Buradasın

Ercan Han Üşümez ile Cifir İlmi ve Ruhsal Gelişim Üzerine Röportaj

youtube.com/watch?v=fRVsNYytp6w

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Türker Akıncı'nın sunuculuğunu yaptığı bir televizyon programında Ercan Han Üşümez ile yapılan kapsamlı bir röportajdır. Ercan Han Üşümez, Almanya'da doğup büyüyen, Tebrizli kökenli, 52 yaşında ve kendisini "davulcu" olarak tanımlayan bir kişidir.
Röportajda Ercan Han Üşümez'in cifir ilmi, ruh ve nefis kavramları, dünya döngüleri ve kendi metafizik deneyimleri ele alınmaktadır. Konuşmacı, yedi yaşında yaşadığı metafizik deneyimden, hastanede geçirdiği yedi yıllık dönemden ve ruhsal gelişim sürecinden bahsetmektedir. Ayrıca 2025 yılına yönelik tahminleri, rüyalarla ilgili özel yetenekleri ve insanın ruhunun tekamülü hakkında görüşlerini paylaşmaktadır.
Programda ayrıca Muhyiddin İbnu'l-Arabi'nin 2025 yılında Florida'da büyük bir felaket ve nükleer savaş olacağı, İstanbul ve Anadolu'da büyük bir yıkım ve işgal olacağı gibi tahminleri de yer almaktadır. Ercan Han Üşümez, insanın ruh sahibi olmadığını, nefsten yaratıldığını ve Kur'an-ı Kerim'deki "nefsten yarattım" ifadesini vurgulamaktadır. Programın sonunda yeni sezonun 3 Eylül'de Beyaz TV'de başlayacağı duyurulmaktadır.

00:33Ercan Han Üşümez'in Kehanetleri: Ercan Han Üşümez, programda konuk olarak yer alıyor ve cifir ilmindeki hesaplamalarının Temmuz 2024'ten sonra bazı hastalıkların baş göstereceğini öngördüğünü belirtiyor.
Maymun çiçeği hastalığının başlaması ve nükleer kullanım konusundaki endişelerin artması, Ercan Han Üşümez'in öngörülerinin gerçekleştiğini gösteriyor.
Ercan Han Üşümez, cifir ilminin getirdiği öngörülerin gerçekleştiğini vurguluyor.
01:35Kaotik Dönem ve Erdemli Olma: Ercan Han Üşümez, izleyicilere erdemli olmalarını davet ediyor çünkü insanlık kaotik bir dönemden geçiyor.
Kehanet veya keramet anlamından ziyade ileri görebilme ve gönül gözüyle bakabilme yetisi olduğunu belirtiyor.
İnsanın gayreti ahiretidir ve nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, neyle ölürseniz o hal üzerinde ahiretinizi oluşturursunuz.
03:22Programın Amacı: Ercan Han Üşümez, programda hem öngörülerini anlatırken hem de değinmediği bazı noktalara da değinmek istediğini belirtiyor.
Bugüne kadar edep yahut ciskisinde kalıp hayırlı ve güzel konuları aktarmayı tercih ettiğini söylüyor.
Zamanın tekamülünün hızlandırılması ve eksenlerin hızlı kayması nedeniyle, yapay güneşlerin ve güneşin önüne perdelendiğimiz bu sıralarda gelecek kaygısı ve geçmişteki ekilen tohumların geleceği merak etme konusunda kahinliğinin ne olduğunu keramet göstereceklerini belirtiyor.
04:21Tanımsız Han ve Ruh Kavramı: Konuşmacı, tanımsız han kavramını kullanarak insanın doğduğunda kendi ismini kendi karar vermediğini, anne babası veya büyüklerinin karar verdiğini belirtiyor.
İsim insan hayatında çok önemlidir ve her birinin hesaplama şekli yaşamdaki etki aldığınız olayların zincirlemesini oluşturur.
Konuşmacı, ruhun insanda olmadığını, insanın nefsten yaratıldığını ve Kur'an-ı Kerim'de "ben ruhtan yarattım" değil "nefsten yarattım" denildiğini vurguluyor.
06:13Nefs ve Ruh Arasındaki İlişki: İnsanlar şu anda nefsinden birbirini öldürüyor, karı koca birbirine nefsten yanaşıyor ve anne çocuğuna bile nefsi doğrultusundaki kuralları içerisinde bağırıyor.
Ruh sahibi olmak nefsi aşmak demektir ve aşka ulaşmak için nefsi aşmak gerekir.
Sadır noktası kelime itibariyle başköşe misafir edilen yer anlamına gelir ve kalbe gelir, gönle değil.
07:02Kalp ve Titreşim: Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in kalbi işaret ettiği yerde kalp insana aittir ve bilimsel olarak yedi metre kırk santimlik bir titreşim vardır.
Titreşimden madde boyutu ve madde boyutunun içerisindeki bütün versiyonları yaratım dediğimiz bugünkü bilimsel makalelerde ilim olarak ortaya çıkarılmıştır.
Kalbe gelen ilham sayesinde insan var olan şeyi hayal kurabilir, gerçekte olmayan şey hayal kuramaz.
08:31Gönül ve Bağımlılık: Gönle geldiği zaman hakikatte yalnızlaşır insan çünkü ruhuyla özgün ve özgürlüğüne ulaşır.
Özgün ve özgür insanın hiçbir şeye ihtiyacı kalmaz çünkü telepatik yeteneği gelişmiştir ve maddenin içerisinden geçebilecek kadar kuvvesi genişlemiştir.
Maddenin genişlediği yerde insan küçülmüştür ve şu anda teknolojiye, arabaya, uçağa muhtaçtır.
10:02Bilimsel Döngüler ve Tebriz: Kehf suresi'ndeki üçyüz yıl aşımının, 1960'dan sonraki 2024'e kadar olan süreç içerisinde neden olduğu ve cifir ilminin gerçeklik içerisinde kaynaklandığı her otuzaltı yılda bir dikkat edilmelidir.
Her otuzaltı yılda bir dünyada büyük değişimler yaşanmış, yüzsekiz yılda ise bu otuzaltı yılda bir değişen döngülerin toplamı değişmiştir.
Tebriz, kabala dahil olmak üzere dünyayı bugün bütün o sistemin tılsımdan tut da büyüden tü, Hasan Sabbah adamlarının ellerinden ateşler çıkarabildiği ve yılanları yönetebildiği bir yerdir.
13:09Tebrizli Bağlantı ve İlk Deneyim: Konuşmacı, Tebrizli olduğunu ve Almanya'da doğduğu Rose şehrinin (Güller Şehri) Tebrizli ile koordinatlarının birbirine çok yakın olduğunu belirtiyor.
Yedi yaşındayken, pencereden içeri giren kocaman bir jöle kıvamındaki maddenin kendisini alıp götürdüğünü anlatıyor.
Bu deneyimi yaklaşık yirmi bir yıl sonra rüya aleminde tekrar yaşadığını ve orada Muhyiddin İbnu'l-Arabi'nin bahsettiği saydam gümüş yapıdaki insanlardan ve farklı varlıklardan bahsettiğini söylüyor.
15:49Farklı Bir Alem ve Zaman Algısı: Gittiği yerde sureti, burnu ve kulağı olmasına rağmen, kulağı yok olmasına rağmen duyabiliyor, burnu yok olmasına rağmen koklayabiliyor, gözü yok olmasına rağmen görebiliyor.
Orada en az iki-üç yıl geçirdiğini, ancak geri gelmesiyle doğumuyla arasındaki süreyi iki-üç yıl gibi hissettiğini belirtiyor.
Muhyiddin İbnu'l-Arabi'nin söylediği gibi, oradaki birkaç günün bizim yıllarımızla eşdeğer olduğunu vurguluyor.
16:43Aile ve Hastanede Yaşananlar: Ailesinden kimse inanmadığını, her gece yattığında ve o pencere ve ışığı hep gördüğünü ancak kimseye söylemediğini anlatıyor.
Sekiz yaşından itibaren evdeki lakabının "hoca" olduğunu ve yetişkinlerin gözüne baktığında annesinin ve babasının korktuğunu belirtiyor.
Bu olayı yaşadıktan sonra sekiz sene boyunca hastanede kaldığını, doktorların beyninde havai fişeklerin patladığını ancak vücutsal herhangi bir sorun olmadığını tespit ettiğini söylüyor.
18:46Duraklama Dönemi ve Anlatma Nedeni: Yedi yaşından sekiz yaşına kadar bir duraklama dönemi yaşadığını, on yedi yaşına kadar bu durumun devam ettiğini anlatıyor.
İnsanların bazılarını hayvan gibi görmek zorunda kaldığını ve bu nedenle kendini yalnızlaştırdığını belirtiyor.
On yedi yaşından yirmi dört yaşına kadar her gün hastanede kaldığını ve doktorların ona turuncu dil altı hapları vermeye çalıştığını söylüyor.
20:31Metafizik Saldırılar ve Gelecek: Bu deneyimleri anlattığını çünkü "uyanma vakti" geldiğini ve metafizik saldırıların artacağını belirtiyor.
Metafizik saldırıların artma nedeninin insanları gerçekmiş gibi algılatıp hologramik bir evreni varmışçasına inandırmakla geçirecekleri bir süreç olduğunu söylüyor.
2025'in numerolojide son demek olduğunu ve bu dönemde üçüncü göz açmak değil aşmak, kalpten değil gönülden görmek gerektiğini vurguluyor.
22:22Gönül Rahminden Doğma: İnsanlar ana rahminden dünyaya gelir ve nefsin içerisinde hareket ederler, ancak ruhun genomu değiştiğinde gönül rahminden tekrar doğmak gerekir.
Gönül rahminden doğmak, kendi hakikatine tanımsız olaraktan şahitlik yapıp, bu şahitlik içerisinde bir üst mertebeye geçebilecek kadar bilinçlerin devrim yapmasıdır.
Kendinden doğan insanın bilinci bu dönemde devrim yapacaktır.
23:46Rüyalar ve Ercan Üşümesi: Konuşmacı, rüyada uyanmak ve rüyalara müdahale etmeye başladığını, ancak bunları kimseye anlatmadığını belirtiyor.
Rüyaların içerisine girebiliyor, rüyanın içinde uyanıp geri döndüğünde rüyadaki ortamın kokusunu veya detaylarını hissedebiliyordu.
Yedi yaşında yaşadığı bir olayı yirmisekiz yaşında hatırladığını ve rüyalarının yirmiüç'ten sonra çoğalmaya başladığını söylüyor.
25:32Rüyaların Anlamı: İnsan melekle hayvan arasında yaratıldığı için, kendi frekansını yükselttiğinde o makamda sana gelen varlıklar sana bunu anlatır.
Kalbin mutmain olan melakut aleminin melekleriyle haşrolmuşsa melekler gelip anlatır, farklı varlıklarla haşr olduysa o varlıklar gelir anlatır.
Konuşmacı sekiz yaşından beri yetişkinlerin kendisine falcı gibi baktığını ve kendi hakikatini ve geçmişini gösterdikçe insanlar ona bakıp ilgili şeyler söylemeye başladığını anlatıyor.
28:04Rüyalarla İletişim: Konuşmacı, rüyaları söylemeyi bırakınca rüyalarının çoğaldığını ve rüyayla sohbet içerisine girdiğini belirtiyor.
Rüyalar, insanlara "bu kadarını insanlarla paylaş" diyerek sınır belirliyor ve bu bilgiler kağıt kalem olmadan kalbine titreşimle yazılıyor.
Konuşmacı, anlattıklarının kendisine ait olmadığını, ilham olduğunu ve tarot bakmamak, falcılık yapmamak gerektiğini vurguluyor.
29:44Sekine ve Dürüstlük: Konuşmacı, sekine kalmayı başarabildiğini ve özel hayatında da böyle olduğunu belirtiyor.
İnsanın kendine samimi ve dürüst olunca her şeyin daha kolaylaştığını söylüyor.
Konuşmacı çoklu versiyonları olduğunu ve bir anda davulcu olabildiğini, Fatih Belediyesi'ne bağlı davulcu olduğunu belirtiyor.
30:20Suriyeli Aile Hikayesi: Konuşmacı, Fatih Belediyesi'ne bağlı zabıtaların kontrolü altındaki Balat'ta koruyucu aile olarak üstlendiği yedi çocuklu bir Suriyeli aileyi anlatıyor.
Bu ailenin babası badana yapıp, annesi kekler yapıp arabaların arasında bebeğiyle satan çalışkan bir aile olduğu belirtiliyor.
Bir gün, ailenin küçük kızı Sevcan Hanım'ın annesinin zabıtalar tarafından alınıp götürüldüğü haberi geliyor.
31:01Toplama Kampı Ziyareti: Zabıtalar, Pendik ve Kartal taraflarındaki toplama kampında Suriyelileri toplayıp sınır dışı ediyor.
Konuşmacı, koruyucu aile olduğunu söyleyerek kampın içine giriyor ve psikologla konuşuyor.
Polisler, konuşmacının Fatih'te zabıtaların olduğu yerde ortalığı karıştırdığını ve davulcu olduğunu iddia ediyor.
33:13Farklı Versiyonlar ve İlmin Gücü: İnsanın farklı versiyonları ve katmanları olduğu, Allah'ın gönle ilmen inmiş ve ashab-ı sufa'nın kapısı dediğimiz sadır noktasındaki ruhun temasını bulmuş olan kişiye ilme nasip ettiği belirtiliyor.
Konuşmacı, farklı versiyonlarının olduğunu ve önemli olan onların kim olduğunu bulmak olduğunu söylüyor.
Sinirlenme, öfke ve celal gibi farklı hallerin farklı versiyonlar olduğunu, o gün celallenmediğini ama öfkelendiğini ifade ediyor.
34:35Programın Önemi ve Rüyalar: Konuşmacı, bu yayının izleyicilere samimi olarak en farklı yayını olduğunu ve beyinlerin yakıldığı bir atmosferde olduğunu belirtiyor.
İnsanların bazı çukurlara düşmesini engellemek için bu yayının yapılması gerektiğini vurguluyor.
Rüyada barut kokusunu almak, ateşi hissetmek ve sıçrayarak uyanmak gerçek olduğunu, görmek, bakmak, hatırlamak ve hatırlamakla eklemeler yapmak arasında fark olduğunu anlatıyor.
36:43Kişisel Gelişim ve Dürüstlük: İnsanın kendine karşı samimi ve dürüst olması gerektiğini, karanlık taraflarını fark etmesi gerektiğini vurguluyor.
İnsanın en güçlü taraflarının zaafiyetleri olduğunu, sevme gücü çok yüksek olan kişinin sevgisiz büyüdüğü için en zaaflı tarafını en güçlü hale getirdiğini söylüyor.
Dürüstlüğün önemini vurgulayarak, 21 yıl sonra rüyayı nasıl hatırladığını sorguluyor.
38:14Doğmadan Önceki Hal ve Rüya Deneyimi: Konuşmacı, 21 yıl sonrasına geçerek doğmadan önceki halini şahitlik ettiğini anlatıyor.
Bu deneyimde, maddesel boyutta var olmadığı, göz, kulak ve burnunun olmayıp görüp duyabildiği bir alanda saydam ama maddeye benzeyen gümüş renkli varlıklar gördüğünü belirtiyor.
Bu deneyim, "özgün ve özgürlük" olarak tanımlanan, "aşağıların en aşağısı" denilen madde boyutundan önceki halinin olduğu ve hep var olacağı söylendi.
39:47Katipler ve Konuşmacının Yolculuğu: Konuşmacı, bu deneyimden sonra öğretiler gelmeye başladığını ve katiplerin yazdıklarını ekleyerek anlatmamak için edep çizgisini koruduğunu belirtiyor.
Ekranlara çok geç çıktığını, hazır olmadığı bir vakitte nefsle konuşmak yerine gönülden konuşmak istediğini ve gönlünün sadır noktasındaki Allah'a ait olan noktadan doğru kelamları edebilmek için tekamülünü beklediğini söylüyor.
Allah'ın insana kendi ruhundan değil, nefesinden üflediğini ve kendinden bir parça esma, kendinden bir nuru emanet olarak verdiğini anlatıyor.
41:27Varlık ve Ölüm Kavramları: Konuşmacı, insanın varlığını zannettiğini ancak bu dünyada bir insan yaşıyorsa bile varlığını sana söyleyecek olan kimse olmadığını belirtiyor.
Allah'ın nurunu ve esmasıyla var olan insanın ölümlü olmadığını, Allah'ın sonsuzluğunun keşfi içerisindeki farkındalığına vardıktan sonra kendisinin de sonsuz olduğunu söylüyor.
İnsanın doğmak, ölmek, olmak için geldiğini ve bilinmez bir hazineydi, bilinmeyi murad ettiğim yerde Allah'ın rüyasına uyandığını fark etmek gerektiğini vurguluyor.
42:40Allah'ın Rüyası ve Sadır Noktası: Allah'ın rüyası, insanın gördüğün rüya değil, katman katman var olanları ihlasla ehad bir etmek olduğunu açıklıyor.
Sadır noktası, kalbin zarının aşağısındaki gönül noktasının tam ortası olduğunu ve bu noktaya geldiğinde gönül rahminden doğacağını belirtiyor.
İman edenlerin, insanın makamsal olaraktan bu dünyaya ins olarak geldiğini fark etmiş ve insan makamı olmanın mükemmeliyetini yakalamış kişiler olduğunu söylüyor.
43:41İnsanlık ve Müslümanlık: İnsanlığın ince müslümanlık olduğunu, insan olmanın kolay bir şey olmadığını vurguluyor.
İnsanın hayvanla melek arasında olduğunu ve bu dünya tekamülünde bir defa makam arttığını, yaşlanmadığını belirtiyor.
İnsanın her şeyi bir denge içerisinde yaratılmış olduğunu ve hepsine saygı göstermek gerektiğini, bunları yaptığında insan olup sonra müslüman olabileceğini anlatıyor.
44:28Müslümanlık ve İhlas: Müslümanlığın sadece taç, hırka veya sakal gibi dış görünüşlerle değil, kalbin mutmainne ile diğer versiyonlarına namaz kıldırabilen kişinin müslüman olduğunu vurguluyor.
Evliyaların birden çok yerde ibadetini yaptırabilen insanlar olduğunu, bu kabiliyetlerin unutturulduğu için insanın bir olma ehad ihlası gerektiğini söylüyor.
İhlası olmayanın iflası geldiğini ve şu anda dünyada halimizin bu olduğunu belirtiyor.
45:54İman ve Üçüncü Göz: İmanın eminlik noktası olduğunu ve sadece görerek değil, barut kokusu gibi deneyimlerle de anlaşılabileceğini vurguluyor.
Üçüncü gözün reptilian komplekse çok yakındır ve başka varlıkların seni yönetebildiği, hattın arasına giren başka sesler gibi bir kanal olduğunu anlatıyor.
Üçüncü gözle başka varlıkların girdiği yerde iyiymiş gibi gösterip insanlığın kötülüğüne hizmet edecek bazı kelamlar ettirilebileceğini belirtiyor.
47:29Evliyaların Tepkileri ve Gelecek Tahminleri: Muhyiddin İbnu'l-Arabi'nin 36 sistemde 108 yılda bir dünyada matematiksel olaraktan işaretler bıraktığını ve kabala ilminden bahsettiğini anlatıyor.
Muhyiddin İbnu'l-Arabi'nin Florida'nın 2025 senesinde büyük bir felaketle karşı karşıya kalacağını, üçüncü dünya savaşı'nın nükleer savaş yapılacağını ve İstanbul ve Anadolu'da büyük bir yıkımın geleceğini söylediğini belirtiyor.
Muhyiddin İbnu'l-Arabi'nin tarif ettiği yıkımdan sonraki işgalin 2025-2026 yıllarında gerçekleşeceğini ve Barış Manço ile ilgili 2025'te siren sesleri ve uzaylı sesleri hatırladığını söylüyor.
49:21Video Kapanışı ve Teşekkürler: Sunucu, videoyu tadı damağımızda kalarak noktalandırmak yerine sıralamak istediğini belirtiyor.
Ercan Hoca'dan ilginç bir yayın olduğunu ve ilk kez böyle bir şey duyduklarını ifade ediyor.
Tanımsız Handan'dan duyduklarını ve Allah'ın razı olmasını dilediklerini söylüyor.
49:52Gelecek Organizasyon Duyurusu: Sunucu, bir organizasyon düzenleyeceklerini ve orada sahnede ilk çıkacak kişinin kendisi olduğunu belirtiyor.
Mistik Life'a şeref vereceğini ve gelecek dostlara güzel bir hediye olacağını söylüyor.
Kornaların çaldığını ve frekansının hayra dönüşmesini diliyor.
50:31Video Kapanışı ve Yeni Sezon Duyurusu: Sunucu, videonun altına yorum beklediklerini ve ilginç bir yayın olduğunu belirtiyor.
50-55 dakikalık yayınların tamamını izlenmesini istiyor.
Yeni sezonun 3 Eylül'de Beyaz TV'de başlayacağını ve salı ve perşembe akşamları tekrar ekranlarında olacaklarını duyuruyor.

Ercan Han Üşümez ile Cifir İlmi ve Ruhsal Gelişim Üzerine Röportaj

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir