Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, 83 yaşındaki İshak Alaton ile yapılan kapsamlı bir röportajdır. İshak Alaton, 1927 doğumlu, Ankara'dan İstanbul'a göç eden bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve iş hayatında başarılı bir adam olarak tanınmaktadır.
- Röportajda İshak Alaton'un çocukluğundan başlayarak yaşadığı zorluklar, İsveç'teki iş hayatı, Türkiye'ye dönüşü ve kendi şirketini kurması anlatılmaktadır. Ayrıca mutluluk, başarı ve saygınlık gibi kavramları kendi görüşleriyle açıklamakta ve 47 yıllık ortağı Üzeyir Garih ile olan ilişkisini paylaşmaktadır. Röportajın son bölümünde çocukları Vedat ve Leyla, babalarına mutluluk, başarı ve saygınlık gibi konularda sorular sormaktadır.
- Röportajda ayrıca İshak Alaton'un eşi Margarette vonroc ile evliliği, çocukları, dedeliği, TESEV ve Açık Toplum Vakfı gibi vakıfları kurma çalışmaları ve siyasi görüşleri de ele alınmaktadır. Kendisi "saygınlık" kelimesini hayat felsefesini özetleyen kelime olarak belirtirken, zenginliğin çok önemli olmadığını ve fakirliğin hırpalayıcı bir olay olduğunu ifade etmektedir.
- 00:24Ishak Alaton'un Hayatı ve Ailesi
- Ishak Alaton, 1927 yılında Ankara'da doğmuş, annesi ve babası Ankara'nın eskilerinden olup 1800'lü yılların başından beri Ankara'da yaşamaktalar.
- Babası 1923'te Cumhuriyet ilan edildiğinde 21 yaşında ve yeni evlenmişken İstanbul'a yerleşmeye karar vermiş.
- Babası 1932-1936 yılları arasında Şişli Halkevi'nde bedelsiz Fransızca öğretmenliği yapmış, Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olup siyasete kendini hazırlamış.
- 02:49Aile ve Eğitim
- Ishak Alaton'un dört kardeşi var: bir ablası, bir kız kardeşi ve bir erkek kardeşi; ablası İsrail'de, erkek kardeşi İsveç'te, kız kardeşi İstanbul'da yaşıyor.
- İlk önce Kişiler Terakki'de, sonra Semih Okulu'nda eğitim görmüş.
- 1942'de varlık vergisi gelince babası fakirleşmiş, mallarına el konulmuş ve evdeki eşyalar satılmış.
- 04:17Aşkale Sürgünü ve Aile Sorunları
- Babası Aşkale sürgününe gönderilince, 15 yaşındaki Ishak evin büyük erkeği olarak sorumluluk hissetmeye başlamış.
- Babası üç gün üç gece trenle Aşkale'ye götürülmüş ve bir yıl sürgünde kalmış.
- Babası sürgünden döndüğünde saçları bembeyaz olmuş, ihtiyarlamış ve 40 yaşında gittiği halde 41 yaşında dönmüş.
- 06:43Babasıyla İlişkisi ve Anlaşmazlıklar
- Ishak, babasını yanlış anlamış ve hırpalamış, bunun için kendisinde hala bir suç hissi var.
- Babası, ona "sen beni anlamaman beni çok üzdü" diyerek, devletin kendisine ihanet ettiğini anlatmış.
- Babası, "devlet bana ihanet edebilir" diyerek, kendisine karşı bir ihanet olduğunu ifade etmiş.
- 08:16Mutluluk ve Başarı Hakkında Düşünceleri
- Mutluluk devamlı değil, anlardır ve bu anları yakalayabilmek önemli.
- Başarı çok izafi ve sübjektif, kişiden kişiye değişir; onun için başarı etrafındaki insanların kendisiyle beraber mutlu olmalarıdır.
- Saygınlık, çok para kazanmaktan daha önemlidir; saygın bir insan, dürüst ve sözünü tutan bir insandır.
- 10:15Ortaklığı ve Hayatındaki En Büyük Şansı
- 47 senelik ortaklığındaki başarının gizemi, farklı karakterlerinin birbirini tamamlaması ve birbirlerine destek olmalarıdır.
- Hayattaki en büyük şansı, oğlu Vedat ve kızı Leyla'ya sahip olmaktır.
- Hayatta iyi insanlarla beraber olmanın da büyük bir şans olduğunu düşünmektedir.
- 11:59Erken Evlenme Anlaşması
- Baba, kızı 17 yaşındayken erken evlenmemesi karşılığında her evlenmediği yıl için iki misli artan bir miktar hediye para vereceğini teklif etmiştir.
- Baba, kızının 25 yaşına kadar evlenmemesini istemiş ve bu yaşa geldiğinde parayı kesip onu özgür bırakacağını belirtmiştir.
- Kız, babasının bu anlaşmasını kabul etmiş ve 37 yaşına kadar evlenmemiştir.
- 14:09Çocukluk Dönemi ve Eğitim
- Baba, çocuklarının eğitimine çok önem verdiğini ancak onlara yeterince zaman ayıramadığı için pişmanlık duyduğunu ifade etmiştir.
- Baba, çocukları ilkokula ve ortaokula giderken her sabah onları okullarına bırakmak için arabayı kullanmıştır.
- Baba, kızının kendisine çok benzeyen, karakterine sahip bir genç kadın olarak olduğunu ve bunun kendisine büyük mutluluk verdiğini belirtmiştir.
- 16:00Amerika'dan Dönüş
- Kız, Amerika'da master eğitimini tamamladıktan sonra kemer satışı yapmıştır.
- Baba, kızının Amerika'dan dönmesini istemediğini, onun kararını desteklediğini ve oradaki işini devam ettirmesini istediğini belirtmiştir.
- Baba, kızına genel olarak memnun olduğunu ancak daha iyileştirilecek noktalar olduğunu söylemiştir.
- 17:48Aile Fotoğrafları ve Anılar
- Aile fotoğraflarında babanın 24, annenin 23 yaşında olduğu ve kucaktaki bebekin abla olduğu belirtilmiştir.
- Baba, kızına karşı haksızlık ettiğini ve ruhuna konuşarak özür dilediğini ifade etmiştir.
- 1948'de yedek subay olma hakkı gayrimüslimlere tanınmış ve babanın yedek subay olarak Polatlı Topçu Okulu'nda görev yaptığı belirtilmiştir.
- 19:23İsveç'te İş Deneyimi
- Konuşmacı 21 yaşında terhis olduktan sonra İsveç kamyonlarını ithal eden bir şirkette daktilo olarak iş buldu.
- İsveç konsolosluğu ile tanışarak İsveç'te öğrenme fırsatı bulmak istedi ve 5 bin kişinin çalıştığı bir fabrikada kaynak işçisi olarak işe başladı.
- Fabrikada 8 ay kaynakçılık, 1 sene teknik ressam ve 1 sene satış departmanında görev yaptı.
- 21:03Türkiye'ye Dönüş ve İş Hayatı
- 26 yaşında babasının ısrarıyla ailesine destek olmak için İsveç'i terk edip Türkiye'ye döndü.
- İstanbul'da iş bulamadığı için kendisi için bir şirket kurma fikriyle, diplomalı bir ortak aradı ve Üzeyir Gari ile anlaşarak işe başladı.
- Karaköy'deki küçük bir ofiste başlayarak işini büyüttü.
- 22:23Aile Hayatı
- 1958'de İsveç'te İsvecli Margarette von Roc ile evlendi.
- Kızı Leyla'nın adını annesinden, oğlu Vedat'ın adını babasından aldı.
- Leyla'nın iki oğlu Eros ve Atlas'tır ve konuşmacı standart bir dede olmadığını belirtiyor.
- 24:02Politik Deneyimler
- Zonguldak'taki madene 520 metreye indi ve Moskova'da komünizm çöktükten sonra bir albay komünist albayın şapkasıyla fotoğraf çektirdi.
- Turgut Özal ile yakın bir dostluk yaşadı ve ondan çok bilgi ve destek aldı.
- Haydar Kutlu (asıl adı Nabi Yağcı) adlı birinin Türkiye'ye dönmesi ve hapse atılması olayında Özal'a haber verdi.
- 25:36Aile Şirketi Yönetimi
- Hayat boyu Turgut Özal ile tartıştılar ve bir prensip belirlediler: birisi karar alırsa diğeri muhakkak tersini savunacaktı.
- Aile şirketinin dağılmaması için önemli bir karar aldılar: ikinci kuşak çocuklarını profesyonellerle rekabet ettirmeyeceklerdi.
- Şirketin devamlılığını istiyorsanız çocuklarınızı profesyonellerle yarıştırmayacaksınız.
- 27:04Aile ve Kişisel Deneyimler
- Annesi evin direği ve çok sanatsever bir insandı, babası ise erken yaşta vefat etti.
- Erkek kardeşi 6-7 Eylül olaylarında etkilendi ve Türkiye'de kendine yer bulamayarak İsveç'e gitti ve bir daha dönmek istemedi.
- Kendisini iyi insan olarak tanımladı ve kendini ispat etme çabasında olduğunu belirtti.
- 29:44Vakıflar ve Siyaset
- Rahmetli Nejat Eczacıbaşı ile birlikte TESV (Türkiye Ekonomik Sosyal Etütler Vakfı) kurdu ve 40 senedir önemli işler yapıyor.
- 4 sene önce George Soros'un da desteğiyle Açık Toplum Vakfı'nu kurdu ve Türkiye'nin sisteminin şeffaf, açık ve saygın olması hedeflerinin içinde.
- Siyasetten çok defa teklif aldı ancak hiç düşünmedi ve Türkiye'de Musevi olmanın bugün zorluğu olmadığını, bazı durumlarda avantajları olduğunu düşündü.
- 31:55Dini Görüşleri
- Dindar olmadığını ancak bir yaratan kuvvetin mevcut olduğunu hissettiğini belirtti.
- İbadet yerine sadece düğünlerde ve cenazelerde gittiğini söyledi.
- Muntazam aralıklarla ibadet yerine gitmek ve ibadet yerinde Tanrı'yı aramak anlamında dindar olmadığını vurguladı.
- 33:23Çalışma ve Hayat Deneyimleri
- Konuşmacı gençliğinde aşırı çalıştığını ve bazen akşamları şakaklarının zonkladığını hissettiğini belirtiyor.
- Çocukluk döneminde cumartesileri de çalışma günü olduğunu, kırk yaşını geçtikten sonra çocuklar gittikçe özgür olduğunu ve etraf arkadaşların daha önemli olmaya başladığını söylüyor.
- İşkolikliği konusunda, yanındaki çalışanların "niçin bu kadar enerji veriyoruz?" diye sorduğunu ve karşılığında alacakları para çok az olduğunu belirtiyor.
- 34:27Zenginlik ve Fakirlik Hakkında Görüşleri
- Konuşmacı, zenginliğin izafi olduğunu ve çok zengin olmakla az zengin olmak arasında fark olmadığını düşünüyor.
- Bazı şirketlerde çok para olmanın çok fazla bir rolü olduğuna inanmadığını belirtiyor.
- Fakirliğin çok hırpalayıcı bir olay olduğunu idrakinde olduğunu söylüyor.
- 35:06Hayat Felsefesi ve Cesaret
- Hayat felsefesini "saygınlık" kelimesiyle özetliyor.
- İsveç'te bir doktorun kendisine söylediği "eğer para seni sessizliğe mahkum edecekse, o bravo; seni esir alacak ise, o para haram paradır" sözünü hatırlıyor.
- Konuşmacı, içinde bulunduğu toplumun çıkarı doğrultusunda fikir geliştirdiğinde bunu açıkça söyleyen cesur bir insan olduğunu belirtiyor.
- 36:29İş Hayatı ve Sorumluluk
- İş hayatında kendisine yeni bir yol bulmak için, sorumluluklarını senden sonra gelen gençlere devredebileceğinde bir slogan geliştirdiğini söylüyor.
- Çalıştığı gençlere "siz benden daha iyisiniz, siz yapın" diyerek sorumluluğu onlara yüklüyor.
- Dünya macerasını çok heyecan verici bulduğunu ve bir ömür daha olsa onu dolduracak şeylerin olduğunu belirtiyor.
- 37:43Yaşam Tarzı ve Evrensel Sorular
- Kendisini kral gibi değil, insan gibi yaşadığını söylüyor.
- Konuşmacının yaşadığı odada daha önce Ürdün Kralı Hüseyin'in babası Talal (şizofreni hastalığından muzdarip) yirmi sene yaşadığını belirtiyor.
- 1992 yılında kiracı olarak bu evi aldıklarını ve hala kiracı olduklarını söylüyor.
- 38:43Kişisel Tercihler ve Bağımlılıklar
- Arabalara çok meraklı olmadığını ancak en eskisinden 42 yıldır kullandığı arabayı sevdiğini belirtiyor.
- İlk maaşının 18 yaşında, liseyi yeni bitirdikten sonra 80 lira olduğunu hatırlıyor.
- Kitaplar ve klasik müzikten oluşan birleşimin kendisinde yarattığı keyfi bağımlılık hissettiği bir şey olarak belirtiyor.
- 39:42Teknoloji ve Lüks Hakkında Görüşleri
- Bilgisayarı faydalı bir alet olarak öğreniyor ancak daha çok öğreneyim diye bir merakı olmadığını söylüyor.
- 10 senelik cep telefonunu çantada her zaman kapalı tuttuğunu ve acil durumlarda kullanmak için taşıdığını belirtiyor.
- Lüksü aramadığını, lüks arabanın çok sağlam olursa yeterli olduğunu ve lüks arabanın da kendisinin kullandığı arabanın da dört tekerlekten oluştuğunu vurguluyor.
- 40:57Yaşam Felsefesi ve Mezarlık
- Yahya Efendi Dergahının hemen üstünde, mezarlığa yakın bir yerde oturduğunu belirtiyor.
- Mezarlıkları sık sık ziyaret etmenin tavsiye edilebileceğini, bu sayede kişinin kendinde "bir gün öleceğine" dair olayın pekiştiğini söylüyor.
- Mezarlık komşularının sessiz olduğunu ve bu durumun ona gürültü getirmeyeceğini belirtiyor.
- 42:08Yaşamın Sonu ve Anlamı
- 83 yıldan geriye bakarak hayatla yüz yüze kaldığında "bitirmek istemediğim bir macera" olduğunu söylüyor.
- Hayatın bitmesi gerektiğinin idrakinde olduğunu ancak bunun kendisini huzurlandırdığını belirtiyor.
- Ne zaman biteceğinin bilinmeyişi ona huzur verdiğini ve her anı bir zenginlik kaynağı olarak gördüğünü ifade ediyor.