Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Antalya Radyosu'nda yayınlanan "Güldürenler Düşündürenler" adlı dizinin 33. bölümüdür. Programda sunucu, konuk Altan Erbulak (1929 doğumlu, karikatürcü, tiyatrocu, oyuncu, yönetmen ve radyocu) ve program yapımcısı Metin Öztekin yer almaktadır.
- Röportajda Altan Erbulak'ın sanat hayatı, güldürme sanatı hakkındaki görüşleri ve deneyimleri ele alınıyor. Erbulak, 16-17 yaşlarında karikatürcü olarak sanat hayatına başladığını, tiyatroya Hal Dormen'in ısrarıyla başladığını ve İstanbul Radyosu'nda 1950'den beri görev aldığını anlatıyor. Ayrıca güldürmenin ciddi bir iş olduğunu, yeteneğin yanı sıra çalışmanın da önemini vurguluyor.
- Röportajda Erbulak'ın radyo, tiyatro ve yazılı basın alanlarındaki deneyimleri, karikatür mesleğindeki düşünceleri ve tiyatroda gülmeyen bir seyirciyle yaşadığı deneyimi de paylaşılıyor. Program, Türk kültürüne özgü bir anlatım tarzı sunarak, gülmek ve düşünmenin bir arada olduğu, ince ve kıvrak Türkçeyle düşünceyi yoğuran sanat eserlerine değiniyor.
- 00:16Programın Tanıtımı
- Her hafta aynı saatte "Güldürenler Düşündürenler" adlı programda söz söylenir.
- Gülmek sadece kahkaha atmak değil, düşünmek ve yan yana düşünmekle gülmek bir arada olabilir.
- Program, insanlığı güldürürken düşündüren, ince ve kıvrak su gibi akan Türkçeyle düşünceyi yoğuran sanat eserlerine hitap ediyor.
- 01:37Programın İçeriği
- Antalya Radyosu'nda hazırlanan "Güldürenler Düşündürenler" dizisinin otuz üçüncü bölümü sunuluyor.
- Bu bölümün konuğu Altan Erbulak ile program yapımcısı Metin Öztekin'in gülme konusunda karşılıklı konuşmaları sunuluyor.
- 02:19Altan Erbulak'ın Sanat Hayatı
- Altan Erbulak 1929 doğumlu olup, sanat yaşantısına 16-17 yaşlarında Bakırköy Ortaokulu'nda çıkardığı duvar gazetesi ile karikatürcü olarak başlamıştır.
- Aile içinde komiklikler yapmakla meşgul olan Erbulak, babasının da desteklediği bu işi yaparak insanları güldürmeyi sevmiştir.
- Güzel Sanatlar Akademisi'ne geldiğinde tiyatro işini bırakıp tamamen karikatüre adadı, ancak tiyatro sevdası hala içindeydi.
- 03:44Tiyatro ve Radyo Kariyeri
- Haldun Dormen'in ısrarıyla bir yıl için tiyatro oynamaya başladı ve bu deneyim 27 yıl sürdü.
- İstanbul Radyosu için skeçler yazıp yönetmenlik ve oyunculuk yapmıştır.
- Radyoculuk içine işlemiş bir şey olup, en çok sevdiği tarafı radyoculuğun teknisyenliği olarak belirtmiştir.
- 05:06Güldürme Yeteneği ve Çalışma
- Güldürme yeteneğinin olmazsa olmaz olduğunu, ancak sadece yeteneğe dayanarak çalışmanın köreleceğini veya kendini tekrar etmeye başlayacağını belirtmiştir.
- Güldürmek ve gülmek arasında bir ilişki olduğunu, güldürmek için karşıdaki kişinin gülebileceği biçimde bir çekim şekli anlatmanın gerekli olduğunu vurgulamıştır.
- Güldürmenin kolay ve zor yanları olduğunu, güldürmek için karşıdaki kişinin havasıyla hareket etmenin önemli olduğunu ifade etmiştir.
- 07:13Güldürme Mesleğinin Öğretimi
- Güldürme mesleğinde gizli ve açık hocaları olduğunu, açık hocalarından mesleği öğrendiğini belirtmiştir.
- Rahmetli İsmail Dümbüllü'nün gizli hocası olduğunu, onu seyrederek güldürmenin nasıl yapılacağını öğrendiğini anlatmıştır.
- Güldürmenin toplumun kendi hareketlerini tekrar topluma sunmakla olduğunu, oturup güldürme icat edilemeyeceğini vurgulamıştır.
- 08:25Güldürme Mesleğinin Seçimi
- Güldürmenin ciddi bir iş olduğunu, gazetede görev aldığı dönemde bir sirkte röportaj yaparken Madam Ella'nın söylediği sözden etkilenerek bu mesleği seçtiğini anlatmıştır.
- Güldürme mesleğini para kazanmak için seçtiğini, bedava komiklikler yapmaktan bıktığını ve bu işi parayla yapmayı daha iyi bulduğunu belirtmiştir.
- İnsanları güldürerek yüreklerinde sıcaklık ve kafalarında kıvılcımlar yaratarak olumlu düşünceye doğru götürdüğünü ifade etmiştir.
- 10:40Kişisel Görüşler ve Seyirci İlişkisi
- Özel yaşantısında da her şeye gülüyormuş, işin gülünecek yanı daha çabuk bulduğunu belirtmiştir.
- En çok ciddiyete gülüyormuş, asık yüzle ciddiliği birbirine karıştıranlara ve böbürlenenlere gülüyormuş.
- Seyirciyle ilişkisini canlı bulduğunu, okuyucudan daha yakın olduğunu ve tiyatro yaparken anında reaksiyon alabildiğini ifade etmiştir.
- 12:35Altan Erbulak'ın Radyo Deneyimi
- Altan Erbulak hem radyo dinleyicisi hem de radyocudur, 1948 yılında İstanbul Radyosu'na spiker olmak için başvurmuş ancak 18 yaşında henüz genç olduğu için kazanamamıştır.
- Radyoya kıyısından köşesinden girmiş, skeçler yazmış, yönetmenlik yapmış ve oyuncu olarak görev almıştır.
- Radyoculuğu canlı yayın olarak görür ve televizyona ve tiyatroya göre daha zor bir sanat olarak tanımlar çünkü görselliği olmayan, sadece kulağa seslenen bir ortamdır.
- 13:52Yazılı Basından Beklentiler
- Altan Erbulak klişeci olarak başlamış, sonra karikatürcü ve spor yazarı olmuş, ayrıca dergilerde çalışmış ve kapaklar çizmiştir.
- Yazılı basının bugünkü gazetecilikten haberi dünyanın ve Türkiye'nin durumu içerisinde daha anlamlı biçimde vermesini bekler.
- Karikatür mesleğinde meslek gruplarını rencide edecek biçimde karikatür çizmeyi onaylamaz ve sada karikatür yapmayı kolay bir karikatür cinsi olarak görür.
- 16:15Tiyatroda Gülmeyen Seyirci
- Tiyatroda gülmeyen bir seyirciye rastlamak önemli bir olaydır, çünkü tiyatroda gülmeyen bir seyirci genellikle sağır veya yabancı olabilir.
- Eğer seyirci yurttaş ise, bu durum kabahatin sanatçıda olduğunu gösterir.
- Altan Erbulak'ın kendi tiyatrosunda bir seyircinin komik sahnelere gülmeyip sadece oyunun sonunda alkışladığını ve bunun nedenini sorduğunda "içimden gülerim" cevabını aldığını anlatır.