Buradasın
Ekran Klasiği: Koronavirüs ve Aşılar Üzerine Bilgilendirici Program
youtube.com/watch?v=qcZhG4I0Zw0Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, "Ekran Klasiği" adlı bir televizyon programının bir bölümüdür. Programda sunucu Gürkan Bey, eski sağlık bakanı Aytun Çıray, Kayhan Pala, Profesör Barbaros Çetin, Prof. Dr. Tufan Tük ve diğer tıp uzmanları konuk olarak yer almaktadır.
- Program, koronavirüs pandemisi ve aşı süreçleri üzerine odaklanmaktadır. İlk bölümde Ekrem İmamoğlu'na yönelik suikast ihbarı ve koronavirüs güncellemeleri paylaşılırken, devam eden bölümlerde COVID-19 aşılarının güvenliği, etkinliği, Türkiye'deki uygulanma süreci ve sağlık bakanlığının performansı ele alınmaktadır. Konuklar, Çin aşısının 11 Aralık'ta başlayacak olan aşılama programına dahil edileceği iddiasını tartışırken, pandemi sürecindeki yönetim hataları ve sağlık sisteminin durumu hakkında görüşlerini paylaşmaktadır.
- Programda ayrıca sağlık bakanlığının açıkladığı sayıların güvenilirliği, hidroksiklorokin ilaçının kalp üzerindeki olumsuz etkileri, sahra hastanelerinin yetersizliği ve hastane kapasitesinin aşılması gibi konular da tartışılmaktadır. Konuklar, aşıların ruhsat alması ve Refik Saydam Biyolojik Kontrol Enstitüsü'nde güven testleri yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
- Ekran Klasiği Programı ve Suikast İhbarı
- Programın ikinci bölümünde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik suikast girişimi (daha doğrusu suikast ihbarı) alarmı geldi.
- Bu bilgi Halk TV'den duyuruldu ve programın akışında ufak bir değişiklik yapıldı.
- Saat 22:00'de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşen gazeteci Uğur Dündar'ın yayınını izleyicilere duyuruldu.
- 01:15İzmir'in Vefat Rakamları
- İzmir'in Kasım ayına ait vefat rakamları gösterildi: 2019 yılında Kasım ayında 2266 kişi hayatını kaybetti, bu yıl ise 3900 kişi.
- Bulaşıcı hastalıktan hayatını kaybeden kişi sayısı Kasım ayında İzmir'de 1151.
- Nisan ayında İzmir'de COVID-19'dan hayatını kaybeden kişi sayısı 349 iken, Kasım ayında 151'e tırmanarak dört kat artış gösterdi.
- 02:44Yoğun Bakımların Durumu
- Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı olgu sayıları ve ölüm sayıları güvenilir değil.
- Yoğun bakımlarda çalışan sağlık çalışanları "kaza yapmayın, sokağa çıkmayın" diyerek yoğun bakımda yatak yetersizliği olduğunu vurguluyorlar.
- Özellikle büyük kentlerde, kamu hastaneleri ve devlet üniversite hastanelerinde yoğun bakım sıkıntısı yaşanıyor.
- 04:11Özel Hastanelerin Rolü ve Yeni Önlemler
- Türk Tabipleri Birliği, özel hastanelerin ve vakıf üniversitesi hastanelerinin kamu hastaneleri gibi eklemlenebilmesi için Sağlık Bakanlığı'na çağrıda bulunmuş.
- Pandeminin ilk zamanlarında da özel hastanelerin yurttaşlardan ek para almadan hizmet sunmaya açık olmadığı belirtiliyor.
- Dün açıklanan önlemler yoğun bakımlardaki doluluğu etkileyecek, ancak beklenen yanıt verme kapasitesini sağlamak için yeterli olmayacak.
- 06:20Kalp Krizi ve COVID-19 İlişkisi
- Son günlerde çok fazla kalp krizi ve ölüm haberi duyuluyor, ancak bilimsel literatüre göre COVID-19 ile kalp krizi arasındaki doğrudan ilişkiyi ortaya koyan yayınlar pek yok.
- Türkiye Kardiyoloji Derneği'nin açıklamasına göre, bu yıl kalp hastalarının yaklaşık yarısının sağlık hizmetine erişemediği belirtiliyor.
- Türkiye'de kullanıma devam eden hidroksiklorokin adlı ilacın kalp üzerine olumsuz etkileri var, ancak sağlık bakanlığının bu konuda veri seti yayınlamadığı için kesin bir değerlendirme yapılamıyor.
- 10:21Aşı Hakkında Bilgiler
- Sağlık Bakanlığı 11 Aralık tarihini belirleyerek Çin'den aşı getireceğini ve 50 milyon aşı takvimini açıkladı.
- Aşı takviminin 10-20-20 şeklinde olduğu belirtiliyor.
- Konuşmacı, aşıdan umutlu olduğunu ancak çok kısa vadede olabileceğini düşünmediğini ifade etti.
- 11:15Aşı Konusunun Politik Malzeme Olduğu
- Aşı konusu politik malzeme biçimine dönüşmeye başlamıştır.
- Toplumu doğru bilgilendirmek önemli çünkü pandemi başlangıcında sağlık bakanlığına duyulan güvenin bunalımı sonrasında artık neredeyse hiçbir sözü inanılmayan bir durum ortaya çıkmıştır.
- Aşı konusunda da benzer bir ortam yaratılmamalıdır.
- 11:53Aşı Ruhsat Durumu
- Bugün itibariyle dünyada ruhsat almış hiçbir aşı yoktur.
- İkinci aşının ruhsat alma ihtimali yüksek olanlar Biontech-Pfizer ve Modern aşısıdır.
- Sinovac adındaki Çin aşısının da ruhsat alma ihtimali olanlar arasında olsa da faz üç çalışmasının sonuçları henüz açıklanmamış durumdadır.
- 15:35Aşı Karşıtlığı ve Tedirginlik
- Aşı karşıtlığı akıl ve bilimle bağdaşmayan bir tutumdur, aşı tedirginliği ise anlaşılmak ve bilimsel perspektiften yanıtlanmak gereken bir durumdur.
- İnsanların kafasındaki iki soru: "Bu aşıyı yaptırmak nedeniyle sorun gelir mi?" ve "Bu aşıyı yaptırmak beni bu hastalığa karşı ne kadar korur?"
- Aşıların ruhsat alması kısa sürede üretilebileceği ve uygulanabileceği anlamına gelmez.
- 19:10Aşı Uygulama Zorlukları
- Aşıların kısa zamanda insanlara ulaştırılması sadece ekonomik kaynak bulmakla sınırlı değildir.
- Biontech-Pfizer ve Modern aşısının büyük bir kısmı Amerika, Avrupa Birliği ve İngiltere gibi ülkelere ön siparişle satılmış durumdadır.
- Aşılar Türkiye'ye uygulamaya geçmeden önce Amerika'daki veya başka güvenilir kurumlar tarafından dünya sağlık örgütü de bunun içinde geçici ruhsatlanma aşamasından geçmesi gerekir.
- 20:42Aşı Konusunda Gerçekçi Beklentiler
- Hiçbir aşının henüz ruhsat almadığı ve güvenliği ile etkinliği hakkında doyurucu raporlar açıklanmadığı belirtiliyor.
- Yakında aşı yapmaya başlamak veya önümüzdeki altı-yedi ay içinde toplumun büyük kesimine aşı yaparak pandemiye mücadele etmek gerçekçi bir beklenti değil.
- Pandeminin kurallarına göre ve salgın hastalığın özelliklerini iyi bilerek mücadeleye devam etmek daha önemli.
- 21:41Vaka Sayıları ve Türkiye'nin Durumu
- Türkiye şu anda vaka sayıları açısından birinci veya ikinci sırada yer alıyor, ancak nüfusa oranla çok yüksek rakamlar gösteriyor.
- Amerika'nın nüfusu Türkiye'nin dört-beş katı olmasına rağmen, vaka sayısında Türkiye'nin önünde.
- Türkiye'de başka sağlık sorunları da var, örneğin SMA (Spinal Muscular Atrophy) hastalığı gibi zorlu ve pahalı tedavisi gereken hastalıklar.
- 23:34Politikacıların Vaka Sayıları
- CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz ve CHP Parti Meclisi Üyesi Deniz Demir Corona virüsüne yakalandı.
- Geçen hafta CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akin de vaka olarak açıklanmıştı.
- CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan da testi pozitif çıkmış.
- 25:05Pandemi Yönetiminin Değerlendirmesi
- Pandemi süreci iyi yönetilmediği ve bu konuda bir özeleştiri yapılması gerektiği belirtiliyor.
- Rakamların yanlış açıklanması ve tedbirlerin geç alınması (Avrupa kapanırken Türkiye'nin bir buçuk ay sonra kapanması) pandemi yönetiminin sorunları.
- Pandeminin ekonomik yükünün yönetilemediği ve vatandaşlarda güven kaybı yarattığı vurgulanıyor.
- 27:48Aşı Konusundaki Öneriler
- Aşıyı seçme imkanı vatandaşların bir hakkı olmalı ve bu tercihe bağlı bir konu.
- Sağlık bakanı ve bilim kurulu üyeleri aşıları önce kendilerine uygulamalılar, bu şekilde vatandaşlara güven verilebilir.
- Aşı konusunda insanların tedirginliğini azaltmak için liderlerin örnekle göstermesi önemlidir.
- 30:41Hükümetin COVID-19 Sürecindeki Hataları
- Konuşmacı, bilim insanlarının Türkiye'yi bilgilendirmeye çalıştıkları için onlara teşekkür ettiğini belirtiyor.
- Hükümetin COVID-19 sürecini yönetmesinde iki temel problem vardı: çok başlılık ve bu çok başlılığa karşı tek otoriteden izin alarak karar verme.
- Bilim kurulunun önce danışma kurulu kabul edilmesi ve sonra sorumluluğun bilim kuruluna yüklenmesi, sürecin yanlış yönetildiğini gösteriyor.
- 32:16Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı'nın Sorumluluğu
- Bilim kurulu sayısının çok fazla olması ve içinde Türk Tabipleri Birliği, Eczacılar Birliği ve Diş Hekimleri Odası temsilcilerinin olmaması, kurumun kuruluş şeklinin yanlış olduğunu gösteriyor.
- Bazı bilim insanlarının televizyonlara çıkarak hükümet propagandisti gibi davranmaları, COVID-19 mücadelesinin siyasi bir hadise değil, siyaset üstü bir olay olması gerektiğini unutturuyor.
- Hükümetin COVID-19 başlangıcında umreye izin verilmesi ve karantina kavramından habersiz olması, sürecin başarısızlığını gösteriyor.
- 33:51Karantina ve Sağlık Sistemi Sorunları
- Son tedbirlerde sadece belirli meslek gruplarının sokağa çıkmasına izin verilmesi, en baştan sokağa çıkacak kişilerin tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan konuşmacının iddialarını doğruluyor.
- Mart ayında konuşmacının 14-21 gün Türkiye'yi tamamen karantinaya alıp durum tespiti yapma önerisini, hükümetin uygulamadığını belirtiyor.
- Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı rakamların doğru olmadığını iddia eden konuşmacı, İstanbul Belediyesi'nin verdiği rakamlara göre 600 bin bakanın ellerine kayıtlı olduğunu söylüyor.
- 35:11Sağlık Bakanlığı'nın İstifa Sorunu
- Konuşmacı, sağlık bakanının doğru bilgiyi millete vermediği için istifa etmesi gerektiğini savunuyor.
- Cumhurbaşkanı'nın bilim kurulunun sorumlusu olduğunu söylemesi, sağlık bakanının da istifa edilebilir olduğunu belirtiyor.
- Hükümetin COVID-19 sürecini yönetememesi sonucunda Türkiye'nin olumsuz anlamda dünya birinciliğine oynayan bir ülke haline geldiğini ifade ediyor.
- 36:50Bilim Kurulu Tutanaklarının Önemi
- Bilim kurulu tutanaklarının açıklanması gerektiğini, Türk milletinin hayatını ciddiye aldıklarını bilmek durumunda olduğunu vurguluyor.
- Sağlık personeli dökülmesi ve insanların hatalı kararlar sonucu ölmeleri durumunda, tutanakların ortaya konulması gerektiğini savunuyor.
- Hükümetin karar alma sürecindeki çelişkileri (sokağa çıkma yasağı ilan edip vazgeçilmesi, Milli Eğitim Bakanı'nın Cumhurbaşkanı'na okulları açıp kapatma konusunda izin istemesi) eleştiriyor.
- 39:11Sağlık Sisteminin Çöküşü
- İstanbul'daki bin kişilik sahra hastanesinin sadece 450 kapasite ile çalışabildiğini, doktorların döner sermayelerinin kesildiği ve paralarının ödenmediği bilgisi veriliyor.
- Sahra hastanesinin yoğun bakım yerine, hasta teşhis olmuş ve taşıyıcı olan kişilerin gözlem altında tutulduğu yerler olduğunu açıklıyor.
- Ağustos başında sağlık sisteminin çöküleceği uyarısını verdiği konuşmacı, bugünün sağlık sisteminin çöktüğü noktada olduğunu, yoğun bakım yataklarının %75 dolulukta olduğunu belirtiyor.
- 41:42Koronavirüs Hastalık Sayılarının Artışı
- 29 Temmuz'da 942 hasta olan sayı, 29 Kasım'a gelindiğinde 6.439'a çıkmış, günlük hasta sayısı yedi kat artmış.
- 15 Kasım'da ağır hastalar konusunda 3.223 rakam verilmiş, 8-15 Kasım'da 20.000, 23-29 Kasım'da ise 48.500 pozitif COVID-19 hasta tespiti bakanlık tarafından verilmiş.
- Bu rakamlar bulunabilen ve tespit edilebilen hastalar olup, gerçek sayıların bunların en az iki katı olduğu düşünülüyor.
- 42:40Aşı Meselesi ve Çin Aşısı
- İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tük, Çin aşısının faz üç sonuçları yüzde yetmiş ve üzeri etkin çıkarsa aşı gelir gelmez yaptıracağını belirtmiş.
- Sağlık Bakanlığı'nın 11 Aralık'ta başlayacağı söylendiği aşılama, Çin aşısına yönelik olacak.
- Çin aşısının ruhsatı ve süreçleri tamamlanmamış, faz üç'ün de tamamlanmadığı belirtiliyor.
- 44:21Aşı Ruhsatlandırma Süreci
- Normal prosedürde aşı bulunur, laboratuvar deneyleri tamamlanır, faz bir, iki, üç klinik deneyleri yapılır ve sonuçlar Dünya Sağlık Örgütü'ne gönderilerek ruhsatlanır.
- Çin aşısının ruhsatını Medipol Hastanesi verecek, bu normal prosedürden farklı bir durum.
- Prof. Dr. Tufan Tük'ün açıklaması bilimsel bir açıklaması değil, yüzde yetmiş etkinlik oranı düşük bir rakam olarak değerlendiriliyor.
- 46:42Aşı Türleri ve Ruhsat Süreçleri
- Oxford'un bulduğu, Biontech'in bulduğu Pfizer Moderna aşısı ve Çin aşısı (Saklama aşısı) olmak üzere üç farklı aşı türü var.
- Saklama aşısı üretimi zor, pahalı ve zaman isteyen bir yöntemle üretiliyor.
- Şu ana kadar hiçbir aşının hakkında büyük, ciddi, bağımsız tıp dergilerinde yazılmış makaleler yok, sadece basın haberleriyle bilgi ediliyor.
- 48:56Aşı Başvuruları ve Türkiye'nin Durumu
- Biontech firması Japonya, İngiltere, Amerika, Meksika, Avustralya ve Kanada gibi ülkelerin kendisine başvurduğunu açıklıyor.
- Moderna, Japonya, Kanada, İsviçre, İngiltere gibi ülkelerin kendisine başvurduğunu; Oxford-AstraZeneca ise ABD, Endonezya, Afrika ülkelerinden bazıları ve Avustralya'nın başvurduğunu söylüyor.
- Çin aşısı üreticisi Sinovac'ta Türkiye ile ilgili hiçbir açıklama bulunmuyor, Türkiye'nin bu firmalara müracaat etmediği belirtiliyor.