• Buradasın

    Derin Ven Trombozu Hakkında Bilgilendirici Sağlık Programı

    youtube.com/watch?v=IHIUbh0VoZw

    Yapay zekadan makale özeti

    • HG Televizyon'dan "Sağlıklı Günler" adlı sağlık programında, sunucu Egepol Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Nare ile derin ven trombozu konusunu ele almaktadır.
    • Program, derin ven trombozunun ne olduğu, nedenleri, risk faktörleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında kapsamlı bilgiler sunmaktadır. Doç. Dr. Cüneyt Nare, hastalığın genetik kökenleri, teşhis yöntemleri (genetik analizler, kan tahlilleri, doppler ultrason, tomografi) ve tedavi seçenekleri (antikoagülasyon ilaçları, cerrahi müdahaleler) hakkında detaylı açıklamalar yapmaktadır.
    • Programda ayrıca trombozun akciğer embolisi gibi ciddi komplikasyonlara yol açabileceği, risk faktörleri arasında aşırı kilo, hamilelik, ağır cerrahiler sonrası hareketsizlik ve damar iltihabı gibi durumlar olduğu belirtilmektedir. Tedavi süresi 3-6 ay olarak verilirken, kilo kontrolünün ve sağlıklı yaşam tarzının önemi vurgulanmaktadır.
    00:12Derin Ven Trombozu Tanıtımı
    • Programda Ege Pol Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Nare, derin ven trombozu konusunu ele alacak.
    • Derin ven trombozu, toplardamarların pıhtılaşmasıyla karakterize olan, özellikle 40 yaş üstünde hareketsizlikle ortaya çıkan bir hastalık grubudur.
    • Bu hastalık, damar içerisindeki pıhtının akciğerlere sıçramasıyla akciğer embolisi oluşturabilir ve hastayı yoğun bakım ihtiyacı gerektiren ağır duruma sokabilir.
    01:48Derin Ven Trombozu ve Atardamar Hastalıkları Arasındaki Farklar
    • Derin ven trombozu (venöz tromboembolizm) atardamar hastalıklarıyla karıştırılabilir ancak farklı bir klinik süreç izler.
    • Atardamar hastalıklarında en önemli komplikasyon kangren olurken, derin ven trombozunda embolilerin yol açtığı bacak şişliği ve ülserler hastanın tüm yaşam süreci boyunca rahatsız edici olabilir.
    • Derin ven trombozu, vücudun en fazla yerçekimi ile karşı karşıya kaldığı alt ekstremite (bacaklarda) en çok görülür.
    03:39Akciğer Embolisi ve Derin Ven Trombozu Arasındaki İlişki
    • Derin ven trombozu ve akciğer embolisi aynı hastalıklar değildir, ancak aynı etyolojilere sahiptir.
    • Derin ven trombozu, bacakta başlayan bir olayın başlangıç aşamasını ifade ederken, akciğer embolisi akciğer damarlarındaki pıhtılaşmayı ifade eder.
    • Vücutta dolaşan kanın pıhtılaşma eğilimi vardır, ancak karaciğerde üretilen pıhtılaşma engelleyici proteinler ve damar duvarındaki pürüzsüz hücreler sayesinde bu eğilim dengede tutulur.
    05:55Derin Ven Trombozu Risk Faktörleri
    • Derin ven trombozunun oluşumunda üç ana etken vardır: kanın akışkanlığının azalması (staz), kanın pıhtılaşmasını arttıran hastalıklar ve damar duvarındaki pürüzsüz yüzeyi bütünlüğünü bozan patolojik olaylar.
    • Kanın yavaş akmasına neden olan en önemli etkenler aşırı kilo, hamilelik ve ağır cerrahiler sonrası hareketsiz yaşamdır.
    • Damar iltihabına yol açan filebit (damar iltihabı) özellikle Türkiye'de önemli bir risk faktörüdür, özellikle namaz ibadetine bağlı abdest alan bireylerin parmak aralarını iyi kurulayamaması ve nemli bırakmaları neticesinde oluşan ayak mantarları bu enfeksiyonu tetikleyebilir.
    10:09Pıhtılaşma Eğiliminin Nedenleri
    • Pıhtılaşma eğilimi genetik kodlamadaki problemlerden kaynaklanabilir ve anne-baba geçişli olabilir.
    • Bu genetik hastalıklar vücutta pıhtılaşma eğilimini üç kattan yirmi kata kadar artırabilir.
    • Cerrahi müdahale, gebelik, doğum kontrol hapları gibi pıhtılaşmayı arttıran etkenler veya uzun süreli hareketsiz kalmak gibi fiziksel durumlar, genetik hastalıkların oluşturduğu pıhtılaşma eğilimini aktif hale getirebilir.
    11:10Yatalak Hastalarda Pıhtılaşma Riski
    • Yatalak hastalar risk grubunda olup, yatağa bağımlılık ve hareket halinde olamama durumu bacak damarlarının akışında büyük rol oynayan ekstremite kaslarının çalışmasını engeller.
    • Bu tip pıhtılaşmalar ciddi bir risk etkeni olarak karşımıza çıkar.
    12:02Pıhtılaşma Riskini Belirleme
    • Aile bireylerinde (anne-baba, teyze, hala, dayı, abi, abla) venöz tromboz, pıhtılaşma veya akciğer embolisi ile ilgili bir hikaye varsa riskli olunabilir.
    • Ailesinde bu tip problemler olan bireylerin genetik yönden müspet sonuç ortaya çıkmışsa kendilerinin de risk grubunda olup olmadıkları yönünde şüphelenmeleri faydalı olabilir.
    • Aile bireylerinden biri bu tarz bir şey varsa, hematoloji uzmanıyla konuşmak ve genetik araştırma yapılabilir.
    13:20Gebelik ve Pıhtılaşma
    • Gebelik, özellikle ailesinde bu tarz problem olan genç bayanların dikkat etmesi gereken en önemli risk etkenlerinden biridir.
    • Derin ven trombozu etyolojisinde rol oynayan genetik hastalıklar, pıhtılaşmayı artıran genetik hastalıklar ön plandadır.
    • Bu genetik geçişli hastalıklar gebe bayanlarda plasentadaki kan akışında pıhtılaşmalar neden olarak çocuğun kan almasını engelleyebilir ve düşük sebeplerinin en önemli nedenlerinden biri olabilir.
    14:27Pıhtılaşma Teşhisi
    • Teşhis, klinik olarak hastalık varken konulacak teşhis ve klinik olarak pıhtılaşma problemi yokken risk altındaki hastaları görüntüleyebilmek için önemlidir.
    • Anne-babasında problem olan, düşük yapmış bayanlar için genetik araştırmalar yapılabilir ve gebelikleri sırasında kan sulandırıcı iğne tedavisi uygulanabilir.
    • Teşhisde genetik analizler, kan tahlilleri ve karaciğerle ilgili kan tahlilleri yapılabilir.
    15:27Görüntüleme Yöntemleri
    • Klinik olarak müspet bir şekilde karşımıza çıkan hastalıklarda, bacak pıhtılaşmasına yönelik doppler ultrason tetkiki damar içerisindeki kanın akışkanlığında duraksama olup olmadığını tespit eder.
    • Akciğerle ilgili problem şüphesi varsa, tomografi ve boyalı tomografi anjiyografi yöntemleri akciğer damarındaki pıhtılaşmayı tespit etmek için kullanılır.
    • İlerleyen teknoloji sayesinde bu tip hastalıkları kolay bir şekilde tespit etmek mümkün hale gelmiştir.
    16:45Pıhtılaşma Tedavisi
    • Pıhtılaşma olduktan sonra vücudun en önemli reaksiyonu o pıhtıyı eritmek ve vücuttan uzaklaştırmaktır.
    • Derin ven trombozu (toplardamar pıhtılaşması) tespit etmekte en önemli nokta erken teşhis olup, hasta ne kadar erken tedavi altına alınırsa ileriki dönemde daha ileri boyutta sıkıntı yaşama oranını azaltır.
    • Tedavi yöntemleri arasında cerrahi olarak pıhtı çıkartmak, kateter yöntemleriyle damar içine girerek pıhtıyı eritme ve en yaygın olarak kullanılan kan sulandırıcı ilaçlar (iğne ve tablet) bulunmaktadır.
    19:13Venöz Trombozun Belirtileri ve Önemi
    • Ani başlangıçlı bacakta şişlik, ağrı ve renk değişikliği belirtileri görülürse ciddiye alınmalı, özellikle tek taraflı durumlar.
    • Gebelik, uzun uçak yolculuğu, cerrahi operasyon sonrası uzun süre yatağa bağımlılık gibi durumlarda venöz tromboz riski artar.
    • Erken müdahale önemlidir çünkü pıhtı katılaşmaya başladıkça tedavi edilmesi zorlaşır ve başarı oranı düşer.
    20:57Tedavi Edilmeyen Venöz Trombozun Sonuçları
    • Tedavi edilmeyen venöz tromboz ömür boyu konfor bozukluğu, bacak şişliği ve huzursuzluk gibi sorunlara yol açar.
    • Postrombotik sendrom (pıhtılaşma sonrası sendrom) bacakta şişlik, gece ağrıları ve kramplar gibi belirtilerle görülür.
    • İlerleyen dönemlerde ikincil varislerin oluşması ve cilt altı damarlardan kan akımının artması ülserlere neden olabilir.
    22:45Antikorgülasyon ve Pıhtılaşma Sistemi
    • Antikorgülasyon, pıhtılaşmayı önleyen tedavi yöntemidir ve vücutta koorgülasyon (pıhtılaşma) ve antikorgülasyon (pıhtılaşmayı azaltan) iki grup arasında denge vardır.
    • Koorgülasyon grubu pıhtılaşmak isterken, antikorgülasyon grubu kanı akışkan hale getirmek ister ve bu etkiler dengede tutulur.
    • Koorgülasyon grubu arttığında toplardamar tıkanıklığı, antikorgülasyon grubu azaldığında ise kanama riski artar.
    24:36Antikorgülasyon İlaçlarının Kullanımı
    • Antikorgülasyon ilaçları (pıhtı önleyici ilaçlar) aşırı pıhtılaşmayı engelleyen etkileri yanında kanama eğilimi arttırma potansiyeli de vardır.
    • Hastaların bu ilaçları kullanırken iyi eğitilmesi ve bilgilendirilmesi önemlidir.
    • Tedavi başlarken ilaç dozu çok önemlidir ve her ilacı kullanırken yakın doktor izleminde olmak gerekir.
    26:17Tedavi Süreci ve İlaçlar
    • Toplardamar pıhtılaşmalarının ortalama tedavi süresi üç aydır, ancak bazı hastalarda altı aya kadar uzayabilir.
    • Tedavi sonrası tekrar pıhtılaşma riski vardır ve bu durumda tedavi daha uzun sürebilir veya ömür boyu devam edebilir.
    • Farin, kanamayı arttıran ve karaciğerde pıhtılaşmayı arttıran dört proteinin üretimini engelleyen, etkinliği kanıtlanmış en güvenilir antikorgülasyon ilaçlarından biridir.
    28:57Önleme Önerileri
    • Kilo, özellikle karın yağlarındaki artış, toplardamar içindeki kan akışını yavaşlatır ve hareketliliği kısıtlar.
    • Pıhtılaşmayı engellemek için fazla kilolardan kurtulmak, egzersiz yapmak ve sigarasız yaşamak önemlidir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor