Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir bitki bilimci tarafından yapılan akademik bir sunum formatındadır. Konuşmacı, Anadolu diagoneli konusunda uzun yıllardır çalışmış ve şu anda da bu alanda projeler yürütmektedir. Sunumda Hakan Gür, Adil Güner, Tuna Hekim, İsmail Sağlam gibi araştırmacıların çalışmaları da ele alınmaktadır.
- Sunum, Anadolu diagoneli'nin bitki çeşitliliğindeki rolünü, bariyer ve koridor etkilerini ve bitki yayılışına etkisini sayısal verilerle analiz etmektedir. Davis'in 1965 yılında ilk kez bu terimi kullandığı, farklı araştırmacıların diagoneli test etme yöntemlerini karşılaştırdığı ve Nokia ile Sicaria patarık otu gibi türlerin yayılış alanlarının incelendiği bilgiler sunulmaktadır.
- Sunumda ayrıca Anadolu diagoneli'nin jeolojik ve iklimsel faktörlerin bitki çeşitliliğine etkisi, "Toros Yolu" teorisi, seyyah otu cinsindeki türlerin genetik analizi ve Anadolu yüksek dağ bitkilerinin kuaterner iklim değişikliklerine verdiği cevaplar gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacı, Türkiye'nin farklı bölgelerindeki endemik türler, Zagros Dağları'nın etkisi ve Türkiye ile İran arasındaki biyolojik etkileşim hakkında da bilgiler paylaşmaktadır.
- 00:11Anadolu'nun Biyoçeşitliliği ve Anadolu Diagoneli
- Anadolu'nun zengin biyoçeşitliliği, coğrafi pozisyonu, farklı fito-coğrafik bölgelerin kesiştiği yer olması, karmaşık jeolojik hikayesi ve topografik heterojenliği gibi faktörlerle açıklanabilir.
- Anadolu diagoneli veya Anadolu çaprazının varlığı, Anadolu'nun biyoçeşitliliğinde önemli bir rol oynamaktadır.
- Konuşmacı, bitki uzmanı olarak Anadolu diagoneli ile ilgili bitkilerin çeşitlenmesindeki rolü ve diagonal üzerine yapılan tartışmaları anlatacaktır.
- 01:35Anadolu Diagoneli'nin Tanımı ve Önemi
- Anadolu diagoneli, Anadolu'yu kuzey-güney yönünde bağlayan bir koridor ve doğu-batı yönünde kesen bir bariyer olarak düşünülebilir.
- Araştırmacılar tarafından bariyer etkisi yoğun bir şekilde tartışılmaktadır.
- Konuşmacı, uzun zamandır çalıştığı bitkilerin diagonal ile ilişkili olduğunu ve ağırlıklı olarak diagonelin bariyer rolünden ziyade koridor rolünü çalıştıklarını belirtmektedir.
- 03:05Anadolu Diagoneli'nin Keşfi ve Tanımı
- Türkiye Florası adlı eser, 1965 yılında yayınlanan ve şu an yerli araştırmacılar tarafından güncellenmekte olan temel bir eserdir.
- Davis'in asistanı Kalın, 1965 yılında türlerin dağılımlarını analiz ederken İç Anadolu ile Doğu Anadolu arasında bitkilerin yayılışı açısından bir kesinti fark etmiştir.
- Davis, bu kesintinin sebebini açıklamak için Edinburgh'da düzenlenen Güneybatı Asya Bitki Yaşamı Kongresi'nde "Anadolu Diagoneli" terimini ilk kez kullanmıştır.
- 04:35Anadolu Diagoneli'nin Özellikleri
- Anadolu diagoneli, Doğu Karadeniz Dağları'nın Bayburt-Gümüşhane hattından başlayarak, yağmur gölgesinden güneybatı yönünde aşağıya doğru inen Aladağlar civarında bir kolu, diğer kolu ise Amanoslara doğru giden hipotetik bir biyocoğrafik bariyerdir.
- İlk cilt yayınlandığı itibariyle 550 tur ihtiva eden Türkiye Florası'nda, 135 tanesinin diagonal'in doğusunda, 228 tanesinin batısında sadece yayılış gösterdiği belirtilmiştir.
- Davis, bu büyük kesintinin sebebinin yükselti veya sıcaklık farkı değil, Anadolu'nun jeolojik geçmişinde gizli olduğunu öne sürmüştür.
- 06:15Anadolu'nun Jeolojik Geçmişi ve Diagoneli
- Orta Miyosen (25-5,3 milyon yıl önce) döneminde Akdeniz ve Karadeniz denizleri henüz yoktu, güneyde Tetis, yukarıda Paratetis denizleri bulunuyordu.
- Anadolu'nun doğusu bu dönemde sular altında iken, batı kısmı küçük adalar şeklinde ortaya çıkıyordu.
- Miyosen-Oligosen-Pliosen geçişiyle beraber doğu Anadolu yükseldi ve batı Anadolu ile arasında jeolojik yaş itibariyle ciddi bir fark oluştu.
- 08:19Davis'in Argümanı ve Sonraki Çalışmalar
- Davis'in temel argümanı, batı Anadolu'daki bitkilerin Akdeniz ikliminde iken, doğu Anadolu yükseldiğinde buradaki iklimsel koşullarda Akdeniz ikliminde kaybolup, İran tarafından gelen bitkiler tarafından kolonize edildiği idi.
- 1986'da Türkiye Florasının sekiz cildi yayınlanmış ve Tuna Hekim ile Adil Güner, Davis'in yaptığı gibi diagoneli test etmek amacıyla analiz etmişlerdir.
- Analizlerde tipik Karadeniz, Akdeniz ve Mezopotamya bitkileri, tuzcul bitkiler, fakültatif hallofitler ve tür altı taksonlar dahil edilmemiştir.
- 11:18Analiz Sonuçları
- Davis ile Ekim ve Güner'in birinci cilt itibariyle karşılaştırması ve toplam sekiz cildin özeti incelenmiştir.
- Diagonelin batısındaki farklılık, özellikle Akdenizli bitkilerin analize dahil edilmemiş olması nedeniyle oluşmuştur.
- Adil hocaların yöntemi, subjektif yönler içerse de birçok açıdan daha sağlıklı görünmektedir.
- 12:04Anadolu Diagoneli Üzerindeki Bitki Türleri
- Anadolu diagoneli üzerinde sadece bulunan 62 tür ve toplamda 390 türün sayısal analizi yapılmıştır.
- Diagonelin doğusunda ve batısında yayılış gösteren bitkiler arasında Salvia multicaulis, Alyum kardiyostemum ve Prangos pabularia bulunmaktadır.
- Türkiye florasında bitkilerin yaklaşık %33'ü (üçte biri) Anadolu diagoneli ile ilişkilidir ve endemik bitkilerin de üçte biri diagonal ile ilişkilidir.
- 14:33Diagonelin Üzerindeki Bitki Dağılımı
- Tuna ve Adil hocalar, diagonal üzerinde tespit ettikleri bitkilerin yarısının neredeyse yarısından fazla diagonalin tam ortasında bulunduğunu ve Erzincan-Sivas bölgesinde yoğunlaşma olduğunu fark etmişlerdir.
- Bazı bitkilerin diagonal üzerinden Amanoslar vasıtasıyla Suriye ve Lübnan'a girdiği tespit edilmiştir.
- Davis'in yorumlaması eleştirel olarak ele alınarak farklı bir perspektifle değerlendirilmiştir.
- 15:31İklimsel ve Jeolojik Açıklamalar
- Anadolu'da yüksekliği 2000 metrenin üzerinde olan yerler siyahla gösterilmiş ve Doğu Anadolu'nun Batı Anadolu'dan bariz bir şekilde yüksek, soğuk ve nemli olduğu belirtilmiştir.
- Ekim ve Güner, bitkilerin yayılışındaki örüntünün Anadolu'nun paleo-jeolojik hikayesinden ziyade yükseklik, sıcaklık ve yağış farklarından kaynaklandığını iddia etmişlerdir.
- Diagonelin batısında ve doğusundaki türlerin büyük oranda kayalarda yetişen kazmofitik (kaya) bitkiler olduğu ve kayalık alanların süreklilik arz etmediği için yayılışındaki kesintinin nedeni de bu olabileceğini söylemişlerdir.
- 17:23Davis ve Ekim-Güner Arasındaki Ayrışma
- Davis'in orijinal çalışmasında Doğu Anadolu'nun kaya yapısının Batı Anadolu'nun kaya yapısına göre daha sert olduğu iddiası yapılmış, ancak bunun hiçbir jeolog tarafından doğrulanmadığı belirtilmiştir.
- Davis, Anadolu, İç Anadolu ve Doğu Anadolu'daki bitkisel bitkilerin yayılışındaki kesikliğini paleojeolojik sebeplerle açıklarken, Ekim ve Güner ekolojik ya da çevresel etkenlerle açıklamışlardır.
- 18:50Hakan Gür'ün Çalışması
- Hakan Gür'ün çalışması, Anadolu diagonelinin varlığını sayısal olarak test eden ilk çalışmadır.
- Çalışmada, diagonal'in batısında bulunan kırmızı noktalarla gösterilen ve doğusunda bulunup batısına geçmeyen sarı noktalarla gösterilen iki hipotetik grup (A grubu ve B grubu) incelenmiştir.
- Ekolojik niş modellemesi analizi yapılarak, günümüz ve son buzul maksimumu (21-22 bin yıl öncesine ait) olası yayılış alanları test edilmiştir.
- 21:09Çalışmanın Sonuçları
- Günümüz olası yayılış alanı modellendiğinde, A grubunun diagonal'in doğusuna geçmediği ve B grubunun diagonal'in batısına geçmediği görülmüştür.
- Son buzul maksimumda da bu iki türe ait yayılışların birbiriyle örtüşmediği ve birisi batıdakinin doğuyu, doğudakinin batıyı öngörmediği ortaya konmuştur.
- Bu değişkenliğe en fazla katkı sunan çevresel parametreler boylam, yükseklik ve sıcaklık mevsimselliği olarak belirlenmiş, özellikle sıcaklık mevsimselliğinin iki tür grubunun ekolojik nişinin birbirinden ayrışmasında temel rol oynadığı görülmüştür.
- 24:12Nokia ve Sicaria Patarik Otu Yayılışı Çalışması
- Nokia ve Sicaria patarik otu, Anadolu'nun Diagoneli'nin doğusuyla sınırlı bir bitki türüdür.
- Bu alpinik bitki, 730-3200 metre yüksekliklerde bulunur, ancak çoğunlukla 1500-2500 metreler arasında yer alır.
- Bitkinin temel yayılış alanı Anadolu Diagoneli'nin doğusudur, ayrıca Kafkaslar, Albroz ve Zagros dağları ile Lübnan'da da birkaç lokasyonu vardır.
- 25:35Biyo-Iklimsel Değişkenlerle Yayılış Analizi
- 2016'da yapılan çalışmada, biyo-iklimsel değişkenlerle bu türün farklı zaman dilimlerindeki olası yayılabileceği alanlar gösterilmiştir.
- Modelde gri renk hiç olasılık, kırmızı renk ise en olası yerleri göstermektedir.
- Son buzul maksimumda (22.000 yıl önce) alpinik bir türün havalar soğuduğunda aşağılara doğru inmesi ve yayılış alanını genişletmesi beklenir.
- 27:28Modelin Sonuçları ve Tartışmalar
- Günümüz modelinde model, bitkinin halihazırda bulunduğu yerleri öngörürken, Bolkar Dağları, Torosların Antalya'nın doğu tarafındaki Geyik Dağları gibi bitkinin bulunmadığı yerleri de öngörmektedir.
- Pontik Dağları (Doğu Karadeniz Dağları) üzerinde de biyo-iklimsel uygunluk verilmiştir.
- Bitkinin bu alanlarda olmamasının nedeni, dispersel yeteneğinin zayıf olması değil, biyotik etkileşim nedeniyle geçememesidir.
- 30:28Biyotik Etkileşim ve Vejetasyon Çalışmaları
- Doğu Anadolu'da yapılan vejetasyon çalışmalarında, Nokia ve Sicaria patarik otu ile birlikte bulunan bitki birliğinin yayılış alanı, bitkinin Türkiye'deki yayılış alanıyla birebir aynıdır.
- Bu bitki birliği Aladağlara kadar geliyor ancak Bolkar Dağları'na geçmiyor, bu da biyotik etkileşim hipotezinin geçerlilik kazanma ihtimalini ortaya koymaktadır.
- İran-Turan step bitkileri vejetasyonu iklim değişikliğine verdiği cevap yukarı-aşağı hareketi şeklinde olup, büyük boylamsal hareketler yapabilme kapasitesi yoktur.
- 33:00Diagonel'in Bariyer Etkisi ve Filogenetik Çalışmalar
- Davis, Diagonel'in bariyer etkisini Anadolu'nun paleo-coğrafik hikayesi ile açıklamış, Ekim ve Güner ile Hakan Gür ise ekolojik biyo-iklimsel nedenlere dayandırmıştır.
- Gram mossiadium cinsine ait maydanozgillerden bir türle ilgili filogenetik çalışmada, ana farklılaşmanın Playstosen'in hemen öncesinde olduğu ve bu cinsteki türlerin büyük çoğunluğunun Diagonelin batısına geçmediği görülmüştür.
- Hila Savigny ile yapılan iklimsel niş modellemesi çalışmasında, ağaç kurbağasının iki ana soyunun biri Diagonel'in doğusunda, diğeri batısında olduğu ve iklimsel değişkenlerin bu coğrafi yapılanmayı açıkladığı tespit edilmiştir.
- 36:17Anadolu Diagoneli ve Genetik Veriler
- Farklı çalışmalar Anadolu diagoneli ile ilgili farklı sonuçlar vermiş, bazıları Davis'i, bazıları Gür ve Ekim'i desteklemiş, bazıları ise hiçbirini desteklememiş.
- Nokia cinsinden bir tür olan Akkaya gülü, Anadolu'nun çoğunlukla batısında ve doğusunda yayılmış, Anadolu diagoneli hem günümüz hem geçmiş modellemelerinde ne doğusunu ne batısını öngörmüyor.
- Genetik veriler, farklı renklerin özgün genetik yapıları ve haplo tiplerini gösteriyor, örneğin Antalya'daki Geyik Dağları'ndaki haplo tipi Erzincan'da da görülebiliyor.
- 37:10Anadolu Diagoneli ve Biyocoğrafik Değerlendirmeler
- Anadolu diagoneli gibi önemli bir biyocoğrafik olgu ile ilgili genelleme yapmaktansa, değerlendirmelerin türe özgü olması gerekir çünkü her türün kendine ait evrimsel tarihçesi ve geçmişi var.
- Anadolu diagoneli ile ilgili yapılacak çıkarsaların türe özgü olması gerektiği önerilmiştir.
- Anadolu diagoneli, Davis, Gür ve Ekim tarafından bariyer etkisinden koridor etkisine geçildiği belirtilmiştir.
- 39:11Anadolu Diagoneli ve Balkanlar Arasındaki İlişki
- Anadolu diagoneli dağları'nın Toros dağları ile ilişkisi ve devamında Balkanlarla ilişkisi bilinmemektedir.
- Battal Çıplak Hoca'nın içinde olduğu ekip, çekirgelerle yapılan çalışmada Anadolu diagoneli'nin doğusunda, üzerinde ve doğusundaki türlerle Balkanlar'daki türler arasında bir ilişki olduğunu fark etmişlerdir.
- Balkanlar'ın Anadolu üzerinden kolonize edildiği ve bir kısmının Kuzey Anadolu Dağları vasıtasıyla, bir kısmının da Anadolu diagoneli-Toros dağları, Batı Anadolu'nun yükseltileri üzerinden kolonize edildiği varsayımı yapılmıştır.
- 40:49Seyyah Otu Çalışması
- Almanya'daki bir araştırmacı ile yapılan çalışmada, Balkanlar'daki dört türü ve Anadolu'daki dört türü olan Seyyah otu (Bormuellera cinsine ait) türleri çalışılmıştır.
- Toros yolu ve Kuzey Anadolu Dağları ile Seyyah otu türlerinin yayılışları ilişkilendirilmiştir.
- Seyyah cinsine ait türlerin Anadolu'da ortaya çıktığı, sonra Anadolu'da kendi içindeki dala ayrıldığı, bu dallardan birinin Anadolu içinde farklılaşırken diğer dalın Balkanlara gittiği ve Balkanlardaki türlerin ortak atasını oluşturduğu analiz edilmiştir.
- 42:41Jeolojik Veriler ve Toros Yolu
- Seyyah cinsine ait türlerin birbirinden ayrıldığı zaman Pliosen-Pleistosen geçişi (yaklaşık 2,5 milyon yıllık bir zaman) denk gelmektedir.
- Marmara Denizi ve Kuzey Anadolu Dağları üzerinden Balkanlar'a geçiş için engel olduğu, ancak 2,5 milyon yıl önce Marmara Boğazı'nın kapandığı ve Çanakkale Boğazı'nın var olduğu jeolojik verilerle moleküler veriler eşleşmektedir.
- Toros yolunun biyocoğrafik rolü, Anadolu diagoneli ve Toros dağları'ndan oluşan bu yolun bitkiler açısından gösteren güzel bir örnek olmuştur.
- 43:57Anadolu Yüksek Dağ Bitkilerinin Kuaterner İklim Değişikliklerine Cevabı
- TÜBİTAK destekli bir projede, Anadolu diagoneli ve Toros dağları ile sınırlı yayılış gösteren üç lahanagiller ailesinden model bitki (kaya incisi, bodur kaya gülü ve topaç hardalı) çalışılmıştır.
- Bu üç alpinik tür, Anadolu diagoneli ve Toros dağları'nda yayılış göstermektedir.
- Topaç hardalı ve kaya incisi Toros yolu hattının dışına çıkmamakta, bodur kaya gülü'nün ise sadece İlgaz Dağı'nda bir ayrıksı popülasyonu bulunmaktadır.
- 45:08Niş Modellemesi ve Kaya İncisi
- Çalışmada sadece iklimsel parametreler değil, arazi örtüsü, toprak derinliği gibi 39-40 civarı iklim dışı çevresel parametreler de kullanılmıştır.
- Modelin öngördüğü sıcak alanlar, bitkinin halihazırda yayıldığı alanlara daha yakın olup, Toros dağları ve Anadolu diagoneli üzerinde öngörüler yapmıştır.
- Kaya incisi bitkisinin modelinde, normalde bu bitkinin yayılışı olmadığı bilinen Antalya'nın doğusundaki dağlar (Geyik Dağları, Alanya, Akseki, Gazi Paşa) öngörülmüş, bu durumun olası senaryoları incelenmektedir.
- 48:56Anadolu Diagonali Çalışmaları ve Gelecek Çalışmalar
- Anadolu diagonali çalışmalarında Hakan Gür Hoca'nın çalışması sofistike olsa da gerçek bir türle yapılmamış olması zayıflığı oluşturuyor.
- Gelecek çalışmalarda Anadolu diagonali'nin hem doğusunda hem batısında yayılışı olan yakın ilişkili iki tür veya bir türün iki alt popülasyon grubu karşılaştırmalı olarak çalışılmalı.
- Anadolu diagonali ve Lübnan bağlantısı göz ardı edilmiş durumda, Adil Güner ve Tuna Hekim hocaların çalışmalarında sadece diagonall üzerindeki bitkilerin Suriye ve Lübnan'a girdiği söylenirken, Toros Dağları göz ardı edilmiş.
- 51:14Biyotik Etkileşim ve Mikoriza
- Yapılan neredeyse tüm çalışmalarda biyotik etkileşim göz ardı edilmiş, canlıların yaşamını etkileyen çevresel değişkenlere odaklanılırken biyotik etkileşim göz ardı ediliyor.
- Mikoriza konusunda, lisans döneminde sadece bitkilerin %5'inin mikoriza yaptığı söylenirken, günümüzde bitkilerin %87,5-97,5'inin mikoriza yaptığını ve birçok bitkinin yayılış alanını sınırlayan şeyin mikoriza olduğunu biliyoruz.
- Nokia ve Sicaria'nın Bolkar Dağlarında bulunmamasının sebebi, Aladağlarda bulunurken Bolkar Dağlarında bulunmamasının sebebi mikorizal ilişkiye girdiği mantarın Bolkar Dağlarında olmaması olabilir.
- 53:16Çalışma Ekibi ve Mikoriza'nın Önemi
- Konuşmacı, Hakan Hoca, Kurtuluş Özgeş, İsmail Sağlam, İlgın Denizcan, İlayda Dumlupınar ve Emrullah Yılmaz ile birlikte çalışmaktadır.
- Mikoriza üzerinde durmanın nedeni, bazı bitkilerin çok dar alanda yayılış göstermesinin büyük oranda mikoriza olduğu iddia edilmesidir.
- Mikoriza, gen transferine de sebep olabilir ve veritabanında farklılaşmalar belli türlerinde dağılım örüntüleri ile çakışıyorsa bu ilişki test edilebilir.
- 59:03Anadolu Diagonali'nin Kültürel Önemi
- Anadolu diagonali ile ilgili kültürel ayrımlarla ilişkisi de incelenebilir.
- "Asya" kelimesi tarihsel köken olarak Ege bölgesindeki küçük bir bölgenin adı olup, Bizanslıların hakimiyetleri altında Batı Anadolu'ya "Küçük Asya" denirken Doğu Anadolu dışlanmıştır.
- Anadolu diagonali, Mezopotamya, Doğu Anadolu ve İç Anadolu'daki kültürel ayrımları şekillendirmiş ve bu ayrım tarım devrinin başlangıcına kadar (MÖ 9000-10000) gidebilmektedir.
- 1:01:48Endemik Türler ve Zagros Dağları
- Endemik türler açısından, Diagon'in batısında 65, üzerinde 75 endemik tür oranı bulunurken, doğusunda bu oran 30'a düşmektedir.
- Endemik oranın düşmesinin sebebi, İran ile arasında biyocoğrafik bir kesinti olmamasıdır.
- Doğu Anadolu'da endemik türler Van-Hakkari bölgesinde daha yoğun olup, İran ile etkileşimimizin düşük olması nedeniyle fark edilmemektedir.
- 1:02:58Bitki Türleri ve Dil Farkları
- Aynı bitkiye Türkiye tarafında bir isim, İran tarafında başka bir isim verilmiş olabilir.
- Ortak çalışmalarla İran'daki endemiklerin sayısı azalabilir.
- Türkiye ve İran'da bitki isimleri farklı dillerde (Türkçe ve Farsça) yapıldığı için birbirlerini anlamamaktadırlar.
- 1:03:46Kayaç Yapısı ve Jeolojik Bağlantılar
- Amanoslardan Lübnan'a geçişte serpantin kayaç yapısı hakimdir.
- Anti-Toroslar ve Muzurlar karstik kayaç yapısına sahiptir.
- Hatay bölgesi Amanos Dağları Arap levhasına ait bir parça olduğu için Anadolu kütlesiyle yapısı farklıdır.
- 1:05:22Hayvan Türleri ve Bölgesel Bağlantılar
- Tokat'ta Arap tavşanı gibi hayvan türleri bulunmakta ve Lübnan ile Toroslar arasında bir bağlantı olduğu düşünülmektedir.