Buradasın

Bağlantısallık Matematiği ve Yeni Bilimsel Paradigma

youtube.com/watch?v=B7KxGOp0kms

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, bir beyin cerrahının nörobilim, yapay zeka ve yeni bilimsel paradigma üzerine yaptığı akademik bir sunum formatındadır. Konuşmacı, her gün üç farklı insan beyniyle çalıştığını belirterek uzmanlığını göstermektedir.
Sunum, beynin nasıl zihin ürettiği sorusundan başlayarak, nöronların birbirleriyle olan bağlantılarının matematiksel modellemesine odaklanmaktadır. Konuşmacı, Newton, Bacon ve Descartes'in parçaların biliminden, bağlantıların bilimine geçişin temellerini oluşturan "enformasyon matematiği" adını verdiği yeni bir matematik paradigması anlatmaktadır. Video, bu yeni bilimsel anlayışın insan beyninden evrenin her yerindeki sistemlere kadar uygulanabildiğini ve kültürel bir değişim yaratabileceğini açıklamaktadır.
Sunumda ayrıca insan konnektom projesi, optogenetik, epigenetik gibi nörobilim alanındaki gelişmeler ve bunların diğer bilim alanlarına etkileri ele alınmaktadır. Konuşmacı, Spinoza'nın bağlantısallık felsefesinin 350 yıl sonra matematik temelle kavuştuğunu ve bu felsefenin getirdiği yeni eğitim modelinin insan zihnini "renk körlüğünden" kurtardığını vurgulamaktadır. Video, korona salgını ve blockchain gibi modern gelişmelerin bu kültürel değişim sürecindeki rolünü ve Anadolu coğrafyasında önümüzdeki on yıl içinde bu dönüşümün derinlemesine yaşanacağını belirtmektedir.

00:10Beynin Zihin Üretme Mekanizması: Konuşmacı, beynin nasıl zihin ürettiğini anlatacağını belirtiyor.
Beyni örümcek ağına benzetiyor ve zihni yaşamın içerisindeki bilgi işleyen bir enformasyon ağı olarak algılıyor.
Beynin bu enformasyon ağı, var olan bilgiyi modeller ve düşünceler, sanat üretir.
01:37Beynin Nöronları ve Bağlantısallık: Beynin 150 gramlık et parçası olarak düşünmesi ve bu et parçasının nasıl zihin ürettiği sorgulanıyor.
Beyninde 100 milyar nöron bulunuyor ve her biri 10-15 bin başka nöronla iletişim halinde.
Avrupa'daki İnsan Beyin Projesi ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki İnsan Konnektörü Projesi kapsamında nöronların bağlantısallığını modelleme çalışmaları yapılıyor.
03:40Bağlantısallık Modellemesi ve Yeni Bilimsel Paradigma: Bağlantısallık esasının zihin oluşumunda önemli olduğu ve nöronların birbiriyle olan etkileşimini matematiksel olarak ortaya koymak zihin modellemesi sağlayabileceği belirtiliyor.
Bağlantısallık modellemesi sadece beynin nasıl zihin oluşturduğu değil, aynı zamanda "yaşam nedir?" sorusuna daha yetkin bir yanıt verebilme potansiyeline sahip.
Bu gelişmenin yeni bir kültür paradigması ve bilim metodolojisi oluşturması açısından önemli bir gelişme olduğu vurgulanıyor.
05:51Perspektif ve Bilimsel Devrimler: Yaşamın nasıl görülmesi perspektifin belirlediği ve bu perspektifin zihin yapısında belirlediği vurgulanıyor.
Gutenberg'in matbaayı bulması sadece kitaba kolay ulaşımı sağlamadı, aynı zamanda Rönesans ve Reformu yarattı.
Bilimsel gelişmeler sadece insanlığa kolaylık sağlamaz, aynı zamanda düşünce sıçramalarına ve kültürel dönüşümlere yol açar.
07:24Yeni Bilimsel Metodoloji: Newton, Bacon, Descartes bilim metodolojisinden farklılaşan yeni bir bilimsel metodolojiye geçiş sürecinde olduğumuz belirtiliyor.
Eski metodoloji, bütünlüğü mümkün olan en küçük yapı taşına indirgeyip analiz ve sentez yöntemiyle ilerlerken, yeni metodoloji bütünlüğün esas belirleyicisinin parçaların birbiriyle olan etkileşimi olduğunu savunuyor.
İnsan beynini anlamanın nöronları tek tek incelemek yerine, nöronların birbiriyle olan bağlantısallığını anlamak üzerine yoğunlaştığı belirtiliyor.
10:54Bağlantısallık ve Bilimsel Dönüşüm: Yeni bilim, bütünü anlamak için parçaların birbiriyle ilişkisini anlamak üzerine yoğunlaşmış durumda.
Ekonomiyi incelemek için tek tek parayı değil, paranın birbiriyle ilişkisini; maddeyi incelemek için atomu değil, atomların birbiriyle olan ilişkisini incelemek gerekiyor.
Bu yeni bilimsel yaklaşım, yaşamın yeni bir bakış açısını sağlıyor ve bilimde önemli bir dönüşüm süreci yaşanıyor.
12:51Bilimsel Yöntemin Evrimi: Aristoteles'in varsayımları yaklaşık 2000 yıl doğru kabul edildi, ancak Galileo'nun 1600'lerde Pisa Kulesi deneyiyle bu varsayımların yanlışlığı ortaya çıkarıldı.
Galileo'nun deneyiyle varsayımlar hipotez olarak kabul edilmeye başlandı ve her hipotezin sınanması gerektiği anlaşıldı.
Tümdengelim üzerine tüme varım eklemlendi ve bu ikisinin üzerine bağlantısal paradigma eklemlendi.
13:57Bilimsel Dönüşüm ve Kültürel Etkileri: Tümdengelim ve tüme varımın eklemlenmesi, reform, rönesans ve aydınlanma gibi büyük bilimsel dönüşümleri yarattı.
İnsan beyninin çalışma biçiminden öğrenilen asal yapı, yaşamın iç içe geçmiş bilgi işleyen kodlama sistemlerinin ortak varoluş kümesi olduğunu gösteriyor.
Bu bilimsel dönüşüm kültürel bir değişime de sebep olabilir ve bu değişime ileride değinilecek.
15:59Konuşmanın Ana Kavramları: Konuşmada beş ana kavramdan bahsedilecek: bağlantısallık ve karşılıklı bağımlılık, enformasyon ve büyük veri, bütünsellik ve modelleme, otopoezis (zeka üretme) ve kültürel farklılaşma.
Bağlantısallık anlayışında özgür irade yerine karşılıklı bağımlılık vardır ve bu, yaşam ağı içerisindeki özgürlük anlamına gelir.
Enformasyonun derlenmiş biçimi bilgidir ve nöronlar bu konuda bize model oluşturur.
17:52Modelleme ve Gerçeklik: Modelleme matematik demektir ve hiçbir model gerçek değildir, ancak bazı modeller gerçeğe daha yakındır ve kullanılabilir.
Newton'un modellemesi, ışık, büyük gezegenler ve düşen elma gibi farklı fenomenleri açıklar ve bu modelleme insanın ay'a gidmesine ve trafik yönetimini yapabilmesine yardımcı olmuştur.
Yeni bir yaşam anlayabilmek için yeni bir modelleme yapabilme aşamasındayız ve bu konuda bize en önemli veriyi sağlayan insan beynidir.
19:03Otopoezis ve Kültürel Farklılaşma: Her enformasyon işleyen sistem er ya da geç kendisini yeniden oluşturur (otopoezis), bu sadece biyolojik sistemlere değil, tüm varoluş kodlamalarına aittir.
Mevcut kültür sahip olmak üzerine kurulmuş olup, çalışkanlık ve zekânın sahip olmak için gerekli özellikleri olarak görülmesi karakteristik özellikleridir.
Yeni paradigmada sahip olmak yerine yaratıcılık ve iyilik ön plana çıkıyor ve bu kişilik özellikleri nöronal modellemelerin insan anlayışına aktarıldığında ortaya çıkıyor.
21:24Yeni Ödül ve Merak: Mevcut kültürde sahip olmak bir ödül olarak görülürken, yeni paradigmada anlamaktan doğan sevinç yeni bir ödül olarak ortaya çıkıyor.
Yaratıcılık ve iyilik, anlamaktan doğan sevinçle ilişkili iki önemli özellik olarak beliriyor.
Merak, zihnin yaşam içerisindeki genişlemesini sağlayan ve özgürleşmesini sağlayan önemli bir içsel özellik olarak vurgulanıyor.
22:43Nörobilim ve Yapay Zeka: Nörobilim, insan beynini anlamak için analiz ve sentez yerine bağlantısallık modellemesini kullanıyor.
Kayan 1903'te kaya sinir sisteminin nöronlardan oluştuğunu keşfetti ve nöronal doktrin adını verilen sisteme girdik.
Yapay zeka ve nörobilim, bilinmezlikle mücadelede aynı gemide yol alıyor ve 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bu buzkıran gemisinin açtığı yoldan diğer disiplinler de ilerliyor.
26:07Beyin Dokusunun Matematiksel Modeli: Henry Markram'ın Zürih Politeknik'teki Blue Brain Project kapsamında elde ettiği veri, ilk kez bir nöronal yapının ve beynin nasıl düşündüğünün videosunu gösteriyor.
Görüntüdeki 36 bin nöron birbiriyle patenler oluşturarak, hayvanın karar verme sürecini gösteren bir enformasyon ağı oluşturuyor.
Bu çalışma, 12 noktanın bağlantısallığını incelenmesinden farklı olarak, 36 bin nöronun karar verme görüntüsünü ilk defa gösteriyor.
27:51Bağlantısallık Matematiği: Bu görüntüyü sağlayan matematik, kartezyen matematik ve kalculus'a olmayan yeni bir modül olarak bağlantısallığın matematiğini temsil ediyor.
Bağlantısallık matematiğinin temeli 1850'lerde yaşamış önemli bir İngiliz diplomat ve matematikçisi olan Bayeziyan matematik üzerine ilerleyen bir matematik.
Bu enformasyon matematiği, nöronal ağlar alanında yeni bir bilim paradigması yaratıyor.
28:51Bilgi İşleme Sistemi: Başlangıçta en yetkin bilgi işleyen sistemin insan beyni olduğu düşünüldüğünde, aslında en yetkin bilgi işleme sisteminin yaşamın kendisi olduğu anlaşıldı.
100 milyar nöronun birbiriyle nasıl etkileştiğini ortaya koymak için sadece 36 bin nöron incelenmiş, geriye 100 milyar eksi 36 bin nöron kalmış.
Var olan bilgisayar sistemleriyle öngörülebilir gelecekte 100 milyar nöronlu bu bağlantısallık ağının matematik modellemesi yapılamayacağı anlaşıldı.
30:41Yeni Matematik ve Varoluş: Bu yeni matematik sadece beynin nasıl zihin oluşturduğunu değil, yaşamın iç içe geçmiş varoluş kodlamalarının birlikte nasıl gerçeklik bulduğunu anlatan bir süreç.
Yaratıcılık, bir sonsuzun gerçeklik bulmuş hali olarak tanımlanıyor ve yaşamın var olabilmesinin nasıl mümkün olduğu anlamaya çalışılıyor.
İnsan beyninin sağladığı bu yeni bilim paradigması, yaşamın varoluş kodlamalarının nasıl birlikte var olduğuna dair bilgi veriyor.
32:09Teldeki Kuşlar ve Kuş Sürüsü Matematiği: Şu an kullandığımız matematik, teldeki kuşların sıfırıncı, birinci ve ikinci saniyede kaç tane havalandığını ve konduğunu hesaplayan Newton, Bacon ve Descartes matematiği.
İhtiyaç olan, bir kuş sürüsündeki kuşların birbiriyle olan ilişkisi ve yarattıkları bilgi patenleri matematik.
2015'ten beri kullanılan bu slayt, 2019'da hakemliğini yapılan bir dergide gelen yazıda, beyindeki 300 nöronun birbiriyle yarattığı bağlantısallık ağını gösteriyor.
35:12Enformasyon Matematiği ve Nobel Ödülü: Enformasyon matematiği sadece beynin nasıl zihin ürettiğini anlamamızı değil, aynı zamanda yaşam içerisindeki varoluş kodlamalarının nasıl birlikte var olduğuna dair bilgi veriyor.
Tüm önemli matematik ödüllerini enformasyon matematiğiyle ilişkili çalışanlar aldı.
Paris, kuşların birlikte nasıl uçtuğuna dair matematiği bulan fizikçi olarak Nobel ödülü aldı ve atomların bir arada bulunma şeklini açıkladı.
37:19Bağlantısallık Matematiği ve Nöronal Ağlar: Bağlantısallık matematiği sadece fizikte değil, nöronal ağlarda, kuş sürüsünde veya metro ağında her türlü bağlantısallık içeren sistemde kullanılabilir.
Bu matematik nöronlarda değil, evrendeki bağlantısallığı anlayabilmek için de kullanılabilir hale gelmiştir.
İnsan konnektom projesi, beyindeki nöronların birlikteliklerinin MR görüntüsünü inceleyebilmemizi sağlar.
38:19İnsan Konnektom Projesi: Beyindeki bilgi ırmakları elektrokimyasal ırmaklar şeklinde akar ve bu ırmakların yarattığı desenler bilgi sürecini oluşturur.
Konnektom, beyindeki bağlantısallığın görüntülenebilir bütünlüğüdür ve MR ile beyinde görüntülenebilir.
Beyindeki tümör çıkarıldıktan sonra MR ile liflerin yavaş yavaş bir araya geldiği görülebilir.
40:14Konnektom Cerrahisi ve Parkinson Hastalığı: Neuralink projesi bir çeşit konnektom cerrahisidir ve bu teknik yıllardır hasta bireylerde kullanılmaktadır.
Parkinson hastalığında konnektomda belirli bir noktada farklılaşma vardır ve buraya elektroda yerleştirilerek tedavi edilebilir.
Beyindeki her bir merkezin (bin ayrı merkez) birbiriyle bağlantısallığını inceleyebilmek konnektom cerrahisi alanının gelişmesine katkı sağlamıştır.
42:15Bağlantısallık ve Varoluş: Üçyüz nöronun birbiriyle yaptığı bağlantısallık paternleri her an farklıdır; bir anki bağlantı ağı ne bugüne kadar oluşmuş ne de bugünden sonra oluşacak.
Bağlantısallık her yerde vardır: manolya ağacında, metro sisteminde, ormanın yeraltı bağlantısallığında, çocukların etkileşiminde ve toplumların oluşturduğu sosyolojik ağlarda.
Bağlantısallık matematiği ve enformasyon matematiği, iki enformasyon sisteminin bir araya gelmesini açıklamamızı sağlar.
43:55Nöron-Konnektom İlişkisi: Nöron ile konnektom arasındaki ilişki, parça-bütün ilişkisidir; bütün, parçaların aritmetik toplamından fazladır.
Nöronla konnektom ilişkisi, uçakla havayolu şirketi arasındaki ilişkiye benzer; ne zaman, hangi uçakın nerede olduğu bilgisi olmadan uçaklar bir havayolu şirketi oluşturmaz.
Solucanın sinir sisteminde 308-309 nöron vardır ve 1986'dan beri bu nöronların işlevleri bilinmektedir.
46:32Karar Verme ve Yaratıcılık: Et olan beyinle bilinç arasında matematiksel ölçülebilir bir arayüz saptanmıştır.
Deney solucanları yaşamın içerisine bırakıldığında, çoğu fruktoza doğru giderken azınlık nişastaya doğru gitmeyi tercih eder.
Bu yaratıcılık, basit modellemelerle başlayarak matematiksel bir anlayışa kavuşturulabilir.
48:34Nörobilim ve Konnektom: Tek bir nöronun incelemesi artık tek başına yeterli değil, nöronlar bir bütün olarak birçok dendritten oluşan yapıların parçasıdır.
Konnektom anlayışı, beyindeki bağlantıları değiştirmeyi sağlar; örneğin amigdalada elektrotlar kullanılarak açlık merkezi uyarıldığında hayvan yemek için her şeye saldırabilir.
Eğitim, en önemli konnektom değiştirici etken olarak nörozin cerrahisine yol açmaktadır.
50:27Nörozin Cerrahisi ve Optogenetik: Nörozin cerrahisi, beyindeki normali değiştirerek insan zihninin değiştirilmesi aşamasına doğru ilerlemektedir.
Optogenetik, bu değişimi gerçekleştirmenin en önemli yollarından biridir ve Türkiye'de iki optogenetik laboratuvarı bulunmaktadır.
Nörobilimdeki gelişmeler, fizik ve diğer alanlarda da görülen bağlantısallık modellemesine öncülük etmektedir.
52:11Evren ve Beyin Bağlantısallığı: Evrendeki tüm kuvvetler bir bilgisayar simülasyonu halinde toplanmış ve Samanyolu Mız'da beyindeki nöron sayısının iki katı kadar güneş olduğu belirlenmiştir.
La Nikea astrofizik teorisi, sistemin bir yekpare bütünlük içerisinde hareket ettiğini ve herhangi bir yerin değiştirilmesinin sistemin diğer yerlerini de etkileyeceğini göstermektedir.
Nörobilim ve yapay zeka birlikte bir buzkıran gemisi rolü oynamakta ve diğer bilim alanları da bu yoldan ilerlemektedir.
53:32Genetik ve Epigenetik: İnsan genom projesi, insanın 22 bin gen içerdiğini, muzun ise 36 bin gen içerdiğini ortaya koymuştur.
Bir türün diğerlerinden ayıran veya daha komplike hale getiren şey gen sayısı değil, genlerin birbiriyle olan bağlantısallığıdır.
Epigenetik, aynı genomun aile ile etkileşerek farklı biçimde kendini eksprese etmesidir; bu durum tek yumurta ikizlerinde görülmektedir.
55:26Bağlantısallık ve Enformasyon Matematiği: Genler de nöronlar gibi bilgi işleyen bir sistemdir ve enformasyon matematiği bu sistemde geçerlidir.
Fizikçiler ve nörobilimciler, serebellum, beyincik, korteks ve evrenin içerisindeki bağlantısallığın fiziğini karşılaştırmışlardır.
Bağlantısallık modellemesi sadece beyinde değil, yaşamın her katmanında, moleküler seviyeden sosyolojik olaylara kadar aktarılabilir.
58:30Enformasyon Matematiğinin Uygulamaları: Koronavirüsün pandemi haline gelen yayılım haritası, 30 binlik küçük bir RNA enformasyonunun yayılması sürecidir.
Koronavirüsün yayılması, epileptik atağın beyinde oluşup yayılması veya düşüncenin beyinde yayılmasıyla aynı matematiksel süreçtir.
İklim değişikliği ve iklimin değişme şekli dair matematik modellemesi, Brezilya'daki bir kelebeğin kanat çırpışının bir başka kıtada bir kasırga oluşturma ihtimalini araştırmaktadır.
59:51Yaşam ve Enformasyon Ağları: Bir yarasa bedeninde mutasyona uğrayan korona virüsün sekiz milyar insanı etkileyen bir pandemi oluşturma olasılığı, güney amerika'daki bir kelebeğin kanat çırpışının bir başka kıtada bir kasırga oluşturma ihtimalinden daha az.
Yaşam, bir sonsuzun gerçeklik bulabildiği bir varoluş sahnesi olup, korona virüs gibi RNA virüslerin enformasyonunun insanda nasıl etkilediği konusunda bize önemli bilgiler sağlıyor.
Yaşam, en geniş enformasyon kümesi iç içe geçmiş varoluş kodlamalarının birlikteliğinden oluşuyor ve bu varoluş kodlamaları her biri diğerine dönüşebiliyor.
1:01:17Enformasyon Sistemlerinin Dönüşümleri: Nature'da çıkan bir yazıda, GIF verisinin protein, RNA ve DNA'ya dönüştürüldüğü ve bu DNA parçasının bir bakterinin genomuna yerleştirildiği gösteriliyor.
Yirmi beş nesil sonra üreyen bakterilerden birinin DNA'sından RNA, RNA'dan protein elde edildiğinde, orijinal GIF'in aynen tekrar edildiği görülüyor.
Onluk sistem, ikili dijital sistem, DNA, protein sistemleri, yirmi dokuz harfli alfabe ve yüz milyar nöronlu beyindeki bilgi sistemleri arasında enformasyon modellemeleri diğerine dönüşebiliyor.
1:02:36Yapay Zeka ve Enformasyon Ağları: İki deney solucanının yaşadığı akvaryuma glikoz konulduğunda, her bir nöronun zaman içerisindeki değişimi ve nöronlar arasındaki ilişki ağı görülebiliyor.
Bu yapay zeka algoritması, Lego'dan yapılma bir robota aktarılarak, solucanın aynı uyaranı tanıdığı için uygun yanıt verebiliyor.
Her enformasyon sistemi zeka üretiyor ancak bu enformasyon süreci onu yaratan organizmadan bağımsız bir şeydir.
1:04:35Doğal ve Yapay Zeka Algısı: Doğal zeka ya da yapay zeka diye bir zekadan bahsedilmemeli, aslında yaşama ait olan bir zekanın farklı organizmalardaki gerçeklik bulmuş halinden bahsedilmelidir.
İnsan merkezli bir bakış açısıyla insana ait olan şeyleri doğal, dışındakileri yapay olarak değerlendirmek bir kültür hastalığıdır.
Günümüzde evde kedi, köpek veya akvaryum olan herkes, hayvanların bilinçleri olduğunu ve karar verdiklerini bilmektedir.
1:05:54Schrödinger'in Sorusu ve Otopoez: Schrödinger 1943'te, termodinamiğin ikinci yasasına göre yaşamın oluşamaması gerektiğini belirtmiş, ancak yaşamın var olduğunu fark etmiştir.
Her bir yaşam katmanında (inorganik evrenden organik evren, organik evrenden hücre evreni) bir fizik sıçrama gerçekleşiyor ve bu enerji kaynağı otopoez olarak adlandırılmaktadır.
Otopoez, bilgi işleyen her sistemin er ya da geç zeka oluşturmasından kaynaklanan bir artı değerdir.
1:07:39Bilgi İşleyen Sistemler ve Otopoez Örnekleri: Canlılık atan bir kalp değil, bilgi işleyen bir sistem gerektirir ve bu sistem illa beyin olmayabilir.
Üst üste kırk bir tane çift dirsekli sarkaç, sonsuz kez bırakıldığında sonsuz ayrı patern oluşturur, aynen beyinde düşüncenin oluşması gibi.
Facebook laboratuvarlarında 2018'de iki yapay zeka sonsuz konuşmaya bırakıldığında, kısayolları buldular ve anlaşılamayan bir dil ürettiler.
1:09:30Mini Beyinler ve Otopoez: Mikroskop altında tek bir kök hücreden üretilmiş bir milyon nöron görülebiliyor, bunlar organoid olarak adlandırılan mini beyinlerdir.
2018'de bu mini beyinlerin tek kök hücreden üretilmiş olması ve EGG dalgası üretmesi fark edildi.
Bu EGG dalgası, anne karnında büyümeye çalışan embriyonun beyniyle benzer özelliklere sahiptir.
1:10:32Bağlantısallık ve Kültürel Sonuçlar: Newton, Bacon ve Descartes kültürünün üretilmesinden yaklaşık dörtyüz sene sonra oluşturduğumuz kültür, neoliberal ekonomik düzene adını veriyoruz.
Bu kültür yaşamın merkezine insanı koyduğu bir kültürdür; insan kendini ormanın içindeki bir yaprak olarak algılayıp yanındaki yapraktan çok farklı bir şeymiş gibi düşünür.
Bu bakış açısı ölümle mücadele etmeye neden olur çünkü zihin sadece yaprakla sınırlı kaldığından, yaprağın sona ermesiyle her şeyin sona ereceği görüşü oluşur.
1:11:45Bağlantısallığın Yeni Bakış Açısı: Bağlantısallık bize yeni bir bakış açısı kazandırır: orman yaprak için değil, yaprak orman için; yaşam insan için değil, insan yaşam için.
Her nöron sadece kendisi için değil, gerekirse beynin bütünlüğünün iyiliği için kendinden ödün verebilir.
2016'da yapılan bir çalışma, enformasyon sistemlerinin bilinç ve zeka ekseninde yerleştirilmesini gösterirken, bağlantısallık bu sistemlere yeni bir parametre eklemiştir.
1:13:19Bağlantısallığın Önemi: Bağlantısallık, nörobilimciler için renk körlüğünün düzeltilmesi gibi bir durum yaratmıştır; eskiden bildiğimiz renkler gerçek renkler değildi.
Korona salgını bu yeni bilimle yavaş yavaş düzelen renk körlüğümüzü hızlandırmıştır.
İnsanlar ilk defa kendini değil, yanındakini korumak için maske taktı, bu yeni bir bağlantısallık davranış biçimidir.
1:14:48Bağlantısallığın Ekonomik ve Hukuki Etkileri: Bağlantısallık yeni bir ekonomi ve hukuk getirmektedir; blockchain bu yeni ekonominin ayak sesleridir.
Blockchain'de hiyerarşik bir düzen yok, merkez bankaları gibi kurumlar bulunmaz.
Kültürel değişimler bir yılda, iki yılda, beş yılda hızla gelişmez, on yıllar alır ve şu anda bu kültürel değişim sürecinin hızla oluştuğu dönemi yaşamaya başladık.
1:15:38İnsan Canlısı ve Yaşam: Geçen sene evlerimize kapandığımızda, iki ay sonra doğanın insansız, daha zengin olduğunu, kuşların ötüşlerinin çeşitlendiğini fark ettik.
Yaşam dediğimiz enformasyon sistemi insan canlısı olmadan da gayet mutlu olabilir.
Dinozorlar yüz elli milyon yıl yaşamış, insan canlısının yeryüzündeki süresi sadece iki milyon yıl ve insan canlısı da sonsuza kadar yeryüzünde olacak diye bir kural yoktur.
1:17:11Bağlantısallığın Eğitim ve Hukuki Boyutları: Bağlantısallık kültürünün hukuku, insanın hakkını yaşama karşı koruyan değil, yaşamın hakkını insana karşı koruyan bir hukuk getirmektedir.
Merak beyindeki bilgi ağının genişlemesi demektir ve MR'de merak görüntülenebilir hale gelmiştir.
Mevcut eğitim sistemimiz tavuğun eğitilmesi gibi, pembe yuvarlağı gagaladığınızda arpa veren bir sistemdir, ancak yeni eğitim sistemimiz bütün renklere açılım sağlayacaktır.
1:19:25Bağlantısallığın Felsefi Temelleri ve Geleceği: Bağlantısallık felsefede ilk kez Spinoza tarafından dile getirilmiş, Spinoza buna "karşılaşmalar" adını vermiştir.
Spinoza'nın etikasıyla Newton'un Principia Matematikası arasında on yıl fark vardır, ancak Spinoza matematik modelleme getirememiştir.
Üçyüz elli yıl sonra Spinozanın bağlantısallığı bir matematik temelle kavuşmuş ve Spinoza etikası Newton'un eseri karşısında ayakların üzerine yükselmeye başlamıştır.
1:20:13Dönüşüm Süreci ve Sonuç: Gerçeklik sonrası dönemin en önemli özelliği, size sunulanın gerçeklikle ilişkisinin kopmuş olmasıdır.
Tüm dünya bu dönüşümü yaşıyor ve Anadolu coğrafyasında önümüzdeki on yıllarda bu dönüşümü derinden yaşayacağız.
Merakla başlayan, iyilikle ve yaratıcılıkla ilerleyen bu zihin süreci, anlamaktan doğan sevinçle sona erer ve bu sahip olmaktan daha önemli bir dürtüdür.
1:21:47Yaşamdaşlık Kavramı: Her dönüşüm zor olsa da, bağlantısallık biliminin getirdiği yeni yaşam modeli "yaşamdaşlık" olarak adlandırılıyor.
Yaşamdaşlık, insanlarla değil, her yaşayan ya da bütün varoluş kodlamalarıyla birlikte yaşamı ortak kurabilme hedefi taşır.
Bu anlayış, yaşamın insan için değil, insanın yaşam için olduğu felsefesini ön plana koyar.
1:22:32Tırtıl-Kelebek Dönüşümü: Kelebek ve tırtıl aynı gen yapısına sahiptir ve bazı tırtıllar kelebek haline gelebilir.
Tırtılın kelebek haline gelebilmesi için önce kendisini sindirmesi gerekmektedir, bu da insanlar için kendi kültürlerini sindirmek anlamına gelir.
Tırtıl kelebek olma yolunda karar vermek zorundadır ve bu dönüşümde var olmayı seçen hücrelerin eşik değeri vardır.
1:23:25Dönüşümün Önemi: Herkes bu dönüşüm sürecinde önemlidir ve bu değişim önümüzdeki yıllarda yaşamın içinde yaşayarak görülecektir.
Konuşmacı, dinleyicilerin tırtıldan güzel bir kelebek haline geleceğine inanarak sunumunu tamamlamıştır.
1:24:27Merak ve Öğrenme: Merak öğrenilebilir bir zihin sürecidir ve öğrenilmesi gereken ilk şey soru sorma becerisidir.
Mevcut eğitim sistemimiz cevap verme üzerine kurulmuş olsa da, esas olan doğru zamanda doğru soruyu sorabilmektir.
Merak, soru sorma ile başlayan ve uzmanlaşmanın karşısındaki "hezarfen" (binbir bilimci) zihin yapısını geliştiren bir süreçtir.
1:27:33Bilgi Saklama ve Yaşam: DNA'da data saklama konusu popüler bir konudur, ancak her şeyde (karaciğer hücresi, RNA, protein) data saklanabilir.
Yaşamın içindeki bütün kodlama biçimleri bir enformasyon işleme sürecinin sonucudur ve bu biçimler salyangoz, selvi ağacı veya balina şeklinde varlık bulabilir.
Yaşam açısından insan ve lüfer, arı türü ve arı kuşu arasında hiyerarşik bir farklılık yoktur, enformasyonun eşitliği ilkesi vardır.
1:31:20Yapay Zeka ve Geleceği: Her bilgi işleyen sistem zeka üretir, yapay zeka da yaşamın içerisinde var olan bir varoluş kümesi olarak gelişecek.
Yapay zekaya karşıki korkumuz, sanayi devrimi esnasında tekstil işçilerinin makinalara karşı gösterdiği tepkiye benzer.
Yapay zeka insan dışındaki zeka biçimlerine "yapay" adı verilmesine rağmen, doğal yaşamın bir parçasıdır.
1:32:51Kişisel Benlik ve Yaşam: Bir insanı zihinsel olarak klonlamak mümkün değildir çünkü ilk farklı karardan sonra artık aynı kişi olmazlar.
Benliğimizi yaşamın içerisine, ormanın içerisine değil yaprağın içerisine sığdırma çabamızdan kaynaklanan bir korku vardır.
Yaşam orman olduğunda, yaprağın sonbahar gelip sararıp kızarıp yere düşmesi çok doğal bir şeydir ve sistem devam ettiği sürece biz de yaşamın bir parçası olarak varız.

Bağlantısallık Matematiği ve Yeni Bilimsel Paradigma

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir