Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, "Kırmızı Masa" adlı televizyon programında Osmanlı hanedanı mensupları ile yapılan bir röportaj ve sohbet formatındadır. Programda Sultan Abdülhamid'in torunu Orhan Efendi, Nurhan Sultan, Kayhan Osmanoğlu ve diğer hanedan üyelerinin temsilcileri yer almaktadır.
- Video, 3 Mart 1924'te çıkarılan 431 sayılı yasanın Osmanlı hanedanına etkilerini, 155 hanedan üyesinin Çatalca'dan sürgün edilmesini ve sonrasında yaşanan olayları anlatmaktadır. Program, hanedan üyelerinin sürgünde yaşadıkları zorlukları, 1952'de Adnan Menderes'in bazı hanedan üyelerini getirmeye çalışması ve 1977-1985 yılları arasında vatandaşlık alma sürecini ele almaktadır.
- Programda ayrıca hanedan üyelerinin mektupları, kabirleri ve tarihi eserleri hakkında bilgiler paylaşılmaktadır. Şadiye Sultan'ın Hacı Bekir'e yazdığı mektup ilk kez gösterilmekte, Sultan Vahdettin'in Şam'daki kabri ve Şehzade Abdülkerim Efendi'nin Amerika'daki kabri hakkında konuşulmaktadır. Hanedan mensuplarının torunlarının farklı ülkelerde nasıl yaşadıkları ve Türkiye'ye dönme arzuları da ele alınmaktadır.
- 00:06Kırmızı Masa'nın Özel Formatı
- Kırmızı Masa programı bu akşam farklı bir formatla sunuluyor, normalde tek konukla ve farklı bir ışıkla gelen program, bu sefer Osmanoğlu ailesi için değişikliğe uğramıştır.
- 98 yıl önce, 3 Mart 1924'te çıkarılan yasayla Osmanlı ailesi Fatih'in, Yavuz'un, Kanuni'nin çocukları ve torunları 600 yıllık topraklarından sürgün edilmişlerdir.
- Bu akşam Sultan Abdülhamid Han'ın dördüncü nesil torunları Orhan Osmanoğlu, Nurhan Sultan Osmanoğlu Hanımefendi ve Kayhan Osmanoğlu programın misafirleridir.
- 02:21Osmanlı Ailesinin Sürgünü
- 3 Mart 1924'te çıkarılan yasayla kadınlar 28 yıl, erkekler 50 yıl beklemek zorunda kalmıştır.
- Osmanlı'nın yıkılması ve İsrail'in kurulması için Abdülhamid'in tahttan indirilmesi gerekiyordu çünkü direnen bir lider ve halife vardı.
- Sultan Abdülhamid'in tahttan indirilmesi 1909'da gerçekleşmiş ve bu olayla fiili olarak Osmanlı Devleti bitmiştir.
- 04:19Sultan Abdülhamid'in Tahttan İndirilmesi ve Sonrası
- Sultan Abdülhamid'in tahttan indirilmesiyle yönetim İttihat ve Terakki'nin eline geçmiştir ve Sultan Mehmet Reşat sadece evrağı imzalayarak "noter" olarak adlandırılmıştır.
- En büyük siyasi yanlış kararlar arasında Birinci Dünya Harbine girmek bulunmaktadır.
- Sultan Abdülhamid'in tahttan indiğinde 5,80 milyon km² civarında toprak bırakmış, bu rakam Abdülhamid karşıtları bile kabul etmektedir.
- 07:08İttihat ve Terakki'nin Yükselişi
- Sultan Abdülhamid'i düşürmek için 1800'lerin sonundan itibaren İttihat ve Terakki (İttihatçılar) adıyla ordu içerisinde örgütlenilmiştir.
- Sultan Abdülhamid darbeyle indirilebilecek değil, 30 sene tahtta kalmıştır.
- İttihat ve Terakki'nin devriyle yönetim tamamen onların elinde kalmıştır.
- 10:23Osmanlı Ailesinin Sürgün Hayatı
- Şadiye Sultan'ın sürgün edildikten sonra Alaaddin Köşkü'ndeki yaşam koşullarını anlatan mektubundan bir paragraf okunuyor.
- Sürgünler küçük yastık kadar ince iki ot minderinde yatar, sabun, çatal, kaşık ve bardak yoktu, yemekler ellerle yiyerek tüketiliyordu.
- Panjurların açılması yasak edilmiş, bahçede nöbetleşe devriyeler dolaşıyor ve kapıların anahtarları onlarda bulunuyordu.
- 13:02Osmanlı İmparatorluğu'nun Son Dönemi
- Osmanlı İmparatorluğu daha evvel yıkılabilirdi, Abdülhamid'in 33 yıllık yönetimi imparatorluğu uzattı.
- İttihatçılar, emperyalizmin gayesi olan Büyük İsrail'in kurulmasını engelleyen Abdülhamid'i devirdi ve sürgüne gönderdiler.
- Selanik'in düşmesi üzerine Abdülhamit İstanbul'a döndü ve 1910'da 10 Şubat'ta vefat etti.
- 13:36Şehzadelerin Yeni Durumu
- Osmanlıoğulları'nın çalkantılı dönemi başladı ve şehzadelerin artık hiçbir hükmü kalmadı.
- Enver Paşa, 1910'dan itibaren şehzadelerin subay olmasını istedi ve kendisi her şeyi kendi imzasıyla devraldı.
- Şehzadeler Çanakkale'ye gittiler; Cemalddin Efendi, Şerafettin Efendi ve diğer iki şehzade bu savaşlara katıldı.
- 15:42Yusuf Izzettin'in Hikayesi
- Yusuf Izzettin, Mustafa Kemal'in damadı olarak Enver Paşa'ya yakın bir ilişki kurdu.
- Enver Paşa, Yusuf Izzettin'i Çanakkale'ye götürüp oradaki mezarları gösterince, Yusuf Izzettin dayanamadı ve Enver Paşa ona tokat attı.
- Yusuf Izzettin, babası gibi bileklerini keserek intihar etti.
- 17:19Hilafetin Sonu ve Mustafa Kemal
- 1924'te hilafet yasasıyla Osmanlı ailesine bileşenlerin Türkiye'ye geçişine izin verilmiyor.
- Mustafa Kemal, İstanbul'dan Samsun'a gönderildiğinde bile hilafet ve saltanatın kurtarılması için savaştıklarını telgraflarında vurguluyordu.
- Mustafa Kemal, 17 Mart 1920'de yazdığı mektupta Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevini hilafetin kurtarılması için büyük bir görev olarak tanımladı.
- 20:30Ankara Meclisi ve Hilafet Tutumu
- 23 Nisan 1920'de Ankara'da yeni bir meclis açılmış ve milletvekilleri hilafet ve saltanatın kurtuluşundan ve bağımsızlık için başka gaye gütmeyeceklerine dair yemin etmişlerdir.
- Mustafa Kemal ve Ankara meclisi üyeleri, 18 Eylül 1920'de hilafet ve saltanat makamının kurtarılacağını ve başarıldıktan sonra padişahın ve İslam'ın halifesi olarak muhterem bir mevkiye alacaklarını belirtmişlerdir.
- Ankara meclisi, milli mücadeleyi (milli cihat) İslam'ın sancaktarlığını ve hilafet makamını korumak için örgütleyerek cepheye göndermişlerdir.
- 21:55Cumhuriyet İlanı ve İngilizlerin Rolü
- 3 Mart 1924'te cumhuriyet ilan edilmiş, artık millete ve halifeye ihtiyaç kalmamış gibi görünmüştür.
- Bazı tarihçiler, Mustafa Kemal'in Samsun'a gönderilmesinde İngilizlerin rolü olduğunu ve vizesinin İngilizlerden alındığını belirtmektedir.
- Sultan Vahdeddin Han'ın 1921'de Mustafa Kemal hakkında idam fermuarı altında imzası bulunmakta ve İngilizlerden gelen baskı nedeniyle bu karar vermiş olmaktadır.
- 24:51Osmanlı Ailesi Üyelerinin Türkiye'ye Dönüşü
- Kayhan ve Nurhan Sultan, 3 Mart sürgünlerinin acısını ve gururlarını ifade etmektedirler.
- Kayhan Sultan 1977'de Türkiye'ye gelmiş, önce 1974'te turist olarak gelmiş ve İstanbul Fatih'te doğmuş, daha sonra Suriye'ye gitmiş ve Türkiye'de doğan bir şehzade olmuştur.
- Nurhan Sultan ve ailesi Türkiye'ye gelirken vize sorunları yaşamış, evrakları kabul edilmemiş ve akşama kadar beklemek zorunda kalmışlardır.
- 28:07Türkiye'ye Gelme ve Eğitim Deneyimi
- Konuşmacı, babasının orduda görevli olduğunu ve bakanlıkta gıda maddelerine ve ordunun gıda alımına bakılan bir kurumda iyi bir rütbe aldığını anlatıyor.
- Babasının rütbesi sayesinde otobüs ve uçak biletlerini yüzde on bedelle alabiliyorlardı ve genellikle birinci sınıfta seyahat ediyorlardı.
- Konuşmacı, 1976'da 12-13 yaşındayken tek başına Beyrut'tan İstanbul'a uçtuğunu ve hostese teslim edildiğini, bir yaka kartı verildiğini anlatıyor.
- 29:53Vatandaşsız Eğitim Deneyimi
- Konuşmacı, vatandaşlığı olmadan okula gittiğini ve kayıtlarında babasının pasaport numarasının yazıldığını belirtiyor.
- Hocaların çoğu onun ailesinden haberdar olduğunu, bazılarının da üstüne geldiği ve sorunlar yaşandığını anlatıyor.
- Lise mezunu olduktan sonra tasdiknamesi olmadığı için okul değiştiremediğini söylüyor.
- 31:29Eğitim İçeriği ve Sosyal Yaşam
- Konuşmacı, okulda okutulan müfredatın günümüzdeki gibi olmadığını, tarih derslerinin farklı olduğunu belirtiyor.
- 1923'lü insanlara, 19 Mayıs'a ve benzer etkinliklere katılmak zorunda olduğunu söylüyor.
- Türkçesinin bozuk olduğunu, Türkçe konuşulmayan bir ailede büyüdüğünü ve kardeşlerinden en iyi Türkçe konuşanın Kayhan olduğunu belirtiyor.
- 33:12Tarih Derslerindeki Sorunlar
- Konuşmacı, tarih derslerinde Osmanlı padişahları hakkında olumsuz ifadelerin okunduğunu anlatıyor.
- Arkadaşlarının abisi evlenene kadar onun kimliğini bilmediğini, gazetede çıkınca "sultan" ve "prenses" lakaplarıyla karşıladıklarını söylüyor.
- İlkokulda "vatan hain torunusun" denildiğini ve tarih derslerinde sıfır aldığını, çünkü padişahların hain olmadığını savunduğunu belirtiyor.
- 37:15Hanedanın Yaşadığı Zorluklar
- Konuşmacı, ortaokul ve lise kitaplarını incelediğini ve her sene çıkan kitaplara baktığını belirtiyor.
- Oğlu Yavuz Selim'in Yeditepe Üniversitesi'nde okuduğunu ve mezun olurken bir hocanın "hainin torunu olduğu için mezun etmeyeceğini" söylediğini anlatıyor.
- Bu olay altı-yedi yıl önce yaşandığını ve oğlunun sonunda mezun olabildiğini söylüyor.
- 39:18Akademik Unvanlı Hocanın Davranışı
- Konuşmacı, akademik unvanı olan bir hoca tarafından torununa karşı ırkçı ve kafatasçılık yapıldığını belirtiyor.
- Özel bir okulda burslu olarak okuduğunu ve Türkçe hocasının kendisine karşı nefret beslediğini anlatıyor.
- Ders kitabında Mustafa Kemal Atatürk'e karşı olumsuz içeriklerin yer aldığı bir şiirin seçildiğini ve bu durumun kendisini rahatsız ettiğini söylüyor.
- 42:13Sürgün Durumu ve Türkiye'de Yaşama
- Konuşmacı, kraliyet ailesinin Osmanlı'dan sürgüne gittiğini ve diğer kraliyet ailelerinin karşılaştığı kötü durumlarla karşılaştırıldığında şükrettiğini belirtiyor.
- Türkiye'de barınma imkanı bulamayacaklarını, Osmanlı'yı sevenlerin kendilerini daha çok desteklediğini söylüyor.
- Babasının kendilerine iş, ev ve okul sağladığını ve bu sayede İstanbul'da oturabildiklerini anlatıyor.
- 44:00Hanedanın Yaşadığı Zorluklar
- Konuşmacı, vatandaşlık işlemlerinin on yıl bekletildiğini ve resmi makamlarda turist olarak zorunda kaldıklarını belirtiyor.
- Amcasının vefatını anlatıyor ve kimse onun cenazesine katılamadığını, naaşını alamadıklarını söylüyor.
- Hanedanın birçok üyesinin kötü durumlarda yaşadığını, küflü odalarda, çatısı akan evlerde yaşadıklarını anlatıyor.
- 45:34Gelecek Nesil ve CHP İlişkileri
- Konuşmacı, şimdiki neslinin çok bilinçli ve sahiplenen gençlerden oluştuğunu, ailelerin onlara güzel şeyler öğrettiğini belirtiyor.
- Hanedanın torunu olarak gurur duyduğunu ve hiçbir zaman yalnız bırakılmamaları gerektiğini vurguluyor.
- CHP Genel Merkezi'nden gelen bir mektubu gösteriyor ve partinin kendilerine düşman olmadığını, kendilerinin de partiyi düşman görmediğini belirtiyor.
- 48:51Deniz Baykal'ın Mektubu
- Deniz Baykal, Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığına yeniden seçildiğinde II. Abdülhamid'in torunu Orhan Osmanoğlu'na tebrik mektubu yazmıştır.
- Mektupta "Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığına yeniden seçilmem dolayısıyla gösterdiğiniz ilgiye, kutlamalarınıza teşekkür ederim" denilmiştir.
- Konuşmacı, Deniz Baykal'ın helalleşmeden bahseden bir genel başkan olmadığını belirtmiştir.
- 49:26Mektupların Arka Planı
- Konuşmacı, kendisinin kimseyle düşman olmadığını, herkese el uzatmak istediğini ifade etmiştir.
- İçinden bir mektup yazmak geldiğini ve Orhan Osmanoğlu'nun da cevap yazdığını belirtmiştir.
- Konuşmacı, bu mektubu şimdiye kadar hiç açıklamadığını, güzel bir program olursa açıklamayı düşündüğünü söylemiştir.
- 50:15CHP ile İlişkiler
- Konuşmacı, bazılarının kendisinin CHP'ye düşman olduğunu iddia ettiğini ancak kendisinin adım attığını ve tebrik mesajı yazdığını belirtmiştir.
- CHP liderinin "helalleşeceğim" dediğini ve kendisine ve kızına hakaretler yapıldığını, davalar kazandıklarını ifade etmiştir.