Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Ahval Podcast" dizisinde yayınlanan bu videoda, sunucu Yavuz ve konuk Sevan Nişanyan (Samos sürgününde) bilim teorisi tartışmaları ve tarihsel bakış açısı üzerine bir sohbet gerçekleştiriyor. Ayrıca videoda tarihçi Ayşegül ve "Cumhuriyet" kitabının yazarı da yer alıyor.
- Video, Robert Crease'in "The Workshop and the World: What Ten Thinkers Can Teach About Science and Authority" adlı kitabını ele alarak başlıyor ve bilimin otoritesi, tarihsel gelişimi ve modern toplumda sorgulanması üzerine bir tartışma sunuyor. Daha sonra Atatürk'ün bilim ve eğitim anlayışı tartışılmakta ve son bölümde Türkiye siyaseti, seçim sonuçları ve HDP'nin siyasi yapısındaki rolü değerlendiriliyor.
- Videoda bilimin Avrupa kültüründe 16-17. yüzyıllarda nasıl egemenlik kazandığı, Amerika'nın keşfinin bilimsel düşünceye etkisi, 19. yüzyılda bilimin mutlak kabul görmesi ve günümüzde 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bilimsel düşünceye yönelik artan sorgulamalar ele alınıyor. Ayrıca Atatürk'ün "hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir" fikrinin 19. yüzyıl sonlarının ve 20. yüzyıl başının bir amentüsü olduğu ve bu görüşün aslında Atatürk'ün özgün bir fikri olmadığı tartışılıyor.
- 00:03Podcast Tanıtımı ve Konuk
- Podcast, gerçeklerin odak noktası, cesur fikirlerin ve özgür seslerin buluşma yeri olarak tanıtılıyor.
- Konuk Sevan Nişanyan, Samos sürgününde bulunuyor ve Ege semalarına bakarken soruları yanıtlayacak.
- 01:06Kitap İncelemesi
- Robert Crease'in "The Workshop and the World: What Ten Thinkers Can Teachs About Science and Authority" (Türkçe: Bir Çalışma Atölyesi ve Dünya: Bilim ve Otorite Üzerine On Düşünür Bize Ne Öğretebilir?) adlı kitabı incelenecek.
- Kitap, Atatürk'ün adının zikredildiği ve üzerinde durulduğu bir eser olarak Türkiye'nin siyasi tartışmaları içerisinde gürültüye gittiği belirtiliyor.
- Gülgün Türkoğlu'nun da bu konuya değindiği, duvarda bir yazı yazarak bu konuya değindiği ifade ediliyor.
- 02:33Kitabın İçeriği
- Kitapta tarihte bilimin bir otorite haline gelmeye başladığı dönemlerde buna güçlü biçimde karşı koyanların olduğu belirtiliyor.
- Kitabın merkezine "insandan, toplumdan kopuk bir bilim yapılamaz" tezi yerleştirilmiş.
- Kitap dört bölümden oluşuyor: Francis Bacon, Galileo Galilei ve Descartes gibi 16-17. yüzyıl düşünürleri; Cambatista Vico, Mary Shelley ve Auguscont gibi 18-19. yüzyıl düşünürleri; Max Weber, Edmund Hussel ve Mustafa Kemal Atatürk; Hannah Arendt gibi 20. yüzyıl düşünürleri.
- 04:46Atatürk ve Bilim
- Kitapta "Atatürk, Bilim ve Vatanseverlik" adlı bir bölüm bulunuyor ve "Kriz Türk Tecrübesi" olarak adlandırılıyor.
- Mustafa Kemal'in "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir" sözü, Tevfik Fikret'in 1915'li tarihi şiirinden esinlenerek kullanıldığı belirtiliyor.
- Kitapta Osmanlı'da bilimi destekleyenlerle yadsıyanlar kimlerdir, kim yararlanıyor ve üzerinde ne gibi bir etkisi olacak soruları inceleniyor.
- 06:03Bilimin Otoritesi ve Günümüzdeki Sorunlar
- Kitap, bilimin otoritesinin koşulları ve tarih boyunca bu konuda nasıl fikirler ve modeller ileri sürülmüş meselesini tartışıyor.
- Son yıllarda dünyada ve Türkiye'de bilimsel olduğu söylenen bazı gerçekleri (evrim, küresel ısınma, aşılar, AIDS, depremler) reddedenlerin arttığı belirtiliyor.
- Bu kişilerin bilimin tüm tezlerinin dayanaksız, ideolojik ve sosyal bir tercih olduğunu iddia ettiği, bu kişilerle akıl zemininde ikna edecek argümanların ne olduğu son yıllarda artan bir mesele haline geldiği ifade ediliyor.
- 09:33Türkiye'de Bilimsel Anlayışın Durumu
- Türkiye'de televizyonlarda deli saçması, zırvadan başka bir anlamı olmayan tezler "Allah'ın emri böyledir" şeklinde sunuluyor.
- Aksini söyleyenler gavur, düşman, emperyalist, vatan haini veya Yahudi olarak nitelendiriliyor ve onların söylediklerine güven olmaz diye düşünülüyor.
- Türkiye'de bilimsel gerçeklerin sorgulanması yaygınlaşmış durumda, örneğin Küba'da cami yapıldığı iddiası gibi bilimsel olmayan iddialar savunuluyor.
- 10:51Bilimin Otoritesinin Gelişimi
- Bilimin belirleyici nihai gerçek olduğu tezi Avrupa kültüründe 16-17. yüzyılda Bacon, Descartes ve Leibniz gibi düşünürlerin çağında egemenlik kazanmış.
- Daha önce hakikatin kaynakları ya manevi otorite (din, kilise kurumu) ya da siyasi otorite (padişah, kral) olarak kabul ediliyordu.
- Bilimsel gerçeklerin ortaya çıkmasına yol açan en önemli kritik dönüm noktası Amerika'nın keşfidir, bu bir bilinç devrimi ve entelektüel travma olarak nitelendirilir.
- 12:56Bilimin Gelişimi ve Sonuçları
- Amerika'nın keşfinden sonra yerçekimi yasaları, uzay sistemi, mikroplar, biyoloji esasları ve evrim gibi daha önce akla hayale gelmeyecek şeyler keşfedilmiş.
- 19. yüzyıla gelindiğinde bilimin söyledikleri mutlak kabul edilmiş, diğerleri geçersiz, sadece duygular, mitler ve siyasi alemde geçerli doğrular olarak görülmüş.
- Bu dönüşümün sınıfsal, sosyal ve kurumsal temelleri üzerinde durulması gereken önemli konulardır.
- 14:25Günümüzdeki Bilimsel Düşünce
- 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bilimsel düşüncenin sorgulanması giderek artmış, küresel ısınma gibi konularda bilim adamlarının iddialarına şüpheyle yaklaşılmaya başlanmış.
- Bu durumu hazırlayan postmodernizm, ideolojik çerçevelerin sarsılması ve zayıflamasıdır.
- Batı medeniyetinin içine girmiş olduğu büyük kriz, kendine güveninin kalmaması ve kendi değerlerine güvenmemesi bu durumun bir parçasıdır.
- 15:35Bilim ve Toplum Arasındaki Mesafe
- Üniversitelerin kendi işlerine kapanması ve toplum ortalamasından farklı bir ideolojik yola girmesi, 1968'den sonra önemli bir faktör olmuştur.
- Üniversitelerde mutlak sayılan ve doğru sayılan şeyler toplumun büyük bir kısmına yanlış gelmeye başlamıştır.
- Bilimle teknoloji arasındaki bağlantının zayıflaması, özellikle modern bilim alanlarının (örneğin nükleer fizik) anlaşılamaz hale gelmesi, bilim ve toplum arasında bir kopukluk yaratmıştır.
- 18:34Atatürk'ün Bilim Anlayışının Değerlendirilmesi
- Kitapta Francis Bacon, Husserl, Anna Aren, Weber gibi düşünürlerin yanı sıra Atatürk'ün de yer aldığı belirtiliyor.
- Bu düşünürler arasında siyaset figürü olmayan, iktidarın farklı yönlerini inceleyen kişiler varken, Atatürk bir cumhuriyet diktatörü ve dünya lideri olarak yer alıyor.
- Atatürk'ün "hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir" fikri, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başının Batı kültürünün temelindeki "bilim dinden daha önemlidir" anlayışının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
- 21:59Atatürk'ün Siyasi Yaklaşımı
- Atatürk bir filozof değil, bir siyasetçidir ve iktidarın gerekleri neyi gerektiriyorsa onu söylemiştir.
- Ankara'da Batıyla mücadele ederken, İstanbul ve İzmir'i ele geçirdiğinde elitleri memnun edecek "fendir" söylemlerini kullanmıştır.
- Atatürk'ün söylem silsilesinde çelişkiler vardır; iktidar sallantıda olduğu dönemlerde ilim, demokrasi, özgürlük gibi sözleri öne çıkarmış, iktidar güçlendikten sonra ise eski diktatörlerin söylemlerinden farklı pek bir şey söylememiştir.
- 25:09Eğitim Sistemi ve Bilim
- Modern eğitim sistemi Türkiye'de Atatürk zamanında kurulmamış, Mahmut, Abdülaziz ve Abdülhamit zamanlarında başlamış, ülke çapına yayılmıştır.
- Atatürk zamanında eğitim konusunda ciddi bir adım atılmamış, atılanların çoğu 1860'ların, 70'lerin ve 80'lerin eseridir.
- Türkiye'de bilimin ve fennin gelişmesini istemiş olsa da, fikir özgürlüğünün olmadığı, üniversite bağımsızlığının olmadığı ve yanlış düşünenin vatan hainliği ile suçlandığı bir ortamda bilim gelişememiştir.
- 29:10Atatürk'ün Eğitim Anlayışının Çelişkileri
- Atatürk'ün milli eğitim bakanı Reşit Galip, üniversite için "evvel ve evvel Türk camiasının faydası ve sonra absolu taharriyat içindir" diyerek önce iman sonra ilim anlayışını savunmuştur.
- Türkiye'de bağımsız düşünme yeteneğine sahip olan herkes terörize edilmiş, üniversiteden kaçırılmış, hain ilan edilmiş ve hayatları kaydırılmıştır.
- Muzaffer Şerif Bey gibi sosyal psikolojisinin daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde kurucu babası olacak olan ünlü bilim adamı, Türkiye'den kaçmak zorunda kalmıştır.
- 31:37Cumhuriyet Kitabı ve Siyasi Eleştiriler
- Konuşmacı, Cumhuriyet kitabının yazarı olarak güncel siyasete girmek zorunda olduğunu belirtiyor.
- Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin açılış konuşmasında, köhne hukuk erbabının Cumhuriyet zihniyetine karşı düşmanlık olduğunu ve inkılabın en büyük has canının çürümüş hukuk olduğunu ifade ediyor.
- 33:23Seçim Sonuçları ve Siyasi Değerlendirmeler
- Konuşmacı, seçimlerin "İstanbul'u kaptırmam, İstanbul'u istiyoruz" şeklinde devam eden bir durum olduğunu belirtiyor.
- Seçim gecesi fotofiniş sonucu diktatörlük Türkiye'de ciddi bir darbe yediğini ve bu durumun sevindirici olduğunu söylüyor.
- Eğer oy verseydi HDP'ye vereceğini, çünkü Türkiye'de mevcut çirkin yapıyı sarsabilecek nitelikte tek parti olduğunu düşünüyor.
- 35:08Muhalif Millet İttifakı ve Gelecek Tahminleri
- Muhalif Millet İttifakı'nın seçim gecesi Mustafa Kemal şakşakçılığı veya el hareketleriyle kutlama yapmasının ziynetlerinin göstergesi olduğunu belirtiyor.
- Erdoğan'ın İstanbul'u bırakmayacağını ve güç elinde olduğu için vermeyeceğini düşünüyor.
- Muhaliflerin seçimleri yenileyip yeniden sayım yapabileceklerini ve bu durumun uzun vadede etkilerini göreceğimizi söylüyor.
- 36:54Siyasi Model ve Gelecek
- Türkiye'de iki Türkeş parti var ve bunlar siyasetin merkez ekseni haline geldiğini, Cumhuriyet Halk Partisi ve AK Parti'yi yönlendiriyor veya frenliyor.
- HDP'yi sindirmeyi başarırlarsa Türkiye bu modelden kırk sene kurtulamayacağını düşünüyor.
- Sistemin kırılma noktasının Halkların Demokratik Partisi olduğunu ve tek umudunun orada olduğunu belirtiyor.