• Buradasın

    Türk Sanat Tarihinde Önemli Kadın Sanatçılar

    youtube.com/watch?v=URFLfKiUnxI

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Türk sanat tarihinde önemli yer alan üç kadın sanatçının hayatını anlatan bir belgeseldir. İlk bölümde 1941 yılında İstanbul'da doğan senarist, yazar ve sanatçı Ayşe Şasa'nın hayatı ele alınırken, ikinci ve üçüncü bölümlerde 1850 yılında İstanbul sarayında doğan Leyla Saz ve 1856'da İstanbul'da doğan Nigar Binti Osman'ın hayatları anlatılmaktadır.
    • Belgesel, her sanatçının doğumundan vefatına kadar olan hayatlarını kronolojik olarak sunmaktadır. Ayşe Şasa'nın şizofren teşhisi ve "Delilik Ülkesinden Notlar" gibi eserleri, Leyla Saz'ın "Saraydaki Harem" romanı ve 200'e yakın bestesini kaybettiği yangın olayı, Nigar Binti Osman'ın sekiz dil bilmeyi, sekiz kitap yazmayı ve "Hanımlara Mahsus Gazete"nin genel yayın yönetmenliğini yapmasını içeren kültürel etkisi detaylı şekilde anlatılmaktadır.
    • Belgeselde ayrıca sanatçıların entelektüel birikimleri, yakın çevreleri, dostlukları ve dönemin kadın hareketi içindeki rolleri de ele alınmaktadır. Ayşe Şasa'nın "yaralı ceylanlar" olarak adlandırdığı gençlere verdiği rehberlik rolü ve Nigar Binti Osman'ın dönemin ünlü edebiyatçılarıyla sohbetleri gibi detaylar da videoda yer almaktadır.
    01:44Ayşe Şasa'nın Hayatı ve Kariyeri
    • Ayşe Şasa, 1941 yılında İstanbul'da Çerkez bir anne ve yarı Çerkez yarı Kürt bir babadan dünyaya gelmiştir.
    • Batı eğitimi ile büyüyen Ayşe Şasa, batı ilimlerini, kültürünü ve felsefeyi çok iyi bilen, üç dili konuşan biridir.
    • 1963 yılında senarist olarak kalemi eline alan Ayşe Şasa, "Son Kuşlar", "Güzel İstanbul", "Utanç ve Gramofon Avrat" gibi filmlerin senaryolarına imza atmıştır.
    03:46Ayşe Şasa'nın Kişisel Hayatı ve Zorlukları
    • Üç evliliğinden ikisini Yeşilçam'ın efsane yönetmeni ve senaryo yazarıyla yapmıştır; ikinci eşi ünlü yönetmen Atıf Yılmaz, üçüncü eşi ise önemli senaristlerden Bülent Oran'dır.
    • Cumhuriyetle birlikte ülkenin batılılaşma çabaları Ayşe Şasa'ya yabancılaşma ve yalnızlaşma gibi duygular yaşatmıştır.
    • 1980'li yıllarda ağır bir ruhi bunalım geçirip tedavi görmüş, daktilosuna dokunamadığı ve sinemadan uzak durduğu on yıllık bir inziva dönemi yaşamıştır.
    04:48Ayşe Şasa'nın Yeniden Dirilişi ve Eserleri
    • Şizofren teşhisi konan Ayşe Şasa, eşinin desteği ve mücadele gücüyle iyileşmeyi başarmış, bu onun için yeniden diriliş manasına gelmiştir.
    • Yaşadığı bu tecrübeler onu daha da zenginleştirmiş, "Delilik Ülkesinden Notlar", "Şebek Romanı" gibi eserler yazmıştır.
    • Bu dirilişle birlikte çevresindeki kendisiyle aynı yollardan geçen birçok kişiye rehberlik yapmak gibi bir misyon yüklenmiştir.
    05:39Ayşe Şasa'nın Kişiliği ve Etkisi
    • Toplum Ayşe Hanım'ı senarist, edebiyatçı ve sanatçı olarak tanırken, onun sanatın ve ilmin putlaştırılmasına karşı olduğunu, insanları manevi değerlere yönlendirdiğini belirtir.
    • Son zamanlarda ürettiği eserler insanlara hakikati anlatmak ve göstermek amaçlı yazılmıştır.
    • Bir kişinin kurtulması, bütün alemin kurtulması felsefesinde, eski arkadaşlarına ve gençlere vakfederek hayatını geçirmiştir.
    06:49Ayşe Şasa'nın Dostları ve İlişkileri
    • Ayşe Şasa onu bir kez tanıyanlar için çok özel biri olmuştur, bir dost vasıtasıyla tanışanlar onun sesini "en ağır demir bir kapının gıcırtılarla açılıp içeriden bir esenlik veren bir ses moduyla" tanımlar.
    • Ömrünün son günlerine kadar bir dostla sıkı ilişkiler kurmuş, günde beş-altı telefon görüşmesi yapmışlardır.
    • Ayşe Hanım, analitik düşünceye sahip, rahat anlaşılan ve ikna edici cevaplar veren biri olarak tanımlanmıştır.
    08:34Ayşe Şasa'nın Eğlenceli Yüzü ve Rehberlik Rolü
    • Ayşe Hanım arkadaşları ve dostları için eğlenceli biridir, tortist bir insandı ve Uludağ'da erkeklerin kayak yarışmasına erkek kıyafeti giyerek girmiş, Mehmet Düzgören takma adıyla kazanmıştır.
    • Çocuk ve naif bir yanı olan Ayşe Hanım, telefonda uzun saatler konuşup ince esprilerle güldükleri olmuştur.
    • Entelektüel birikiminden, yumuşak üslubundan ve dost yaklaşımından istifade edebilenler yalnızca yakın dostları değildir, telefonla kendisine ulaşan herkese samimiyetle yaklaşır.
    10:08Ayşe Şasa'nın Gençlere Hizmeti
    • Bunalımın eşiğindeki birçok gencin kurtarıcısı olan Ayşe Şasa, aynı yollardan geçen, aynı sıkıntıları yaşayan insanları çevresinde bir yumak oluşturmuştur.
    • "Yaralı ceylanlar" olarak adlandırdığı genç kızları ve delikanlıları evine davet eder, onların problemlerini dinler, yönlendirir ve kitaplar tavsiye eder.
    • Sinemacılığı ve senaryo yazarlığından kaynaklanan insanları müthiş bir tanıma hevesi vardır, gördüğü ve tanıdığı her insan onu heyecanlandırır.
    12:46Ayşe Şasa'nın Tasavvuf İlişkisi
    • Hayatının önemli bir bölümünü tasavvufu adayan Ayşe Şasa'nın kalp kapılarının açılmasındaki en önemli faktör belki de bir dostunun verdiği kitap olmuştur.
    • Vahdet-i vücut öğretisinin en önemli sözcüsü olan Arap mutasavvıf Muhyiddin İbn Arabi'nin "Füsusul Hikem" (Hikmetlerin Özü) kitabı, Ayşe Şasa'nın Türkçesini bile okuyup anlamanın son derece zor olduğu bu kitabı İngilizce okuyabilecek kadar kültürel birikimi yüksek biridir.
    13:18Ayşe Şasa'nın Hayatı ve İlişkileri
    • Ayşe Şasa, sinemacı olarak önemli bilgi birikimine sahip olup, ünlü Rus yönetmen Andrey Tarkovski üzerine otorite sayılabilecek biridir.
    • Ayşe Şasa'nın yakın çevresi, tasavvufi yaşamına üzerine inşa ettiği ilişkiler üzerine kuruluydu; liseden arkadaşları, Elçin Hanımlar, Şerif Mardin Hoca, Semih Kaplanoğlu ve Leyla İpekçi gibi sanatçı ve ilmi özellikleri olan insanlarla tasavvufi bir alışveriş üzerine ilişkiler kuruyordu.
    • Ayşe Şasa son dönemlerinde kendisini evine kapatır, sosyal mekanlara gitmekten pek hoşlanmazdı, ancak eşi Bülent Oran'ın anlayışlı olması sayesinde evde sıkılmaması için ona jest yapmaktan geri durmazdı.
    15:48Ayşe Şasa'nın Son Yılları ve Eserleri
    • Ayşe Şasa her ne kadar dışarı çıkmaktan pek hoşlanmasa da Üsküdar'daki Kanaat Lokantası'na vazgeçemediği bir mekan olarak gelirdi; hastalığının son evresine kadar neredeyse günaşırı geldiği bu lokantanın yemeklerini sevmenin yanında burada kendisini çok rahat hissettiği bilinirdi.
    • Ayşe Şasa'nın ürettiği en son eser "Dinle Neyden" isimli filmin senaryosuydu ve kendi hayatını anlattığı röportajlarla oluşan eseri ondan çok gurur duyardı.
    • Türkiye'nin büyük çoğunluğunun daha önce adını bile duymadığı Ayşe Şasa, 16 Haziran 2014 tarihinde onu tanıyanların yüreğinde, benliğinde, belleğinde yeri doldurulamaz bir boşluk bırakarak yaşama veda eder.
    17:53Leyla Saz'ın Hayatı ve Eğitim Hayatı
    • Leyla Saz, 1850 yılının Aralık soğuğunda İstanbul saraylarından birinde doğmuş, babası Osmanlı saray hekimlerinden Hekim İsmail Paşa'dır ve harem bölümünün özel doktoru olarak görev yapmıştır.
    • Leyla Hanım'ın çocukluğunun yedi yılı sarayda geçer, sultan hanımların nedimeliğini yapıp harem hayatını yakından tanıdığı saray hayatı boyunca aynı zamanda iyi bir eğitim görür.
    • Nikos Ağa ve Medeni Aziz Efendi'den aldığı derslerle klasik Türk müziği alanında kendini geliştirir, bestekarlık yeteneğini ilerletir ve piyano dersleri alır.
    20:04Leyla Saz'ın Saray Hayatı ve Gençlik Dönemi
    • II. Mahmud ve I. Abdülmecid'in saltanat sürdüğü yılları yaşayan Leyla Hanım, I. Abdülmecid'in kızları ve II. Mahmud'un kız kardeşleriyle yakın ilişkisi vardır.
    • Saraydaki hayatı Sultan Abdülmecid'in ölümü üzerine onbir yaşında son bulur ve babası Girit'e vali olarak atanmıştır, dolayısıyla ilk gençlik yıllarını Girit'in Hanya şehrinde geçirecektir.
    • Girit'te batı kültürünü yakından tanır, sarayda başladığı piyano eğitimini geliştirir ve Giritli Kutbi Efendi'den Osmanlı şiirini öğrenir; ilk şiirini yazdığında henüz ondört yaşındadır.
    21:27Leyla Saz'ın Evlilik ve Kariyeri
    • Leyla Hanım'ın yaşamında Girit'ten sonraki durağa Aydın olur; babası İsmail Paşa bu kez Aydın'a vali olmuştur ve burada ondokuz yaşında Giritli Sırrı Efendi adlı genç ile evlenir.
    • Eşi daha sonra ünlenecek olan şair, hattat ve devlet adamı Giritli Sırrı Paşa'dır; yirmi altı yıl süren evliliğinden Yusuf Razi, Vedat, Nezihe, Ferihe isimli çocukları dünyaya gelir.
    • Eşinin görevi nedeniyle hayatının büyük bir bölümü Anadolu ve Balkanlar'da geçer; eşinin Bağdat valisi olduğu dönemde aldatılmış olur ve padişahın izniyle eşinin yanına gitmeyerek boşanır.
    23:09Leyla Saz'ın Edebiyat Hayatı
    • Boşanmasından sonra hayatını tam anlamıyla müzik ve şiiri atar, 1895'te İstanbul'a yerleşir ve bir erkek tarafından aldatılması onu kadınlara daha da yakınlaştırır.
    • Osmanlı'daki kadın hareketi içinde yer alır, Hanımlara Mahsus gazetede yazıları yayımlanır ve dönemin mecmualarında Fıtnat Hanımla birlikte açık imzası görülen ilk kadın şairlerdendir.
    • Divan geleneğini takip ederek yazdığı şiirleri ilk kez 1928'de "Solmuş Çiçekler" ismiyle yayımlanır; aynı zamanda gazete ve dergilerde köşe yazıları, saray mutfağı, yemekler üzerine öyküler anlatmıştır.
    23:55Leyla Saz'ın Önemli Eserleri ve Şiirleri
    • Leyla Hanım'ı ünlendiren öykü, harem hayatını anlattığı "Saraydaki Harem" romanıdır; bu kitap Fransızcaya, İngilizceye ve birçok başka dile çevrilmiştir.
    • "Solmuş Çiçekler" adıyla toplamıştır şiirlerini bir kitapta ve bu şiirleriyle büyük bir ün kazanmıştır; önemli şiirlerinden biri de şair Nigar Hanım'ın öldükten sonra onun peşi sıra yazdığı ağıttır.
    • 19. yüzyılın usta şairlerinden Keçecizade İzzet Molla, Leyla Hanım'ın hem dayısı hem hocası olur; bu dönem sonrasında İzzet Molla'nın etkisiyle şiirlerinde Mevlevi şeyhi olan Şeyh Galip'in etkisi de görülür.
    25:19Leyla Saz'ın Hayatı ve Eserleri
    • İstanbul'un işgal yıllarında Bostancı semtindeki köşkü yangında 200'e yakın bestesini kaybeden Leyla Saz, günümüze sadece 52 eserini taşıyabilmiştir.
    • Leyla Saz, "Seni Sevda Çiçeğim Tacı Serim" şarkısı ve "Yaslı Gittim Şengeldim Marşı" gibi eserlerin bestecisi olarak bilinir.
    • 6 Aralık 1936'da hayata gözlerini yumduğu ana kadar sanatla iç içe yaşayan Leyla Saz, anılarını da yazarak hayata yeniden tutunma sürecinde güç toplamıştır.
    26:18Nigar Binti Osman'ın Hayatı
    • 1856 yılında dünyaya gelen Nigar Binti Osman, Macar ihtilalinden sonra İstanbul'a gelerek Müslüman olmuş ve Osman Paşa adını almış bir babanın kızıdır.
    • Nigar Hanım, ilk özel günlük yazarı olarak tarihte yerini almış ve yaşadığı her gün ve anı günlüğüne yazmaya başlamıştır.
    • Babası Macaristan kökenli bir Türk olan Nigar Hanım, Kırım Savaşı'nda Osmanlı saltanatı adına savaşa katılmış ve paşa ünvanına terfi etmiştir.
    27:44Nigar Hanım'ın Eğitim ve Kültür Hayatı
    • Saray erkanından olması nedeniyle iyi bir çocukluk ve eğitim hayatı geçiren Nigar Hanım, Gaziköy'deki bir Fransız mektebinde okur.
    • Ailesi varlıklı ve ileri görüşlü olan Nigar Hanım'a çok düşkündür; babası müzikle, annesi şiirle tanıştırır onu.
    • Fransız mektebinde öğrenimini sürdürürken Türkçe, Arapça ve Farsça özel dersler alarak çocuk yaşta edebiyata ve şiire ilgi duymaya başlar.
    28:30Nigar Hanım'ın Dil Becerileri ve Sosyal Hayatı
    • Nigar Hanım sekiz dil bilmekte ve bunların dört tanesi ile şiir ve roman yazacak kadar hakim birisiydi.
    • 1898'e kadar çıkmayı başaran, 1898'den 1908'e kadar çıkmayı başaran hanımlara mahsus gazetenin genel yayın yönetmeliğiydi.
    • Her salı günü konağında zamanın tanınmış şahsiyetleri toplanır, şiirler okunur, müzik dinlenir ve sanat ve edebiyat solunurdu.
    29:48Nigar Hanım'ın Edebi ve Yazarlık Hayatı
    • Nigar Hanım sadece bir şair değil, çok iyi bir yazardı ve Tevfik Fikret onun şiirlerinden daha iyi olduğunu söyler yazılarının.
    • Nigar Hanım yaz aylarını Anadolu Hisarı'ndaki evinde, kış aylarını da Şişli'deki binada edebiyat ve şiir sevdalısı insanlarla meşk ederek geçirmektedir.
    • Türkiye'nin ve Osmanlı Devleti'nde uluslararası üne sahip en büyük şairi olarak kabul edilir.
    30:19Nigar Hanım'ın Uluslararası Ünü
    • İngiliz Kralı İngiltere'den Türkiye'ye geldiği zaman padişahtan Nigar Hanım'la birlikte yemek yemesi talebinde bulunur.
    • Berlin'e seyahat ettiğinde kendisini Alman Kraliçesi misafir eder.
    • Bilgisi ve becerisinin yanında güzelliği, ince zevki ve sosyetenin gıpta ettiği yaşam tarzı ve kişiliğiyle Türk sultan ve şehzadelerinden başka Avrupa'nın tanınmış şahsiyetlerinin de dikkatini çekmektedir.
    31:00Nigar Hanım'ın Anıları ve Eserleri
    • Küçük yaşlarda günlük tutmaya başlayan Nigar Hanım'dan günümüze yirmi kitapçık halinde intikal eden ve "Alnımın Yazısı" adıyla basılan anılarında çok ilginç hatıralara rastlanmaktadır.
    • Günlüklerdeki notlar arasında İsveç Kralı ve İtalyan Veliahtı ile görüşmesi gibi onlarca özel an yer almaktadır.
    • Kadın okurlara seslendiği şiir ve yazıları 1895-1908 yıllarında "Hanımlara Mahsus Gazete", "Mehasin Demet", "Hanımlar Alemi" gibi mecmualarda yayınlanır.
    32:23Nigar Hanım'ın Kitapları ve Köşe Yazıları
    • İlk şiir kitabı "Efsus" (yazık demek), ikincisi "Niran" (hem cehennem hem nur anlamında) ve "Aksi Seda" önemli şiir kitaplarıdır.
    • Roman türü bir ürünü olan "Sefahati Kalp" vardır.
    • Köşe yazılarında büyük oranda savunduğu iki şey vardır: herkesin ilkokul eğitimini tamamen alması ve kadınların mutlaka eğitim alması görüşünün savunucusu.
    33:11Nigar Hanım'ın Evlilik Hayatı ve Son Yılları
    • Yaşam tarzında Doğu geleneklerinden derin izler taşıyan, kültürel kimliği ise tam bir Batılı olan Nigar Hanım, evliliğinde aradığını bulamaz.
    • Mutsuz bir evlilik geçirir ve evini geçindirmek için sorumluluk almayı aklına bile getirmeyen kocası yüzünden evliliği ancak beş yıl sürer.
    • Birinci evliliğini mutsuzlukla geçen yedi yıl sadece düzyazı ve şiirleriyle değil, resimleriyle de adından söz ettiren Nigar Binti Osman'ın Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunan tablosu, onun yenlerinde taşıdığı renkli sanatçı kişiliğinin tuvale yansımasıdır.
    34:24Nigar Hanım'ın Son Günleri ve Mirası
    • Çocukluk yıllarında yaşadığı kusursuz günler geride kalmıştır ve Sultan Abdülhamid tarafından aylığa bağlanacak kadar zor günler beklemektedir.
    • Geçim sıkıntısı yakasını bırakmaz artık kaleminden güzel şiirler yerine yardım çığlıkları yükselmektedir.
    • Birinci Dünya Savaşı'nın getirdiği zorluklarla bitkin düşen Nigar Hanım, savaşın son yılında tifoya yakalanarak 1 Nisan 1918'de Şişli Etfal Hastanesi'nde vefat eder.
    35:18Nigar Hanım'ın Mirası
    • Evlilik hayatı mutsuz geçmesine karşın Nigar Hanım hep şefkatli bir anne olarak bilinir.
    • Onun kıymetli günlükleriyle bizleri buluşturan da biricik oğlu Salih Bey olmuştur.
    • Annesinin an be an not ettiği anılarının bir kısmına bizzat tanıklık etmiş olan Salih Bey, kendisi için paha biçilemez değerdeki günlükleri korunması ve herkesin faydalanabilmesi için kütüphanelere hediyeler.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor