• Buradasın

    Prof. Dr. İsmail Akaydın'ın Hayat Hikayesi ve Bilimsel Yolculuğu

    youtube.com/watch?v=UZyxU1sJKjs

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Prof. Dr. İsmail Akaydın ile yapılan bir röportajdır. Konuşmacı, beyin cerrahisi alanında uzman bir doktor, aynı zamanda şiir yazarı, hat sanatçısı ve müzik dinleyicisi olarak tanıtılmaktadır.
    • Videoda Prof. Dr. İsmail Akaydın'ın çocukluğundan başlayarak eğitim hayatı, profesyonel kariyeri ve bilimsel çalışmalarına kadar uzanan hayat hikayesi anlatılmaktadır. Ailesinin tarihi, dedesinin Kur'an-ı Kerim ve çeşitli ilimlerde eğitimi, tıp fakültesindeki eğitim süreci, Gazi Yaşargil'in etkisi altında nöroşirjik branşına yönelmesi ve beyin cerrahisi alanında yaptığı yenilikler detaylı şekilde paylaşılmaktadır.
    • Röportajda ayrıca konuşmacının "Beyaz Gemi" kitabı nedeniyle tutuklanması, TÜBİTAK ödülü kazanması, Atatürk Üniversitesi'nde kurduğu mikro nöroşürücü laboratuvarı ve Türkiye'de ilk kapalı devre televizyon sistemini kurması gibi önemli bilimsel başarıları da anlatılmaktadır. Konuşmacı, beyin cerrahisinin bir sanat olduğunu, doktorluğun tanrısal bir meslek olduğunu ve beyinin Allah'ın insanlara bahşettiği en büyük nimet olduğunu vurgulayarak, bilim ve sanat arasındaki ilişkiye dair düşüncelerini de paylaşmaktadır.
    Eğitim Hayatı ve Aile Geçmişi
    • Konuşmacı üç yaşında dedesi tarafından Kur'an-ı Kerim'e başlattı, dört yaşında hatmettirildi ve beş yaşında okula gönderildi.
    • Dedesi Kur'an-ı Kerim, tefsir, hadis, fıkıh ve Arapça hocası, babası ise İslam hukuku, feraiz, hat ve Fransızca hocasıydı.
    • Konuşmacı, beş yaşındayken Murat öğretmeninin beyinde ur olduğu ve Türkiye'de ameliyat edecek beyin cerrahı olmadığı haberi üzerine beyin cerrahı olmak istedi.
    01:14Aile Tarihi
    • Sülale 1461'de Trabzon'daki hikayesine başlar; Baki dedesi, Fatih'in talimatıyla Trabzon'a yerleşip İslamlaşmasına ve Türkleşmesine görev aldı.
    • Baki dedesi Trabzon'da bir medrese ve eczahane açtı ve sarı orman gülünün balı ile zehirlenmeleri için "Baki oğlu Panzehiri" adında bir antidot geliştirdi.
    • Cumhuriyet döneminde soyadı kanunu ile "Aydın" soyadı verildi ve bu soyadı babadan oğula geçen bir gelenek haline geldi.
    02:51Aile Mirası
    • Ailede köyde yapılan bir ev ve el yazması Kur'an-ı Kerim, büyük oğuldan büyük oğula geçen bir miras olarak devam etti.
    • Mustafa dedemin zamanında ev ve Kur'an-ı Kerim yanıp gitti, ancak Yusuf dedem yeni bir ev yaptı ve taş baskı Kur'an-ı Kerim alarak hafızlık yapılmasını istedi.
    • Bu Kur'an-ı Kerim dededen babaya, babadan konuşmacıya, konuşmacıdan oğluna ve toruna doğru devam etmektedir.
    03:50Dedesinin Etkisi
    • Dedesi konuşmacının her alanda mürşidi, hocası, güneşi, meşalesi ve ışığıydı.
    • Babası başka çocuk yapmazsa dede konuşmacıyı kendi yanına alıp eğitti ve ona "Abdulkadir" derdi.
    • Dedesi konuşmacının annesi hamileken her akşam yanında Kur'an-ı Kerim, kaside ve mürre okurdu, konuşmacı da üç yaşında Kur'an-ı Kerim'e başlattı ve dört yaşında hatmettirildi.
    04:54Eğitim Hayatı
    • Dedesi konuşmacıyı her alanda eğitti, tıp stajyer doktorken bile tefsir okumasını sürdürdü.
    • Dedesi ona "asrın imam-ı azam olacaksın" diyerek yetiştirdi.
    • Konuşmacı çeşitli hocalardan okudu: babası belagat, İslam hukuku, feraiz, hat ve Fransızca; Abbas Hacı Efendioğlu kelam; Mustafa Kaygusuz tefsir; Hasan Çavuşoğlu fıkıh ve feraiz; Tahir Karagöz ise tecvit hocasıydı.
    06:34Okul Deneyimi
    • Konuşmacı beş yaşında okula gittiğinde köyde tek sınıfta okul vardı ve birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci sınıflar tek oda içinde eğitim alıyordu.
    • Murat öğretmeni beşinci sınıfa soru sorduğunda kimse cevap veremeyince konuşmacı cevap verdi ve beşinci sınıfa taşındı.
    • Konuşmacı ortaokulda Akademi Kitabevi'nde bir kıvırcık saçlı, uzun boylu, koltuğun altında kitaplar olan kişiyi gördü ve onun profesör olacağını düşündü.
    10:16Tıp Eğitimi
    • Türkiye'de o dönemde İstanbul, Ankara, İzmir ve Erzurum'da dört tane tıp fakültesi vardı ve kazanmak zor bir başarıydı.
    • Konuşmacı tıp fakültesini kazandığında babası validen, garnizon komutanından kaymakamına, belediye başkanına kadar büyük tebrikler aldı.
    • O dönemde bir tıp öğrencisinin itibarı, bugün bir tıp profesörünün itibarından daha yüksekti.
    11:11Eğitim Yolculuğu
    • Konuşmacı, lise mezunluğunu tamamladıktan sonra İstanbul'da yüksek İslam eğitimi düşünürken, dedesi Erzurum'a gitmesini tavsiye etti ve Erzurum'un kendisini dünyaya tanıtacağına dair önemli bir talimat verdi.
    • Üniversiteye giremiyordu çünkü o dönemde imam hatip lisesi mezunları üniversiteye alınmıyordu ve lise farkları vermek gerekiyordu.
    • Erzurum'da Yüksek İslam Enstitüsü'nde birinci sırada yer alırken, bir sonraki yıl üniversite sınavında derece aldı ve Hacettepe veya Cerrahpaşa'ya gitmek yerine dedesinin tavsiyesiyle Erzurum'da Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kaydını yaptırdı.
    12:39İki Fakülteye Birlikte Devam Etme
    • Tıp Fakültesi'nde de hakeza derece ile yer alırken, o dönemde iki fakülteye aynı anda devam etmek yasaktı.
    • Erzurum Valisi Necmettin Karadoğan'ın yardımıyla kayıt yaptırmak için babasının imzası gerekiyordu ve Trabzon'dan bir telgraf çekerek kayıt işlemini tamamladı.
    • Yüksek İslam Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit, "İmam-ı Azam olacaksın" diyerek kanunen mümkün olmadığını belirtti ve bu nedenle İslam Enstitüsü'nden ayrılmak zorunda kaldılar.
    14:45Babanın Hayatı ve Hikayeleri
    • Babası çok modern bir insan olarak tanımlanıyordu; 1954 yılında kolalı gömlek, kravat ve takım elbise giyiyordu ve tüm kardeşlerini, kız kardeşlerini dahil okuttuğu için modern olarak görülmüştü.
    • Trabzon'un Maçka ilçesi o dönemde "Küçük Moskova" olarak biliniyordu ve Maçka'da Cumhuriyet Halk Partisi sağ parti olarak kabul ediliyordu.
    • Babası, okulların yapılması, yolların inşası, sağlık ocaklarının açılması ve enstitülerin kurulması gibi projelerde önde giden bir isimdi ve hiç kimseyi ayrımcılık yapmazdı.
    16:21Babanın Yol Kesme Hikayesi
    • Babası, köylerinde ortaokul açmak istese de Milli Eğitim Bakanlığı müsaade etmiyordu.
    • Milli Eğitim Bakanı Trabzon'a geldiğinde, babası köylülerle birlikte yolu keserek bakanın dikkatini çekti ve ortaokul talebinde bulundu.
    • Bakan, babanın köylü kılığında olduğunu ve Türkiye'nin yüzde altmış ilçesinde ortaokul olmadığını belirtti, ancak babası binayı kendisinin yapacağını ve müsaade edilmesini talep etti.
    20:16Babanın Dil Becerileri ve Mirası
    • Konuşmacının dedesi Latince, Arapça, Farsça ve Rumça biliyordu, babası ise Fransızca, İngilizce, Arapça ve Farsça biliyordu.
    • Dedesi, Mesnevi'nin dibacesini Farsçasından ezberletmiş, ayrıca Sadi, Hafız, Hayyam ve Firdevsi gibi şairlerden birçok şiirleri ezberletmişti.
    • Bu gelenek aile içinde devam ediyor ve konuşmacı, çocuklarına da devam ettireceğini belirtiyor.
    21:21Kitap Okuma ve Hapishane Deneyimi
    • Konuşmacı, dedesi ve babasının "oku ve yaz" dediğini hatırlıyor.
    • Kütüphanesinde komünist kitaplar, sağcı kitaplar, Adolf Hitler'in kitabı, Said Nursi'nin eserleri, tefsirler ve İngilizce kaynaklar (Shakespeare, Hemingway, Balzac, Goethe) bulunuyor.
    • Sıkıyönetim döneminde yasaklı olan Cengiz Aytmatov'un "Beyaz Gemi" kitabını okuyarak tutuklanmış ve "Marksist devlet kurmaktan" altı ay hapis cezası almış.
    23:23Nöroloji Eğitimi ve Yaşargil'in Etkisi
    • Konuşmacı, fakülteye başladığında nöroloji kürsüsü olmadığı halde "beyin cerrahı olacağım" demiş.
    • Çapa Tıp Fakültesi'nde Bülent Erçan Umurkaya, Hüsametti Kerim Gökay, Beyhan Özden, Kıraç Türker ve İnan Turan gibi hocalardan öğrenmiş.
    • Dünya'da Yaşargil'in varlığını ve Zürih Üniversitesi'nin nöroloji kabe'si olduğunu öğrenerek oraya gitmiş ve doktora ihtisas tezini orada yapmış.
    24:46Beyin Cerrahisinin Önemi
    • Konuşmacı, nöroşir (beyin cerrahisi) bir tarikat olarak görüyor ve çilesi hiç bitmeyen bir meslek olduğunu belirtiyor.
    • Beyin, tanrısal bir mucize ve lütuf olarak tanımlanıyor, çünkü astrofizikçiler yıldızlara, genetik mühendisleri genlere dokunamazken, insan beynine dokunma imkanı Allah'ın lütfü olarak görülüyor.
    • Türk beyin cerrahisinin dünya standartlarının üzerinde olduğunu ve bunun Gazi Yaşargil'e borçlu olduklarını belirtiyor.
    26:57Çocukluğundaki İlk Ameliyat Deneyimi
    • Beş-altı yaşındayken tavuk kesmek istemiş ancak başarısız olmuş.
    • Altı yaşındayken, tavuğun iğne yuttuğu öğrenince jilet kullanarak tavuğun kursağını yararak iğneyi çıkarmış ve iplikle dikmiş.
    • Tavuk iyileşince tavuğun yumurtaları kendisine gelmeye başlamış ve yıllar sonra tavuğun sahibinin torunu beyin cerrahisine girmek isteyince onu kabul etmiş.
    30:07Gazi Yaşargil'in Beyin Cerrahisindeki Yeri
    • Mahmut Gazi Yaşargil, beyin damar tıkanıklıklarında yeni bir ameliyat yöntemi geliştirmiştir.
    • Gazi Yaşargil, beyin cerrahisi tarihinde devrim yapan, bir çağ kapatıp bir çağ açan bir kişidir.
    • Beyin cerrahisinde "Yaşargil'den önce" ve "Yaşargil'den sonra" olarak ikiye ayrılır.
    30:30Mikroskopik Ameliyat Tekniği
    • Mikroskopik ameliyatlar için önce farelerde, sonra köpeklerde ve kedilerde yüzlerce hayvan ameliyatı yapılarak el mahareti geliştirilir.
    • Uç-yana anastomoz yaparken damarın arka duvarını dikmek zorluk yaratır.
    • Mikroskop altında damarı çevirmek, damarın iç duvarında zedelenme yaratır.
    31:46Rüya ve Çözüm
    • Konuşmacı, rüyasında damarın sürekli çevrilmesinin arka duvarını yırttığını ve tıkanma nedeni olduğunu fark eder.
    • Elektron mikroskop çalışmasıyla bu teori teyit edilir.
    • Rüyanın etkisiyle eldiven parmağına küçük bir çentik açarak damarın ucunu tutturarak arka duvarı ön duvar haline getirir ve bu yöntemle yüzde doksan açıklık sağlar.
    33:23TÜBİTAK Ödülü Hikayesi
    • 1994 yılında Turgut Özal ve Semra Hanım İsviçre'ye geldiğinde, konuşmacı Gazi Yaşargil'in yanına çağrılır.
    • Özal, internet üzerinden konuşmacının çalışmalarını öğrenir ve onu TÜBİTAK ödülü için aday gösterir.
    • Konuşmacı, ödülü alacağını bilmeden, basında çıkan bir haberden haberdar olur ve sonra TÜBİTAK'ın kendisini ödül almış olarak duyurduğunu öğrenir.
    36:51Atatürk Üniversitesi'nde Yaptığı Katkılar
    • Konuşmacı 1984'te Atatürk Üniversitesi'ni tercih ederek mecburi hizmetini yapar.
    • Türkiye'de ilk mikro nöroşürücü laboratuvarını kurarak asistanları mikroskopla ameliyat yapmayı öğretir.
    • 1985 yılında Türkiye'de ilk kapalı devre televizyon sistemini kurarak ameliyatları kaydeder ve bu kayıtları uluslararası kongrelerde sunar.
    38:43Beyin Cerrahisinin Eşsiz Özellikleri
    • Konuşmacı, beyin cerrahisinin bir uyuşturucu gibi bağımlılık yarattığını ve hiçbir tedavisinin olmadığını belirtir.
    • Beyin, Allah'ın insanlara bahşetmiş olduğu en büyük nimet olarak görülür.
    • Beyin namütenahi bir hafıza kapasitesine sahiptir ve unutan kişi insandır, beyin hiçbir şeyi unutmaz.
    41:18Beyin ve Sanat
    • Beyin, 100 milyar nöron ve 2 üzeri 100 milyar bağlantı ile sanatın harikasıdır.
    • Nöronlar saniyede 10 üzeri 16 işlem yaparak iletişim kurar ve beyin ameliyatı yaparken damarların içindeki kan hücrelerinin dansını görebilirsiniz.
    • Konuşmacı çocukluğundan beri şiir yazıyor, yedi şiir kitabı yayınlamış ve son iki kitabını tamamen aruz üzerine kurmuştur.
    43:11Ameliyat ve Sanat
    • Konuşmacı beyin ameliyatından aldığı zevke hiçbir zevki tercih etmez, bazen 15-28 saat süren ameliyatlar sonrasında hasta kendini tanıttığında dünyayı elinde hisseder.
    • Bilim insanlığın ortak mirasıdır ve konuşmacının en büyük korkusu, beynindeki bilgileri sonraki kuşaklara aktaramamaktır.
    • Sanat ise ortak lisanıdır, ilmin zekatı öğretmektir ve konuşmacı bilgisini aktarmak için kitap yazmaktadır.
    45:13Bilim ve Kur'an
    • Konuşmacı bilim adamı olmasının sebebi Kur'an-ı Kerim'dir, Kur'an'ı her okuduğunda yeni şeyler keşfetmektedir.
    • Kur'an'da bilime ilgi uyandıran ayetler vardır, örneğin Hadid Suresi 47. ayeti kopyalama konusunu 1400 yıl önce bahsedmiştir.
    • Bilimde tevazu kabul edilmemelidir, ancak sanatta tevazu çok önemlidir.
    47:16Kalem ve Yazma
    • Konuşmacı Trabzonlu olup, çocukluğundan beri silaha düşkündür ve babasından aldığı tabanca aslında bir dolma kalem olmuştur.
    • Konuşmacı 40 yılı aşkın meslek hayatı boyunca hastalara tükenmez kalemle değil, dolma kalemle reçete ve idrar tahlili yazmıştır.
    • Konuşmacı için yazı ve imza kişinin şahsiyetidir, dolmakalem kutsaldır çünkü Kur'an'da "İkra bismi rabbikellezi halakal insan min alak" ve "alleme bil kalem" ayetleri vardır.
    48:47Hekimlik Mesleği
    • Konuşmacı kitabını hastalarına ithaf etmiştir çünkü tecrübeyi kazanmasında hastaların çok büyük payı vardır.
    • Hastaların kendilerine derman ararken cerrahları da eğittiği yer ameliyat odasıdır.
    • Hekimlik zor ve tanrısal bir meslektir, hekim hakemden gelir ve Allah'ın yeryüzündeki temsilcisidir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor