Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Holimax tarafından sunulan bir röportaj programıdır. Programda Nazan Kesal, oyuncu ve sanatçı olarak konuk olarak yer alıyor.
- Röportajda Nazan Kesal'ın Manisa'nın Köprübaşı ilçesindeki çocukluk yıllarından başlayarak oyunculuk kariyerine ulaşma süreci kronolojik olarak anlatılıyor. Kasaba yaşamının etkileri, geleneksel aile yapısı içindeki mücadeleleri, tiyatro ve sinema dünyasındaki deneyimleri, Ercan adlı oyuncuyla tanışma hikayesi ve evliliği, "Yaralarım Aşktandır" adlı oyunu yazma süreci gibi konular ele alınıyor.
- Röportajda ayrıca Nazan'ın ailesinin oyunculuk kariyerine bakışı, İstanbul'a taşınması, Devlet Tiyatrosu'nda dokuz yıl çalışması, Nuri Bilge Ceylan ile Ercan'ın işbirliği ve gelecekteki Anadolu turnesi planları gibi detaylar da paylaşılıyor. Program, sinema ve tiyatro arasındaki oyunculuk farkları, yaratıcılık üzerine düşünceler ve kalpsiz bir dünyada insanlığın değerlerini koruma konularını da ele alıyor.
- Holimax'in Mekanı ve Nazan Kesal'in Tanıtımı
- Holimax'in sunduğu mekanın sahibine rastlanıyor ve tatil demek Holimax olarak tanıtılmaktadır.
- Mekanın sahibine Nazan Kesal, çok kıymetli ve değerli bir kişi olarak tanıtılıyor.
- Nazan Kesal, moda sahnesinde ve akşamda oyunu oynayacağı için orada bulunuyor.
- 01:50Nazan Kesal'in Doğma ve Büyüme Yeri
- Nazan Kesal, Manisa'nın Köprübaşı ilçesinde doğmuş ve Ege bölgesinde bir çocuk olarak büyümüş.
- Kalabalık bir ailede büyüyen Nazan, anneanneler, dedeler ve halalarla aynı binada veya mahallede yaşamış.
- Ufacık bir mahallede yaşayan Nazan, komşuların da ailenin içine dahil olduğu bir ortamda büyümüş.
- 02:45Çocukluk Deneyimleri ve Kadın Meselesi
- Nazan, şanslı bir çocuk olarak düşünürken, bugünden bakıldığında kendisine bugünü hazırlayacak hiçbir avantajı olmamış.
- Geleneksel aile yapılarının içinde, ataerkil bir düzende büyüyen Nazan, kadın olarak zor bir çocukluk yaşamış.
- Kasabaların meydanındaki kahvelere kadınların giremeyeceği, sadece orta yaş üstü erkeklerin oturabileceği gibi geleneklerle büyüyen Nazan, çocukluğunda bu duruma karşı çıkarak isyan etmeye başlamış.
- 05:01Nazan'ın Protesto Hareketleri
- Nazan, bölgesinde ilk bisiklete binen kız çocuğu olmuş ve ilk motosiklete binen kişi olmuş.
- Motosikleti erkeklere ait bir şey olarak görmeyip, kendini onlarla eşitlemeye çalışarak bu protestoyu yapmış.
- Anneannesini, altmış yıldır görmemiş olduğu çarşıya götürerek, kadınların dış dünyaya çıkabilme imkanı olduğunu göstermeye çalışmış.
- 08:00Aile Dinamikleri ve Çocukluk Deneyimleri
- Konuşmacı, ortaokul ve lise yıllarında aile içinde tartışmaların başladığını anlatıyor.
- Konuşmacı, ailesinde üç erkek kardeşi ve bir ablası var; ablası İzmir'de, bir erkek kardeşi Kuşadası'da, küçük kardeşi ise annelerinin yanında yaşıyor.
- Konuşmacı, aile içinde en büyük sıkıntıyı yarattığını ve ilk çocuk olarak kuralların kendisine uygulandığını belirtiyor.
- 08:57Ailedeki Kayıp ve Zorluklar
- Konuşmacı, ablasından sonra doğan erkek kardeşi 19 günlükken ölmüş.
- Ailesi, 19 günlük kardeşiyle birlikte çekilmiş bir fotoğrafı hala koruyor ve bu fotoğraf konuşmacı için çok anlamlı.
- Konuşmacı, ailesinin zorluklar yaşamadığını, kendisinin ise isteği ve kışkırtma eğilimini yaşadığını ifade ediyor.
- 10:40Kasabadaki Düğün Geleneği ve Darbuka Çalma
- Konuşmacı, büyüdüğü kasabada düğünlerin çok önemli olduğunu ve herkesin düğünleri beklediğini anlatıyor.
- Düğünlerde kadınlar ve erkekler ayrı ayrı oturur, kadınlar erkekleri "keser" ve anneler kızlara "önünde bak" derler.
- Konuşmacı, bu ortamda darbuka çalmaya başlamış ve kına gecelerinde orkestralarda para kazanmaya başlamış.
- 12:17Darbuka Çalmanın Amacı ve Etkileri
- Konuşmacı, darbuka çalmayı hem protesto hem de kadınların oynayış biçimlerini gözlemlemek için yapıyor.
- Evde komşuları toplayıp, kadınların darbuka çalma tarzlarını onlara anlatıyor.
- Konuşmacı, insanları mutlu etmek, güldürmek ve kahkahalar görmekten keyif aldığını belirtiyor.
- 13:28Ailedeki Sanatçılar ve Babanın Hayalleri
- Konuşmacının babası 1963-64 yıllarında "Ses" dergisinde bir yarışmayı kazanmış.
- Dedesi, babasının sanat hayallerini engellemiş ve İzmir'de bir film için çağrıldığında onu göndermemiş.
- Ailenin eril baskısı altında iki amcası opera sanatçısı olmuş ve İzmir ve Ankara'da çalışmışlar.
- 15:30Sanat Yolculuğunun Başlangıcı
- Konuşmacının bir amcası, ona Güzel Sanatlar sınavlarına girmek istediğini sormuş.
- Konuşmacı, tiyatro ve diğer alanlar arasında şarkıcı olmak istediğini belirtiyor.
- 15:42Hayal ve Gerçek
- Konuşmacı, annesinin ona polis, hemşire veya bankacı olmayı hayal ettiğini belirtiyor.
- Lisede tiyatro yaparak, mahalledeki komşularla yaptıkları oyunların yüz üstüne çıktığını fark ediyor.
- Coğrafya hocası, Baha Dündar'ın "Oyun Bitti" adlı oyunundaki rolü oynaması için onu seçiyor.
- 17:00Tiyatro Eğitimi
- Amcası, konuşmacıyı güzel sanatlara yönlendiriyor ve üç yüz kişinin girdiği sınavda on altı kişi alındığında, konuşmacı da sınavı kazanıyor.
- Sınav için çok az zaman kaldığında, amcası İzmir Devlet Tiyatrosu'ndan bir arkadaşı arayarak konuşmacıya üç günlük sıkıştırılmış fonetik eğitimi yaptırıyor.
- Babası, konuşmacının sınavı kazandığını duyduğunda çok mutlu oluyor ve konuşmacı, babasının desteğinden sonra kendini daha güçlü hissediyor.
- 19:49Üniversite ve Profesyonel Hayat
- Üniversiteyi bitirdikten sonra, Türkiye'nin en iyi psikoloji oyuncusu olmak hedefiyle dizi ve sinema filmlerine başlıyor.
- Babası, onun performansını eleştiriyor ve "yapaylık" ve "sahtelik" olduğunu söylüyor.
- Üniversiteye gittiğinde, farklı bir kültürel ortamla karşılaşıyor ve sınıf farkını hissediyor.
- 23:34Üniversite Zorlukları
- Üniversitede sınıf farkını hissettiği için zorlanıyor ve bir seneyi bitmek üzereyken Şahika Tekand'ın kapısını çalıp gitmek istediğini söylüyor.
- Şahika Tekand, konuşmacıyı cesaretlendiriyor ve zorluklarla mücadele etmek için geldiğini hatırlatıyor.
- Şahika Tekand'ı ilk güçlü kadın rol modeli olarak görüyor.
- 25:35İstanbul'a Taşınma
- 1991'de mezun olduktan sonra, İstanbul'da sinema ve tiyatro yapmak için taşınıyor.
- 1990'ların başında iş bulmak zorlu olduğu için bir süre radyo programlarında çalışıyor.
- Dilek Türker ile birlikte tiyatroda "Rosa Lüksemburg" ve "Ziyaretçi" adlı oyunlarda rol alıyor.
- 26:53İstanbul'da Tiyatro ve Film Deneyimleri
- Konuşmacı, Tiyatro Aynada Dilek Hanım ile iki oyunla birlikte yaklaşık üç yıl geçirmiş.
- İstanbul'da kendini ailelerinden bağımsız tutmak için sürekli çalışmak zorunda kalmış, bir veteriner kliniğinde sekreterlik yaparak kirasını ödemeye çalışmış.
- Film sektöründe İrfan Töz'ün "Ne Cazibe Hanım'ın Gündüz Düşleri", Yavuz Özkan'ın "Bir Sonbahar Hikayesi" ve Yavuz Turgul'la çalışmış.
- 28:06"İstanbul Kanatlarımın Altında" Film Deneyimi
- İstanbul'da çok zorlanırken, "İstanbul Kanatlarımın Altında" filminde Kartal Tibet'in genel koordinatörü olarak çalışmaya başlamış.
- Başlangıçta sekreterlik yapmakla yetinirken, bir gün önce filmde oynamak istediğini düşünürken, aniden bir sahne için oyuncu olarak seçilmiş.
- Bu deneyim, çok istenen bir şeyin gerçekleşebildiğini gösteren bir örneği olmuş.
- 30:14Devlet Tiyatrosu Sınavları
- İstanbul'dan ayrılarak Diyarbakır Devlet Tiyatrosu sınavlarına girmek ya da memur olmak için çare aramış.
- 1992 yılında beş bölgeye açılacak sınavda Antalya'yı tercih etmiş, ancak sadece bir tercih yapmış ve sınavı kazanamamış.
- Daha sonra İstanbul Sahnesi'nde Çetin Ceviz'in oyununda başrolde oynamaya başlamış.
- 32:20Diyarbakır'da Yeni Başlangıç
- Devlet Tiyatrosu'nun tekrar Diyarbakır'da sınav açması üzerine sınava girmiş ve bu kez sınavı kazanmış.
- Diyarbakır'da dokuz yıl boyunca çalışarak üreten insanlarla güzel anılar yaşamış.
- Diyarbakır'daki insanlarla çok iyi geçinmiş ve onların özel ruhunu takdir etmiş.
- 33:36Aile ve Kariyer
- Televizyonda ve filmde görünmeye başladığında, ailesi bu kariyeri fark etmiş.
- Anneannesinin oyuncu olmasından mutlu olmadığı, özellikle dekolte kıyafetlerini beğenmediği anlatılmış.
- 1994 yılında Diyarbakır'a gitmeden önce Ankara Sanat Evı Tiyatrosu'nda "Cam Bardaklar Kırılsın Diye" adlı tek kişilik oyunu oynamış.
- 35:00Ercan'la Tanışma Hikayesi
- Konuşmacı, Ercan'ı Nurettin Özca üzerinden tanıdı ve İstanbul'da aynı evde yaşadıkları için her gün provaya gelip Ercan'ın yaptığı her şeyi anlatıyordu.
- Nurettin'in anlattığı Ercan'ın entelektüel bir karakteri olduğu ve konuşmacı bu bilinçaltında oluşan Ercan siluetine aşık oldu.
- Ercan, Nurettin'in ortaklarıyla kurduğu "Eylül Psikiyatri Kliniği" adlı klinikte tiyatro-psikiyatri ilişkisi gibi programlar düzenliyordu ve "Şizofreni" adlı bir dergi çıkartıyordu.
- 36:34İlk Karşılaşma
- Konuşmacı, Ercan'la tanışmak için bir seminerin başlığı "Tiyatro-Psikiyatri İlişkisi" olduğunu öğrenince Nurettin'e beraber gitmeyi teklif etti.
- Karanın yağdığı bir kış günü, seminerin başlayacağı sırada kapı gıcırtısıyla Ercan geldi ve konuşmacı onu tanıyarak yanına oturmasını sağladı.
- Konuşmacı, Diyarbakır sınavlarını kazanıp oraya gitti ve Ercan Paris'te Sorbonne'da bir yıllık eğitim gördü, on yıl sonra ikisi evlendi.
- 41:01Ercan'ın Oyunculuk Hikayesi
- Ercan'ın oyunculuk hikayesi, Nuri Bilge Ceylan'ın ona yardımcı olmasını istemesiyle başladı.
- Nuri Bilge Ceylan, Ercan'ın rolü oynamasına ikna oldu ve Ercan evine geldiğinde "ben oyuncu değilim" dedi.
- Konuşmacı, Ercan'ı cesaretlendirdi ve evdeki el kamerasıyla audition sahnesini kaydetti, bu kayıtlar Ercan'ın oyunculuğa adımını atmasına yardımcı oldu.
- 43:44Oyunculuk ve Sanat Hakkında Düşünceler
- Oyunculuk, okullarda mecburiyetten öğretilen şablonların dışında bir şey olmalı.
- Bir oyuncunun kendini diğerlerinden ayırt edebilmesi için kendi manifestoları ve mottoları olmalı.
- Oyunculukta repliklere can verip reaksiyon vermek için kişisel bir imza ve anlayış gereklidir.
- 44:50Sinema ve Tiyatro Oyunculuğu Arasındaki Farklar
- Tiyatroda oyuncu iktidarlıdır ve rol oynaması sırasında seyirciye oyunculuğunu unutturmaz, ancak sinemada oyuncu rolü oynaması için kendini imha etmek zorundadır.
- Sinema yönetmenin sanatıdır, tiyatro ise oyuncunun sanatıdır; bu nedenle sinemada oyuncu yönetmenle işbirliği yaparak kendini yönetmene teslim etmelidir.
- Tiyatroda oyuncu egosantrik bir şekilde büyürken, sinemada oyuncu kendini sıfırlayarak rolü oynaması gerekir.
- 46:44Poyraz'ın Oyunculuk Hayatı
- Poyraz, 16 yaşında oyuncu olmak istediğini söylemiş ve bu erken karar vermesi başarılı bir yatırım olabilir.
- Poyraz önce basketbolcu olarak başarılı olmuş, birçok madalya kazanmış ve 16 yaşında bu sporu bırakarak oyunculuk yoluna adım atmış.
- Poyraz'ın oyunculuk yeteneği genetikten gelmektedir ve babası onda kendi çocukluğunda yaptığı şeyleri tekrar ettiğini fark etmektedir.
- 48:13Yaralarım Aşktandır Oyunu
- Oyun pandemi öncesi başladı ve 35 oyun oynanmıştı, ancak pandemi nedeniyle iki yıl boyunca duraklamıştır.
- Aile Adana'ya taşınmış ancak Poyraz'ın İstanbul'u özlemesi üzerine tekrar İstanbul'a dönmüşlerdir.
- Oyuncu, oyunu tamamlamak için Diyarbakır'a gideceğini ve daha sonra Anadolu turnesi yapacağını belirtmiştir.
- 50:47Dünya Hakkında Düşünceler
- Oyuncu, kalpsiz bir dünyada yaşadığımızı ve bu durumun toplumların DNA'larını değiştirdiğini düşünmektedir.
- İnsanın içi boşaltılıyor, erdemler, ahlak ve iyi insan olma dürtüsü eril iktidarın inisiyatifiyle kaybolmaktadır.
- Dünya bir sofra gibidir, herkesin yemek yeterince vardır ve savaşa gerek yoktur.
- 52:54Programın Sonu
- Programın sonunda oyuncu, konukla daha yakından tanıştığını ve aile gibi hissettiğini belirtmiştir.
- Konuk, oyuncuya Didem Sevinç Atölye'nin organik bir mum hediye etmiştir.
- Oyuncu, COVID döneminde yazdığı "Farkıma Takılanlar" adlı kitabını konuğa hediye etmiş, konuk ise Ercan Kesal'ın "Peri Gazozu" adlı kitabını oyuncuya vermiştir.