Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, "Sanattan Hatıralara" adlı bir program formatında, Türk sanat tarihindeki önemli isimlerin hayat hikayelerini anlatan belgeseldir. Videoda Neyzen Tevfik, Can Yücel, Kemal Kümmat, Safiye Erol, Fazıl Say ve Safiye Ayla gibi sanatçıların hayatları ele alınmaktadır.
- Video üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Osmanlı'nın son yılları ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşamış olan neyzen Tevfik ve Can Yücel'in hayatları karşılaştırmalı olarak anlatılmaktadır. İkinci bölümde İstanbul'un çeşitli sanat ve tarihi hikayeleri, Bakırköy Akıl Hastanesi'nde Rodin'in "Düşünen Adam" heykelinin kopyasını yapan Kemal Kümmat, "Ülker Fırtınası" romanının yazarı Safiye Erol ve Fazıl Say'ın babası Ahmet Say'ın piyano serüveni anlatılmaktadır. Son bölümde ise Safiye Ayla'nın yetim ve öksüz olarak büyümesi, müzik kariyeri ve ölümünden sonra vasiyetiyle yetim, öksüz ve yoksul çocukların sanat eğitimi için bağışladığı servet aktarılmaktadır.
- Videoda ayrıca heykellerin tarihsel önemi, sokak sanatının değeri ve sanatçıların ölümlerinin ardından heykellerinin yapıldığı gibi konular da ele alınmaktadır. 2000'li yıllarda Neyzen Tevfik'in heykelinin ve Can Yücel'in mezar heykelinin talan edildiği olay da videoda anlatılan önemli bir olaydır.
- 00:11Sanatın Hatıraları
- Türkiye'de sanat eserleri ve sanatçılar dünyada tanınıyor, festivallerde ödül alıyor, romanlar ve şarkılar dünya çapında dinleniyor, televizyon dizileri elli ülkeye satılıyor.
- Bu başarıların arkasında, imparatorluğun son yılları ve cumhuriyetin arayış zamanlarında çile çeken, hapse tıkılan, sansürlenen sanatçılar var.
- Sanattan hatıralara, hatıraların en tuhaflarına ve en acayiplerine dair yeni bir yolculuk başlıyor.
- 05:53Neyzen Tevfik ve Can Yücel
- Neyzen Tevfik ve Can Yücel hiç karşılaşmadılar, yan yana gelmediler ama aynı ruhun çocuklarıydı.
- Her ikisinin de en çok babalarını sevdiği, babalarını çağının en güzel gözlü maarif müfettişi ilan ettiği ve birbirlerine şiir yazdığı ortaya çıkıyor.
- İkisi de muhalifti, akıllarına uymayanları şiire döküyorlardı ve hayat boyunca devletle başı derde girmişlerdi.
- 11:17Sanatçıların Hayatı ve Ölümü
- Neyzen Tevfik 1953'te evinde ölmüş, Kartal Mezarlığı'na gömülmüştü.
- Can Yücel 12 Ağustos 1999'da yaşamını yitirmiş, Ege Denizi'ne bakan bir tepeye gömülmüştü.
- 2000'li yıllarda Neyzen'in Bodrum Meydanı'ndaki heykeli ve Can Yücel'in mezar heykeli kırılıp talan edildi, failler bulunamadı.
- 18:53Heykeller ve Sanat
- Heykeller sanatın sokakta karşımıza çıkan hallerinden başlıcası ve etkisi en güçlü olanıdır.
- Heykeller sayesinde tarih önceki çağlardan bugüne uygarlığı en net biçimde üç boyutlu okuyabilirsiniz.
- Bazı heykeller estetikten çok siyasal objeye dönüştürülür, bazıları tükürülür, tarumar edilir veya iktidarların keyfince yerle bir edilir.
- 20:43Kemal Kümmat'ın Düşünen Adam Heykeli
- Reşat Ekrem, İstanbul Ansiklopedisi'nin karakalem desenlerini yapmış ve Kemal Kümmat, tabloları ve heykelleriyle kendi kuşağının zirvedeki isimlerinden biridir.
- Kümmat, 1930'larda Bakırköy'deki evinin bahçesine çıplak kadın heykeli yapmış ve 1940'lı yılların sonunda akıl sağlığını yitirerek Bakırköy Akıl Hastanesi'ne düşmüştür.
- Başhekim Fahri Göktulga, Kümmat'ın tedavisine katkı sağlamak için bir heykel yapmasını ister ve Kümmat, Rodin'in ünlü "Düşünen Adam" heykelinin bir kopyasını yapmaya başlar.
- 22:31Heykelin Tamamlanması
- Altı ay sonra Kümmat, bir kolu eksik bir heykel yapmış ve hastaneden taburcu edilmesine ramak kalmıştır.
- Heykel, Rodin'in "Düşünen Adam" heykelinin bir kopyasıdır ve Kümmat, Rodin'in cehennem ve düşünmek tasvirlerine akıl hastanesi üzerinden bir gönderme yapmıştır.
- Kümmat, heykeli 1906 yılında tamamlamış ve "Düşünür" adını vererek "Çok Boyutlu Cehennem Kapıları" eserinin en tepesine yerleştirmiştir.
- 23:58Heykelin Tamamlanması ve Günümüzdeki Durumu
- Kümmat, heykeli kolsuz bırakıp kendi yoluna gidince, hastane yönetimi depresyon tedavisi görmekte olan Yüzbaşı Mehmet Piştar'a tamamlamasını ister.
- Piştar, kolu yapar ve çeneye uzatır, model olarak koğuş arkadaşı şizofrenleri kullanır ve kısa süre sonra taburcu olur.
- 4 Aralık 1951'de Bakırköy Akıl Hastanesi ön bahçesinde, Rodin'in "Düşünen Adam" heykelinin kopyası durmaktadır ve hastanenin arka bahçesine bakan, koğuşlara yakın mesafededir.
- 27:12Sabri Ülker ve Safiye Erol
- 2001 yılı sonbaharındaki kitap fuarına Kubbealtı Yayınevi, Safiye Erol'un tüm külliyatını yayınladığını duyurmuştur.
- Sabri Ülker, Safiye Erol'un eserlerini çok iyi biliyordu ve "Ülker Fırtınası" romanından etkilenerek imalathanesinin tabelasına "Ülker" ekliğini vermiştir.
- Ülker Fırtınası'nın yazarı Safiye Erol'du ve Ülker, Safiye Erol ile hiç tanışmamış, sadece soyadını değiştirecek kadar benimsediği romanından sonra diğer romanlarını da okuyup uzaktan hayranı kalmıştır.
- 29:45Safiye Erol'un Hayatı
- Safiye Erol, hürriyetine düşkün olduğu için şöhretten korkmuş ve gazete ve radyodan başka iletişim aracının olmadığı siyah-beyaz zamanlarda kendini öne çıkarmayı benimsememiştir.
- Osmanlı'nın tükendiği yılları ve Cumhuriyet'in serpildiği zamanları Almanya'da eğitimle geçirmiş, Hint dilleri ve felsefe doktorası yapmış ama edebiyata bırakmıştır kendini.
- 1930'ların ortasında genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın yazarlarından biri olarak kitaplarını yazmaya koyulmuş, ağırlıkla aşk romanları yazmış ve toplam on roman kaleme almıştır.
- 33:21Fazıl Say'ın Ailesi
- 2012 yılının Temmuz ayında yayınlanan Alman yazar Jürgen Otto'nun "Fazıl Say Piyanist, Besteci Dünya Yurttaşı" kitabında Dede Fazıl Say'dan çok az söz edilir.
- 1940'lı yıllarda dönemin hatırı sayılır matematik öğretmenlerinden Fazıl Say ve felsefe öğretmenlerinden Nusret Hanım'ın bir kızı, iki oğlu vardır.
- On yaşındaki ortanca çocuk Ahmet'in piyano dersleri, felsefe öğretmeni anne Nusret Hanım'ın oğlunun dünyaca ünlü bir piyanist olacağını düşleyip dillendirirken, matematikçi baba Fazıl ise denklem çözemeyen bir çocuk piyanist olamaz diye oğlunun bilimi de ıskalamaması gerektiğini söyler.
- 35:21Ahmet Say'ın Hayatı ve Ailesi
- Ahmet Say lisede tarih, matematik, edebiyat ve konservatuvarda solfej ve piyano dersleri alırken, 1949 Mayıs ayında dört yaşındaki kardeşi Mehmet'in hastalığı aileyi perişan eder.
- Mehmet'in ölümü üzerine Ahmet İzmir'e akrabalarının yanına gönderilir ve piyano ve konservatuvar dersleri askıya alınır.
- Mehmet'in ölümünden sonra evde hiçbir eşya kalmamış, piyano da satılmıştır çünkü Memo için İsviçre'den getirilen pahalı ilaçlar için para gerekiyordu.
- 37:10Ahmet Say'ın Müzik Hayatının Sonu
- Ahmet konservatuvarı bırakır ve piyano serüvenini noktalayarak, Mehmet'in hastalığından beri mırıldanmaya başladığı bestesini tamamlayamaz.
- Aile uzun süren bir matemin ortasına düşer, Fazıl öğretmen evlat acısını unutamaz ve birkaç yıl sonra hayatını kaybeder.
- Ahmet, küçük kardeşinin ve babasının ölümlerinden sarsılarak Alman ekolü İstanbul Erkek Lisesi'nin avantajıyla Almanya'da gazetecilik eğitimi yapar.
- 38:55Fazıl Say'ın Müzik Hayatı
- Ahmet Say, Gürgün Say ile evlenir ve 1970'te Fazıl doğar, ancak bebekte dudak yarığı vakası söz konusu olur.
- Ankara ve Londra'da ameliyatlar sonrası uzmanlar üflemeli çalgı önerir ve Fazıl melodika ile olağanüstü bir arkadaşlık kurar.
- Üç buçuk yaşındaki Fazıl, dönemin piyano hocalarının yanındayken, Almanya Müzik Akademisi'nde, Dünya Genç Piyanistler Yarışması birincilik kürsüsünde ve önemli bir Alman yazarın kitabının kahramanı olur.
- 41:22Safiye Ayla'nın Hayatı
- 2012 yılının ilk günlerinde Safiye Ayla'nın ölüm yıldönümünde mezarı başında sadece eğitim gönüllüleri ve burs alan yoksul ve yetim öğrenciler katılır.
- Safiye Ayla, 1930'da ilk planı doldurmuş, ilk konserini vermiş, plak sayısı 500'ü, konser sayısı binleri bulmuş Türk müziğinin büyük isimlerinden biriydi.
- Mustafa Kemal Atatürk'ün en sevdiği seslerden, edebiyat aleminin, siyaset ve bürokrasinin sayıp sevdiği, sahnelerine koştuğu sanatçıydı.
- 43:32Safiye Ayla'nın Mirası
- Mekke soyundan Şerif Muhittin Targan ile evlenmiş fakat 60'ların sonunda eşini kaybetmiş, 1998 Ocak 14'ünde son bulmuştur.
- Vasiyetiyle büyük servetini yoksul, yetim ve öksüz çocukların sanat eğitimi almalarını sağlamak için eğitim vakıflarına bağışlamıştır.
- Ölümünden bu yana binlerce yoksul, yetim ve öksüz çocuk Safiye Ayla'nın bıraktıklarıyla hanende, sazende müzik adamı olarak yetişmiştir.
- 44:41Safiye Ayla'nın Yetimlik Geçmişi
- Safiye Ayla daha iki yaşındayken öksüz, yetim ve yoksul kalmış, Osmanlı'nın son zamanlarında darüleytama (yetimler yurduna) bırakılmıştır.
- Yetimler yurdunda acı ve yalnızlık yaşamış, birkaç kez mekanı terk etmiş, yersiz yurtsuz kalmış ve Eyüp Sultan'ın musalla taşında sabahlamıştır.
- Adı Servet olan bir iyiliksever tarafından evlat edinilip yurttan alınmış, önce öğretmen olarak eğitilmiş, ardından müzik okullarına gönderilmiş ve Cumhuriyet'in Safiye Aylası olarak hayata kalmıştır.
- 45:59Yetimler Yurdu Yıllığı
- Safiye Ayla'nın mezuniyet yıllığının sayfalarında 11-12 yaşındaki yetim ve öksüz kız çocuklarının okul halleri görülmektedir.
- Dipnotlarda Osmanlıca kaleme alınmış resim altları, Çağlayan Yetimler Yurdunun bahçesi, dersliği, yatakhanesi ve son sayfadaki izahat köşesinde "aile ve yurtları tarumar olan, hamisiz, kimsesiz kalmış yetim evlatlarının terbiye müessesesidir bu okul yıllığı" notu düşülmüştür.
- Safiye Ayla, bu sayfasız çocukları arasında hafızlık eğitimi alan hocasının iki yanına kurulmuş, tedirgin bakışlı, saçları beyaz başörtüsünden taşan risalelere dalıp gitmiş kızlardan biridir.