konusunda hemfikir olmakta zorlanıyorlar; bazıları modern deniz solucanları arasındaki yakın akrabalarına işaret ederken, diğerleri ağız organı salyangozunkini andırdığı için onun atası olabileceğini öne sürüyor.
- Bazıları bunun ne bir solucan ne de bir yumuşakça olduğuna, ancak artık soyu tükenmiş olan farklı bir grubun temsilcisi olduğuna inanıyor.
- 16:26Tribolitler
- Tribolitler, eklem bacaklılar arasında bu jeolojik dönemlerin yıldızı olarak kalmış ve Kambriyen denizlerinde her yerde bulunmuşlardır.
- İkiyüzyetmiş milyondan fazla bir süre boyunca mercan resiflerinden okyanus tabanına kadar her türlü habitatı işgal ettiler ve bugüne kadar yirmi binden fazla örneği kaydedilmiştir.
- Tribolitler her şekil ve boyutta olabilir, bir tırnağın boyutundan yetmiş santimetreye kadar olan türlerin çoğu üç ila on santim uzunluğundaydı.
- 17:08Tribolitlerin Anatomisi
- Tribolitlerin vücutları aynı genişlik ve uzunluk yönünde üç parçaya bölünmüştür: üç loptan oluşan bir başı, bir göğüs kafesi ve bir kuyruğu.
- Baş, bir yusufçukunkine benzer şekilde yüzlerce fasetten oluşan gözleri taşıyan iki yanakla çevrili merkezi bir kısım içeriyordu.
- Vücut, her biri antenler, ağız organları veya bacaklar gibi iki eklenti taşıyan ek bölümlere ayrılmıştır ve bu vücut şekli türden türe farklılık gösteriyordu.
- 18:01Tribolitlerin Yaşam Tarzı
- Çoğu tribolit yiyecek aramak için deniz dibinde dolaşırdı ve morfolojileri onları su ortamında yaşamak için büyük bir yetenek kazandırdı.
- Diyetleri çeşitliydi: yırtıcılar, leş yiyiciler, çöpçüler, alüvyon yiyiciler ve hatta filtre besleyiciler.
- En yakın akrabalarının örümcekler ve akrepler olduğu düşünülmektedir.
- 18:33Marella
- Tribolit'in uzak bir kuzeni olan Marella, Burgess Shale'daki keşfini yapan paleontolog Charles Lulitle Volka tarafından dantel yengeç olarak adlandırılmıştır.
- Kambriyen sularında bol miktarda bulunmuş ve yirmibeş binden fazla örneği keşfedilmiştir.
- Boyutları iki buçuk santimetreye kadar ulaşan bu türün başının üst kısmında geriye doğru giden ve atnalı görünümü veren iki uzun uzantısı vardır.
- 19:06Marella'nın Anatomisi
- Ağız hizasında ince ve narin iki çift anten muhtemelen kumlu dipte yönünü bulmasını sağlar.
- Başın alt hizasında bulunan daha sağlam ve kıllarla kaplı bir çift hareketli uzantı belki de hareket etmesine yardımcı olmak için itici bir işleve sahiptir.
- Vücudun geri kalanı onyedi ila yirmialtı segmentten oluşur.
- 19:38Marella'nın Beslenme Şekli
- Marella'nın beslenme şekli hakkında birkaç hipotez ortaya atılmıştır: avcı ve leş yiyici olabilir veya filiform çıkıntılarla donatılmış çoklu bacaklarının yardımıyla suyu filtreliyordu.
- Gizem devam ediyor.
- 20:01Nectocaris Terrix
- Burgess Shale'den toplanan fosiller, kafadan bacaklı Nectocaris Terrix hakkında çok değerli bilgiler sunmaktadır.
- Yukarıdan bakıldığında yumuşak ve basık olan silindirik gövdesi iki ila beş santim uzunluğundaydı ve iki adet sırt-yan yüzgeci vardı.
- Sert başının uzantısında iki uzun dokunaç vardı ve tekil bir yaratıktır çünkü bir çift çubuk şeklinde göze sahiptir.
- 21:00Nectocaris'in Anatomisi
- Ağzının tabanından bir çift solungaç içeren bir iç boşluğa bir tür esnek koni açılır ve bu baca, günümüz kafadan bacaklılarının geriye doğru yüzmek için kullandıkları boruk şeklindeki bir organ olan sifonu anımsatmaktadır.
- Bilim insanları Nectocaris'in bunu suda ilerlemek için kullandığını varsaymaktadır.
- Muhtemelen kıyıya yakın sığ sularda yaşarken plankton ve bakteri gibi küçük organizmalarla besleniyordu.
- 21:37Nectocaris'in Evrimsel Yeri
- Tüm bu anatomik kanıtlar, Nectocaris Terix'in ahtapotların ve mürekkep balıklarının atası olduğu hipotezi ile tutarlıdır.
- 21:49Opa Binia
- Opa Binia, yumuşak ve bölümlere ayrılmış yedi santim uzunluğundaki vücudu ona karides benzeri bir görünüm verir.
- İkisi önde, üçü arkada olmak üzere küçük sapların üzerine tünemiş beş gözünün yanı sıra, muhtemelen yiyeceği ağza götürmek için kullanılan bir tür pençe ile tamamlanan esnek bir hortumu vardı.
- Güçlü çeneleri olmadığından, yerden de solucan çıkararak yumuşak yiyeceklerle beslenmek zorundaydı.
- 22:32Opa Binia'nın Anatomisi
- Opa Binia bacaklardan yoksundu ve vücutun onbeş segmenti, belki de sürünmeyi ve yüzmeyi destekleyen eklemli loblarla sınırlıydı.
- Yelpaze şeklindeki kuyruk yüzgeci biraz ıstakozunkini andırmaktadır ve bu yüzgeç hareket etmesine ve kendini yönlendirmesine yardımcı olmuş olmalıdır.
- Birçok bilim adamı Opa Binia'yı eşsiz bir örnek görmüştür, ancak yaşayan ya da fosil birçok türün dikkatli bir şekilde karşılaştırılması, araştırmacıların bu türü diğer yumuşak gövdeli ve segmentli hayvanlarla ve hatta açık ara eklem bacaklılarla ilişkilendirilmesine yol açmıştır.
- 23:26Anoma Lokaris
- Anoma Lokaris, vücudu dev bir karidesi andırır, çünkü bir metre uzunluğundadır ve bu dönemin en büyük su yırtıcısı olan müthiş bir avcıydı.
- Sivri uçlarla donanmış ağız organları başının altında asılıdır ve düzleştirilmiş ve plakalardan oluşan yuvarlak ağzı bir kamera deklanşörüne benzer.
- Tercih ettiği av muhtemelen tribolitez, çünkü paleontologlar bazı örneklerde çenesine denk gelen ısırık izleri gözlemlemişlerdir.
- 24:06Anoma Lokaris'in Beslenme Şekilleri
- Paleontolog James Weidey Hegedon, bu yırtıcının sert kabuklu avları yiyemediğini öne sürmüştür.
- Anoma Lokaris, mutasyon döneminde tribolitlerle beslenmiş olabilir, ancak kesinlikle solucanlar için daha büyük bir tehditti.
- Grönland'dan Avustralya'ya Kambriyen kayalarında birkaç düzine örnek bulunmuştur ve ağız kısımlarının şekli bir türden diğerine değiştiğinden, beslenme şekillerinin farklı olduğu varsayılmaktadır.
- 24:54Anoma Lokaris'in Gözleri ve Yaşam Süresi
- İki santim çapındaki bileşik çubuk şeklindeki gözler, herhangi bir böceğin ki kadar büyüktü ve onaltıbin kadar fasete sahipti.
- Balıkların ortaya çıkmasından sonra bile, Anoma Lokaris, Ordovisyen dönemine kadar en büyük deniz canlıları arasında kalmıştır.
- 25:17Pikaia Gracilance
- Yaklaşık bir inç büyüklüğünde olan Pikaia Gracilance özellikle büyük değildi, uzunluğu beş santimi geçmiyordu.
- İnsanlar da dahil olmak üzere tüm omurgalıların ait olduğu kordalı grubunun bilinen en eski türlerinden biridir.
- Pikaia, bir yılan balığına benziyordu, bir iskeleti yoktu, ancak I şeklindeki gövdesi boyunca bir omurga sütunu gibi uzanan esnek bir kıkırdak yapısı olan bir notacord vardı.
- 25:50Pikaia'nın Anatomisi
- Bağ dokusuyla ayrılmış küçük kas paketleri olan yüzlerce miyomer, Pikaia'nın dalgalanırken yüzmesini sağlıyordu.
- Bazı örneklerin bağırsaklarında fosilleşmiş çamur bulunmaktadır ve bu da deniz tabanını otladığının bir göstergesidir.
- Kasların, sinirlerin ve kan damarlarının varlığı, bilim insanlarına Pikaia'nın balıklar, sürüngenler ve iskeleti olan diğer hayvanlarla uzak bir ilişki içinde olduğunu düşündürmektedir.
- 26:23Pikaia'nın Gizemleri
- Morfolojisinin bazı yönleri hala gizemini korumaktadır.
- Örneğin, başın tepesindeki iki uzun dokunaç ve hemen altında ventral tarafta bulunan çok sayıda küçük uzantı çifti, bu malokom ya da kordalı grubunun bir parçasıdır.
- 26:47Mont Shen Sheil
- Mont Shen Sheil, Pikaia'dan daha küçüktür ve vücudu bir ataş boyutunu geçmez.
- Fosilleri Çin'in güneyindeki Chan Jung'da bulunan Mont Shen Sheil'den gelmektedir.
- Yüzgeçleri, kasları, kafatası ve hatta solungaçları olan bir bal
- 28:24Ordovisyen Dönemi Hayvan Çeşitliliği
- Torquis Denizi Baltika ve Avalonia'yı birbirinden ayırır.
- Bu dönemde hayvan çeşitliliğinde yeni bir patlama yaşanmış, fosil kayıtları artan sayıda derin su türünü ve açık okyanusta yüzen planktonofak hayvanları göstermektedir.
- Süngerler ve diğer canlılar tarafından inşa edilen resifler büyüdü ve çoğaldı, daha fazla hayvana barınak sağladı.
- 29:34Notoidler
- Notoidler, kabuklular ve diğer eklem bacaklılarla birlikte, notoid kalamar ve ahtapotun kuzeni olan bir yumuşakçadır.
- İlk nooidlerin suda inip çıkan, kabuklarının boşluklarını gazla dolduran ve sonra boşaltan planktivorlar olduğu düşünülmektedir.
- Daha sonra neotolaidler hareket kabiliyeti kazanmış, kafaya yakın bir delikten su fışkırtarak hareket ederler ve yiyecekleri sert gagaya taşıyan dokunaçlarının yardımıyla avlanırlar.
- 31:43Saka Bambas
- Saka bambas, en eski ve en iyi bilinen ilk omurgalılardan biridir ve genellikle tam iskelete sahip hayvanların öncüsü olarak gösterilir.
- Maksimum uzunluğu yirmibeş santim olan bu hayvan, üstte ve altta kemik kalkanlarla donatılmış kafasıyla oldukça şaşırtmaktadır.
- Saka bambas sığ sularda, kıyıya yakın yerlerde evrimleşmiştir ve bazı fosillerin karınlarında deniz tabanını kazıyarak oluşturulmuş çizikler vardır.
- 32:57Petergatus Anglicus
- Petergatus anglicus, adı kanatlı balık anlamına gelir ve binsekizyüzotuz'da onu ilk tanımlayan İsviçreli doğa bilimci Luis Agasis onun büyük bir balık olduğuna inanmıştır.
- Aslında deniz akrepleri olarak da bilinen soyu tükenmiş bir eklem bacaklılar grubuna aittir ve vücudu birvirgülseksen metreye kadar ulaşabilen bu tür dev eup- territlerle akrabaydı.
- Petergatus anglicus, dört çift bacakla hareket ederdi, beşinci bir çift daha çok palet gibi görünüyordu ve avını yakalamak ve öldürmek için mükemmel olan iki ön ayağı ve iki güçlü pençesi vardı.
- 34:46Yurikarsinoidler
- Yurikarsinoidler, kırkayakların sukul ataları olan, dış iskelete, sivri bir kuyruğa ve yirmisekiz çifte kadar bacağı olan eklemli bir vücuda sahip eklem bacaklılardır.
- Yaklaşık on santimlik büyük bir karides boyutunda olan bu canlılar daha çok istakoz ve tespih böceği arası bir canlıya benzemektedir.
- Kaydedilmiş en eski Yurikarsinoid fosillerini içeren kayalar, Kambriyenin sonundan kalmadır ve bilim insanları, kıyı şeridinin mikroplar ve bakterilerle kaplı olduğu, karaya çıkan ilk hayvanların onlar olduğunu öne sürüyor.
- 35:39Ordovisyen Döneminin Sonu
- Ordovisyen döneminin sonunda, mevcut türlerin yüzde seksenbeş'inin yok olmasıyla belirginleşen büyük bir yok oluş meydana gelmiştir.
- Bu kitlesel yok oluş, bu dönemde meydana gelen buzullaşma ile ilişkilendirilmiştir; Güney kutbu o zamanlar şimdiki Nişer üzerinde yer alıyordu ve büyük kısmı şimdiki Antarktika buz örtüsünün iki katı büyüklüğünde kalın bir buz örtüsüyle kaplıydı.
- Sonuç olarak, deniz seviyeleri elli metre kadar düşerek yaşamın geliştiği sığ denizleri kuruttu ve anoksik bir olay, yani deniz suyundaki oksijenin aşırı derecede azalması, deniz yaşamı ekosisteminin dengesini bozdu.
- 36:56Silügen Dönemi
- Günümüzden dörtyüzkırkdört milyon yıl önce başlayan ve yirmisekiz milyon yıldan fazla süren bu üçüncü Paleozoik dönemin başlangıcında kutup buzullarının erimesi, okyanusların ve kıta sahanlıklarını kaplayan sığ denizlerin seviyesinde genel bir yükselmeye neden olmuştur.
- Silügen, agnetik omurgalıların, yani çenesiz, kemiksi bir dış zırha sahip olan ve ostrakoderm olarak adlandırılan balıkların gelişimi ile balıkların çağının başlangıcına işaret eder.
- Omurgasızların yani algo- castropotlar ve gastropotların karasallaşması Silügen'de gerçekleşmiştir ve en eski bitki mokro fosilleri Silügen'e aittir.
- 39:09Placodermler
- Omurgalılar arasında en önemli olay, agnatanın ikinci dal kemerinden oluşan çenenin ortaya çıkmasıdır.
- Alt Silügen'de ortaya çıkan placoderm, hareketli çene ve dişlere sahip ilk omurgalıdır ve aynı zamanda daha sonra karasal omurgalılar da uzuvlara dönüşecek olan eşit sayıdaki yüzgeçlerin de başlangıcını oluşturmuştur.
- Plakoderm, deniz tabanından gizlenerek veya açık denizde avlanarak avını bekledi ve Banglastius, altı metre uzunluğa ulaşabilen ve beşyüz kilogram kuvvet uygulayabilen çenelerle donatılmış en büyük plaka dem olarak öne çıkmaktadır.
- 41:39Akanto-deanlar ve Karasal Yaşamın Başlangıcı
- Köpekbalıkları ve vatozlar, yaklaşık 400 milyon yıl önce ortaya çıkan akanto-deanlar grubunun torunlarıdır.
- Akanto-deanlar, göğüs yüzgeçlerinin yanı sıra sırt ve anal yüzgeçlerinin ön kısmında uzun kemiksi dikenlerle karakterize edilir ve heteroserkal kuyrukları vardır.
- Karasal yaşam, nehirler ve lagünler etrafındaki dar bir sulak alan bandı ile sınırlıdır ve kara hayvanı öncüleri için en iyi adaylar miria pot grubudur.
- 43:08İlk Karasal Hayvanlar
- Pnnodosmus newmani, 2 santimetreden biraz fazla uzunluğunda ve 40 çifte kadar bacağa sahip küçük bir yaratıktır.
- Paleofonus, bilinen en eski akreplerden biridir, oval gövdesi yassıydı ve uzun kuyruğunun ucunda bir iğnesi vardı.
- Paleofonus'un en çarpıcı özelliği büyük pençeleridir ve bunlar yakalama ve savunma için kullanılmıştır.
- 44:05İlk Bitkiler
- Kuksona, boyu birkaç santimetreden bir metreye kadar değişen ilkel bir bitki türüdür.
- Mikroskobik analizi, işlevsel bir damar sistemini ortaya koymaktadır ve bu, topraktaki su ve besin maddelerini gövde yoluyla taşımasına izin vermiştir.
- Kuksonia fosillerinde stomalarda tespit edilmiştir ve bu, solunum sistemiyle ilgilidir.
- 45:37Devoniyen Dönemi
- Devoniyen, Silen ve Karbonhifer arasında yer alır ve çağımızdan 418 ila 359 milyon yıl öncesine kadar uzanmaktadır.
- Bu dönemde balıklardan dört uzuvlu ve boyunlu hayvanlar olan tetrapotlara geçişin yanı sıra üç çift bacaklı böcekleri ve eklem bacaklıları gruplandıran hexapotların ortaya çıkışını gerçekleştirmiştir.
- İlk ormanlar Laurussia'nın ekvatoral bölgelerinde kurulmuş ve ozon tabakasının gelişimini sağlayan fotosentetik faaliyete katılmıştır.
- 46:54Deniz Hayvanları ve Balıklar
- Erken Devoniyen döneminin tekdüze sıcak iklimi, resiflerin gelişimini desteklemiştir ve resifleri oluşturan hayvanlar stromatofor adı verilen koloni halinde yaşayan omurgasızlardır.
- Placodermler ekosistemlere hükmetmeye devam etmektedir ve köpekbalıkları henüz denizlerin en üstün yırtıcıları değildi.
- Devoniyen balıkları iki ana gruba ayrılabilir: agnatanlar (çenesiz balıklar) ve gna hostomlar (çeneli balıklar).
- 49:13Tetrapotların Kökeni
- Devoniyen döneminde birkaç sarkopteriyen alt grubu ortaya çıkmıştır ve bunlardan biri, soyu tükenmiş olanları saymazsak, bugün 29 bin türe sahip dikkate değer bir evrimsel başarı olan ilk tetrapotların kökenidir.
- Günümüzde coelacantlar ve akciğerli balıklarla birlikte sadece 10 kadar balık türü sarcopteryenlere aittir.
- İşın yüzgeçli balıklar aktinoptergillere gelince, şu anda gezegenin sularında dolaşan yaklaşık 29 bin türle yadsınamaz bir evrimsel başarıdır ve bu da onu omurgalıların en büyük grubu yapar.
- 50:48Tiktaalik ve Karasal Yaşam
- Tiktaalik, Kanada Arktik Takım Adaları'ndaki Ellesmer Adası'nda keşfedilmiştir ve boyu 2,50 metreye kadar ulaşan bu canlı, hareketli boynu sayesinde dönebilen basık bir kafaya sahiptir.
- Tiktaalik, sağlam kemikler ve bileğindekine benzer bir eklemle donatılmış yüzgeçleri sayesinde sığ sularda hareket edebilir ve kıyılarda kısa mesafeler kat edebilirdi.
- Balıktan tetropoda geçiş, karasal yaşam tarihindeki kilit olaylardan biridir ve omurgalıların dünya yüzeyinde kolonileşmesine yol açmıştır.
- 52:13Akantos tega ve Karasal Hayvanların Başlangıcı
- Akantos tega ve ikeos tega kaydedilmiş en eski bacaklı omurgalılar arasındadır ve bu gizem için önemli ipuçları sağlarlar.
- Akantos tega fosilleri yaklaşık 60 santim uzunluğundadır ve düz bir kafası, suda nefes almak için solungaçları ve yüzmek için ideal olan büyük bir kuyruk yüzgeci vardı.
- Akantos tega, nehirlerde ve sığ bataklıklarda yaşıyordu ve küçük avlarını aramak için bitki örtüsü içinde bacaklarıyla kürek çekerdi.
- 53:25İkiyüz Tega ve Karasal Yaşam
- İkiyüz Tega, bir metreyi aşabildiği için Akantos Tega'nın büyük bir kuzeni olarak nitelendirilir ve güçlü kuyruk yüzgeci ile solungaçları sayesinde çoğunlukla suda yaşamak zorundaydı.
- Karasal yaşama daha iyi adapte olmuş görünmektedir çünkü kaburgaları ve yedi parmaklı uzuvları daha sağlamdır, dolayısıyla ağırlığı daha iyi taşıyabilir.
- Mevcut karasal omurgalılar gibi yürüyemiyordu, bir fok balığı gibi sürünmek için ön ayaklarını kullanmak zorunda kalmış olabilir ve arka ayakları ek destek için kullanıyordu.
- 54:12Devoniyen Kitlesel Yok Oluşu
- Karasal ve okul yaşamın gelişimi, dünya tarihindeki üçüncü büyük biyolojik krizle kesintiye uğramıştır; Devoniyen döneminin Franian ve Feminen arasındaki geçişte yeni bir kitlesel yok oluş meydana gelmiştir.
- Devoniyen kitlesel yok oluşu üç milyon yıla yayılmış çeşitli olaylarla kendini gösterir; sıcaklığın otuz dereceye ulaştığı bir iklimsel ısınma yaşanmıştır.
- Dünya'nın derinliklerinde, bugünkü Sibirya'nın altında patlamaya hazır bir magma okyanusu kaynatmaktadır ve bu magma patlamaları sonucunda dünya çapında oksijen eksikliği meydana gelmiştir.
- 55:23Magma Patlamalarının Etkileri
- Erimiş lav deniz suyuyla temas ettiğinde, gümüş, altın, krom, demir, magnezyum ve diğerleri gibi metaller toksik maddeler üretir, okyanus kirlenir ve deniz faunası harap olur.
- Gazlar atmosfere salınır, büyük miktarlarda karbondioksit açığa çıkar ve hava sera gazları ile yüklenir; sıcaklıklar yükselir ve okyanus akıntıları durur.
- İlk patlamadan ikiyüzelli bin yıl sonra dünya magma akıtmaya devam eder, atmosfer karbondioksitle doygun hale gelir, bitki örtüsü patlar ve dünya yüzeyini istila eder.
- 56:33Volkanik Kış ve Kurtuluş
- Denizde meydana gelen patlamalar karada da meydana gelmeye başlar, hava sülfür dioksit, metan ve karbondioksitle doluyor ve devasa patlamalar meydana gelir.
- Gezegen bağırsaklarından boşaltılıyor, gökyüzü kararır, yanan küller kıtaların üzerine düşer ve dünyanın her yerinde yangınlar çıkar.
- Volkanik bir kış yaşanıyor, otuz derece civarındaki sıcaklıklar yirmi dereceye düşer, besin zincirinin temelini oluşturan planktonlar yok olur ve balık yumurtaları yok olur.
- 57:39Karbonifer Dönemi ve Küçük Pangea
- Karbonifer'in başlangıcında Lauria ve Gotfana kıtaları yeniden oluşarak tek bir kıtaya küçük Pangea'ya dönüşmüştür.
- Doğada küçük Pangea'yı değiştiren okyanus Prototetis olarak adlandırılır ve bu kıta kütleleri süper okyanus Pantalasa tarafından çevrelenmiştir.
- Tektonik plakaların bu hareketi, okyanusların seviyesinin yükselmesine ve çok sayıda bitkinin boğulmasına neden olur.
- 58:04Karbonifer'de Karasal Yaşam
- Denizlerde giderek daha fazla kemikli balık ortaya çıkar, ancak okyanuslara diplerinde sürünen ekinodermler ve krinoitler hakimdir.
- Devoniyen'de tetrapotlar, amfibiler ve ilk sürüngenler ortaya çıktı; karada devoniyen eğrelti otları yavaş yavaş yerlerini kabuklu ve tohumlu ağaçlara bıraktı.
- Yangınlar veya seller sırasında bu ağaçlar ve bitkiler gömüldü, çürümeleri takip etti ve milyonlarca yıl boyunca derine gömülmüş ve ısıtılmış kömüre dönüşmüştür.
- 59:02Karbonifer'de Karasal Bitkiler
- Karbonifer yağmur ormanlarının efendileri; en yaygın olanı Lepitodendron olarak adlandırılan bir grup damarlı bitkiydi, yüksekliği otuz metreye kadar çıkabilen bu görkemli bitkinin gövdesi bir metre çapındaydı.
- Karbonifer dönemine ait bir diğer karasal bitki olan Glassopteris, Güney Amerika, Güney Afrika, Madagaskar, Hindistan ve Avustralya'daki kayalarda bulunmuştur.
- Glassopteris'in gövdesinin çapı seksen cm olan odunsu bir bitkiydi ve bu nedenle Glassopteris'in yüksekliğinde otuz metreye ulaşabileceğini hayal edebiliriz.
- 1:00:03Karbonifer'de Dev Böcekler
- Karbonifer, dev böceklerin çağıydı; büyük bir kuş büyüklüğünde yusufçuklar, fare büyüklüğünde hamam böcekleri ya da elli cm'den büyük akrepler ortaya çıkmıştır.
- Altın palmiye, bu dönemin en büyük omurgasızı olan Artropleura'ya gidiyor; henüz tam bir fosil bulunamamış olsa da, bilim insanları parçaların ve fosil izlerinin incelenmesine göre iki metre uzunluğa ve elli santim genişliğe ulaşabileceği konusunda hemfikir.
- Modern kırkayak'ın bu akrabası, böceklerin dış iskeletinde bulunan sert bir madde olan kitin plakalarından yapılmış kalın ve ağır bir kabukla kaplıydı ve ağaç, eğrelti otları ve diğer ilkel bitkilerden oluşan ormanlarla kaplı tropikal bataklıklarda yaşıyordu.
- 1:01:08Karbonifer'de Amfibiler
- Balener Peton Woody, İskoçya'daki ünlü Doğu Kirkton yatağında içi boş fosil ağaç gövdelerinin içinde keşfedilmiştir; bu küçük amfibilerin kendileri için ölümcül olan bir çamur selinden korunmak için bulundukları son sığınak olduğu düşünülebilir.
- Balener Peto'nun morfolojisi özeldir; yuvarlak kafatası ve yaklaşık yirmi santimlik uzun gövdesiyle bir semender gibi görünür, iyi kemikleşmiş ve sağlam bilekleri ve ayak bilekleri karasal bir hareketliliğe işaret eder.
- Kafatasının arkasında, çevredeki sesleri algılamak için çok kullanışlı olan bir yuvarlak pencere oluşturan büyük bir timpanik açıklığı vardır; üst çenesinde yaklaşık kırk diş bulunan nadir fosil amfibilerden biridir, alt çenesinde ise yaklaşık yirmi diş vardır.
- 1:02:11Elonomus ve Sürüngenlerin Şafağı
- Elonomus fosillerin ilk keşfi yüzelli yıldan daha uzun bir süre önce, Karbonifer döneminde tropik bölgelerde bulunan Kanada'nın Nova Scotia adası'nda yapılmıştır; bunlar içi boş, fosilleşmiş bir ağaç kütüğünün içine gömülmüştü.
- Bu ağaçlar sudan uzakta yetişiyordu, bu da Elonomus'un hayatını karada geçirecek kadar evrimleştiğinin bir işaretiydi; böcek ve kırkayak aramak için ormanda dolaşarak yaşıyordu.
- Elonomus sürüngenlerin şafağını ve onlarla birlikte kendilerini su ortamından kurtarmalarını sağlayan amniyotik yumurtanın ortaya çıkışını ortaya koymaktadır; omurgalılar daha sonra dünyayı kolonize edebilecek ve sürüngenler ikiyüz milyon yıldan fazla bir süre dünyaya hükmedecektir.
- 1:03:03Karbonifer'de Hayvan Yaşamı
- Karboniferdeki hayvan yaşamı da dev böceklerin gelişimi ile karakterize edilir; Meganea, devasa yusufçukların elçisi olarak öne çıkmaktadır; otuz santim uzunluğu ve yetmiş santim kanat açıklığıyla modern bir güvercin boyutuyla karşılaştırılabilir.
- Nehirler ve göller üzerinde uçarak delici gözleriyle fark edebildiği küçük böceklerle beslenirdi; karbonifer dönemindeki hayvanların orantısız boyutlarının nedeni halen tartışılmaktadır, ancak en yaygın açıklama havadaki oksijen içeriğinde yatmaktadır.
- Bugün yüzde yirmibir olan oksijen oranı Karboniferde yüzde otuzbeş'e kadar yükselmiştir; bu muazzam oksijen kaynağı ormanların gür bitki örtüsünden geliyordu ve oksijen büyümeyi desteklediği için böcekler, amfibiler ve diğer omurgasızlar bundan yararlanırdı.
- 1:04:02Karbonifer'de Deniz Hayvanları
- Soliter ya da koloniyal mercanlar, Paleotemin ılık sularında önemli resifler oluşturur; brakio potlar, ekinodermler ve yumuşakçalarda gelişir.
- Bu son grupta yer alan goniatitler stratigrafik açıdan büyük ilgi çekmektedir; bazı stego seanslar karasal ortamı tecrübe ederken, diğerleri su ortamında evrimleşmiştir.
- Crass Greus Scotticus'un durumu budur; bu dev iribaş fosili Edinburgh yakınlarındaki eski madenlerde keşfedildi, iki metre uzunluğundaydı ve büyük kafatası ve körelmiş uzuvlarıyla bir yılan gibi sığ tatlı sularda evrimleşmiştir.
- 1:05:19Spati Sephalus ve Permiyen Dönemi
- Spati Sephalus, Karbonifer döneminde yaşamış, mütevazı boyutlarda (yaklaşık 20 santim) ve basık disk şeklinde bir kafatası olan bir canlıdır.
- Spati Sephalus'un üst kısmında fasulye şeklinde garip yörüngeleri olan, göz bebeklerini, salgı bezlerini veya elektro-duyu organlarını koruyan bir yapı vardır.
- Spati Sephalus'un alt çene kemiğinde yaklaşık 120 diş bulunmakta ve alt çenenin ucunda küçük omurgasızları veya balıkları ayıklamak için süzdüğü büyük miktarlarda su ya da çamuru yutmak zorunda kaldığını gösteren çıkıntılar vardır.
- 1:06:16Permiyen Dönemi ve Pangea'nın Oluşumu
- Geç Karbonifer döneminde gezegen soğumuş, Gondvana kıtası kısmen buzla kaplı olmuş ve bu durum Permiyenin başlangıcına kadar yaklaşık 80 milyon yıl sürecektir.
- Permiyen dönemi yaklaşık 295 milyon yıl önce başlamış, yaklaşık 50 milyon yıl sürecektir ve Paleozoik dönemi kapatacaktır.
- Sibirya-Kazakistan kara kütlesi Gondvana'ya kaynamış, bu yeni çarpışma Rondonia'nın parçalanmasından 450 milyon yıl sonra Pangeanın oluşmasına yol açmıştır.
- 1:07:15Pangea'nın İklimi ve Faunası
- Karbonifer toprakları, kıtasal kütlelerin çarpışması sonucunda geniş kurak çöllere ve sıradağlara dönüşmüştür.
- Permiyen boyunca küresel deniz seviyesi bugünkü okyanuslara yakın bir seviyeye ulaşana kadar düşmeye devam etmiştir.
- Pangea'nın doğusunda Titis Okyanusu, batısında ise Pantelassa Okyanusu bulunur ve kıtasal omurgalılar arasında sürüngenler baskın hale gelmiş, amfibilerin yerini almıştır.
- 1:08:43Eros ve Dimetrodon
- Eros, yarı okul ve yarı karasal yaşam tarzlı bir amfibi grubu olan Temnos'un başlıca temsilcilerinden biridir ve 2 metre uzunluğuna ulaşabilirdi.
- Dimetrodon, dinozorlardan önce gelen sinapsit grubuna ait, besin zincirinin tepesinde yaşayan en eski süper avcılardan biridir.
- Dimetrodon'un çenesinde korkunç mazgallı dişler ve sivri köpek dişleri bulunur, sırtında omurların üzerine yerleştirilmiş peçe şeklinde uzun dikenler vardır.
- 1:11:01Permiyen Krizi
- Muhteşem Permiyen krizi 252 milyon yıl önce ortaya çıkmış, dünya tarihindeki en büyük ekolojik felaketi oluşturmaktadır.
- Deniz yaşamında ciddi bir azalmaya işaret eden bu krizde türlerin %96'sı maceradaki yaşamlarını terk etmiştir.
- Bilimsel tahminlere göre, neredeyse tüm sürüngenler dahil olmak üzere karasal hayvan ve bitki türlerinin %75'inin nesli tükenmiştir.
- 1:11:45Krizin Nedenleri ve Sonuçları
- Krizin nedenleri hala tartışılmaktadır, en sık belirtilen nedenler okyanus onoksisi, Sibirya'da büyük bir volkanizma, deniz seviyesinde önemli bir düşüş veya tüm bu nedenlerin bir kombinasyonudur.
- Avustralya'da fosilleşmiş polen taneleri, kayalar ve tortular üzerinde yapılan bir çalışma, söz konusu dönem için yüksek miktarlarda nikel olduğunu göstermiştir.
- Nikel, volkanik patlamalarla buharlaşarak Sibirya'dan geldi, atmosferde yayılarak çeşitli coğrafi noktalarda birikti ve bitki yaşamını zehirleyerek azalmasına neden oldu.
- 1:13:12Krizin Sonuçları ve Gelecek
- Permiyen-Triyas krizi, Paleozoik'in sonu ve Mezozoik'in başlangıcına işaret eder.
- Bu kitlesel yok oluştan birkaç tür kurtulmuştur ve uzmanlar bunları "felaketin faunası" olarak adlandırmaktadır.
- Yaşam evrimleşmeye devam ettikçe yeni türlerde ortaya çıkacaktı ve dinozorlar Mezozoik dönem boyunca dünyaya hakim olacaktı.