Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Sanattan Masallar" adlı programda sunucu, karikatürist, heykeltıraş ve aktör Erdil Yaşaroğlu ile kapsamlı bir röportaj gerçekleştiriyor. Erdil Yaşaroğlu, 35 yıllık profesyonel bir geçmişe sahip olup hem heykel hem de karikatür sanatını bir arada yapan nadir sanatçılardan biridir.
- Röportajda Erdil Yaşaroğlu'nun sanat yolculuğu, çocukluk anıları, karikatürle ilgili hikayesi ve heykelcilik kariyeri ele alınıyor. Ayrıca karikatür dergileri, telif davaları, Charlie Hebdo katliamı gibi güncel konular ve George Miller'ın yönettiği filmdeki deneyimleri de konuşuluyor. Video, Erdil'in sanat dünyasındaki deneyimlerini ve bu sanatların kişiliği üzerindeki etkilerini yansıtmaktadır.
- Röportajda Erdil'in Samsung için Guinness Rekorlar Kitabı'na giren dünyanın en büyük karikatürü projesi, heykellerinin neşeli görünse de aslında dertleri olan "neşeli dertler" olduğu ve heykellerinin zaman içinde farklı anlamlar kazanabileceği gibi detaylar da paylaşılıyor. Ayrıca Contempo İstanbul gibi sanat organizasyonları ve heykellerin sergilenmesi konuları da ele alınıyor.
- 00:29Programın Tanıtımı ve Konuk
- Sunucu, "Sanattan Masallar" programının yeni bölümünde karikatürist, heykeltıraş ve aktör Erdil Yaşaroğlu'nu konuk olarak davet ettiğini belirtiyor.
- Erdil Yaşaroğlu, kendisine "büyük usta" denmesine karşı çıkıyor ve "benim gördüklerim bana yetti" diyerek nazik bir şekilde tepki gösteriyor.
- 01:02Dünya Durumu Hakkında Sohbet
- Erdil Yaşaroğlu, kendi kendine iyi olduğunu ancak Twitter ve televizyona baktığında travma, mutsuzluk ve bedbahtlık hissettiğini ifade ediyor.
- Pandemi sürecinden bu yana çok bunaldıklarını ve dünya zor bir yer olduğunu belirtiyor.
- 02:09Karikatür Hikayesi
- Erdil Yaşaroğlu, üç yaş büyük kuzeni Varol'un İzmir'de oturduğunu ve hafta sonları ziyarete gittiklerini anlatıyor.
- Dokuz-dokuz yaşlarında iken, on iki yaşındaki kuzeni Varol'un profesyonel karikatür çizdiğini ve bunun kendisini kıskandığını söylüyor.
- Varol'un karikatürlerinde komik tipler, patlıcan burunlar, şaşı gözler ve kepçe kulaklar olduğunu ve bunların insanları sevdiğini belirtiyor.
- 03:42Yumurta Dönemi ve Amatör Çizimler
- Yumurta, amatör çizerleri dergilerde duyuru yapıp belli günlerde ağırladığı ve beğenen çizimleri yayınlayabileceği bir konsepttir.
- Penguen dergisinde amatörlere ayrılan sayfa "Yumurtalar" olarak adlandırılmıştır.
- Erdil Yaşaroğlu, amatörlere bakarken ciddi bir şekilde davranırken, Galip Tekin'in aniden gelmesi üzerine karizma kaybetmiş ve Cem Yılmaz ile arkadaş olmuştur.
- 05:28Uykusuz Dergisi ve Ayrılış Süreci
- Uykusuz dergisi, iki bomba karikatür dergisi olarak piyasayı uzun süre domine etmiştir.
- Derginin iki sayısı farklı günlerde çıkarken, sonunda her iki dergi de perşembe günü çıkmaya başlamıştır.
- Ayrılış süreci sancılı olmamış, ayrılmak isteyen arkadaşlar kendi dergilerini yapmak istediklerini söylemiş ve helalleşerek ayrılmışlardır.
- 06:25Genç Karikatüristlerin Zorlukları
- Günümüzdeki ekonomik ve siyasi şartlar genç bir karikatüristin profesyonel olmak için daha zor bir dönem oluşturmuştur.
- Karikatür yapmak için zaman, nefes ve ustalık gereklidir, ancak günümüzdeki genç karikatüristlerin bu yolu almayı göze alıp üsluplaşacak kadar zamanı olup olmadığı sorgulanmaktadır.
- Karikatür yapmak için sıkılma özgürlüğü gereklidir, çünkü yaratıcılık sıkılmakla başlar ve bu işin ilerlemesinin tek yolu çizgi çizdikçe ve şaka buldukça gelişmektir.
- 08:10Dergi Ofislerindeki Gece Çalışmaları
- Dergi ofislerinde sabahlama geceleri, özellikle haftada bir gün, gece saatlerinde çalışılır.
- İlk başta herkes nemruttur çünkü kimsede şaka yoktur, ancak gece 12-1'e doğru şakalar bulunur ve herkes rahatlar.
- Çizerken hem dinleyebilirsin, hem konuşabilirsin, hem durabilirsin çünkü çizmenin süresi belli olup, şaka bulmanın süresi belli değildir.
- 09:41Reklam ve Karikatür Arasındaki İlişki
- Reklamla karikatür arasında doğrudan ilgi vardır çünkü ikisinin de kısıtlı bir alanda (dört köşe) çok güzel bir görselle ve çok az metinle bir dert anlatmak durumunda olduğu vardır.
- Büyük şirketlerin yöneticilerinin çoğu mizah dergici kültüründen gelmektedir ve karikatürlerden mizah, olaya farklı bakmayı ve daha geniş düşünmeyi öğrenmişlerdir.
- Bu deneyimlerden dolayı çocuklara mizah yapmaları ve mizahı sevdirmeleri için Süper Penguen çocuk dergisi yapmaya başlamışlardır.
- 11:09Guinness Rekorlar Kitabı'na Tescilli En Büyük Karikatür
- Samsung'un projesi olan, Guinness Rekorlar Kitabı tarafından tescilli en büyük karikatür, Erdil Yaşaroğlu'na aittir ve 12 döneme yayılmış şekilde çizilmiştir.
- Proje, çorak bir arazide 12 dönüm büyüklüğünde, 500 kamyon harfiyat yapılarak düzleştirilmiş bir alanda gerçekleştirilmiştir.
- Bir gün içinde tamamlanan karikatür, yaklaşık 150 ülkede ana habere çıkmıştır.
- 13:45Karikatür ve Telif Davaları Hakkında Görüşler
- Konuşmacı, Charlie Hebdo katliamı konusunda karikatür fikrini açıkladığı için öldürülmek kadar korkunç bir şey olmadığını belirtiyor.
- Telif davaları ve linç olayı konusunda, linçin bitmeyeceğini ve arkadaşlarının tavsiyesiyle susmaya çalıştığını söylüyor.
- Karikatürlerini çalarak para kazanan kişilerle mücadele ederken, onların olayı manipüle ederek saygınlıklarını zedelediğini ve dijital dünyaya hakim oldukları için daha iyi biliyorlarını ifade ediyor.
- 15:17Telif Davalarının Sonuçları
- On sene boyunca bir sağlık grubu karikatür mizah dergisi çıkartırken, konuşmacının karikatürlerini çalarak milyonlarca kat daha fazla para kazandığını belirtiyor.
- Dava açtıklarında, sağlıkçılara dava açtıkları iddiasıyla linç yediklerini ve bu durumun komik olduğunu düşünüyor.
- Sosyal medyada bir milyonun tamamıyla karşılaşma ihtimalinin olduğunu ve bu nedenle herkesin sevmesini bekleyemeyeceğini vurguluyor.
- 17:00Sanatçıların Birleşmesi Hakkında
- Sanatçıların bir araya gelip birlikte hareket etmesi konusunda romantik olduğunu ancak sürdürülebilir olmadığını belirtiyor.
- Dergiciliğin acısını çekmiş bir insan olarak, teliften aldıkları az miktarda para için topa tutulduklarını anlatıyor.
- Penguen dergisinin son beş senesini cebinden çıkardıklarını ve paragöz birisi olarak bunu yapmayı çok sevdikleri için hayatta tutabilmek için uğraştıklarını söylüyor.
- 18:12Cem Yılmaz Hakkında
- Cem Yılmaz'ın ofis arkadaşı olduğunu ve eskisi kadar görüşemediklerini ancak görüştüklerinde mesafe girmemiş gibi devam ettiklerini belirtiyor.
- Cem Yılmaz'ın inanılmaz bir hafızası olduğunu ve stand-up'larında unuttuğu şeyleri seyircilerin hatırlattığını anlatıyor.
- Cem Yılmaz'ın Türkiye'de stand-up'ın bu hale gelmesinde büyük katkısı olduğunu ve çok iyi bir hikaye anlatıcısı olduğunu vurguluyor.
- 20:17Heykel Sanatının Başlangıcı
- Konuşmacı çocukken oyuncaklarını hamurdan, kağıttan ve ahşaptan yaparak, kalemleri modifiye ederek sanatla ilgilenmeye başlamıştır.
- Seramik bölümüne girmek istemiş ancak altı ay okuduktan sonra heykel bölümüne geçmiştir.
- Seramik bölümünde torna çekme, kupa ve saksı yapma gibi çalışmalar yaparken, heykelcilerin daha özgür çalıştığını fark etmiş ve bu durum kırılma noktası olmuştur.
- 21:10Eğitim Süreci ve Mezuniyet
- Seramik bölümünde kimya dersiyle karşılaşınca, lisede kimya dersini acı çektiği için okulu bırakmıştır.
- Mimar Sinan Heykel Sınavlarına girmiş ve on üç sene sonra mezun olmuştur.
- Mezuniyet sürecinde dergi ve televizyon çalışması nedeniyle uzun sürmüş, ancak heykel bölümünü bitirmiştir.
- 21:50Heykel Sanatının Gelişimi
- Kendi kendine atölye açarak senede bir-iki proje yurt içinde ve yurt dışında yapmıştır.
- On sene önce taş atölyesinde temel heykel eğitimi almış, kaynak yapma, ahşap kesme, metal oyma ve taş kesme gibi teknikleri öğrenmiştir.
- YouTube'dan yeniden öğrenerek yeni kompozit malzemeleri (silikonlar, reçineler, polyesterler), CNC'ler ve 3D printerlar gibi teknolojileri keşfetmiştir.
- 22:32Sanat Kariyerinin Gelişimi
- On sene önce "ben de heykel yapıyorum" demeye başlamış ve sergilere, fuarlara katılmaya başlamıştır.
- Heykel sanatının hikayesi henüz bilinmemesi nedeniyle daha yeni bir kariyer olarak görülüyor.
- 22:46Sanatçının Kariyer Yolculuğu
- Sanatçı, heykel yapma dürtüsü oluştuğunu ve karikatürle birlikte heykel de yapmaya başladığını belirtiyor.
- Günümüzde tek kariyer çağı olmadığını, 52 yaşında olmasına rağmen 60 yaşında rock star olabileceğini ve 80-90 yaşına kadar rock star olarak yaşamak istediğini söylüyor.
- Sanatçı, heykellerini sergilemekten en tatmin olduğu organizasyonun Contempo İstanbul olduğunu, çünkü orada çok insana ulaşabildiğini belirtiyor.
- 25:40Sanat ve Kişisel Hayat İlişkisi
- Sanatçı, sanatçının kişiliğinin sanatını etkilediğini ve bir sanatçıyı anlayabilmenin yolu onu iyi tanımaktan geçtiğini savunuyor.
- Sanatçının hikayesini anlamak, sanat okuma alanını daha geniş bir kitleye ulaştıran bir oyun alanı açabileceğini düşünüyor.
- Sanatçı, her zaman sanatçı kendini anlatmaz, bazen dünyaya bakıp dertlendiği hikayeleri kendi gözünden anlattığını belirtiyor.
- 27:14Sanat Türleri ve Sanatçı Kimliği
- Sanatçı, karikatürde "explanation kills art" (açıklama sanatı öldürür) sözüne inandığını, çünkü karikatür anlatılmaz çünkü anlatıldığında şaka süner eder.
- Heykelde ise anlatmak hoşuna gitmediğini, çünkü heykel çok boyutlu bir şey olup başkası gelip başka bir şey anlayabileceğini söylüyor.
- Sanatçı, kendisini neşeli, renkli ve eğlenceli gözüken ama hep dertleri olan biri olarak tanımlıyor ve heykellerinde karikatür çizgilerini kullandığını belirtiyor.
- 29:28Sanat ve Pazarlama
- Sanatçı, kendisini çok iyi temsil eden Esra Sarıgedik ile çalıştığını, onun üniversiteden sınıf arkadaşı olduğunu ve kendisinin heykel mezunu olduğunu söylüyor.
- Sanatçının ve temsilcisinin tercihine göre pazarlama stratejisi değiştiğini, bazen çok tanıttığında da iyi bir şey olmadığını, insanların keşfetmesinin daha değerli olduğunu belirtiyor.
- Contempo İstanbul organizasyonunda yağmur ve çatıların akması gibi sorunlar yaşandığını, heykellerin zarar görmesinden endişe duyduğunu ifade ediyor.
- 31:25Aktörlük Deneyimi
- Erdil Yaşaroğlu, Begüm Hanım ile birlikte kırmızı kan yürüyüşünde kuğu gibi göründüğünü belirtiyor.
- Yaşaroğlu, aktörlük hayalini hiç kurmadığını, kırmızı kan yürüyüşünde film gösterileceğini ve dünya starlarıyla birlikte rol alacağını düşünmediğini söylüyor.
- Film Türkiye'de çekilecekti ancak pandemi nedeniyle Avustralya'ya alındı ve yaklaşık on beş Türk oyuncu kast edildi.
- 32:24Film Teklifi ve Audition
- Yaşaroğlu'nun oynayacağı Profesör Günhan karakteri, Tilda Swinton'ın oynadığı Alita karakterinin öğrencisi veya yakın arkadaşı olarak tanımlanıyor.
- Ezgi Bal Baltaş, Yaşaroğlu'nun audition'a katılması için George Miller'a tavsiye etti ve audition'da başarılı oldu.
- Yaşaroğlu, ilk başta teklifi reddettiğini, ancak George Miller'ın Mad Max gibi çizgi filmlerle tanındığını öğrenince audition'a katılmaya karar verdiğini anlatıyor.
- 34:24Film Çekimi ve Deneyim
- Yaşaroğlu, Türkiye'ye geldiğinde George Miller ile uzun bir toplantı yaptı ve Miller ona filmi iki saat boyunca storyboard'dan anlattı.
- Avustralya'ya gittiğinde filmin resepsiyonunda tüm oyuncular bir araya geldi ve Yaşaroğlu filmi izlememiş olsa da, Begüm Hanım'ın ve George Miller'ın olumlu tepkilerini duyunca rahatladı.
- Yaşaroğlu, bir buçuk sene boyunca film çekiminde çalıştığını ve George Miller'ın kendisine inanması nedeniyle çok çalıştığını belirtiyor.
- 36:34Röportajın Sonu
- Yaşaroğlu, misafirperverliğe, nezakete ve zarafete teşekkür ediyor.
- Röportajın "Sanattan Masallar" bölümünde Erdil Yaşaroğlu ile yapılan, hiçbir şeyden sakınmadan ve içtenlikle yapılan bir sohbet olduğu belirtiliyor.
- Yaşaroğlu, röportajda daha önce hiçbir yerde görmediği şeyleri anlattığını söylüyor.