Buradasın
Hastane Enfeksiyonları ve COVID-19 Aşıları Üzerine Bilgilendirici Röportaj
youtube.com/watch?v=MkCTF0ZyFfoYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, televizyon programında sunucu Jale Hanım'ın uzun yıllardır sağlık alanında çalışan ve COVID-19 döneminde bilimsel araştırmalar yapan Dr. Bilgehan Bilge ile yaptığı bir röportajdır.
- Röportajda öncelikle hastane enfeksiyonları konusu ele alınmakta, Türkiye'de her gün "bir uçak dolusu insan kaybediyoruz" ifadesinin sadece COVID-19'a değil, hastane enfeksiyonlarına da atıfta bulunduğu vurgulanmaktadır. Ardından COVID-19 pandemisi, aşı durumu, Omicron varyantı ve Türkiye'deki sağlık politikaları tartışılmaktadır.
- Dr. Bilge, hastane enfeksiyonlarının dirençli mikroorganizmalar nedeniyle önlenemediğini, ekonomik kaygılar nedeniyle gerekli tedbirlerin alınmadığını ve bunun sonucunda insanların hayatını kaybettiğini belirtmektedir. Ayrıca, aşıların virüsle mücadele mekanizması "anahtar-kilit" benzetmesiyle anlatılmakta, COVID-19'un Wuhan'dan başlayarak farklı varyantlara dönüştüğü ve aşıların mutasyonlara karşı etkisiz kaldığı vurgulanmaktadır. Türkovac aşısı hakkındaki görüşleri ve N95 maskelerinin tehlikeli olduğu konusunda uyarılar da röportajda yer almaktadır.
- 00:20Programın Tanıtımı
- Programda Dr. Bilgehan Bilge konuk olarak yer alacak ve hastane enfeksiyonları, korona aşısı, doz doz aşılama ve maskeler konuları ele alınacak.
- Dr. Bilgehan Bilge, son zamanlarda özellikle hastane enfeksiyonlarındaki ölüm artış oranını tespit etmiş ve bu konuda çalışmalar yapmaktadır.
- Programda hastane enfeksiyonları nedeniyle hayatını kaybeden insanlar, korona aşısı, doz doz aşılama ve maskeler konuları ele alınacaktır.
- 02:25Hastane Enfeksiyonlarının Önemi
- Dr. Bilgehan Bilge, kriz fırsattır diyerek, iki yıllık pandemi döneminde hastane enfeksiyonları konusunda toplumda farkındalık ve bilinç oluşturma olduğunu belirtiyor.
- Türkiye'de her gün bir uçak dolusu insan kaybediliyor, ancak bu yolcuların büyük bir kısmı COVID-19 enfeksiyonuna yakalananlar.
- Dr. Bilge, bu durumun sadece COVID-19'un sorumluluğunda değil, hastane enfeksiyonlarının da önemli bir rol oynadığını vurguluyor.
- 04:54Hastane Enfeksiyonlarının Tarihi ve Özellikleri
- Hastane enfeksiyonları eskiden sadece cerrahların problemiydi, ancak COVID-19 salgını nedeniyle artık klinisyenlerin de sorunu haline geldi.
- Hastane enfeksiyonları (nozoomiyal enfeksiyonlar) önlenebilir enfeksiyonlardır ve alışveriş merkezinde, piknikte, bakkalda veya okulda bulaşan enfeksiyon türleri değildir.
- Bu enfeksiyonlar yoğun bakımlardaki insanların ölümünün büyük bir kısmından sorumludur.
- 07:13Hastane Enfeksiyonlarının Önlenmesi
- Hastane enfeksiyonu tespit edildiğinde, tespit eden üniteyi kapatmak ve kabul etmemek gerekir, ancak bu ekonomik açıdan pahalı bir iş olduğu için uygulanmamaktadır.
- Hastane enfeksiyonuna sebep olan mikroorganizmaların ortak özelliği, zamanında onları ortadan kaldıran antibiyotiklere, dezenfektanlara ve sterilizasyon uygulamalarına karşı hassas olmalarıydı.
- Zaman içinde bu mikroorganizmalar mutasyon geçirdi ve artık antibiyotik, sterilizasyon ve dezenfeksiyon önlemleri karşısında çaresiz kaldılar.
- 10:22Hastane Enfeksiyonlarının Tehlikesi
- Hastane enfeksiyonlarının etkenleri direnç kazanmış mikroorganizmalardır ve bunlarla mücadelenin tek yolu sıkı izolasyon ve tecrittir.
- Ekonomik kaygılar nedeniyle Türkiye'de bu tedbirler uygulanmamaktadır.
- Hastane enfeksiyonları nedeniyle ölen hastalar, ameliyat sonrası yoğun bakımda bile bu enfeksiyonlara yakalanabilmektedir.
- 13:23Hastane Enfeksiyonları ve COVID-19
- Konuşmacı, COVID-19 nedeniyle öldüğü iddia edilen insanların büyük çoğunluğunun aslında önlenebilir hastane enfeksiyonu nedeniyle öldüğünü belirtiyor.
- Türkiye'de yoğun bakım ünitelerinin son yıllarda çok geliştiği ve Avrupa'nın bile önüne geçebileceği yönünde açıklamalar yapıldığı ifade ediliyor.
- Konuşmacı, kapatmanın haricinde yapılabilecek farklı tedbirler olduğunu ancak dirençli bakterilere karşı antibiyotik geliştirilmediğini vurguluyor.
- 15:05Dirençli Bakteriler ve Tedavi
- Son otuz yıl içerisinde dirençli bakterilere karşı sadece iki antibiyotik üretilmiş ve bunlardan birine karşı da direnç gelişmiş.
- 2017 senesinde dirençli bakterilere karşı antibiyotik geliştirmenin ekonomik olmadığı, arz-talep dengesine baktığımızda kazancı olmadığı belirtilmiş.
- Konuşmacı, sağlık profesyonellerinin burnunda, ağzında ve vücut florasında dirençli bakterilerin yaşadığını, yoğun bakım personelinin bu bakterilerin vücutlarının bir parçası haline geldiğini söylüyor.
- 17:29Sağlık Politikaları ve Hastane Enfeksiyonları
- Hastane enfeksiyonlarına karşı alınan tedbirlerin pahalı ve ciddi sağlık politikaları gerektirdiği, ancak özel hastane furoyası sonrası bu konunun ihmal edildiği belirtiliyor.
- Konuşmacı, her gün televizyona çıkıp COVID-19 nedeniyle ölen vatandaşları timsah gözyaşları dökmek yerine, bu enfeksiyonların büyük bir çoğunluğunu kurtarabileceklerini vurguluyor.
- Dirençli bakterilerin sadece hastanelerde değil, alışveriş merkezlerinde, okullarda ve işyerlerinde de bulaşabileceğini, bu enfeksiyonların bir taşıyıcı virüs olmadığını, mikroorganizmalar içerisinde bakteriler, mantarlar ve virüsler olduğunu açıklıyor.
- 22:43Hastane Enfeksiyonlarının Yaygınlığı
- Anadolu NCRavi Hastanesi'nde hastane enfeksiyonu görülecek kadar az olduğu, bu enfeksiyonların yoğun bakım ve ameliyathaneleri çok sık kullanılan üniversite hastanelerinde, devlet hastanelerinde ve bazı marka haline gelmiş özel hastanelerde karşımıza çıktığı belirtiliyor.
- Hasta sirkülasyonu ne kadar çoksa, hastane enfeksiyonlarının kontrolü ve denetimi o denli imkansız hale geldiği vurgulanıyor.
- Anadolu kırsalında bir kasabanın devlet hastanesinde yatan hastaların korkmaması gerektiği, orada ortaya çıkma olasılığının çok zayıf olduğu söyleniyor.
- 24:41COVID-19 ve Aşı Durumu
- Türkiye genelinde 138 milyon 881 bin kişi aşılandığı belirtiliyor.
- Bilinmeyen bir virüsle karşı karşıya geldiğimiz, dünya olarak kilitlendiğimiz ve ne yapacağımızı bilemediğimiz bir süreç yaşadığımız vurgulanıyor.
- İlk başta farklı bir tedavi yöntemi uygulandıktan sonra sonuç alınamadığı yönünde veriler olduğu, sonra tedavi şekli değiştiği ve karmaşık bir süreç içerisine girdiğimiz belirtiliyor.
- 25:50Aşıların Çalışma Prensibi ve Virüs Mutasyonları
- Aşılar vücutta antikor üretir ve bu antikorlar virüsün kilidini açarak onu etkisiz hale getirir.
- Wuhan'da ortaya çıkan virüs orijinal ilk kilitti, ancak Mart 2020'de İran ve Kuzey İtalya'da ortaya çıkan virüs farklı bir varyant haline geldi.
- Virüs mutasyonlarla değişti ve yeni varyantlar ortaya çıktı, ancak aşılar hala eski anahtarla defalarca değişmiş olan yeni kilidi açmaya çalışıyor.
- 28:01Aşıların Etkisizliği ve Doz Sayısı
- Konuşmacı, 17 ay önce aşıların çalışmayacağı ve özellikle mRNA teknolojisi ile üretilen aşıların mutasyonlara karşı en kabiliyetsiz aşılar olduğunu uyarıda bulunduğunu belirtiyor.
- Bazı kişiler üç doz Sinovac aşısı yaptıktan sonra Avrupa'ya gidebilmek için iki doz Biontech aşısı yaptırmaya başladı.
- Biontech'in üreticisi Uğur Şahin, üç doz aşı da yetersiz korumadığını belirtmiş, İsrail Sağlık Bakanlığı ise risk gruplarına dördüncü doz Biontech yapmaya başlamış ancak korumadığını açıklamış.
- 31:38Aşı Politikalarının Eleştirisi
- Konuşmacı, aşı konusunda ısrarcı olmanın akıl alır gibi olmadığını, anahtar-kilit ilişkisinde eski anahtarla yeni kilidi açmaya çalışmanın mantıksız olduğunu vurguluyor.
- Sağlık bakanlığı yöneticilerinin zamanında fikir beyan etmiş ancak fikirlerinin doğru olmadığı tecrübe edilmiş, artık utanmadan yanılmış olduklarını kabul etmeleri gerektiğini belirtiyor.
- Aşı yan etkilerine karşı milyonlarca vatandaşın korunması için yöneticilerin utanarak yanılmış olduklarını kabul etmeleri gerektiğini söylüyor.
- 33:40Aşılama Sayıları ve Vaka Sayıları Arasındaki Tezat
- Türkiye'de aşılama sayısı bir ara arttıktan sonra dramatik bir şekilde düşüş yaşanmış ve hatırlatma dozları yapılmış.
- Avrupa'da da Amsterdam gibi şehirlerde aşı politikalarına yönelik protestolar yaşanmış.
- Aşılama sayısı çok artmasına rağmen vaka sayısı neredeyse iki buçuk kat artmış, bu durum insanların güvenini sarsmış.
- 36:33Omicron Varyantı ve Pandemi Durumu
- Moderna gibi firmalar mart ayında Omicron varyantına özel aşı geliştireceklerini söylemiş ancak Mart ayı geldiğinde Omicron varyantı diye bir şey kalmayacak.
- Omicron varyantı daha önce Güney Yarı Küredeki ülkeler tarafından geçirilmiş ve altı-sekiz haftalık bir periyot içerisinde toplumu domine ediyor.
- Omicron varyantı, coronavirüs salgını istatistiklerini alt üst edecek şekilde zirveye çıkıyor ve hiçbir ekstra tedbir önlem olmadan zemine çakılıyor.
- 37:46Sağlık Politikaları ve Toplumsal Bağışıklık
- Sağlık politikaları geliştirirken önceki tecrübelerden yararlanmak önemlidir.
- Omicron varyantı, Anadolu'da yüz yıldır yaşanan basit soğuk algınlığı, grip ve nezle semptomları ile seyreden bir hastalık formasyonuna dönüştürülmüştür.
- Toplumsal bağışıklık (sürü bağışıklığı) kavramı, belli bir yere kadar etkili olabilir.
- 39:18Sağlık Sisteminin İtibar Kaybı
- Son iki yıl içinde Türkiye'de hekimler inanılmaz derecede itibar kaybetmiştir.
- Bu itibar kaybı, pozitif bilime olan inancı ve hastaları bu yönde tedavi etme konusunda hekimlerin elini kolunu bağlamaya başlamıştır.
- COVID-19 salgını, Türkiye'de bilim insanlarına ve bilim kuruluna güvenen gazeteciler ve köşe yazarlarının isyan etmesine ve hakaret etmesine neden olmuştur.
- 41:31Yerli Aşı Türkovac Hakkında
- Türkovac, Türkiye'de geliştirilen yerli bir aşıdır ve konuşmacı bununla gurur duyuyor.
- Türkovac, Biontech kadar tehlikeli yan etkilere sahip değil, ancak Sinovac gibi inaktive edilmiş virüs aşısı olduğu için işe yaramayacaktır.
- Türkovac'ın yan etkileri, Pfizer, Biontech ve diğer mRNA ve viral vektör bazlı aşılarla kıyaslandığında daha az tehlikeli olsa da, faydası olmayan şeyin zararı olduğu için işe yaramayacaktır.
- 44:12COVID-19'un Etkileri ve Maske Kullanımı
- COVID-19, sadece fizyolojik değil, ruhsal anlamda da toplumu etkilemiş, ekonomik durumları, turizmi, sosyal açıdan ve psikolojiyi her yönüyle etkilemiştir.
- Konuşmacı, halkın paniğe ve endişeye teşvik edilmeden, bağışıklık sistemini güçlendirerek bu virüsü göndermeyi amaçlamaktadır.
- N95 maskesi, tıp tarihinde üzerinde en çok çalışma yapılmış maske tipidir ve profesyonel olmayan insanlar tarafından asla kullanılmamalıdır.