Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, tiyatro sanatçısı Tuncay Özal ile yapılan bir röportajı içermektedir. Röportajda Özal, kırk yılı aşkın tiyatro kariyeri, 1980'de açtığı kendi tiyatrosu ve tiyatro dünyasındaki deneyimleri hakkında bilgi vermektedir.
- Röportajda tiyatro ekonomisi, özel tiyatroların durumu, devlet tiyatrolarla rekabet, tiyatro salonlarının dağılımı, tiyatro seyircileri ve tiyatro eğitimi gibi konular ele alınmaktadır. Ayrıca tiyatro ödülleri, basın ilişkileri ve tiyatrocu Özal'ın gelecek projeleri hakkında bilgiler paylaşılmaktadır.
- Röportajda Anadolu ve Avrupa yakasındaki tiyatro izleyici davranışları, tiyatro kadrolarının durumu, belediyelerin tiyatro salonları için talep ettiği yüksek kira ücretleri ve devlet yardımı konuları da tartışılmaktadır. Özal, 2023 yılında "Yaşamın Sesi" adlı yeni bir oyun sahneye koyacağını ve bu oyunun bir asker ailesini ve PKK sorununu konu alacağını belirtmektedir.
- 00:52Melih Kibar'ın Vefatı
- Programda müzisyen Melih Kibar'ın çiğdem'in sözleri üzerine yaptığı bestelerin Erol Evgin tarafından icra edildiği ve halkın çok sevdiği bilindi.
- Melih Kibar'ın en bilinen eserleri arasında "İçimdeki Fırtınadan", "Sevdan Olmasa", "Bana Sor" ve "Etme Eyleme" gibi şarkılar bulunmaktadır.
- Müzisyen Melih Kibar, cilt kanseri nedeniyle dün itibariyle aramızdan ayrılmıştır.
- 02:12Tuncay Özal'ın Melih Kibar Hakkında Hatıraları
- Tuncay Özal, 1968 yılında Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde amatör tiyatro yapıyordu ve Lorca'nın "Don Christobuta ile Donna Rosetta'nın Acıklı Güldürüsü" oyununu sahneye koyuyordu.
- Melih Kibar, o zaman 17 yaşındaydı ve Alman Lisesi'nde okuyordu; bu oyuna ilk bestelerini yaptı ve sahne üzerinde gitar çalarak Lorca'nın şiirlerini besteledi.
- Oyunun başlangıcında Melih Kibar ve Halit Kakınç gitar çalarak, Tuncay Özal palyaço olarak sahneye giriyordu.
- 03:52Tuncay Özal Tiyatrosu'nun Kuruluşu
- Tuncay Özal Tiyatrosu, 1980 yılının Kasım ayında Koca Mustafa Paşa Çevre Tiyatrosu'nda açılmıştır.
- Tiyatro, Ferhan Şensoy'un "Bizim Sınıf" adlı eğitimi eleştiren oyunuyla açılmıştır.
- O dönemde saat 12'de sokağa çıkma yasağı vardı, bu nedenle oyunlar saat 8'de başlıyordu ve 10'da bitiyordu.
- 05:14Tuncay Özal'ın Sahne Deneyimi
- Tuncay Özal, amatör tiyatroda 1960'lı yıllarda Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde deneme sahnesinde çalışmıştır.
- Profesyonel olarak 1971 yılında Üsküdar Oyuncuları'nda Suna Pekusal ve Ergun Köknar ile çalışmıştır.
- Tuncay Özal, kırk yıldan fazla sahne deneyimine sahiptir ve bu süre içinde çok sayıda oyun sahneye koymuştur.
- 08:00Tuncay Özal'ın Tiyatro Yolculuğu
- Tuncay Özal, kendi tiyatrosunu kurduktan sonra önce Koca Mustafa Çevre Tiyatrosu'nda bir yıl çalıştıktan sonra Aksaray Köşebaşı Tiyatrosu'nu tercih etmiştir.
- 1986 yılında "Demir Parmaklıklar Ardındaki Kadınlar" adlı oyunuyla çok kötü battıktan sonra üç-dört yıl İstanbul'da perde açamamıştır.
- Bu süre zarfında sadece Anadolu turneleri yapmış, sonra tekrar Kadıköy'de çalışmaya devam etmiştir.
- 09:16Tuncay Özal'ın Yazarlık Deneyimi
- Tuncay Özal, "Nice Yıllara" adlı iki perdelik oyununu ve "Tek Kişilik Aile" adlı kitabını Epsiyon Yayıncılık'tan yayınlamıştır.
- "Hayatım" adlı bir yaşam öyküsü kitabı yazmıştır, bu kitap annesinin çocukluğundan ölümüne kadar geçen bir anı romanıdır.
- Tuncay Özal, yeteneklerin insanların kurtuluş yolunda olduğunu ve bu konuyu anlatmak için kitabını yazdığını belirtmiştir.
- 10:48Anadolu Yakası'ndaki Tiyatro Deneyimi
- Konuşmacı, Anadolu yakasında tiyatro yapmak için özel bir sebebi olmadığını, tiyatro salonları nerede bulunursa orada oyunlar oynandığını belirtiyor.
- Kadıköy Belediye Başkanı'na tiyatro salonu yapması için baskı yaparak iki salonun inşa edilmesini sağlamış.
- Anadolu yakasında Devlet Tiyatrosu'nun tek sahnesi bulunmasa da, şehir tiyatrolarının sahnelerinin ağırlıklı olarak Avrupa yakasında olduğu belirtiliyor.
- 12:46Tiyatro Rekabeti ve Seyirci İlişkisi
- Konuşmacı, seyircinin iyi bir şey yapılırsa nerede olsa gelmeye hazır olduğunu, adresi araştırıp bulabileceğini söylüyor.
- Özel tiyatroların ve ödenekli tiyatroların arasında rakamsal anlamda uçurum olduğunu, fiyat farkının özel tiyatroları zor durumda bıraktığını belirtiyor.
- Fiyat farkı nedeniyle özel tiyatroya gidebilecek seyircilerin azaldığını ifade ediyor.
- 14:24Özel ve Ödenekli Tiyatrolar Arasındaki Farklar
- Konuşmacı, bir zamanlar özel tiyatroların çok iş yaparken şehir tiyatrolarının iş yapmadığını, şimdi ise dengelerin değiştiğini belirtiyor.
- Özel tiyatroların gerçek kadroları oynatamadığını, ekonomik koşullar nedeniyle yıldız oyuncuları işe alamadığını açıklıyor.
- Devlet tiyatrolarının arkasındaki kaynaklar ve olanaklar özel tiyatrolarınkine göre çok daha fazla olduğunu, bu nedenle rekabetin olamayacağını vurguluyor.
- 16:52Tiyatro ve Ekonomik Gerçekler
- Türkiye'de maaş ortalamasının 600-700 milyon lira olduğunu, bir tiyatro biletinin 20-25 milyon lira olduğunu ve ailelerin maaşının beşte birini tiyatroya harcayamayacağını belirtiyor.
- Türkiye'de para el değiştirdiğini, para sahibi olanların tiyatro alt bilinci olmadığını, para elinde olanların tiyatroya gitmediğini söylüyor.
- Kendi deneyiminden bahsederek, özel tiyatroya gidebilecek kişilerin parasının olmadığını, ancak belediye tarafından ücretsiz oynatılan oyunlara büyük kalabalık geldiği örnek veriyor.
- 18:55Tiyatro Kadrosu ve Ekonomik Zorluklar
- Konuşmacı, Ali Parol, Aydemir Akbaş, Alpayzer, Korhan Abay ve Oya Başar gibi tiyatrocu bir kadroyu övüyor.
- Tiyatro izleyicileri bu kadroyu izlemek ister ancak ekonomik şartlar çok zor.
- Tiyatroların çoğunluğu ekonomik zorluklar nedeniyle Avrupa yakası ve Taksim civarında toplanmış durumda.
- 20:26Tiyatro Ekonomisi ve Sorunlar
- Konservatuvarlarda tiyatro ekonomi ve prodüktörlük dersleri yoktur.
- Tiyatro ekonomisini bilmeden tiyatronun yönetimini kazanırsanız bile kaybedebilirsiniz.
- Tiyatro yöneticisi, biletlerin belediye rusumlanmamış olması nedeniyle kanunsuz bir durumla karşı karşıya kalmış ve zarar görmüştür.
- 22:44Tiyatro Pazarlaması ve Sponsorluk Yasası
- Tiyatroda iyi bir ürün üretmek yeterli değil, reklam ve halkla ilişkileri yapmak da gerekir.
- Yeni bir yasa ile özel teşebbüslerin yaptığı sponsorluk harcamalarının tamamı vergiden düşülebiliyor.
- Şu anda özel tiyatrolarda bu yasanın avantajlarından faydalanabilenlerin çok az olduğu belirtiliyor.
- 24:43Sanat ve Medeniyet İlişkisi
- Avrupa'nın ortaçağdan çıkartan rönesans, Floransa'da zenginlerin sanata yatırım yapmasıyla başlamıştır.
- Türkiye'de medeniyete giden ilk adım sanattan geçiyor ve bunun en güzel örneği Sabancı'dır.
- Avrupa Birliği'ne girmek istiyorsak önce sanata yatırım yapmak gerekiyor.
- 26:45Tiyatroda Yaşanan Zorluklar
- Tiyatroda yaşanan temel zorluklar ekonomik sebepten kaynaklanmaktadır.
- Tiyatroda kadro oluşturmakta zorlanılıyor; televizyonda oynayan profesyonel oyuncular ve yeni yetişen gençlerle çalışmak zorunluluğu yaşanıyor.
- Konuşmacı, Kadıköy Belediyesi'nin kendilerine ücretsiz ve güzel salonlar tahsis ettiğini belirtiyor.
- 28:39Tiyatro Salonları ve Belediye Ücretleri
- Caddebostan Kültür Merkezi'nde 700 kişilik bir salon yapılıyor.
- Belediyelerin salon kirası çok yüksek: Avcılar Belediyesi salon kirası 500 milyon lira, Yunus Emre Kültür Merkezi ve Akadlar Kültür Merkezi salon kirası 800 milyon lira.
- Belediyelerin salonları vatandaşın vergisi ile yapılmış olmasına rağmen, işletmeci olarak amenna kar getirmek için kullanılıyor.
- 31:23Tiyatro ve Devlet Yardımı
- Konuşmacı, kendi tiyatronu kurduktan bu yana her yıl devlet yardımı almadığını belirtiyor.
- 1982'de ilk kez 1,750,000 lira devlet yardımı almış, ancak bir araba alması üzerine dedikodular oluşmuş ve ardından devlet yardımı alamamış.
- "Türkiye Sizinle Gurur Duyuyor" adlı oyunu için en alt dereceden devlet yardımı almış, ancak bu da haksızlık olduğunu düşünüyor.
- 34:37Yeni Oyunu "Yaşamın Sesi"
- Konuşmacı "Yaşamın Sesi" adlı yeni oyununu sahneye koyuyor, bu oyununu yazdığı ve yönettiği bir dram.
- Oyunda bir asker ailesi ve askerden oğlunun dönmesini bekleyen bir anne anlatılıyor.
- PKK ve Güneydoğu sorunları, İtilaf Devletleri gibi konular da işleniyor ve bir barış oyunu olarak sunuluyor.
- 37:23Tiyatro ve Cinsellik
- Konuşmacı, tiyatroda cinsellikle ilgili bir oyun oynamadığını ve özellikle kaçmadığını belirtiyor.
- "Nina" adlı oyununda cinsellik teması var, ancak bu bir karı-koca-aşık üçgeninden oluşuyor.
- "Vajina Monologları" adlı oyununun cinsellik konusunu ele aldığını, ancak bunun her zaman tutacak bir formül olmadığını düşünüyor.
- 39:09Tiyatro ve Televizyon İlişkisi
- Televizyon dizilerinden sonra tiyatroya gelen izleyiciler, tiyatroya maddi katkı sağlıyor.
- Televizyonun ilk çıktığı yıllarda tiyatroya zarar vermiş olsa da, artık tiyatro seyircileri ekonomik koşulların düzenli olması ve tiyatro eğitiminde altyapı bilinci oluşmasıyla artacak.
- Konuşmacı, tiyatronun öleceğine inanmadığını, medeni bir ülke olacaksa tiyatro da gelişecek şekilde ilerleyeceğini belirtiyor.
- 41:46Tiyatro Eğitimi ve Altyapı
- Konuşmacı, okullara drama dersi konulması konusunda yıllardır talep ettiğini ve yeni Kültür Bakanı'ndan bu konuda isteklerini tekrar dile getireceğini belirtiyor.
- Tiyatro seyircisi yetiştirmek için drama derslerinin tiyatro oyuncuları tarafından verilmesi gerektiği vurgulanıyor.
- Devlette devamlılığın öneminden bahsediliyor ve önceki Kültür Bakanı'nın verdiği sözlerin devam ettirilmesi isteniyor.
- 42:37Tiyatro Gişe Başarısı
- Son dönemlerde tiyatronun kötü yazılarla karşılaştığı, ancak bu durumun tiyatronun gündeme gelmesine katkı sağladığı belirtiliyor.
- BKM, Behzat Uygur ve Haluk Bilginer'in tiyatroları gişe başarıları açısından referans olarak gösteriliyor.
- Konuşmacı, BKM ve Haluk Bilginer'in tiyatrolarını ayrı tutarak değerlendirmeyi gerektirdiğini, tiyatroların da devletler gibi iniş çıkışlar geçirebileceğini ifade ediyor.
- 48:00Tiyatro Geleceği ve Oyuncu Yetiştirme
- Konuşmacı, isim tiyatrolarının ismiyle beraber misyonlarını tamamladığını ve gelecekte yeni tiyatroların açılacağını belirtiyor.
- Özel tiyatroların zor durumda olması, oyuncu yetiştirmeyi engelleyebilecek bir tehlike oluşturabilir.
- Tiyatro, konservatuvar dışında ustalarla çırak ilişkisiyle öğrenilen tek meslek olarak vurgulanıyor ve ustaların sahneye çıkma şansı olmadığı durumda genç oyuncuların nasıl yetişecekleri sorunu dile getiriliyor.
- 52:34Tiyatro Ödülleri Hakkında Görüşler
- 18 Nisan tarihinde Afife ödül töreni ve farklı isimlerle verilen diğer ödüller bulunmaktadır, ancak jüri üyeleri genellikle aynı isimlerden oluşmaktadır.
- Türkiye'de yapılan haksızlıklardan dolayı hiçbir ödülün gerçek değeri yoktur, ödüller hikmetine göre verilmiyor.
- Ödüllerin değerinin olmadığını, çiçek barda dağıtılan ödüller olduğunu ve hiçbir tiyatro seyircisinin ödül alması nedeniyle oyuna gitmeyeceğini belirtmektedir.
- 54:57Basın ve Tiyatro İlişkisi
- 70'li yıllarda tiyatro eleştirmenlerinin dediklerini seyirci tamamen dinlerdi ve eleştirmenlerin tavsiyelerine göre tiyatro seyirlerini planlıyorlardı.
- Sonraları tiyatro eleştirmenleri bölündü ve ideolojik tiyatrolar prim yapmaya başladı, gazeteciler bu tiyatroları övmeye başladılar.
- Görsel basın tiyatrolara yer vermeyerek kendisini baltalıyor, çünkü tiyatrocular görsel basını beslemek için önemli bir kaynaktır.
- 57:42Program Bilgileri
- Salı günü 500'üncü programı gerçekleştirilecek ve bu özel gün için bir sürpriz konuk beklenmektedir.
- Programın 500'üncü kez ekrana gelmesi için hazırlanan özel bir etkinlik gerçekleştirilecektir.