• Buradasın

    Empati Programı: Deniz Çakır ve Perihan Beyaz'ın Hayat Hikayeleri

    youtube.com/watch?v=DIsYA3Jd2Hw

    Yapay zekadan makale özeti

    • "Empati" adlı programda sunucu, oyuncu Deniz Çakır ve "Beyaz Şiirlerin Şairi" olarak anılan Perihan Beyaz ile röportajlar gerçekleştiriyor. Deniz Çakır, "Tatavla'da Son Dans", "Efsane Yaprak Dökümü" gibi projelerde rol alan bir oyuncu, Perihan Beyaz ise okuma yazma eğitimi alamadığı ancak şiir yazarak kendini ifade eden bir kadın.
    • Program, iki farklı hayat hikayesini ele alıyor. İlk bölümde Deniz Çakır'ın kariyeri, aile hayatı ve kişisel deneyimleri anlatılırken, ikinci bölümde Perihan Beyaz'ın okuma yazma eğitimi alamadığı ancak şiir yazarak kendini ifade ettiği hikayesi paylaşılıyor. Röportajlar, imkansızlık, avunma, hayallerin ertelenmesi ve günlük yazma gibi temalar etrafında şekilleniyor.
    • Programda ayrıca Sevgi Soysal'ın hayatı ve edebiyatı da ele alınıyor. Soysal'ın üç evlilik yapması, otizmli oğlu için yaşadığı acılar, 1975'te meme kanserine yakalanması ve 40 yaşında vefat etmesi gibi dramatik olaylar anlatılıyor. Deniz Çakır'ın eşi Bilgehan Baykal ile tanışma hikayesi, Duygu Asena'nın kendisine etkisi ve kadın yazarların önemine dair düşünceleri de röportajın bir parçası.
    00:15Deniz Çakır'ın Tiyatro ve Oyunculuk Hayatı
    • Deniz Çakır, "Tatavla da Son Dans" adlı oyunun son sahnesini oynamış ve şimdi yeni bir oyun okumakta ve reji yapmak istiyor.
    • Deniz Çakır, televizyon-sinema macerasının yanı sıra tiyatroyu hiçbir zaman ihmal etmemeye özen gösteren oyunculardan biri.
    • Oyuncu olarak telaşlı ve tedirgin biri olduğunu, koştur koştur gelmeyi çok sevdiğini belirtiyor.
    02:08Deniz Çakır'ın Televizyon Projeleri
    • Deniz Çakır, "Kadın İsterse de Alevi", "Efsane Yaprak Dökümü" (Ferhunde rolünü beş sene oynamış), "Özgürsün" (Berna karakterini canlandırmış) ve "Tatavla da Son Dans" gibi birçok televizyon projesinde yer almış.
    • "Tatavla da Son Dans" programında Sur Yavrucuk ile aynı sahneyi paylaşmış.
    • Programda "Bırakmak, vazgeçmek kolay yapabildiğim bir şey" diyerek karakterini tanıtmış.
    03:46Avunmak ve Gerçeklerle İlişki
    • Avunmak, sızılı ve hüzünlü bir duygu olarak tanımlanıyor, yalnızlık ise tercihen veya mecburen yaşanabilen bir durum.
    • Deniz Çakır kendisini gerçekçi bir kişi olarak tanımlıyor, hayalperest tarafları olsa da gerçekleri yok sayarak bir dünya kurmadığını belirtiyor.
    • Erişilmez şeyler peşinden gitmek yerine, zor erişebileceği ama erişebileceği şeyleri seçtiğini, hayatın kısa olduğunu ve erişilme güzel olduğunu düşünüyor.
    06:08Köyde Doğup Büyüyen Bir Kız
    • 1951 yılında Sivas'ın Akıncılar ilçesinin Sıyrındı köyünde dünyaya gelen kız, yedi çocuklu bir ailenin üç kızından biridir.
    • Babası okuma yazma aşkı olan bir adamdır ve kız, babasının okuduğu şiirlerle ve söylediği manilerle yetinmek durumundadır.
    • Köyde okul olmadığı için kız, abileri gibi okula gitme imkanı bulamaz ve köyde kalıp annesine ve babasına işlerinde destek olur.
    08:14Okuma Yazma Aşkı
    • Altı yaşına geldiğinde okula gitme imkanı olmadığı için büyük bir hayal kırıklığı yaşar ve üzgün olur.
    • Babası, kızının üzgün görünmesine dayanamayıp ona okuma yazmayı öğretmeye başlar ve kız bu durumdan mutlu olur.
    • Baba-kız ilişkisi sayesinde kız okuma yazmayı öğrenir ve kendine özgüven kazanır.
    11:35Şiir Yazma ve Okul Hayalleri
    • Kız okuma yazma aşkı nedeniyle şiirler yazmaya başlar ve defterine içini döker.
    • On beş yaşına geldiğinde köyünde okul açılır ancak lise çağında olduğu için okula kayıt yaptıramaz.
    • Okula gidemediği için okul binasını seyretmekte ve okula şiirler yazmaktadır.
    14:27Evlenme Çağında
    • 1972 yılında yirmi bir yaşında evlenme çağına gelir ve annesi çeyizini hazırlarken, kız kurşun kalemlerle çeyizini doldurur.
    • Okul binası onun için hala açık bir kapı olarak görünür ve içinde okul olan bir hayatın tamamlanması gerektiğini düşünür.
    • Çeyizinde epeyce kurşun kalem olması, okuma yazma aşkı ve okula gitme hayallerinin bir yansımasıdır.
    15:59Perihan Beyaz'ın Hayatı ve Şiir Defteri
    • Perihan Beyaz, okuyamadığı halde çocuklarının mutlaka okuyacağını düşünerek onlara okutmak için kolları sıvıyor.
    • Ev, eş ve çocuklarıyla ilgilenirken en büyük dert ortağı şiir defterleri oluyor ve defterinde yüzelli'nin üstünde şiir var.
    • Perihan Beyaz, şiir defterini kendi antolojisi olarak görüyor ve okula gitmeden kendi ifade ediş biçimini edebi biçimde ifade ettiğini belirtiyor.
    18:43Okuma ve Yazma Aşkı
    • Perihan Beyaz, yıllarca önceliği başkalarına vererek kendini ertelemiş, önce abilerinin, sonra çocuklarının okumasını sağlamış.
    • Altmışüç yaşındayken okumak ve yazmak için açıköğretime yazılıp ilkokuldan başlıyor ve köydeki komşularına ilham veriyor.
    • Köyünde en az yedi-sekiz kadın açıköğretime kaydoluyor ve muhtar ile ilçe kaymakamı da onun şiirlerini okuyor.
    19:34E-kitap Yayınlaması
    • Kaymakam şiir kitabını yayınlatmak istiyor ancak bütçesel ve yönetimsel problemlerden dolayı yayınlayamıyorlar.
    • Perihan Beyaz, kitabını internetten yayınlamaya karar veriyor ve 2009 yılında altmışsekiz yaşında bir e-kitap çıkartıyor.
    • Hayatının boyunca istediği her şeyin çok geç gerçekleştiğini düşünse de, şimdi zamanının geldiğini ve şiirlerini yayınlamak istediğini belirtiyor.
    20:23Hayat Felsefesi
    • Perihan Beyaz, hayatının boyunca başkalarına öncelik verdiğini ancak kendinden vazgeçmediğini, yazmayı bıraksaydı kendinden vazgeçeceğini söylüyor.
    • Çocuklarının okuması, mürüvvetleri ve iş sahibi olmaları onu çok mutlu eden şeyler olduğunu belirtiyor.
    • E-kitap yayınlaması üzerine "tamamlandım" hissini paylaşıyor ve bu yaşta bunu tatmak herkese nasip olmayacak bir şey olduğunu düşünüyor.
    22:40Perihan Beyaz'ın Hayatı Hakkında Bilgiler
    • Perihan Beyaz'ın adı Perihan Beyaz ve şiirlerinin sahibi olduğu "Beyaz Şiirler" kitabının ismini soyadını koymuş.
    • Tarlada çalışarak büyüyen Perihan Hanım, altmışüç yaşında ilkokulu açıktan okumaya başlayıp ortaokuldan mezun olmuş.
    • Eşi Mesut Bey, Perihan Hanım'ın en büyük destekçisi olup, üç evladı ve yedi torunu var.
    23:50Şiir Kitabının Geliri
    • Perihan Hanım, okuma imkanı olmadığı için şiir yazdığını ve şiir kitabının gelirini kız çocuklarına bağışladığını belirtiyor.
    • Şiir kitabının internette yayında olduğunu ve 2009'da e-kitap olarak yayınladığını söylüyor.
    • Program sonunda Perihan Beyaz'ın "Geçen Yıllarım" şiirinden iki dörtlük okunuyor.
    25:34Programın Sonu
    • Program sunucusu, Perihan Beyaz'ın hikayesinin hayata olan inancını güçlendirdiğini belirtiyor.
    • Altmışsekiz yaşında şiirlerini e-kitap olarak yayınlanması için bir sürü viraj olmuş ve pes etmemiş olması çok etkileyici bulunuyor.
    • Perihan Beyaz'ın köydeki insanların çocuklarına ilham vermesi ve kendi hasretini dindirmesi müthiş bir şey olarak değerlendiriliyor.
    27:46İmkansızlık ve Mücadele
    • Konuşmacılar, imkansızın peşinden gitme konusunu tartışıyor ve imkansızı başardıktan sonra zor olarak tarif ettiğini belirtiyor.
    • Hayatta çoğu insan kolayın önünde sıraya girerken, konuşmacı zor olanın peşinden gittiğini ve bu bizi baştan çıkarıyor diyor.
    • Günümüzü gün etmeye direnmek, haklı bir fikrin, yolun mücadelesini vermek ve sonunda kazandığın bir şey olarak tanımlanıyor.
    29:56Avunma ve Güçsüzlük
    • Perihan Hanım, hayallerini gerçekleştiremediği noktada avunma eylemine başvurmuş.
    • Avunmak bazen güçsüz insanın işi olabilir, bazen çaresizlikle alınmak zorunda kalınabilir.
    • Avunmak bir yaşam biçimi haline getirildiğinde zayıflık olabilir, ancak avunurken gücünü toplamak ve bir mola gibi düşünmek gerekir.
    31:00Hayalleri Ertelemek
    • Perihan Hanım'ın hayatı, okula gidemiyor, babasından okuma yazma öğreniyor ve şair oluyor şeklinde bir meydan okuma olarak tanımlanıyor.
    • Konuşmacı çocukluğunu ertelemiş olabileceğini, çok çabuk büyümek zorunda kaldığını ve şimdi daha geç çocukluğunu yaşadığını belirtiyor.
    • Anne-baba arasındaki sorunları dengeleyen bir karakter olduğunu ve bunu normalleştirdiğini, büyüdükten sonra bunun herkesin hayatı olmadığını anladığını söylüyor.
    33:37Günlük Yazma ve Arşivcilik
    • Konuşmacı eskiden günlük yazdığını ve kızına da günlük yazmasını önerdiğini belirtiyor.
    • Ajandasını hep yanında bulundurduğunu, her şeyini yazdığını ve duygularını kesinlikle kağıda döktüğünü söylüyor.
    • Yurtdışı seyahatlerinde izlenim iner inmez kırtasiye dükkanlarına gittiğini, binlerce defter ve kalem aldığını, kalemlere büyük paralar verdiğini ifade ediyor.
    35:39Şiir Sevgisi
    • Konuşmacı Edip Cansever'i çok sevdiğini ve "Ay ben mi yaşamak telaşı?" şiirini okuyor.
    • Şiirin kendiliğinden, hayattan ve rafine olduğunu, kafiye kullanmadığını belirtiyor.
    • Şiir okumaya Ümit Yaşar Oğuzcan'larla başladığını ve ikinci yeni şiir tarzını da çok sevdiğini söylüyor.
    37:20Şiir ve Nazım Hikmet
    • Konuşmacı okuma bayramlarında şiir okur ve Nazım Hikmet'i çok sevdiğini belirtiyor.
    • Nazım Hikmet'i hem şair olarak hem de insan olarak çok yakışıklı bulduğunu ifade ediyor.
    • Çocuğuna Nazım ismini koymak istediğini söylüyor.
    38:15Ferhunde Karakteri ve Oyunculuk Deneyimi
    • Reşat Nuri'nin "Yaprak Dökümü" romanından uyarlanan dizide Ferhunde karakterini oynamış ve çok sevilmiştir.
    • Ferhunde karakteri hakkında konuşurken, karakteri çok özlediğini ve onun yaptıklarının nedenleriyle onu savunduğunu fark etmiştir.
    • Ferhunde karakteri, konuşmacıya kadın olmaya ve evliliğe dair çok şey öğretmiştir.
    41:07Yaprak Dökümü ve Karakterin Evrimi
    • Yaprak Dökümü dizisi yaklaşık 189 bölüm sürmüş ve Ferhunde karakteri beş sene boyunca devam etmiştir.
    • Senaristler Ece ve Melek'in Nabza göre şerbet yazarak karakteri genişletmeleri konuşmacıya çok kıymetli bir deneyim olmuştur.
    • İyi oynanan bir karakter, iyi bir oyuncu senariste kapılar açar ve Ferhunde karakteri bu şekilde gelişmiştir.
    44:22Çocukluk Deneyimleri
    • Konuşmacı çocukken sokak çocuğuydu, gecelere kadar sokakta oyun oynardı.
    • Aynı zamanda evci odacıydı, kendi odasında kendi dünyasını kurardı.
    • Çocukluğunda Sezen Aksu gibi şarkıcıları değil, gazeteci, yazarlar ve köşe yazarlarını çok sevmişti.
    45:41Aile Hakkında
    • Konuşmacı daha çok babasına benzediğini düşünüyor.
    • Annesi eskiden daha yüksek ve atarlı bir kadındı, şimdi ise daha naif ve ehlileşmiş durumda.
    • Babası ve annesi İstanbul'a geldikten sonra ayrılmışlardır.
    47:00Aile ve Şükreden Bir Babaanne
    • Konuşmacının babası devlet memuru, annesi edebiyat sever ve babası sanata düşkündür.
    • Babaannesi konuşmacıyı büyütmüş ve şükretmeyi öğretmiştir.
    • Babaannesi "Allah iyi insanlarla karşılaştırsın" ve "Ayağına taş değmesin" gibi kıymetli dualar öğretmiştir.
    48:35Şükreden Bir Hayat
    • Şükretmek önemli bir şeydir ve zorluğa, eksikliğe, insanlığa ve yoksunluğa karşı şükredebilmek insanı tamamlayan bir duygudır.
    • Şükredecek mutlaka bir şey bulunur, en azından sağlık vardır ve sevilen işi yapmak büyük bir şükredir.
    50:02Anlaşmak ve Anlaşılmak
    • Konuşmacı anlaşılmak konusunda büyük kaygı duyar ve anlamak için çaba gösterir.
    • Anlamak, sindirmek ve sevmek arasında bir ilişki vardır.
    • Anlamak istemeyen, dinlemek istemeyen ve diğer kam olmak istemeyen bir hayat daha kolaydır.
    51:18Bırakmak ve Aşk
    • Konuşmacı insanları kolayca bırakabilir ancak duyguları daha zor bırakır.
    • Yalan söyleyen bir insanla yol yürümemek için toleransını çok az tutar.
    • Aşk, ezberinin bozulması gibi bir şeydir ve beklenmedik bir bedensel ve ruhsal aksilik olarak tanımlanır.
    53:45Deniz Çakır'ın Hayatı
    • Deniz Çakır 1936 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiş, babası Selanikli, annesi Alman olup altı çocuğun üçüncüsüdür.
    • Babasının bürokrat olması nedeniyle iki yaşındayken Ankara'ya taşınmış ve şakacı, muzip bir çocuk olmuştur.
    • Annesi ona modern dans ve piyano dersleri aldırmış, konsere ve operaya götürmüştür.
    54:35Eğitim ve Aşk
    • Edebiyat sevgisi annesi sayesinde gelişmiş ve ilkokul yıllarında kitaplarla temas kurmuştur.
    • Ortaokul yıllarında Ankara Kız Lisesi'nde eğitim görmüş, lisede edebiyat bölümünde okumuş, trampet çalmış, izcilik ve kayak yapmış, tenis oynamıştır.
    • 16 yaşında, kendisinden beş yaş büyük, yakışıklı, iyi dans eden ve piyano çalan bir şair ve çevirmenle aşık olmuştur.
    55:37Kural Dışı Yaşam ve Aşk
    • Kural dışı olan her şey ona çekici gelmiştir çünkü her şeyin içine doğmuş ve özgüveni yüksek olmuştur.
    • Liseden mezun olduğunda 21 yaşındaki bir gence aşık olmuştur.
    • Erkek arkadaşının çevresinde şair ve yazarlar olduğu için onlardan etkilenip öykü yazmaya başlamıştır.
    57:25Evlilik Kararı
    • Erkek arkadaşına evlilik kararı almış ancak aileleri evlenmelerine izin vermemiştir.
    • Ailelerinin karşı çıkması ona maceralı bir şey olarak görünmüştür.
    • Evlenmeyi biliyor ancak yokluğu bilmediği için ne olacağını öngörememiştir.
    58:28Evlilik ve Almanya'ya Taşınma
    • Konuşmacı, 1956 yılında 20 yaşında evleniyor ve romantik bir çift olarak birbirlerine özenli davranıyorlar.
    • Eşinin Almanya'daki bir üniversiteden tiyatro bursu kazanması üzerine, konuşmacı da arkeoloji okulunu bırakıp eşiyle birlikte Almanya'ya gidiyor.
    • Almanya'da aşkları hız kesmeden devam ediyor ve bir süre sonra anne olacağını öğreniyor.
    59:57Hamilelik ve Otizmli Oğul
    • Hamilelik süreci zor olduğu için annesinin desteğiyle daha rahat geçirebileceğini düşünerek eşini Almanya'da bırakıp ülkeye dönüyor.
    • 1958 yılında 22 yaşında oğlu dünyaya geliyor ancak bebeğinin otizmli olduğunu öğreniyor.
    • Otizmli bir çocuğun geleceği konusunda endişeli olmasına rağmen umudu ve planı olduğunu belirtiyor.
    1:01:00Evlilikte Ayrılık ve Yeni Başlangıç
    • 1959'da eşinin evine dönmesi ve üniversitenin tiyatro enstitüsünde çalışmaya başlamasıyla araları eskisi gibi olmuyor.
    • Eşinin sadece işine odaklı olması ve konuşmacının çocuğunla meşgul olması nedeniyle aynı evde yaşayan iki ayrı insan haline geliyorlar.
    • Konuşmacı varoluşçuluk üzerine okumalar yapıyor ve Alman Büyükelçiliğinde çalışmaya başlıyor ancak mutsuz ve çalıştığı ortamı sıkıcı buluyor.
    1:01:39Edebiyat Kariyerinin Başlangıcı
    • 1961'de ilk kez bir edebiyat dergisinde bir öyküsü ve çevirisi yayınlanıyor.
    • Bu deneyim onu heyecanlandırıyor ve hayata dahil olduğunu hissettiriyor.
    • Konuşmacı, anne babasının her şeyi çok fazla vermesinin kendisinde dağınıklık yarattığını ve bu nedenle daha fazlasını istediğini düşünüyor.
    1:03:04Aşk ve Yeni İlişkiler
    • Büyük bir aşkla evlenmiş olsa da eşinin askere gittiği dönemde duygusal bir boşluğa düşüyor.
    • Bu boşluğu evladıyla, yazıyla ve konservatuar eğitimiyle doldurmaya çalışıyor.
    • Tanıştığı, kendisinden yedi yaş küçük bir tiyatro yönetmeniyle ilişkisi zaman içinde derinleşiyor ve bu yönetmen oğluyla da ilgileniyor.
    1:04:28İlk Kitap ve Dönüşüm
    • 1962 yılında 26 yaşındayken ilk öykü kitabı çıkıyor ve okuyucuları çok etkiliyor.
    • Yazmak ve anlaşılmak onu etkiliyor ve hayatındaki eksik parçaları gidermek istiyor.
    • Eşinin askerden dönünce evliliğini bitiriyor ve yönetmenle ilişkisi yoğunlaşıyor.
    1:05:39Evlilik ve Yazarlık Hayatı
    • 1965 yılında 29 yaşında olan kadın, aşk yaşadığı yönetmenle evleniyor ve yazmaya devam ediyor.
    • 1968'de ikinci kitabı yayınlanıyor, kadın sorunlarını ince bir duyarlılıkla ele alıyor.
    • 1968'de 32 yaşında olan kadın, iki kitap yazmış, iki evlilik yapmış ve farkındalığı yüksek bir kadın olmasına rağmen evlilikte bir şeyler eksik hissediyor.
    1:07:44Evlilik Sorunları ve Yeni Bir Aşk
    • Kadın, evliliğindeki soğukluk ve eşinle aynı evde yabancı gibi hissetmesi nedeniyle evliliğine dair sorgulama ve boğulma noktasına geliyor.
    • 1969'da 33 yaşında olan kadın, on bir yaşındaki evladıyla ilgilenirken, TRT'deki işi gereği röportaj yaptığı bir profesörden çok etkileniyor.
    • Kadın, kendini kadın hissetmeye çok müsait olduğunu ve eşiyle kadın-erkek ilişkisinin çok fazla olmadığını belirtiyor.
    1:10:12Boşanma ve Yeni Başlangıç
    • 1970'de bir kitabının daha yayınlanırken, eşinin askerden dönmesi ve eski güzel duyguların yakalanamaması sonucu boşanma kararı alınıyor.
    • 1971'de 35 yaşında olan kadın, on üç yaşındaki oğluyla karmaşık bir süreçten geçerken, aşık olduğu profesörle görüşmeye başlıyor.
    • Türkiye'nin zor ve çalkantılı günlerden geçtiği, 12 Mart darbesinin baskısız atmosferinin her yere sinmiş olduğu bir dönemde, son kitabının müstehcen bulunarak toplatılması ve kendisine müstehcen yazar yaftası yapıştırılması yaşanıyor.
    1:11:35Profesörle Yeniden Bağlantı
    • Kadın, sevdiği profesörden ayrı düşmekten dolayı mücadele vermek istiyor ve çocuğuna daha fazla saygı duymasını sağlamaya çalışacak.
    • 1971 darbeden hemen sonra, sevdiği adamı cezaevinde ziyaret edebilmek için onunla cezaevinde evleniyor.
    • İlk evliliğini ailesini razı etmek için kural dışı bir yöntem kullanarak yaparken, bu kez fedakarca bir davranış sergiliyor.
    1:13:21Hapishane ve Sürgün
    • Hapishane ve ev arasında gidip gelen kadın, on ayın sonunda eşinin tutukluluğunun sona ermesiyle kavuşuyor, ancak on gün sonra kendisi tutuklanıyor.
    • Sekiz ay boyunca hasret çekip serbest kalan kadın, eşine ve çocuğuna kavuşuyor, ancak bir hafta sonra eşinin hakkında tutuklama kararı veriliyor.
    • Kadın, Adana'ya sürgüne gönderiliyor ve eşiyle bir türlü bir araya gelemiyor.
    1:14:50Yeni Başlangıç ve Zorluklar
    • 1971 yılı ruhunda onulmaz yaralar açarken, cezaevinde yeni bir roman kaleme alıyor.
    • Sürgün bitince özgürlüğünü ilan eden kadın ve eşinin aynı evde yaralarını sarmaya çalışmasıyla 1973'te bir kız dünyaya getiriyor.
    • 1975'te üçüncü kez anne olan kadın, şizofreni ile mücadele eden oğlunun ve eşinin arasındaki mesafenin kapanmadığını ve oğlunun evde mutsuz olduğunu görüyor.
    1:15:48Sevgi Soysal'ın Hayatı ve Ailesi
    • Sevgi Soysal, 39 yaşında üç çocuk annesi olmuş, iki kızı ve bir oğlu var.
    • Oğlunu babasının yanına göndermek zorunda kalmış ve bu durum onu çok üzüyor.
    • Kocasının oğluna ısınamaması ve oğlunun kendine bir şey yapmasından korkması onu sinirlendiriyor.
    1:17:26Sağlık Sorunları ve Ayrılık
    • Sağlık kontrollerinden geçtikten sonra meme kanseri teşhisi konulmuş.
    • Oğlunu babasının yanına göndermek zorunda kalmış, ancak bu durum onu çok zorlamış.
    • İki küçük kızı büyüyor ve oğlanın durumu giderek ağırlaşıyor.
    1:19:39Sevgi Soysal'ın Hayatı ve Eserleri
    • Sevgi Soysal, 1975'te meme kanserine yakalanmış ve tedavi sürecinin bir kısmını Londra'da geçirmiş.
    • 1962 yılında ilk öykü kitabı "Tutkulu Perçemi"yi, 1968 tarihli ikinci kitabı ise "Tante Rosa"yı yayınlamış.
    • 1976 yılında henüz 40 yaşındayken "Hoş Geldin Ölüm" adlı romanını tamamlayamadan aramızdan ayrılmış.
    1:21:03Sevgi Soysal'ın Aile Hayatı
    • İlk evliliğini şair-çevirmen Özlem'in nutkuyla, ikinci evliliğini yönetmen Başar Sabuncuyla yapmış.
    • Üçüncü evliliğini anayasa profesörü, eski dışişleri bakanlarından Mümtaz Soysal'la yapmış.
    • Son evliliğinden Defne ve Funda adlarında iki kızı var.
    1:22:40Sevgi Soysal'ın Hayatı ve Yalnızlık
    • 1936 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiş, altı çocuğundan üçüncüsü.
    • 1956 yılında evlenmiş, anne olacağını öğrenmiş ve otizmli bir oğlu dünyaya gelmiş.
    • Yalnızlık konusunda korktuğunu ve sevdiklerinin tarafından yalnız bırakıldığını belirtmiş.
    1:25:31Uzaklaşma ve Kendine Yakınlaşma
    • Konuşmacı, uzaklaşmak istediğinde Burgaz Adası'na gittiğini ve Burgaz'a düşkün olduğunu belirtiyor.
    • Uzaklaşmak ve yalnızlaşmak aynı şey değil, konuşmacı kendine yakınlaşmak için uzaklaşıyor.
    • COVID döneminde Cumadan Pazartesiye kapanan dönemlerde Burgaz'a gidiyor, kitap okuyor ve yazıyor.
    1:26:45Kedisi Şati'nin Kaybı
    • Konuşmacı yakın zamanda kedisi Şati'yi kaybettiğini ve bu kaybı baş edemediğini, hayatımdaki en büyük acı olduğunu belirtiyor.
    • Şati bir ay sonra 18 olacaktı ve konuşmacı onu iki buçuk aylıktan beri her yerde götürüyordu.
    • Eşi de hayvan sever ve iki kedisi var, konuşmacı Şati'nin kaybından sonra yeni bir kedi almak istemediğini, ancak eşi bir aylık bile olmayan bir kedi getirdi.
    1:28:24Aşk ve Evlilik
    • Konuşmacı ilk aşkını hatırladığını ve insanın sınırsız aşık olabileceğini düşünüyor.
    • Aşkın hayatın bütününü kapsamadığını, dönüşüp değiştiğini ve güzelleştiğini belirtiyor.
    • Eşiyle Bilgehan Baykal'la Zuhal Olcay'ın tanıştırdığı bir yemekte tanıştıklarını anlatıyor.
    1:30:50Zuhal Olcay ve Duygu Asena
    • Zuhal Olcay'ın çok yakın arkadaşı olduğunu ve nikah şahidi olduğunu belirtiyor.
    • Zuhal Olcay'ı çok beğendiğini, duruşu, omurgalı olması ve iyi şarkı söylemesiyle hayranlıkla izlediğini söylüyor.
    • Duygu Asena'nın kendisini derinden etkileyen bir kadın yazar olduğunu ve onun kahraman olmaya aday bir rol modeli olduğunu belirtiyor.
    1:34:05Programın Kapanışı
    • Konuşmacı davetini kırmadığı için teşekkür ediliyor.
    • Konuşmacı kendinden uzaklaştığını, kendine yakınlaştığını ve harika bir hanımefendi tanıdığını belirtiyor.
    • Program sonunda Deniz Çakır'ın şahane bir oyuncu olduğu ve önümüzdeki hafta yeni bir Empati programında buluşacakları söyleniyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor