Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Kemal Gökhan Gürses ile yapılan bir röportaj formatında olup, sinema yönetmeni Muharrem Gürses'in oğlu olan Kemal Gökhan Gürses'in kişisel hayatı, sanat kariyeri ve ailesinin sanat dünyasındaki yeri ele alınıyor.
- Röportajda Kemal Gökhan Gürses'in çizgi roman, karikatür ve tiyatro alanlarındaki çalışmaları, çocukluğundaki babasıyla olan deneyimleri ve Yeşilçam sineması hakkında bilgiler paylaşılıyor. Ayrıca Türk mizah dergileri (Gırgır, Fırt, Çarşaf), telif hakları konusu ve Türk görsel sanatçıları (Oğuz Aral, Hasan Kaçan, Şevket Çorlu, Yiğit Özgür, Ersin Karabulut) hakkında sohbet ediliyor.
- Videonun başlangıcında internet sorunları nedeniyle yayına alma denemesi yapılmakta, ardından Kemal Gökhan Gürses'in kişisel hayatı, ailesi ve sanat kariyeri detaylı olarak ele alınıyor. Röportajda ayrıca Türk mizah kültürü, siyaset ve sanat arasındaki ilişkiler, çizgi romanların arkasındaki araştırma süreçleri ve Türk görsel sanatçılarının katkıları hakkında bilgiler paylaşılıyor.
- 00:04İnternet Sorunu ve Yayına Hazırlık
- Tüm makineler kapatıldı ve modem tekrar başlatıldı, ancak sorun devam ediyor.
- İnternetten kaynaklanan bir sorun olabileceği düşünülüyor.
- Kemal abi'nin yayına alınması için görüntü bilgisi alınmaya çalışılıyor.
- 00:29Yayının Ertelemesi Hakkında Karar
- Sorun devam ederse yayının başka bir güne ertelenmesi zorunlu kalacak.
- Dur kalk dur kalk durumun hem konuk için hem de ekibe için sevimsiz olduğu belirtiliyor.
- Tüm bağlantılar fişten çekilmiş ve sistem sıfırlanmış, ancak sorun çözülmemiş.
- 01:06Yayının Başlatılması
- Yayının düzgün gitmesi için özel bir önem veriliyor.
- Kemal abi tekrar yayına alınmaya çalışılıyor.
- İnternet sorunu çözüldüğü için yayına devam edilebileceği belirtiliyor.
- 01:55Yayın Sorunları ve Amaç
- İnternet üzerinden yapılan canlı yayın sırasında senkron ve görüntü sorunları yaşanmış, ancak bu sorunlar şimdi düzelmiş.
- Sunucu, bu yayının tarihe geçecek bir yayın olmasını istiyor ve bu yayını "tarihe bir not düşmek için, ustaları yad etmek için" yapıyor.
- Konuk, ülkenin en üretken sanatçılarından ve ustalarından biri olarak tanıtılıyor.
- 04:09Günümüz Durumu ve Kişisel Deneyimler
- Konuk, şu anda dünyanın ve Türkiye'nin en güzel günlerini yaşamadığımızı, ilginç ve korkunç bir dönemden geçtiğimizi belirtiyor.
- Güneşin çıkması insanları sokaklara salmış, ancak bazı insanlar maskelerini çıkararak防疫措施。
- 08:40Aile Hikayesi ve Sanat Dünyası
- Konuk, babası Muhtar Gürses'in Türkiye'de hatta dünyada en çok film çeken yönetmenlerden biri olduğunu belirtiyor.
- Muhtar Gürses'in 170'in üzerinde film yönettiği, ayrıca filmlerde oynadığı, senaryo yazdığı ve tiyatro geçmişi olduğu söyleniyor.
- Ailede herkes sanatla ilgilenmiş; abisi Atilla Arcan komedyen, Viyana'da yaşayan abisi Hakan Gürses hem müzisyen hem de çizer, diğer abisi Atilla Hakeza aktör.
- 11:31Çocukluk Deneyimleri
- Konuk, üç yaşında babasıyla birlikte sahneye çıktığını ve 52 yaş farkı olduğunu belirtiyor.
- İlk sahneye çıkışında babası Nasrettin Hoca'yı, kendisi ise torunu oynamış.
- Yazları babasıyla gezici tiyatro turnelerine çıkmış ve kasaba bisküvileri gibi anıları hatırlıyor.
- 15:04Babasının Sinema Kariyeri
- Babası için sinema "para kaybetmek için yapılan bir iş" olarak tanımlanıyor.
- Babası, Anadolu'da melodram sinemasının yaratıcısı olarak, "ağlamaklı filmler" diye bilinen filmlerin ülkeye gözyaşını bulaştıran yönetmenlerden biri.
- 1970'lerdeki darbe sonrası sansürden sonra seks filmlerinin ortaya çıkması, babasının kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmuş.
- 16:45Yeşilçam Döneminin Çöküşü
- Yeşilçam ve seks filmleri döneminde sinema büyük ölçüde kendi kendini baltalıyor ve bu dönem babanın çöküş dönemi olarak tabir edilebilir.
- Babanın son setlerinde zorlanarak filmler yapıyor, kendi yapımcılar bulmaya çalışıyor ve iki kez büyük iflası var, ikinci iflastan sonra aşağı yukarı bütün varlığını kaybediyor.
- Kostüm depoları, film ruloları ve balonlu düdükler gibi eşyaları var.
- 18:00Türk Sinemasının Son Dönemleri
- Babamla birlikte bazı filmlere gittiğimiz ve beraber çalıştığımız dönemler var, ben de oyuncu olarak para kazandırmaya çalıştık.
- Benim de Yılmaz Duru ile "Dövüşe Dövüşe Öldüler Beyto" adlı bir filmimiz var, babam A'yı oynuyor ve ben köpeklerin arasına bağlanıp et gösterip avlatıldığım bir karakteri oynuyorum.
- Türk sinemasının set kalitesi ve olanakları mucizevi, hem set hem post prodüksiyon tarafında çok az imkanlarla çok şey yapılabiliyordu.
- 19:56Türk Sinemasının Önemi
- Erken yaşta Türk sinemasının neredeyse Yeşilçam sineması döneminin sonlarına yetiştim.
- Set işçilerinden ışıkçılarına, kostümcülerinden dekorcularına kadar birçok hikayesi var ve bir gün imkan bulursam onları anlatmak istiyorum.
- Mesut Kara'nın Muharrem Gürses üzerine yazdığı yazı çok güzel, Anadolu'da sinemanın gelişmesine ve sinema seyircisi oluşmasına önemli katkıda bulunmuş.
- 21:26Muharrem Gürses'in Hayatı
- Muharrem Gürses'in "Vurun Kahvedeki" adlı bir filmi var ve Ali'nin başrolde oynadığı bir versiyonu çekilmiş.
- Babamın parasının çok bol olduğu dönemlerde Levent'te oturuyorlardı, işletmecilerden toplanan paralarla yeni filmler yapıyordu.
- En son hastaneye götürdüklerinde "Hz. İbrahim" senaryosu üzerinde çalışıyor ve hastanede yirmi gün sonra Muharrem Bey'i kaybettik.
- 24:16Sinema Yapanların Özgünlüğü
- O dönem sinema yapanların hepsi sinema eğitimleri ile gelmiş insanlar değillerdi, aradılar, buldular, denediler, zorladılar.
- Sinema entelektüel bir iş, sonuç itibariyle ben yaptım oldu denecek bir iş değil.
- Muharrem Gürses okuyan, düşünen, bakan, araştıran bir insandı ve telif hakları konusunda önemli çalışmalar yapan bir oyuncu arkadaşımız var.
- 25:26Telif Hakları Hakkında Sohbet
- Konuşmacı, televizyonda oynayan dizilerin telif hakları konusunu ele alıyor ve Muhtar Gürses'in filmlerinin çeşitli kanallarda oynadığını belirtiyor.
- Milli Film Arşivi yangını sırasında Muhtar Gürses'in filmlerinin büyük bir kısmı kaybolmuş durumda ve bu olay aktörün işinin önemli bir kısmını etkilemiştir.
- Konuşmacı, telif hakkı konusunda kişisel olarak zaman ayıramadığını ve bu konuda bir mücadele alanının olduğunu ifade ediyor.
- 29:16Telif Hakları Yasası ve Geçmiş Sözleşmeler
- Geçmişte sanatçılar sözleşmelerini tek taraflı olarak imzalamak zorunda kalmış ve tekrar gösterim hakları gibi konularda iddia edememişlerdir.
- Fransa'da telif hakları ile ilgilenen bir avukata göre, bu sözleşmelerin hiçbir geçerliliği yoktur ve normal insanın imzalayamayacağı kadar saçma sapan olup çıkmıştır.
- Türkiye'de telif yasası ve tiyatro yasası bulunmamakta, bu konuda oyuncular sendikası ve diğer gruplar canhıraş çalışmaktadır.
- 32:22Çizgi Roman Projesi
- Konuşmacı, geçmişte bir arkadaşına anlattığı hikayeleri çizgi roman, film veya kitap olarak yapmayı düşündüğünü belirtiyor.
- Çizgi roman yapmanın minimum üç sene kapanıp çalışmak gerektiği ve bu kadar zaman ayıramadığı için projeyi tamamlamakta zorlandığını ifade ediyor.
- Çizgi roman yapmanın detaylı araştırmalar gerektirdiğini, kostümler, mekanlar ve ekipmanlar gibi detayları çizebilmek için çok zaman ve çaba gerektirdiğini vurguluyor.
- 36:53Gırgır ve Mikrop Dergileri
- Konuşmacı, Türkiye'nin en genç çizerlerinden biri olarak 14 yaşında profesyonelliğe adım attığını belirtiyor.
- Oğuz Aral'in 500 bin satan bir derginin sayfalarını 14-15 yaşında çocuklara emanet etmesi bir anlayıştı.
- 80'li yıllar, sokakta çatışmalar yaşanmış, fiziksel çatışmalar yaşandığı sıcak bir dönemdi.
- 38:11Dergi Dünyası
- O dönemde her şeyin tek kanalda olduğu bir dönemdi; televizyonda bir Türk filmi seyrettiğinizde, ertesi gün Gırgır dergisinde parodi yayınlanıyordu.
- Konuşmacı Gırgır ve Fırtla dergilerinde çalışırken, bir süre Tarzan çizgili romanını da çizmişti.
- O dönemde Gırgır, Fırt ve Çarşaf dergileri farklı segmentlere hizmet ediyordu; Fırt daha hafif, Gırgır daha sert bir anlayışa sahipti.
- 41:52Gırgır'ın Anlatım Dili
- Gırgır'ın çizgi dilinin kaynağı tiyatrodan besleniyor ve Oğuz Aral bir pandem sanatçısıdır.
- Oğuz Aral'ın çizgi dilini ortaoyunun anlatım dilinden besleyen bir anlatımı var.
- Mekan kullanımında derinlik yerine dairesel bir teknik kullanıyor.
- 42:57Siyasi Ortam ve Çizgi Dergiler
- Çizgi dergiler siyasi bir ortamın içindeydi ve siyasi mücadele içindeydiler.
- Çizgiler gerçeklik duygusuyla çiziliyordu; "bu hafta şunu çizmeliyiz" duygusuyla çalışıyorlardı.
- Gırgır'ın ilk yarısında var olan kalıplar sonrasında parçalanmaya başladı ve dergiler bölünmeye başladı.
- 44:44Usta-Çırak İlişkisi
- Oğuz Aral'ın "Çiçeği burnunda" hikayesinde usta-çırak ilişkisi temelli bir anlatım var.
- Oğuz Aral'ın "Gereksiz taramalardan kaçının" sözü altında, ışık-gölge hikayesini kıvıramayanların tarama tekniklerine başvurması eleştiriliyordu.
- Konuşmacı, Gırgır ve Fırt'tan ayrıldıktan sonra "Atmaca" adlı bir dergide de çalışmış ve Hollanda'da üslubunu değiştirmiş, taramalı işler yapmaya başlamıştır.
- 49:02Kemal Gökhan'ın Kariyeri
- Kemal Gökhan, İstanbul'la ilgili çok acayip anıları olan ve sosyal medya bilgisi olmayan, internet çıktığından beri kullanan ve buna hakim olan sayılı insanlardan biridir.
- Kemal Gökhan, "Pişmiş Kelle" adlı çizgi roman ve fotoromanlarla çalışmış, Cumhuriyet gazetesinde "Ağaç Yaşken İyidir" adlı bir köşe çizmiştir.
- Kemal Gökhan, Cumhuriyet gazetesinde on dört çizerin bir araya geldiği, Behiç Ak, İsmail Gülgeç, Necdet Şen, Kamil Masacı gibi isimlerle birlikte iyi bir ekip kurulduğu bir dönemde çalışmıştır.
- 52:07Çizgi Roman Çalışmaları
- Kemal Gökhan, "Zontellektüel Abdullah" ve "Ayşegül Savaşta" gibi çizgi romanlar yapmış, şu anda "Karga Kafası" serisini sürdürüyor.
- Karikatür çizenler genellikle bir karakterde kalıp yıllarca onu devam ettirirken, Kemal Gökhan sürekli değişimi tercih etmiştir.
- Kemal Gökhan, popüler bir anlatım dili üzerinden gitmeden, dönemin kültürel koşullarını doğru analiz etmeye ve mizah çıkarmaya çalışan bir çizgici olarak kendini tanımlamaktadır.
- 55:23"Ayşegül Savaşta" Serisi
- "Ayşegül Savaşta", Radikal gazetesinde yaklaşık üç-dört yıl çıkan günlük bir çizgi roman olup, bir savaş muhabiri kadının hikayesini anlatıyordu.
- Kemal Gökhan, çizdiği ülkeleri ziyaret edemediği halde, araştırmalar yaparak doğru mekan bilgileri ve arka plan bilgileri oluşturmuştur.
- Radikal gazetesi yayın hayatına son verince, Kemal Gökhan'ın çizgi serüveni büyük ölçüde bitti.
- 57:23"Zontellektüel Abdullah"
- "Zontellektüel Abdullah", 1980 darbesi sonrası ülkede siyasi dile karşı güvensizlik ve ilgisizliğin, toplumu depolitize etme çabasının bir sonucu olarak gelişen cehalet anlayışını eleştiren bir çizgi roman olmuştur.
- Karakter, her şeyi biliyormuş ama nereden bildiğini bilmiyormuş bir tipolojiyi temsil eder ve yarı aydın yarı zonta bir karakterdir.
- Kemal Gökhan, bu çizgi romanı önce kitap olarak yayınlamış, sonra TRT için dokuz bölüm olarak planlanmış bir diziye dönüştürmüştür.
- 1:03:17Geçmiş Dönemin Davalar ve Basın Özgürlüğü
- Konuşmacılar geçmiş dönemdeki davalar hakkında konuşuyorlar; sosyal medya olmadığı bir dönemde bile görünüşlü kişilerin yüzlerce dava açıldığını belirtiyorlar.
- Vapur kazasında cumhurbaşkanının ölümüne dair dava açıldığı ve bazı davaların kendileri tarafından değil, etrafındakiler tarafından açıldığı söyleniyor.
- Gırgır dergisinin kapatıldığı ve o dönemde basının çok sık kavga ve dövüşle yaşadığı belirtiliyor.
- 1:06:06Siyasi Dönemler ve Mizah
- Konuşmacılar, her dönemde yargılandıklarını ve mizah yapanların üzerinde baskı olduğunu vurguluyorlar.
- Mizah dergilerinin üzerinde baskı olduğu ve mizahın Türkiye'de çok toleranslı bir kültür olduğu belirtiliyor.
- Gırgır dergisinde yazı işleri müdürü Kuran Günay'ın da birçok davaya girdiği anlatılıyor.
- 1:06:40Zonta ve Günümüz
- Konuşmacılar, geçmiş dönemlere dönmek istedikleri ve bugünün cehaletinin o günlerde tohumunun atıldığını söylüyorlar.
- Zonta karakterinin günümüzde yaşayıp yaşayamayacağı sorusu soruluyor.
- Özal döneminde meselenin "teel olmaktan çıktı" ve anayasa bir kez delinmekle bir şey olmaz diyen bir cumhurbaşkanı çıktığı belirtiliyor.
- 1:11:22Mizah Kültürü ve Gırgır
- Gırgır'ın patinaj yaptırdığı ve çıkan dergilerin mizah kültürüne katkı sağladığı söyleniyor.
- Gezi hadiseleri sonrasında ortaya çıkan mizah dilinin ülkede kendiliğinden gelişmiş olduğunu ve mizah dergilerinin daha ilerisinde olduğunu belirtiyorlar.
- Mizah dergilerinin okurun gerisinde kalırsa hem traja hem de mizah kültürünün niteliğine zarar verdiği vurgulanıyor.
- 1:12:48Mizahçılar ve Etkileri
- Yiğit Özgür'ün tek başına bir ülke gibi üreten, entelektüel derinliği ve mizaha bakışının yeni bir soluk getirdiği belirtiliyor.
- Ersin Karabulut'un çok iyi bir hikayeci olduğu ve yurt dışında çizgi romanlar ve öyküler çizdiği söyleniyor.
- Galip Tekin'in Toros kültürünü çok güzel taşımış olduğu ve adanalı olmasına rağmen Adana kültürüyle büyümüş olduğu vurgulanıyor.
- 1:14:38Türk Karikatüristleri ve Çizgili Roman Yazarları
- Ersin, Anadolu'dan beslenen ve kent hikayeciliği yapan önemli bir hikayecidir.
- Kent hikayeciliğinde boş kalan alanlardan biri olup, Umut Sarıkaya gibi isimler de kendi dönemlerinin gerçekliği içerisinde düşünülmelidir.
- Sarkis Paçacı, Gırgır dergisinden başlayıp çizgilerini devam ettirerek şimdi Agos gazetesinde çizmekte olan inanılmaz bir çizerdir.
- 1:16:03Karikatüristlerin Etkisi
- Ahmet Yılmaz ve Suat Özkanlı gibi karikatüristler, "Cam İçi Adam" gibi karakterler yaratarak bir dönemi çok güzel anlatan bir tipleme yaratmışlardır.
- Her çizerin belki Can Barslan veya Yiğit Özgür kadar üretken olmaması gerekmez, herkesin kendi yeteneklerine göre katkı yapması yeterlidir.
- Nagasi, İstiklal'de çalıştığı dükkanda incik boncuklar satarken çiziyordu ve Türkiye'nin önemli çizerlerinden biriydi.
- 1:18:50Kırantı ve Agos
- Konuşmacı, Agos'un çıkış döneminde yaklaşık üç sene kadar birlikte çalışmış ve Kırantı'nın baştan sona dergi/gazetenin çizimlerini yapmış olduğunu belirtiyor.
- Kırantı'nın başına gelen şeylerle birlikte, onun yaşamın kopmaz bir parçası ve dertli tarafı haline geldiğini ifade ediyor.
- 1:20:06Tiyatro Serüveni
- Konuşmacı, Can Yücel ile yıllar önce amatör tiyatro yaparken tanışmış ve birlikte "Kral Üb Bruva Parflas" oyununu çevirmeye çalışmışlardır.
- Can Yücel, "Darülbedayi'nin Darbesi" hikayesiyle birleştirilmiş ve lirik bir metinle başlayan bir oyun yazmıştır.
- Üç-dört sene amatör tiyatro yaptıktan sonra çizerlik kariyeri daha ağır bastı ve daha sonra Garaj İstanbul kurulduğunda sketler yazmıştır.