Buradasın

Burcu Kara ve Fırat Parlak'ın Köy Evi ve İş Hayatı Röportajı

youtube.com/watch?v=jO_DtL9QmvQ

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, ünlü oyuncu Burcu Kara ve eşi Fırat Parlak ile yapılan bir röportaj formatındadır. Burcu Kara, Bursa İznik ilçesindeki Yukarı Göllüce köyündeki evini ziyaret eden misafirlerle birlikte göstermektedir.
Video, Burcu Kara'nın dedesi İbrahim'in emaneti olan harabe bir evin yenilenme sürecini anlatmaktadır. Evin tarihi, yenilenme süreci ve içindeki detaylar (ipek böceği odaları, sobalı odalar, "Harman" alanı) gösterilmektedir. Ayrıca Burcu'nun organik kumaş işi olan "Eksi Üç Yaş" markası ve Ali adlı iş insanıyla yapılan sürdürülebilir kumaş üretimi röportajı da yer almaktadır.
Röportajın son bölümünde Fırat Parlak, dizi ve film yapımcılığı konusundaki deneyimlerini, Sinan Çetin, Erkin Koray, İbrahim Tatlıses ve Tolga Çevik gibi isimlerle çalışmasını ve Tolga Çevik ile birlikte gerçekleştirecekleri dünya turnesini anlatmaktadır. Ayrıca Fırat'ın Adana doğumlu olduğu ve Çorlu'ya taşındığı bilgisi de paylaşılmaktadır.

00:14Burcu Kara'nın Köy Evi: Burcu Kara, İznik İlçesi'nin Yukarı Göllüce Mahallesi'nde, annesinin kızlığının geçtiği evi restore etmiş.
Burcu Kara, evin harabeye dönmüş olduğunu, dedesi öldükten sonra yaşamın sona erdiğini ve büyük masraflarla restore ettiklerini anlatıyor.
Evde rahmetli dedesinin yüz yıllık zeytin fıçıları bulunuyor ve bunlarla ağaç dikme fikri uygulanıyor.
04:19Evin Tarihi ve Dönüşümü: Evdeki ahır, Burcu Kara'nın çocukluğunda büyük bir yerken, şimdi misafir odası ve çalışma odası olarak değerlendirilmiş.
Köyde susuzluk çekildiği için, eğimi değerlendirilerek kuyu kazılmış ve su bulunmuş.
Evde rahmetli dedesi ve anneannesinin ipek böceği yetiştirme alışkanlığından kalan ağaçlar bulunuyor.
06:11Bahçedeki Hayvanlar: Bahçede iki kaplumbağa bulunuyor ve bunlar yaprak topladıkları için besleniyor.
İnşaat sırasında ustaların kepçeyle toprakları karıştırması sonucu bir kaplumbağanın kaybolduğu düşünülüyor ve günlerce vicdan azabı yaşanıyor.
İki gün sonra kaplumbağanın eşinin de bulunmasıyla rahatlama yaşanıyor.
08:01Ev Yapım Süreci: Ev yapımında asılina uygun olacak şekilde çalışıldığı için uzun süre ve zahmetli bir süreç yaşanmış.
Kerpiç ustası Sivas'tan, ahşap ustası Cide'den gelmiş ve her şeyin beklendiği gibi olması için zaman harcanmış.
Ev yapım sürecinde gönül bağının oluştuğu ve hayvanların da mutlu olduğu belirtiliyor.
09:00Bahçe ve Evin İç Mekanları: Bahçe bir dönüm büyüklüğünde olup, beş çeşit biber, dolmalık biber, birkaç çeşit domates, patlıcan ve kabak yetiştiriliyor.
Evin eski kapıları korunmuş ve bunlardan masa, sehpa ve yatak başı yapılmak isteniyor.
Evin alt katı, eski depo ve tuvalet olarak kullanılan yer, şimdi salon, mutfak ve banyo olarak yeniden değerlendirilmiş.
11:54Evin Tarihi ve Yenilenmesi: Üst kata "ipek böceği" denilmesinin sebebi, burada ipek böcekleri yetiştirilip ipleri elde edilmesiydi.
Evin odalarında eski zamanlarda sadece küçük abdesthaneler vardı, ancak şimdi daha büyük banyolar yapılmıştır.
Banyolarda çini lavabolar bulunmakta ve bu, evin en özendiği detaydır.
13:03Köy ve Evin Önemi: Evden okul ve köy manzarası görülebilmekte, köyün tüm çocukları buraya oynamak için geliyordu.
Bayramlarda bu alan "harman" olarak adlandırılıp, köyün tüm çocukları burada toplanıyordu.
Evde merdiven ve üst kısımda çocuklar için özel bir alan ve salıncak bulunacak.
14:30Ev Yenilenmesi Hikayesi: Ev, konuşmacının annesinin büyüdüğü ve kendisinin de büyüdüğü bir yerdir.
Rahmetli dede İbrahim çok saygı duyulan bir kişiydi ve köy halkı onu çok sevmekteydi.
Dedelerin vefatından sonra anneannesi de yalnız kalmamak için aşağı köye taşındı.
15:43Yenilenme Projesi: Ev boş kaldıkça çöküyordu ve aile bunu dert ediyordu.
Pandemi döneminde köye olan bağlarının değerini anlayan aile, ev yenileme projesini başlatmışlardır.
Yenilenme sürecinde planlanan bütçenin üç katına kadar çıkması üzerine, sadece evi tamir etmek yerine istedikleri gibi yenileme kararı alındı.
17:50Evin Mirası ve Sosyal Medya İlişkisi: Konuşmacı, annesinin vasiyetiyle miras kalan evi anlatıyor ve anneannesinin vasiyetinin yazılı olduğunu belirtiyor.
Ev harabe halindeyken kimsenin ilgisini çekse de, onun restore etme süreciyle ilgili sosyal medya paylaşımlarıyla büyük ilgi görmeye başladı.
Konuşmacı, sosyal medyada genellikle hiçbir şey paylaşmadığını, ancak bu evle ilgili paylaşımlarla bir sosyal medya bağı oluşturduğunu ifade ediyor.
22:23İstanbul ve Fırat Arasındaki Yaşam: Konuşmacı, İstanbul'da çocuklarının küçük olması nedeniyle İstanbul'da yaşadığını, Fırat'ta henüz yatmışlık yapmadıklarını belirtiyor.
Göl kenarındaki evlerinde de yaşadıklarını, ancak Fırat'ın tamamen duygusal bir bağ olduğunu vurguluyor.
Fırat'ta doğanın içinde yaşamanın, inekleri sevmeye gitmenin, keçileri sevmeye gitmenin ve süt almaya gitmenin bir hayat oluşturduğunu anlatıyor.
25:07Organik Hayat Projesi: Konuşmacı, doğa sevgisi ve her şeyin doğalını öğrenme merakıyla başladığı organik hayat projesini anlatıyor.
Kuzeninin eşinin bahsettiği, nar, ceviz, limon kabuğu, gül, lavanta ve zeytin yaprağıyla boyanmış kimyasal olmayan özel bir kumaşla ilgili hikayeyi paylaşıyor.
Bu kumaşla ilk olarak bebek badisi ve zıbını yaparak, bir yıl sonra üç yaş altı çocuk markası haline getirdiklerini ve Nisan ayında açtıklarını, şimdi ise sonbahar-kış koleksiyonlarını çıkardıklarını ve neredeyse yirmi mağazada satıldıklarını belirtiyor.
28:53Doğal Boyalı Kumaş Üretimi: Konuşmacı, doğaya zarar vermeden üretilen doğal boya kumaşlar ürettiğini ve bunu her çocuğa dokunmasını istediklerini belirtiyor.
Yedi ayda onbeşbin parça üretilmiş ve yarısından fazlası satılmıştır.
Bu üretim sisteminde normal bir litre boya üretmek için gereken yüz litre temiz su yerine sadece yirmibeş litre atık su kullanılıyor.
29:37Ürünün Özellikleri ve İhracat Planları: Atık su organik pigmentine dönüştürüp kumaşları boyuyor ve doğadan hiçbir şey almıyor, tam tersine meyvelerin çöpe giden kısımlarını kullanıyor.
Ürün tamamen doğaya fayda sağlayan, sürdürülebilir ve sağlığa zarar vermiyor.
Marka "I'm Natural" adıyla global bir marka olarak tanımlanmış ve ihracat için Almanya'dan başlayıp Avrupa, İskandinav ülkelerine ve sonra Amerika, Kanada'ya yayılmak istiyorlar.
31:01Ürünün Gelişimi ve Köy Hayatı: Ürün şu anda eksi üç yaşa kadar olan çocuklara yönelik üretiliyor, ancak beş-altı yaşa kadar olan çocuklara yönelik eşofman ve pijama da üretilmeye başlanmış.
Konuşmacı, köyün damadı olarak en sevilen kişi olarak tanımlanıyor ve köyde herkesi "balları" (eski adı) diye çağırıyor.
Köyün eski adı "Göllüce" (göl kenarı anlamında) olarak açıklanıyor.
32:13Köye Yaptırılan İnşaat: Konuşmacı, pandemi döneminde köye bir inşaat yaptırmanın nedenini, evin halini görünce ağlayan kızı ve etrafındaki arkadaşlarının benzer inşaatlar yaptıklarını anlatıyor.
İnşaatı yapmaya cesaret edemeyen bir yıl sonra, kerpiç ve ahşap ustalarını organize ederek inşaatı başlattı.
İnşaat, kızının büyüdüğü ve dedesi-annesinin yaşadığı evin bulunduğu yerde yapılmış.
33:38Köy Hayatının Değerlendirilmesi: Konuşmacı, Kartepe'ye gittiğinde kendini başka bir evrende hissettiğini, tüm hücrelerinin açık gibi olduğunu belirtiyor.
Köyde insanları sevdiğini, rahat hissettiğini ve burada her şeyin yavaş olduğunu, konuşulan konuların farklı olduğunu anlatıyor.
Köyde insanlarla doğrudan temas kurabildiğini, okul gibi konular yerine doğa ile ilgili konuşulduğunu ve bunun kendisine iyi geldiğini ifade ediyor.
36:05Köy Hayatının Finansal ve Sosyal Değerleri: Konuşmacı, şehir hayatında iflas endişesi hissettiğini, ancak köyde emekli maaşıyla rahatlıkla geçinilebileceğini belirtiyor.
Köyde domates, biber, patlıcan yapılıyor, peynir komşudan alınıyor ve birbirlerine yardım edildiği bir dayanışma ortamı var.
Para olmadığı durumlarda bile köye gidip bir hafta sonu geçirebileceğini ve bu durumun kendisini mutlu ettiğini söylüyor.
37:17İş Hayatında Çalışılan Önemli Kişiler: Konuşmacı, 14 yaşından beri çalıştığını ve iş hayatında Erkin Koray, Sinan Çetin, İbrahim Tatlıses ve Tolga Çevik gibi önemli isimlerle çalıştığını belirtiyor.
İş hayatında çalışılan kişilerin hepsinin titiz ve kariyeri yüksek insanlar olduğunu, Erkin ve Tolga'nın karakterlerinin birbirine benzediğini ve onlarla çalışmanın kolay olduğunu söylüyor.
Sinan Çetin ve İbrahim Tatlıses ile çalışmanın daha zor olduğunu, İbrahim Tatlıses'in 50 şirket, televizyonlar, radyolar, dizi, müzik ve konserler gibi çok sayıda iş yükü olduğunu belirtiyor.
38:36İş Hayatındaki Deneyimler: Konuşmacı, Sinan Çetin'in Plato Film'de çalıştığı dönemde kariyer yapmış olduğunu ve aynı anda 78 kaset çıkardığını anlatıyor.
İbrahim Tatlıses ve Sinan Çetin ile çalışmanın zor olduğunu ancak sorumluluk alıp iş yapmanın önemini vurguluyor.
Şu anda hala Erkin, Sinan, İbrahim ve Tolga ile çalıştığını ve hepsinin kendisi için "abi" olduğunu belirtiyor.
39:31Reklam Sektörünün Değişimi: Sinan Çetin'in yaklaşık bin reklam filmi çektiğini, konuşmacının da ona yakın reklam filmi çektiklerini söylüyor.
Reklam sektörünün zamanla değiştiğini, daha önce çok az insan ve kanal olduğu halde şimdi daha profesyonel ve daha fazla insanın bu işi yaptığını belirtiyor.
Bütçelerin daha önce çok basit olduğu halde şimdi 50 kere gidip gelindiğini ve prodüksiyona ayrılan maliyetlerin çok yükseldiğini anlatıyor.
41:13Mevcut Müşteriler ve Projeler: Konuşmacı şu anda N11.com, Getir, İş Bankası, Finansbank, bir oyun firması, Sokar, Pepsi, Profilo ve Cif gibi markaların reklamlarını yaptığını belirtiyor.
Dizi yapımcılığı da yaptığını ancak pandemi sonrası Seyirci ve Sinema Mecrası'nın oturmadığını söylüyor.
Dizi yapımcılığının çok riskli bir iş olduğunu, en son "Uzak Şehrin Masalı" dizisini yaptıklarını ve iyi rating alamadıklarını anlatıyor.
42:54Dizi İhracatı ve Dünyada Konumu: Türkiye'nin dünyada ikinci sırada yer aldığını, yıllık dizi ihracat gelirinin 500 milyon dolardan 1 milyara yaklaşmakta olduğunu belirtiyor.
EMA bölgesinin (Suudi Arabistan dahil) Türkiye'den dizi almamasının büyük eksiklik olduğunu, bu durumun her dizi için bölüm başı yaklaşık 100 bin dolara yakın zarar demek olduğunu söylüyor.
Balkanlar ve İtalya'nın eklenmesiyle Türkiye'nin önemli bir pazar haline geldiğini, iyi bir dizinin dünya çapında bölüm başı 400-500 bin dolar kazandığını anlatıyor.
43:42Dünyada Dizi Satışı ve Türkiye'nin Konumu: Dünyada dizi satan iki ülke olduğunu, en iyi Amerika, ikinci Türkiye olduğunu ve aralarında büyük fark olduğunu belirtiyor.
Amerika'nın bir bölümünü satarken Türkiye'nin 39 bölümünü satmak zorunda olduğunu anlatıyor.
Türkiye'nin katma değerini düşük tuttuğunu, Amerika'nın güney Amerika ülkelerine ve daha fakir ülkelere sattığını, ayrıca Türkiye'nin 180 dakika satarken onların bunu 3-4'e bölerek daha cazip bulduklarını söylüyor.
45:20Dizi Oyunculuğu ve Yapımcılık: Konuşmacı Burcu'nun kendinden önce çok büyük bir stardı ve hala öyle olduğunu, kendisinin Burcu'ya dizi çekmediğini belirtiyor.
Ali'den sonra Birol Güven'in dizisinde ve "Kırmızı Kırmızı Kırmızı" dizisinde oynadığını, ancak tekliflerin azaldığını söylüyor.
Türkiye'de seçkin iş yapılamadığını ve genellikle orijinal senaryo çıkmadığını, genellikle başka ülkelerin dizilerini uyarladıklarını belirtiyor.
46:17Uyarlama Dizileri ve Türkiye'nin Kalitesi: Konuşmacı kendi şirketinde hiç uyarlama yapılmadığını, ancak uyarlama yapacaklarsa kafalarına yatan ve tarzlarına uygun olanları yaptıklarını söylüyor.
Dünyadaki örneklerini seyrettikten sonra Türkiye'deki uyarlamalarını seyredip, duygu manasında ve oyunculuk açısından daha iyi olduklarını belirtiyor.
Özellikle Kore, Japonya, Güney Amerika, İngiliz ve Amerikan dizilerini uyarladıklarında daha duygusal yaptıklarını, duygu'ya hitap eden yapılar yaptıklarını anlatıyor.
47:14Burcu Kara ve Fırat Barla'nın İş İlişkisi: Burcu Kara, Fırat Barla'nın dizilerinde oynamamış çünkü onun için uygun bir rol bulunmamış.
Fırat Barla, Burcu Kara'nın işlerinde oynamak için öncelik vermediğini, bunun kendisi için başarı hissi vermediğini belirtiyor.
Fırat Barla, karakterin kalitesine göre Burcu Kara'nın yerine başka oyuncuları tercih ettiğini söylüyor.
48:51Fırat Barla'nın Çocukluğu ve Yeni Projesi: Fırat Barla Adana'da doğmuş, ilkokul bitiminde Çorlu'ya taşınmış.
Babası memur olduğu için sürekli yer değiştirmiş.
Adana'da yaşadığı bir hikayeden esinlenip yazdığı bir hikayeyi Mahinur Ergül senaryoya almış, şubat-mart aylarında yayına girecek.
50:12Tolga Çevik ve Fırat Barla'nın Dünya Turnesi: Mart ayında Avrupa'da yirmiye yakın gösteri yapılacak, Mayıs'ta Amerika ve muhtemelen Avustralya'da da turne planlanıyor.
Almanya'nın tamamında, Fransa, Avusturya, Hollanda, Danimarka, Norveç, İsviçre ve Belçika'da gösteriler yapılacak.
Fırat Barla, Tolga Çevik'in star olduğunu ve kendisinin yardımcısı olduğunu, bu işin Tolga Çevik'in yüzüyle satıldığını belirtiyor.
52:41Turne Başarısı ve Eren Yazıcıoğlu'nun Şikayeti: Her şehirde biletler hızlı satar, özellikle Kayseri'de iki gün üst üste gösteri yapılacak.
İstanbul'da yılda 20-25 kez, toplamda yılda 50-60 kez sahneleniyor.
Eren Yazıcıoğlu'nun "Tarkan'ın reklam için 30 milyon TL, benim için 20 bin TL verildi" diyerek aradaki uçurumu vurguladığı belirtiliyor.
54:40Fırat Barla'nın Ailesi: Fırat Barla'nın oğlu Ali anaokuluna başlamış.
Burcu Kara, Ali ile ilgili daha fazla zaman harcıyor ve ona haksızlık ettiğinden endişeleniyor.
Ali, annesini çok özlediği için her sabah okula gitmek istemiyor ve ağlıyor.
56:14Ali'nin Aile İlişkileri: Ali, babasına aşırı düşkün ve babası ona pek hayır demiyor.
Burcu Kara, Ali'nin herkesle birlikte büyümesini sağladığından ve onun kendisine düşkün olmadığını belirtiyor.
Fırat Barla, Ali'nin çok sıkıldığını ve "Babası gelmemiş, annemmiş" diye kapıyı kapatmış olduğunu söylüyor.

Burcu Kara ve Fırat Parlak'ın Köy Evi ve İş Hayatı Röportajı

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir