Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, "Mahya İşıkları" adlı bir programın bir bölümüdür. Sunucu, İstanbul'a gelen dünya edebiyatının ünlü isimlerinden Herman Melville'in İstanbul gezisini ve Fatih Sultan Mehmed'in Rumeli Hisarı'ndaki imzasını anlatmaktadır.
- Video, Melville'in İstanbul'u ziyaret etmesi ve Rumeli Hisarı'nın Fatih Sultan Mehmed'in imzası olduğunu belirtmesiyle başlar. Ardından Osmanlı padişahlarının hat sanatına olan ilgisi, özellikle II. Beyazıt ve Hamdullah Efendi'nin hikayesi anlatılır. Son bölümde ise hattatların kalemlerine olan bağlılıkları, kalemlerin yontulması ve hattatların ölümlerinde kalemlerin nasıl kullanıldığı gibi geleneksel bilgiler paylaşılmaktadır.
- 00:15Herman Melville'in İstanbul Ziyareti
- Dünya edebiyatının ünlü isimlerinden Herman Melville, deniz yoluyla İstanbul'a gelmiştir.
- Melville, İstanbul'un pek çok yerini ziyaret etmiş ve Rumeli Hisarı'nın üstünde özellikle durmuştur.
- Melville, Rumeli Hisarı'nın Fatih Sultan Mehmed'in imzası olduğunu ve II. Mehmed'in taş tarla atılan fitil sırasında yapımında bizzat çalıştığını belirtmiştir.
- 01:37Osmanlı Padişahlarının Hat Sanatı İlişkisi
- Pek çok padişahın hat sanatıyla ilgilendiği bilinmektedir: II. Bayezid, II. Mahmud, IV. Murad, Abdülmecid ve Sultan Reşad.
- II. Beyazıt, Hamdullah Efendi'den ders almıştır.
- II. Beyazıt ve Hamdullah Efendi'nin vefatından sonra, hattatlar arasında bir gelenek ortaya çıkmıştır: Hattatlar kalemlerini Hamdullah Efendi'nin mezarına batırarak yeteneğinin kendisine geçeceğine inanırlardı.
- 02:30Hattatların Kalemlerine Verdiği Önem
- Camileri aydınlatan kandillerin içinde biriken isler, hattatların çalışma masasına konulurdu ve hattatlar kalemlerini bu islere batırarak yazı yazarlardı.
- Hattatlar kalemlerine, kamış kalemlere çok önem verirlerdi.
- 1800'lü yılların sonuna doğru İstanbul'da sineklik ortaya çıkmış, hattatların kalemleri sineklik olarak kapılarda kullanılmıştır.
- 03:33Hattatların Kalemlerine Bağlılığı
- Hattatlar yazı yazdıkları kalemlerine büyük bir sevgiyle bağlıydılar ve onları devamlı yontarlardı.
- Hattatlar, kalemlerin yongalarını atmazlardı çünkü ölünce bedenini yıkaması için ısıtılan su o yongaların ateşiydi.
- Bir milletin zenginliği hisse senetleri değil, yazıya, kaleme değer veren bir toplum olmaktır.