• Buradasın

    Nursel İdiz ile Tiyatro ve Kadın Sanatçılar Üzerine Röportaj

    youtube.com/watch?v=xx_Q_mKxbjo

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir televizyon programında Nursel İdiz ile yapılan kapsamlı bir röportajı içermektedir. Nursel İdiz, 23 yıldır tiyatro yapmış, haber programı sunmuş ve çeşitli tiyatrolarda (Ankara Devlet Tiyatrosu, İstanbul Devlet Tiyatrosu, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları, Tiyatro İstanbul) ve televizyonda (Saklambaç programı) çalışan deneyimli bir tiyatro sanatçısıdır.
    • Röportajda tiyatro sektörü, kadın sanatçıların durumu, medyanın sanatçılarla ilişkisi ve oyunculuk eğitimi gibi konular ele alınmaktadır. Nursel İdiz, kadınların Türkiye'deki durumunu, tiyatro sanatının zorluklarını, basınla ilişkilerini ve konservatuvar eğitiminin önemi hakkında görüşlerini paylaşmaktadır. Ayrıca, Kınalı Kar dizisinden ayrılma nedeni ve tiyatro yarışmaları hakkında bilgiler de verilmektedir.
    • Röportajda ayrıca tiyatro sanatının toplumsal değeri, oyuncuların çalışma koşulları, medyada kadınların durumu ve televizyon yıldızı yetiştirme programlarının konservatuvar eğitiminin kısaltılmış versiyonu olduğu tartışılmaktadır. Anadolu'daki amatör tiyatro geleneği ve tiyatro sektöründe bir sirkülasyon sisteminin kurulması gerektiği gibi konular da ele alınmaktadır.
    00:13Tiyatro Sanatçısı Nursel İdiz ile Görüşme
    • 15 Mart tarihinde, ilkbaharın ilk ayında, ilk 15 gün geride bırakılıyor ve Nursel İdiz, İstanbul tiyatro sanatçısı, programda yer alıyor.
    • Tiyatro oyuncuları genellikle erken kalkıp, 7'de kalkıp 11'e kadar mesai yaparak para kazanmak için sürekli çaba gösterirler.
    00:51Türkiye'deki Kadının Durumu
    • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün ardından, 2004 yılında Türkiye'deki kadının yeri ve tiyatroda kadının konumu hakkında sorular soruluyor.
    • Genel olarak kadının durumunda gelişmeler olsa da, temelde sosyal gerçeklerin değişmediği görülüyor ve kadınlar hala ikinci sınıf durumda.
    • Ekonomik özgürlüğünü elde etmiş kadınlar hem evde hem de çalışma hayatında zorluklarla karşılaşıyor.
    02:02Tiyatro ve Sinemada Kadınların Durumu
    • Tiyatroda Afife Jale'den bu yana büyük gelişmeler kaydedilmiş, ancak tiyatronun ve sinemanın kendi içinde ciddi sorunları olduğu belirtiliyor.
    • Tiyatroda kadın erkek ayrımı yapılmıyor, ancak sinemada kadınlar rol alma ve ücret konusunda erkeklerden geride.
    • Türkiye'de genellikle erkek öyküleri yazılırken, Amerika'da yaşlı kadınlar için de başrol yazılabiliyor.
    03:35Tiyatro Sanatçılarının Muamelesi
    • Tiyatro sanatçıları basında iyi muamele görmüyor, Türkiye'de çok iyi oyuncular var ancak basında yer almıyorlar.
    • Zanaatkar arkadaşlar (manken, fotomodel) daha fazla gündeme alınıyor, bu görsellikle ilgili bir konu.
    • Tiyatro sanatçılarının basında az ilgi görmeleri, Türkiye'deki kültürsüzlükle alakalı olarak değerlendiriliyor.
    04:33Nursel İdiz'in Kişisel Deneyimi
    • Nursel İdiz, 23 yıldır tiyatro yapıp hiçbir sezon tiyatroyu bırakmadığını belirtiyor.
    • Kendisine "daha ciddi şeyler yapmanı bekliyorum" denildiğinde, Oscar Wilde'de "ideal kocaya" oynadığını söylemesine rağmen, en yakın entelektüel arkadaşı bile bunun haberi yok.
    • Şiir kaseti çıkarmış olsa da, bu konu basında dikkat çekmedi, ancak Türkiye'de ilk kadın genel yayın yönetmeni olarak işlevi dikkat çekti.
    06:08Basın ve Tiyatro İlişkisi
    • Popüler kültürden sıkılan halk, artık magazin programlarında da oyunculara ve farklı konulara yöneliyor.
    • Türkiye'de günlük gazetelerde kültür sanat sayfası bulunmuyor, sadece Cumhuriyet ve Radikal gibi bazı gazeteler misyoner kalmış durumda.
    • Röportaj yapan muhabirlerin kültür sanat konusunda yetersizliği nedeniyle, tiyatro oyuncuları magazinel sorularla karşılaşıyor ve sıkılıp kaçmaya başlıyorlar.
    07:39Devlet ve Tiyatro İlişkisi
    • Eski tiyatro oyuncularının anlattığına göre, Ankara'da ilk oyun premierlerinde Başbakanlar ve hükümet başkanları gelirdi.
    • Son dönemlerde devlet yetkililerinin tiyatroda pek görülmediği, hatta Devlet Opera ve Balesi'nin kapatılacağı yönündeki algılar var.
    • Geçtiğimiz günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Nejat Uygur'un tiyatrosunu izlediği belirtiliyor.
    08:38Tiyatro ve Soyunma
    • Sinemada soyunuk kadınlar gişe getirirken, tiyatroda da benzer bir etki olduğu iddia ediliyor.
    • Konuşmacı, tiyatro seyircisinin sinema seyircisinden farklı olduğunu ve kötü bir oyun için ünlü bir oyuncu bile gitmeyeceklerini belirtiyor.
    • Tiyatro izleyicisinin entellektüel düzeyde olduğu ve çıplaklığın sadece averaj seyirciyi tiyatroya çektiğini düşünüyor.
    10:10Tiyatro İzleyicisi ve Sanat
    • İstanbul'da tiyatro izleyicisinin az sayıda olduğu ve genellikle aynı insanların oyunlara gittiği belirtiliyor.
    • Tiyatroyu halka yaymak için sokak tiyatroları ve büyük müzikaller gibi projeler öneriliyor.
    • Konuşmacı, çıplaklığın sanatta doğal bir şey olduğunu ve oyunculuğun bir teknik konu olduğunu vurguluyor.
    11:54Türkiye'de Soyunma ve Sanat
    • Konuşmacı, bir oyuncunun soyunma konusunu ruh dünyasını, psikolojisini mahvetmeyeceğini bilmesi gerektiğini belirtiyor.
    • Türkiye'de bir oyuncunun soyunması, psikolojik olarak zor bir deneyim olabiliyor ve "adam öldürmüş" muamelesi görülebiliyor.
    12:13Medya ve Reklam İlişkisi
    • Tiyatrosu yılların sanatçısı Gence Ercal, Şebnem Özal'ın prova esnasında göğsünün görünmesi ve bu olayın basına yansıması konusunda görüşlerini paylaşıyor.
    • Ercal, kendisinin hiçbir oyunda bu kadar ilgi toplamadığını ve bu durumun acıklı bir tarafı olduğunu belirtiyor.
    • Reklamın "iyisi kötüsü olmaz" fikrine karşı çıkıyor ve kendisinin çok farklı bir kafada olduğundan psikolojik sisteminin bozulduğunu, sinirlerinin yeterince alışamadığını ifade ediyor.
    13:36Özel Hayat ve Medya İlişkisi
    • Ercal, basına malzeme olmamak için malzeme vermekten kaçınmakta olduğunu ve kaçtığında kötü haberlerin çıkmasını istemediğini belirtiyor.
    • Gece hayatının pek olmadığını, gençlik yıllarında varken şimdi ise olmayan bir yaşam tarzı olduğunu söylüyor.
    • Her gece bir davette, barda veya restoranda olmak gibi bir yaşam tarzını zevk almadığını ve sağlık açısından zor olduğunu ifade ediyor.
    15:04Görgü ve Yaşam Tarzı
    • Ercal, magazinsel bir yaşam tarzı benimsemeyen biri olduğunu ve gösterişten hoşlanmadığını belirtiyor.
    • Lüks arabayla gezmeyi seven bir insan olmadığını, bunu görgüsüz bir yaşam biçimi olarak gördüğüne dikkat çekiyor.
    • Avrupa'da insanların keyiflerini çıkarırken son derece alçak profilde yaşadıklarını, para konusunu her an konuşmadıklarını vurguluyor.
    16:45Medya Sorunları
    • Geçtiğimiz haftalarda vermiş olduğu bir röportajda, on dört sorunun on iki tanesinin alkolle ilgili olduğunu ve bu durumun kendisini rahatsız ettiğini belirtiyor.
    • Yanıt verdiği bu sorularla, kendisinin de "çanak tuttuğunu" kabul ediyor.
    • Ercal, 1966 yılında doğduğunu, terazi burcuyu olduğunu ve 20 yaşında mezun olduğu İstanbul Devlet Konservatuvarı'nda Ermiş Can'la "Nurse" adlı oyunun başrolünde oynadığını anlatıyor.
    18:18Tiyatro Sanatçısı Olarak Deneyimler
    • Konuşmacı, Ankara Konservatuarı'nda eğitim görmüş ve Türkiye'deki en saygın kurumların başında gelen tiyatro sanatında uzun yıllar çalışmıştır.
    • On dört yıllık devlet memuriyeti olan konuşmacı, en son İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda görev yapmış ve şu an özel tiyatroda çalışmaktadır.
    • Medya konuşmacıyı bilmesesede, halkın sağduyusu var ve onu tanımaktadır.
    19:19Kültür ve Sanat Hakkında Görüşler
    • Konuşmacı, milletimize insani değer vermediğimizi ve kültürel olarak, sanatsal olarak bu bir yaşam ihtiyacı olduğunu belirtmektedir.
    • Kültürün raflarda duran kitapları okuyup cümleler tekrarlamak değil, sabah kalkıp günaydın demenizle başlayan bir yaşam biçimi olduğunu vurgulamaktadır.
    • Halkımıza kültürel ve sanatsal değerlerin verilmediğini ifade etmektedir.
    19:59Oyuncular Hakkında Yalancı Görüşler
    • Oyuncular için sürekli disiplinsizlik suçlaması yapılmakta, mesai saati çok farklı olduğu için (herkesin mesai bittiği zaman oyuncuların başladığı) ve bazı oyuncuların alkol alarak sahneye çıktığı söylenmektedir.
    • Konuşmacı, alkolik olan oyuncuların zaman içinde kaybolduğunu ve aktif halde olamadıklarını belirtmektedir.
    • Tiyatroda alkol kullanmanın imkansız olduğunu, panik olunabileceğini ve devlet memuru olunca altı aylık maaş kesilirken, özel tiyatroda iki oyundan sonra kovulunduğunu açıklamaktadır.
    21:09Tiyatro Çalışma Saati ve Zorlukları
    • Konuşmacı, şehir tiyatrolarında haftada dokuz, devlet tiyatrosunda yedi, özel tiyatroda ise haftada altı gün oyun oynadığını belirtmektedir.
    • Oyun sonrası tiyatrocuların bazen rahatlamak için bir-iki kare içtiklerini, bu durumun Shakespeare döneminden beri devam ettiğini açıklamaktadır.
    • Tiyatro sanatının zor bir zanaat olduğunu, bir insanın hiçbir garanti olmadan yapayalnız bir sahnenin karşısına çıkıp rol aktarmak için büyük bir disiplin gerektirdiğini vurgulamaktadır.
    22:36Özel Hayat ve Tiyatro Disiplini Arasındaki İlişki
    • Konuşmacı, özel hayatın serbestliği veya disiplinsizliğinin tiyatro disipline zarar verdiği konusunda bir keskin çizgi olduğunu düşünmektedir.
    • Sessiz sedasız, marjinal yaşayan insanlar var, ancak bu yaşam biçimiyle yıpranıp yaşlarını gösteren sanatçılar olduğunu belirtmektedir.
    • Sanatçıların mutlu olamadıklarını, tatmin olamadıklarını ve alkole sığınarak mutsuzluğa sürüklenerek kısır döngü içinde kaldıklarını ifade etmektedir.
    24:04Saklambaç Programı Deneyimi
    • Konuşmacı, Saklambaç adlı programda sunuculuk yapmış ve bu programın Amerika ve İngiltere'de Dating Game ismiyle 25 yıldır oynanan bir game show olduğunu belirtmektedir.
    • Programı sadece para için değil, büyük bir zevkle ve sevgiyle yaptığını, bir şeyin tutması için yürekten yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
    • Seyircinin samimiyetsizliği ve yapaylığı algılayabildiğini, sevilen bir işin yapıldığında tutturulabileceğini açıklamaktadır.
    25:54Haber Programı Deneyimi ve Basın İlişkileri
    • Konuşmacı, Türkiye'yi gezdirdiği bir haber programı sunmuş ve bu deneyimi ciddi bir çaba olarak nitelendirmektedir.
    • Tiyatro kökenli bir sanatçının haber sunmayı yapması eleştirilse de, kendisini gazeteci değil, gazeteci ekibinin halkla arasında bir köprü olarak tanımlamaktadır.
    • Ekranın karşısındaki insanlara seslenme biçiminde samimiyet ve inanç bulunduğunu, haberciliğe uzak olabilse de siyasete ve politikaya yakın olduğunu, 15 yaşında Cumhuriyet Halk Partisi'nin gençlik kollarında çalışmaya başladığını belirtmektedir.
    27:18Kişisel Geçmiş ve Eğitim
    • Konuşmacı, sekzen öncesi dönemden bahsediyor ve o dönemde site yurduyla iç içe yaşadıklarını, Cebeci'de politik faaliyetlerde yer aldığını belirtiyor.
    • Hacettepe'den arkeoloji ve sanat tarihi okuduğunu, mezun olduğunu ve Ankara'da ikinci bir üniversite okuduğunu, sanatta çalıştığını söylüyor.
    • Çok okuyan bir insan olduğunu, bazen psikolojik durumu bozulmasın diye okumayı yasaklandığını belirtiyor.
    28:16Medya ve Kadınların Konumu
    • Medyada erkek egemen bir dünyada güzel bir aptal kadın olmak zorunda olduğunu, ciddi konulara giren kadınların gazetecilerin ekmeğine karıştığını ve "şarışın kadın" olarak görülerek malzeme edildiğini anlatıyor.
    • Televizyonda çarpıcı ve akıllı bir program yapabilme şansının kadınlara çok verilmediğini, yöneticilerin onlara uygun gördükleri rollere göre çalıştıklarını belirtiyor.
    • Konuşmacı, Show TV'de Güldemir ile baş sayfa yaptığını, Prizma programını yaptığını, Kanal 6'da gece haberlerini sunduğunu ve Sohbetler programında yer aldığını anlatıyor.
    29:40Televizyon Gazeteciliği ve Gazetecilik
    • Televizyon gazeteciliğinde fizik görünümün ve ekrana aktarılabilmekten bahsediliyor, bu olmazsa olmaz bir kaide olarak görülüyor.
    • Tiyatro ve sinema oyunculuğundan farklı olarak televizyon gazeteciliğindeki bir "sihrin" olduğu, bunun açıklanamayan bir şey olduğu belirtiliyor.
    • Televizyon gazeteciliği ile gazeteciliğin çok farklı olduğu, her köşe yazarının televizyonda başarılı olamayacağı vurgulanıyor.
    31:02Türkiye'nin Yıldızları ve Yarışmalar
    • Türkiye'nin yıldızları konusu ele alınıyor ve yarışmalardan çıkan yıldızların popülerliğin devam edip etmeyeceği sorgulanıyor.
    • Konuşmacı, önceki Popstar yarışmasından çıkanların yok olduğunu, hatırlanmadığını ve reyting uğruna kullanıldıklarını düşünüyor.
    • Yarışmalardan çıkanların sesi, oyunculuğu ve fiziği güzel olmasına rağmen, onlara sahip çıkmak ve ciddi bir menajerlik hizmeti sunmak gerektiğini vurguluyor.
    32:54Yarışmanın Avantajları
    • Yarışma, oyuncu olabilmek için sıkıştırılmış bir konservatuvar ve akademi eğitimi sunuyor; müzik, bale, Türk dansı ve oyunculuk dersleri veriliyor.
    • Oyuncu seçerken kişilik, algı, altyapı, eseri okuma ve anlama yeteneği, sezgiler ve müzik kulağı gibi birçok faktöre bakılıyor.
    • Seçilen çocuklar kaliteli, iyi aile yapısından gelen ve efendi karakterde olanlar; bunlar ses yarışmasındakilere göre daha şanslı olacak.
    34:35Yarışmacıların Eğitim Durumu
    • Yarışmacılar arasında 6-7 konservatuvar mezunu bulunuyor; biri Sorbon tiyatro bölümü mezunu, biri Viyana'da okumuş, biri Ankara Devlet Konservatuvarı mezunu.
    • Anadolu'da yaygın bir amatör tiyatro geleneği var; Adana, Antep ve Mersin gibi şehirlerde çok sayıda özel tiyatro bulunuyor.
    • Anadolu'da tiyatro seyircileri daha ciddi ve disiplinli; İstanbul'da kıyasıya daha fazla ciddiye alınmıyor.
    35:47Tiyatro Sektöründe Düşünceler
    • Tiyatro sadece İstanbul'da değil, diğer illerde de yapılmakta; devlet tiyatrolarında yetenekli sanatçılar bulunuyor.
    • Tiyatro sektöründe bir sirkülasyon sisteminin olması gerekiyor; İstanbul'da çalışanlar bir süre diğer illerde hizmet vermeliler.
    • Anadolu'dan gelen yetenekli oyuncular bulunuyor; örneğin Sinop'tan Öykü, Antep'ten Mehmet, Adana'dan ve Trabzon'dan gelen pırıl pırıl çocuklar var.
    37:43Diller ve Şive Sorunu
    • Her ilin kendine göre dili, söyleyişi, lehçesi ve şivesi var.
    • Tiyatro oyuncuları istedikleri zaman İstanbul Türkçe'sini, istedikleri zaman kendi lehçelerini kullanabiliyorlar.
    • Trabzonlu bir çocuk örneğinde olduğu gibi, istedikleri zaman düzgün Türkçe konuşabiliyor, istedikleri zaman kendi lehçesini kullanabiliyor.
    38:28Konservatuvar Sınavları ve Yarışmalar
    • Konuşmacı, konservatuvar sınavlarını kazanamayacak oyuncu adaylarının yarışmalara katılması konusunda eleştirel bir bakış açısı sergiliyor.
    • Konservatuvarlardan mezun olan birçok kişi iş bulamıyor ve dört yıl eğitim alıyor, müzikal bölümünde ise altı yıl eğitimi alıyor.
    • Yarışmalarda kazanan kişi bilinçli bir insansa oyunculuk yolunda ilerlemeye devam edebilir.
    39:58Konservatuvar Sisteminin Sorunları
    • Bir sürü konservatuvar açıldı, ancak yeterli hoca bulunamıyor ve YÖK'e bağlandığı için konservatuvarlar artık üniversite sisteminin içine alındı.
    • Tiyatrolarla oyuncu yetiştiren konular arasındaki organik bağlar kesildi ve bu nedenle sistem çöktü.
    • Bazı konservatuvarlarda hocaların sanatçı kimliği belirsiz olabilir ve dört yıl eğitim alan birçok kişi hayatları boyunca şans bulamayabilir.
    41:11Konservatuvar Eğitimindeki Sınırlamalar
    • Konservatuvarlarda hocalar, tiyatro adaylarına dört yıl eğitim bitmeden profesyonel iş yapmamaları konusunda ciddi yasağın getirildiğini belirtiyor.
    • Eğitim alırken profesyonel işe girilirse, hocaların öğrencilere ne öğretebilecekleri sorusu ortaya çıkıyor.
    • Konservatuvar eğitiminde deneme yanılma metoduyla kendini geliştirme süreci önemlidir.
    43:12Yarışmalarda Tribünler Oynama
    • Yarışmalarda finallere yaklaştıkça "halkım için" gibi ifadeler kullanarak sahiplenme eğilimi görülüyor.
    • Türk insanı, işadamları, politikacılar ve sanatçılar tarafından tribünler oynanıyor ve bu durumda kendi kimliklerimiz kaybediliyor.
    • Yarışmalarda tribünleri oynama eğilimi çok erken yaşamlara yansıyor.
    44:42Tiyatro Deneyimleri
    • Konuşmacı, devlet tiyatroları ve özel tiyatrolarda rol almanın oyunculuk açısından belirgin farklılıklar yaratmadığını belirtiyor.
    • Her tiyatroda çok iyi oyuncular ve tiyatro insanları bulunuyor, tiyatro yapan insanların çoğu para yatırıyor ve bu alanda çalışmak için büyük çaba gösteriyor.
    • Konuşmacı, Ankara Sanat Tiyatrosu ile başlayıp Tiyatro İstanbul'a kadar birçok tiyatroda çalıştığını ve Kerim Afşar, Fatma Girikli, Çolpan İlhan gibi ustalarla oynadığını belirtiyor.
    46:45Kınalı Kar Dizisinden Ayrılma
    • Kınalı Kar dizisi 62. bölümle sona ermiş ve 13 bölüm daha çekilecek.
    • Konuşmacı, diziden ayrılma nedeni olarak uzun yılların yorgunluğunu ve 23 senedir doğru düzgün tatil yapamadığını belirtiyor.
    • 25 yaşında olmadığının farkında olduğunu ve "subabın patladığını" ifade ediyor.
    49:28Kınalı Kar'ın Karakter Değişimi
    • Kınalı Kar'da karakteri başlangıçta çok fettan bir kadın iken, bir kırılma noktasından sonra anaç ve kocasını seven bir kadın haline gelmiş.
    • Konuşmacı, Kınalı Kar'ın başarısının en başta senaryo yazarları Gamze Özer ve Özgür Hep Türk'e ait olduğunu belirtiyor.
    • Kadının kötülüğünün tatminsizliklerine, mutsuzluğuna ve kocasıyla ilişki kopukluğuna bağlandığını, belirli boşlukları dolduğunda daha insancılaştığını açıklıyor.
    52:09Emrah Özcan Hakkında Görüşler
    • Konuşmacı, ses sanatçısı Emrah Özcan'ın oyunculuk yapmasının rahatsız etmediğini, dünyada Frank Sinatra gibi ses sanatçılarının başarılı oyunculuk yaptığını örnek vererek belirtiyor.
    • Emrah Özcan'ı çok özel bir insan olarak tanımlıyor ve onun altyapısı, araştırması, okuması ve çalışması hakkında olumlu görüşlerini paylaşıyor.
    • Emrah'ın çok çalıştığını, sahneleri çalıştığını ve Kınalı Kar'ın başarısına büyük katkı sağladığını vurguluyor.
    54:18Program Kapanışı
    • Konuşmacı, programın kendisine ve diğer sanatçılar için bir vaha olduğunu ve nefes alabilecekleri bir alan olduğunu belirtiyor.
    • Yarının programında Finansal Forum gazetesi genel yayın yönetmeni Gökhan Çırnaz'ın konuk olacağı duyuruluyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor