• Buradasın

    Gözlerimi İstiyorum: Bir Gazi'nin Hayat Hikayesi

    youtube.com/watch?v=cttX6mMd7Kc

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Hüseyin Özlük'ün "Gözlerimi İstiyorum: Çarpıcı Bir Hayata Tutunma Mücadelesi" adlı kitabının seslendirilmiş okumasıdır. Kitabı Ömer Yılmaz seslendirmektedir.
    • Video, Hüseyin Özlük'ün 29 Temmuz 1993'te mayın patlaması sonucu gözlerini kaybetmesi ve sonrasında yaşadığı mücadeleyi anlatmaktadır. İlk bölümde Özlük, askerlik hayatını ve gözlerini kaybetmesinin ardından yaşadığı değişimleri anlatırken, ikinci bölümde Güneydoğu'daki Beytüşşebap ilçesindeki askerlik deneyimlerini, bölgenin doğal koşullarını ve askerlerin yaşadığı zorlukları detaylı şekilde aktarmaktadır. Kitap, gözlerini kaybeden diğer gazi arkadaşlarının da benzer isteklerini dile getirmesiyle "Gözlerimi İstiyorum Komutanım" olarak adlandırılmıştır.
    00:09Kitabın Tanıtımı
    • Kitabın adı "Gözlerimi İstiyorum" ve çarpıcı bir hayata tutunma mücadelesini anlatıyor.
    • Yazar Hüseyin Özlük, seslendiren Ömer Yılmaz ve önsöz Aşık Veysel'in insan hayatını iki kapılı bir hanın arasındaki ince bir yola benzetmesiyle başlıyor.
    • 29 Temmuz 1993 sabahı, mayının gözlerini aldığı gün, hayatının bir bölümünün son kapısını kapatıyor ve ikinci hayatının ilk kapısını açıyor.
    01:05Askerlik Deneyimleri
    • Yazar, silahını, beremi ve parka mı bir daha bulamayacak olmasının ezikliğini yaşayacak ve askerlik mesleğini seçip güneydoğu'ya gelen asker arkadaşlarını özleyecek.
    • Dağda arkadaşının bölerek yarısını paylaştığı kurumuş ekmeğin, koruyucu Ömer'in uzattığı soğumuş çayın lezzetini arayacak fakat bir daha aynı tadını güzelliğine varamayacak.
    • Operasyonlara giderken helalleşmeyi, o andaki duygu yoğunluğunu hep içimde hissedecek ve sivil hayata ilk başladığım günlerden itibaren bu günleri özleyecek.
    02:17Kitabın Yazılması
    • Kitap, ikinci hayatımdaki yaşam mücadelesini anlatıyor ve insanın kendi yaşam hikayesini kaleme almasının ne kadar zor olduğunu ilk satırlarda anlıyor.
    • Her anımı eğrisiyle, doğrusuyla, açık yüreklilikle yazması gerekiyordu ve kırk bölümden oluşan kalbinin kırk gözle kimselerle paylaşmadığınız anılar saklı olduğunu hatırlıyor.
    • İnsanların paylaştıkça var olduklarını düşünerek anılarını paylaşmalı ve var olduğunu anlayacağını belirtiyor.
    02:55Gözlerini İsteyen Gaziler
    • Kitabının son noktasını koyduğunda, gözlerini kaybeden birçok gazi arkadaşının aklına geldiğini ve bu arkadaşlarının pek çoğunun hastanede kendilerine geldiklerinde karanlık bir dünyaya uyanmanın dehşetiyle ilk isteklerinin hep aynı olduğunu anlatıyor.
    • Levent Astsubay'ın 1995 yılında ziyaretine gelen Genelkurmay Başkanı'na "İstiyorum komutanım" dediği gibi, hepimiz gözlerimizi istiyorduk.
    • Kitabının ismi "Gözlerimi İstiyorum Komutanım" olacaktı, ancak yanlış anlaşılmaktan korktuğu için bu ismi koyarken çok düşündüğünü belirtiyor.
    03:58Askerlik Tutkusu
    • Yazar mesleğini çok seviyor ve bir an önce tedavilerin yapılmasını ve tekrar görevine gönderilmeyi istiyor.
    • Yaralı yatarken ağrılarının dinmesi, sağlığına, silahına ve üniformasına kavuşmak için dualar ediyor.
    • Ne kadar zor şartlarda olursa olsun arkadaşlarıyla aynı ortamı paylaşmak, aynı havayı teneffüs etmek onun için önüne geçilmez bir arzuydu.
    05:01Güneydoğu'daki Dostluk
    • Güneydoğu'daki dostluk ve arkadaşlığın dünyanın hiçbir yerinde bulunamayacağı daha ilk günden belli olmuştu.
    • Bu bölgede askerlik yapan insanlar birbirlerine sıkı sıkıya bağlanıyorlardı çünkü bir gün önce gördüğünüz insanı ertesi gün göremeyebilirsiniz.
    • Hemen hemen her gün insanlar birbirleriyle helalleşip pusuya ya da operasyona çıkıyorlardı.
    05:23Beytüşşebap İlçesi
    • Yüz'den fazla aynı devreye yeni bir kura çekmişler ve yazar onbeş arkadaşıyla birlikte Beytüşşebap ilçesine gidecekti.
    • Beytüşşebap, Şırnak'ın en ücra yerleşim yeriydi, Farsça bir kelime olup "gençlerin evi" anlamına gelir ve burada senenin sekiz ayı kıştı.
    • Beytüşşebap'ta kesintisiz üç-dört ay kar yağardı, yollar kapanır, evler ve telefon direkleri karla örtülürdü, telefon görüşmesi yapmak neredeyse imkansız olurdu.
    06:36Kış Mevsimi
    • Elektrik kış boyunca kesikti, ilçenin üst bölümünde Kato Dağı'nın eteğine büyük bir havuz yapılmıştı ve akşam vakti havuz boşaltılarak bir iki saatte olsa ilçeye elektrik verilirdi.
    • Güneşin batmasıyla ortalıkta kimseler kalmazdı, terör olaylarından dolayı bütün insanlar evlerine çekilirler, yarı uyur, yarı uyanık, kuşkulu bir bekleyiş sabaha kadar sürerdi.
    • Kışın gelmesi demek dozer ve kar küreme araçlarının işbaşı yapması demekti, bu araçlar yol kenarlarında kar altında kalmış arabaları fark edemedikleri için arabalara zarar verirlerdi.
    08:07Bahar ve Yaz Mevsimi
    • Baharın gelmesiyle karlar erir, kar sularıyla beslenen dereler, çaylar azgın akan birer nehre dönüşürler, üzerlerine kurulmuş köprüleri yıkar, kenarlarındaki ağaçları, taş parçalarını söküp sularına katarlardı.
    • Yaz ayları kurak olmasına rağmen senin geçerdi, fakat operasyonlara çıkan askerler ağaçsız ve gölgesiz dağ başlarında sıcaktan kavrulurlardı.
    • Kel Mehmet Dağları'nın bittiği yerde başlayan Beytüşşebap, Kato Dağı'nın başladığı yerde biterdi, ilçe merkezine ulaşabilmek için sürekli s çizen yollardan tırmanmanız gerekirdi.
    09:01Bölgenin Fiziksel Özellikleri
    • İlçe tek bir caddesi olan dört bir tarafı dağlarla çevrilmiş olduğundan kuzeyi, doğu ve batı yönlerinde gökyüzünü görmek için kafanızı yukarı kaldırmanız gerekirdi.
    • Ekili arazi yoktu, arazinin büyük bölümü yanardağ taşlarından oluşmaktaydı ve taşları keskin birer ustura ağzına benzerdi.
    • On günlük operasyonlarda bile askerler birliklerine üstleri yırtılmış, botları parçalanmış bir şekilde dönerlerdi ve günlerce ayakları bottan hiç çıkmayan askerlerin birliklerine döndüklerinde ilk işleri şişen ve yaralanan ayakları ile ilgilenmek olurdu.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor