Buradasın

Türkiye'de Sezaryen Doğum Oranı ve Normal Doğumu Özendirme Çalışmaları

Yapay zekadan makale özeti

Bu video, Türkiye'deki sezaryen doğum oranları ve normal doğumu özendirmeye yönelik çalışmalar hakkında bilgi veren bir haber formatındadır. Videoda Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği'nden bir uzman da yer almaktadır.
Video, Türkiye'nin Avrupa'da sezaryen doğumda ilk üç sırada olduğunu ve ülkede %50'ye yaklaşan sezaryen oranını düşürmek için devlet ve hekimlerin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi vermektedir. Akdeniz ülkelerinde (Türkiye, İtalya, Yunanistan) sezaryen oranlarının yüksek olduğu, normal doğumun yerine geçecek gereksiz durumlarda yapılabilecek bir işlem olmadığı vurgulanmaktadır. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü'nün sezaryen oranını %15'e düşürme hedefi ve Türk uzmanlarının bu oranın gerçekçi olmadığını düşündüğü belirtilmektedir.

00:01Türkiye'nin Sezaryen Doğum Oranı: Türkiye, sezaryen doğumda Avrupa'da ilk üçte yer alıyor.
Ülkemizde sezaryen oranı yüzde elli'ye yaklaşıyor ve devlet bu oranın düşürülmesi için çalışmalar yapıyor.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, devletin belirlediği hedeflenen oranı gerçekçi bulmuyor.
00:33Sezaryen Oranının Yüksekliği: Akdeniz ülkelerinde sezaryan çok ciddi bir problem olup, Türkiye, İtalya ve Yunanistan'ın sezeryan oranları yüzde elli'ye yakın.
Kuzey ülkelerinde sezeryan oranları bu kadar yüksek değil.
Bu ülkelerin profilleri ve insan yapıları benzer olmasına rağmen sezeryan oranları yüksek.
01:02Sezaryen Oranının Yüksek Nedenleri: Doğumla ilgili korkular normal doğuma yönlendirecek.
Ağrısız doğum teknikleri ve doğuma hazırlık kursları Türkiye'de çok yaygın değil.
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, maketler üstünde normal doğumları canlandırarak genç meslektaşlarına normal doğumun özendirilmesi yönünde çalışmalar yapıyor.
01:41Dünya Sağlık Örgütü'nün Hedefi: Dünya Sağlık Örgütü'nün hedefi, yüzde elli'ye ulaşan sezaryen oranını yüzde onbeş'e düşürmek.
Hekimler bu hedefi gerçekçi görmüyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği oran, Afrika'da hiç sezeryanın olmadığı ve hekimi bulamadıkları ülkelerde yüzde onbeş civarında olabilecek bir oran olarak görülüyor.