• Buradasın

    Bülent Ecevit'in Sağlık Tedavisi Hakkında Hukuki ve Tıbbi Açıklamalar

    youtube.com/watch?v=Cd2CXrgJ3yM

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Başkent Üniversitesi'nde görevli doktorlar ve avukatların Bülent Ecevit'in sağlık tedavisine ilişkin mesnetsiz iddialar hakkındaki açıklamalarını içeren bir televizyon programı formatındadır. Konuşmacılar arasında Prof. Dr. Mehmet Haberal, Recai Birgül, Tufan Turan ve diğer yasal uzmanlar bulunmaktadır.
    • Video, 2002 yılından itibaren başlayan ve Bülent Ecevit'in sağlık tedavisine ilişkin iddiaların hukuki ve tıbbi boyutlarını ele almaktadır. Konuşmacılar, bu iddiaların hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmadığını, mahkeme kararlarının bu iddiaların mesnetsiz olduğunu tespit ettiğini ve Ecevit'in tedavi sürecinin başarılı olduğunu vurgulamaktadır.
    • Videoda ayrıca Bülent Ecevit'in sağlık durumu, Parkinson ve miastily gravis tanısı, hastaneden taburcu olduktan sonraki basın toplantıları ve sağlık durumunun siyasi görevlerini nasıl etkilediği tartışılmaktadır. Türk hukuk sistemindeki özel yetkili mahkemelerin eleştirisi, gazetecilerin tutuklanması ve hukuk devleti zafiyetleri de konuşulmaktadır.
    00:03Tıbbi İddialar ve Hukuki Boyut
    • Konuşmacı, tıbbi iddiaların mesnetsiz ve gerçek olmayan olduğunu belirtiyor.
    • Doktorların durum hakkında bilgi vermemeleri ve iftiralarla karşılaştıkları belirtiliyor.
    • Konuşmacı, bu durumu yaşamış biri olarak doktorlar için ne yapılacağını sormaktadır.
    01:04Hukuki Davalar
    • 2012 Mayısından itibaren başkent üniversitesi, kurucu rektör Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ana bilim dalı başkanları, mesnetsiz iddialar nedeniyle tazminat davaları açmışlardır.
    • Basın yoluyla yapılan hakaretler nedeniyle tazminat davaları açılmış ve suç duyuruları bulunmuştur.
    • Mahkeme kararlarında, iddiaların gerçeğe aykırı olduğu ve hiçbir mesnedinin bulunmadığı belirtilmiştir.
    04:19Mahkeme Süreci
    • 2012'den başlayan süreç şu anda kurucu rektörün yargılandığı mahkemeye taşınmıştır.
    • İddiaları savunan şahıs, kendisinin doğrudan Prof. Dr. Haberal ile ilgili bir iddiası olmadığını ve doktorları suçlayamayacağını belirtmiştir.
    • Her biri dalında uzman ve profesör olan doktorların, tıbbi müdahaleden dolayı sorumluluğu gerektirecek hiçbir durumun olmadığını vurgulamaktadır.
    06:22Prof. Dr. Haberal'in İfadei
    • Prof. Dr. Haberal, Kuran-ı Kerim'deki ayetleri hatırlatarak, bir kişiyi kasten öldürenin büyük günah işlemiğini ve böyle bir iddianın en büyük hakaret olduğunu belirtmiştir.
    • Bu süreçte açılan davalarda tespit edilen hukuka aykırılıklar, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de ele alınmıştır.
    • Recai Birgül'ün ifadelerindeki çelişkiler ve mevcut durum hakkında bilgi verilmektedir.
    10:58Ecevit'in Tedavi Süreci
    • Ecevit'in Başkent Üniversitesi'ne gelmeden önce sağlıklı olduğu iddiasının yanlış olduğu belirtilmektedir.
    • Rahşan Ecevit'in talebi üzerine Dr. Arif Babacı tarafından düzenlenen raporda, 2000 yılında Parkinson ve miastily gravis tanısı konulduğu belirtilmiştir.
    • Tedavi sürecinde küçük adımlarda yürüme, hareketlerde yavaşlama, maske yüz gibi arazlar tespit edilmiş ve tedavi Prof. Dr. Okay Sarıbaş ve ekibi tarafından başlatılmıştır.
    13:12Yargılama Sürecindeki Sorunlar
    • Raporda, hasta ilaçlarını aksattığı ve bu dönemlerde şikayetlerinin arttığı belirtilmektedir.
    • Rejer Birgül'ün objektif tanık olarak dinlenmesi mümkün değildir çünkü CMK 56/1'e göre tanık ile salıkla katılan arasında husumet veya akrabalık yakını olması tanık olmaması gerekçesidir.
    • Mahkemede Rejer Birgül'ün tanık olarak dinlendiği, ancak geçmişteki davalar husumet ortaya koyan bir konu olduğu belirtilmektedir.
    14:40Yargı Kararları ve İddiaların İncelenmesi
    • Bu iddiaların iftiradan ibaret olduğu 2012 yılından itibaren kesinleşmiş yargı kararlarıyla sabit konulmuştur.
    • 2002 yılında DSP'li Mustafa Gülen, Karaman ve Gaffar Yakin tarafından Ecevit'in tedavisinde yanlışlık olduğu iddiası yapılmış, ancak olayın muhatabı Mustafa Gülen ve diğerlerinin açıklamasıyla bu iddia yalanlanmıştır.
    • 2012 yılında Emrehan Alıcı ve Yücel Ergener tarafından benzer iddialar ortaya atılmış, ancak Emrehan Alıcı "benim ne haber alan ne Başkent Üniversitesi'ndeki hekimlere yönelik hiçbir isnadım yoktur" diyerek beraat etmiştir.
    16:23Ecevit'in Tedavi Süreci Hakkında Bilgiler
    • Mahkemenin kararında, Ecevit'in kamuoyuna yaptığı basın açıklamaları ve Başkent Üniversitesi'ndeki tedavi süreci ile ilgili iddiaları yalanlaması, ayrıca Haberal'a defalarca teşekkür etmesi gerekçe oluşturmuştur.
    • Rahşan Ecevit'in de imzası ile gönderilen teşekkür mektubu, Recai Ergün'ün iddialarının hayal ürünü olduğu görüşünü doğrulamaktadır.
    • Can Dündar'ın belgeselinde yer vermediği iddiaların mahkemede artması sonrasında kamera arkası görüntülerinin gündeme getirildiği belirtilmektedir.
    18:07Ecevit'in Tedavisinde Yanlışlık Olup Olmadığı
    • Ecevit'e yanlış tedavi yapılmadığı, ancak dedikodu yapıldığı belirtilmektedir.
    • Prof. Dr. Mehmet Haberal, hasta-doktor ilişkisi ve özel hayat saygısı nedeniyle belgeseldeki özel hayat bölümüne girmedikleri ifade edilmiştir.
    • 4-5 Mayıs'taki 26 saatlik hastanede kaldığı süreçten sonra evine giden Ecevit'in kaburgası kırılarak tekrar hastaneye geldiği konusu en çok sorulan sorulardan biridir.
    19:56Kaburga Kırığı ve İstirahat İddiaları
    • Bülent Ecevit'in kamera arkası görüntülerinde, kaburgasının kırıldığı bir düştüğü anlatılmış, ancak bu durumda uzun süreli istirahat önerisi bulunmadığı belirtilmiştir.
    • Başkent Üniversitesi'nde verilen 4 heyet raporu ve 1 durum bildirgesinde kesin yatak istirahati konusunda bir belirleme yoktur, tam tersine ilk günden itibaren 2 saatlik ofis çalışmalarında bulunabileceği belirtilmiştir.
    • 26 Haziran tarihli heyet raporunda omurgasındaki kırığın iyileşme sürecine girdiği de belirtilmiştir.
    23:01Mehmet Haberal'in Sağlık Durumu ve Mahkeme Görüşmesi
    • Mehmet Haberal 1984'ten beri kardiyolojik sorunlar yaşamaktadır ve cezaevinin olumsuz koşulları nedeniyle bu hastalığı risk eder boyutlara gelmiştir.
    • Ablasyona rağmen sağlık problemleri devam eden Haberal, raporlu olmasına rağmen mahkeme Recai Birgül ile karşılaştırma talebinde bulununca, kendi sorumluluğunu üstlenerek mahkemeye gelmeyi kabul etmiştir.
    23:49Recai Birgül ve Bülent Ecevit'in Hastalık Hakkındaki İddiaları
    • Recai Birgül, Bülent Ecevit'in hastaneden taburcu olduğu gün basın toplantısı yaptığından bahsederek, Haberal'in endoskopi yapıldığı ve boğazının uyuşturulduğu iddiasını yapmıştır.
    • Haberal, Birgül'e hasta dosyasındaki raporları göstererek Ecevit'in endoskopi yapılmadığını belirtmiş ve Birgül bunun üzerine "ben karıştırmışım" diyerek beyanlarını geri çekmiştir.
    • Birgül, Ecevit'in hastane önünde basın toplantısı yaptıktan sonra başbakanlık konutunda ikinci kez basın toplantısı yaptığını kabul etmek zorunda kalmıştır.
    25:44Ecevit'in Sağlık Durumu ve Karar Verme Yeteneği
    • Recai Birgül, Ecevit'in sağlık durumunun abartıldığını iddia etmiş, ancak Haberal'e Ecevit'in tüm kararlarını kendisi alabilecek güçte olduğunu söylemiştir.
    • Haberal, Ecevit'in basın toplantısı yapmak istemesine rağmen doktorların bunu engellemeye çalıştığını, ancak Ecevit'in "kendisi yapacağını" söylediğini ve yaptığini belirtmiştir.
    • Doktorlar, Ecevit'in basın toplantısında olası bir olumsuzluk durumunda müdahale etmek için salona yakın bir yerde beklediklerini ve bahçede ambulans hazır bekletildiğini açıklamıştır.
    28:21Ecevit'in Parkison Teşhisi ve Sağlık Kontrolleri
    • Recai Birgül, Ecevit'in Parkinson teşhisi Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde konduğunu ve tedavisine başlandığını iddia etmiştir.
    • Haberal, Recai Birgül'e Hacettepe'den Dr. Arif Abacı'nın raporunu göstererek, Ecevit'in 2000 yılı Temmuz ayından itibaren koruma müdürü olarak görev yapan Birgül'in, Ecevit'in Hacettepe'den bir ekibin tedavisini yürüttüğünü ve Parkinson teşhisi konulduğunu bilmediğini belirtmiştir.
    • Recai Birgül, Ecevit'in sağlık durumunun günde değiştiğini, bir gün önce sağlıklı olduğunu söyleyen doktorların ertesi gün "katılamazsın" dediğini iddia etmiştir.
    30:17Milli Güvenlik Kurulu Toplantısına Katılamama ve Düşme Olayları
    • Recai Birgül, Milli Güvenlik Kurulu toplantısına katılamama durumunun kamuoyunda Bülent Ecevit'in sağlıksız ve siyasi açıdan görevini yapamıyor şeklinde bir imaj uyandırdığını belirtmiştir.
    • Haberal, Recai Birgül'in gizlediği hususların birincisinin Ecevit'in hastaneden taburcu olduktan bir gün sonra omurgasında çökme meydana geldiğini, ikincisinin ise adli tıp raporunda belirtilen düşmeleri olduğunu açıklamıştır.
    • Adli tıp raporuna göre, Başkent Üniversitesi hekimlerinden oluşan bir heyet Ecevit'in evinde periyodik kontroller yapmış ve 29 Mayıs 2002 gecesi bir kez, 12 Haziran 2002 tarihinde iki kez yataktan kalkma sırasında halıya takılarak düştüğü kayıtlıdır.
    34:08Ecevit'in Sağlık Durumu ve Adli Tıp Raporu
    • Adli tıp raporunda, Ecevit'in tedavinin doğru olduğu konusunda çeşitli uzmanların (beyin ve sinir cerrahisi, göğüs, kalp ve damar cerrahisi, ic hastalıkları ve genel cerrahi uzmanları) imzaları bulunmaktadır.
    • Rapor, Başkent Üniversitesi'nde yapılan tüm tedavinin (Parkinson dahil) yerinde ve doğru olduğu mahkemece yaptırılan adli tıp incelemesini ortaya koymaktadır.
    • Raporda Ecevit'in yüz üstü düşerek burnundan yaralandığı açıkça belirtilmektedir.
    35:21Medya ve İddialar
    • Gazeteciler, Ecevit'in yüzünde bir çizik olduğunu ilk defa duyduklarını belirtmişlerdir.
    • Recai Birgün'in gerçek dışı iddiaları ve iftiraları sebebiyle birçok basın mensubu hukuken ve cezai anlamda sorumlulukla yüklendiklerini belirtmektedir.
    • Birgün'in "Ecevit'i doktorların elinden kurtardım" ifadesi sebebiyle yayınlayan basın mensubu ceza mahkemesinde mahkum olmuştur.
    38:22Hukuki Boyut ve Özel Yetkili Mahkemeler
    • Türkiye'deki yargılamaların sağlıklı ilerlememesi, hukuk devleti zafiyetinden kaynaklanmaktadır.
    • Hukuk devletinin işlemez hale getirilmesi ve siyasetin hukuk devletinde egemen olması, Türk demokrasisi için zararlıdır.
    • Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ve şeriat mahkemelerinin normal mahkemelere devretmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
    40:16Cezaevi Sorunu ve Hukuk Devleti
    • Dünya hukuk değerlerine göre sanıkları mümkün olduğu kadar cezaevinde tutmamak, serbest olarak yargılamak gerekirken, özel yetkili mahkemeler bunun tam tersini yapmaktadır.
    • Türkiye'de bugün 100'den fazla gazeteci cezaevinde bulunmaktadır.
    • Hukukun işlemediği bir ülkede demokrasi, insan hakları ve güvenliği olamaz.
    43:30Olayların Derinlikleri
    • Her olay "iceberg"in su üstü kısmı gibidir, önemli olan "iceberg"in sekiz bölü dokuz'luk parçasını görmektir.
    • İki kişinin (bir doktor ve bir polis) sağlık konusunda birleştiren ve ikisine de aynı düzeyde bir işlemin özneleri yapan bir olay vardır.
    • Olayın arkasındaki gerçekleri anlamak için sadece görünür kısmını değil, derinliklerini de incelemek gerekir.
    46:56Söylenti Kirliliği ve Kanıt Sorunu
    • Sağlıkla ilgili konular siyasi boyutu dikkat çekmediği için konuşmacı konunun siyasi yönünü vurgulamak istiyor.
    • Konuyla ilgili söylentilerin kanıtlanması mümkün olmadığı ve duyum alınmasına rağmen kanıt olmadığı için ciddi bir boyuta getirilmediği belirtiliyor.
    • Konuşmacı, ailesinde hekimler olduğu için hekimliğin ne anlama geldiğini en iyi bilenlerden biri olduğunu ve onlarca hekimin zan altına konulması kabul edilemez bir durum olduğunu vurguluyor.
    49:41Haberal İthamı ve Siyasi Boyut
    • Haberal'in bu tür bir olayda ithamlarda bulunması son derece kötü bir şey olarak değerlendiriliyor.
    • Haberal'in Türkiye'de ilkleri yapmış, organ nakli konusunda şöhreti olan bir insan olduğu için ona yapılan ithamların kaynaklarının açıklanması gerektiği belirtiliyor.
    • Konuşmacı, Ecevit ile ilgili bir eylem yürütüldüğünü ve bu eylemin siyasi ve uluslararası boyutları olduğunu vurguluyor.
    51:03Ecevit ve AKP İlişkisi
    • Fikret Dilan'ın "Sivil Darbe Girişimi ve Ankara'da Irak Savaşları" adlı kitabında Irak'la ilgili belgelere dayanan açıklamalar yapıldığı belirtiliyor.
    • Ecevit'in karşı ülkelerin menfaatlerinden çok Türkiye'nin menfaatlerini savunan, vatansever ve bağımsızlığı koruyan bir başbakan olduğu için Irak komşusu olan bir ülkenin başbakanı olarak görüntü vermesi AKP'nin faydasına geldiği düşünülüyor.
    • MHP'nin hükümette olması isteniyor ve bu senaryo sadece Ecevit ile ilgili değil, aynı zamanda MHP hükümette olmayacak şekilde AKP hükümeti oluşması hedefleniyordu.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor