• Buradasın

    Ursula Le Guin'ın Edebi Mirası ve Yazarlık Süreci

    youtube.com/watch?v=eQwt-dLqTD0

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir konuşmacının Amerikalı yazar Ursula Le Guin hakkında sunduğu kapsamlı bir edebi analiz programıdır. Konuşmacı, Le Guin'ın hayatını, kariyerini ve edebi eserlerini kronolojik olarak ele almaktadır.
    • Program, Le Guin'ın aile geçmişinden başlayarak, bilim kurgu ve fantastik edebiyat alanındaki önemli eserlerini (Yerdeniz Serisi, "Karanlığın Sol Eli", "Dünyaya Orman Denir", "Mülksüzler" gibi), feminist kimliği, Taoizm anlayışı ve yazarlık yaklaşımını detaylı şekilde incelemektedir. Video, Le Guin'ın edebi mirasının yanı sıra, izleyicilerden gelen sorulara cevap veren bir soru-cevap bölümüyle sonlanmaktadır.
    • Programda ayrıca Le Guin'ın "Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar" kitabındaki hayal gücü düşünceleri, "Çuval Kuramı" ve "Lavinia" gibi eserlerindeki feminist ve anarşist temalar, Yerdeniz serisinin mitolojik temelleri ve "Karanlığın Sol Eli" romanındaki cinsiyetsiz toplum kurgusu gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacı, Le Guin'ın eserlerinin okuması zor olabileceğini ancak değerli olduğunu vurgulayarak, onları anlamak için Joseph Campbell ve Virgil gibi yazarların kitaplarının okunması gerektiğini belirtmektedir.
    Ursula Le Guin'in Etkileyici Eserleri
    • Konuşmacı, Ursula Le Guin'i zihnimde yaşlı bilge kadın arketipinin vücut bulmuş hali olarak tanımlıyor.
    • Onbeş yaşındayken kuzeninin verdiği "Yerdeniz Büyücüsü" kitabını okumuş ve "Yüzüklerin Efendisi"nden daha derin ve bilgece yazılmış bulmuş.
    • Le Guin'in eserleri, özellikle "Yerdeniz" serisi ve "Mülksüzler" onu sürekli etkileyen ve dönem dönem tekrar okuduğu eserler.
    02:15Le Guin'in Yetişme Ortamı
    • Le Guin'in ailesi onun entelektüel yönünü şekillendirmiş; babası antropolog olduğu için evlerine farklı topluluklardan insanlar gelip çıkıyordu.
    • Babasının antropolog olmasına bağlı olarak Le Guin, farklı kültürleri araştırmak yerine farklı kültürleri uydurmayı tercih etmiş.
    • Evine Oppenheimer gibi entelektüeller girip çıkıyor ve bunlar onun bakış açısını derinleştirmiş.
    05:31Aile Yapısı ve Eğitimi
    • Le Guin, babası antropolog, annesi psikolog olan ikinci evlilikten tek çocuk olarak dünyaya gelmiş.
    • Evlerinde zengin bir kütüphane var ve dokuz yaşındayken yazar olmaya karar vermiş.
    • Ailesi onu teşvik etse de yazar olmak için çalışması gerektiğini de vurgulamış.
    07:54Kariyer Yolculuğu
    • Üniversiteyi bitirdikten sonra Paris'te doktora bursu için giderken Charles Le Guin ile tanışmış ve kısa sürede evlenmiş.
    • Evli olduğu dönemde üç çocuk sahibi olmuş ve ev hanımı olarak yaşamış ancak yazılama isteğini asla terk etmemiş.
    • Eşi Charles'ın kendisine verdiği destek, o dönemde Amerika'da erkeklerde ender bulunan bir özellik olarak tanımlanmış.
    10:52Yazarlık Süreci
    • Le Guin, yirmili ve otuzlu yaşlarında sürekli yazıp dergilere göndermesine rağmen uzun süre reddif edilmiş.
    • Genç yazarlara "asla pes etmeyin" öğüdü vermiş çünkü kendisinin de olgunluğa erişene kadar defalarca reddedildiğini belirtmiş.
    • Otuzbeş yaşlarında ilk öyküleri yayınlanmaya başlamış ve otuzyedi yaşındayken ilk romanı "Rocano'nun Dünyası" yayınlanmış.
    11:42Ursula Le Guin'in Romanları ve Ödülleri
    • 1968 yılında "Yerdeniz Büyücüsü" romanı yayınlanıyor ve çocuk kitapları ile yetişkin kitapları arasında kafa karışıklığı yaratıyor.
    • 1969 yılında "Karanlığın Sol Eli" romanı yayınlanıyor ve Hugo ve Nebula ödülleri kazanıyor, bu ödüller Amerika'da önemli bilimkurgu ödülleri.
    • 1973 yılında "Dünyaya Orman Denir" romanı yayınlanıyor, bu roman 1999'da Avatar filmi olarak uyarlanıyor ancak orijinal romanın Vietnam Savaşı'na eleştiri içerdiği unutuluyor.
    13:42Mülksüzler ve Ütopya Anlayışı
    • 1974'te "Mülksüzler" romanı yayınlanıyor ve Hugo ve Nebula ödülleri kazanıyor.
    • "Mülksüzler" iki ışıklı bir ütopya olarak adlandırılıyor çünkü mükemmel bir dünya değil, sorunlar içeren bir anarşist topluluk anlatılıyor.
    • Romanın ana teması, insanların dünyadan Aya gitmiş ve orada anarşist bir topluluk kurmuş olduğu Anarres gezegeni.
    15:07Bilimkurgu Edebiyatına Yeni Bir Yaklaşım
    • Ursula Le Guin, bilimkurgu edebiyatına toplumsal sorgulamalar getirerek "sosyal bilimkurgu" veya "felsefi bilimkurgu" olarak nitelendirilen bir anlayış sunuyor.
    • Alternatif dünyalar yaratıyor ve bu dünyalarda kadın-erkek eşitliği, kölelik, anarşizm ve sosyalizm gibi kavramları sorguluyor.
    • Edebiyet açısından güçlü bir dil kullanıyor ve edebiyatçıların bilimkurguya karşı duydukları önyargıları kırıyor.
    17:03Karakter ve Edebiyat Anlayışı
    • Le Guin'e göre bilimkurgu eserlerinde sıradan insanlar olmalı, yoksul insanlar ve ekmeğini taştan çıkaran kişilerin anlatılması gerekiyor.
    • Alternatif dünyalardaki sıradan insanları anlatıyor, bambaşka gezegenlerdeki bir kölenin hayatını anlatabiliyor.
    • Karakterin kalıcılığını ölçmenin en iyi yolu, okuduktan sonra bir ay geçtikten sonra karakterin ismini ve özelliklerini hatırlayabilmektir.
    19:59Bilimkurgu ve İnsanın Merkezi Konumu
    • Le Guin'e göre edebiyatın amacı nihayetinde insanı anlatmaktır ve bilimkurgu dünyasında da bu prensip geçerlidir.
    • İnsanlar bilimkurgu eserlerinden rahatsızlık duyabilir çünkü bilimkurgu insanın kainattaki merkezi konumunu kaybetmesini sağlar.
    • Kopernik örneğiyle, dünyanın güneş etrafında döndüğünü söyleyerek insanın merkezi konumunu geri planda bırakmış gibi, bilimkurgu da insanların kainatta tek canlı olmayabileceğini göstererek onların merkezi konumlarını sorguluyor.
    21:47Ursula Le Guin'in Hayal Gücü Üzerine Görüşleri
    • Ursula Le Guin, hem bilimkurgu hem fantastik edebiyat yazarı olarak hayal gücü üzerine çok duruyor ve "Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar" adlı kitabında bu konuya odaklanıyor.
    • Le Guin, Amerikan toplumunda kurgu eserlerin dışlandığını ve insanlar genellikle pratik bilgiler veren kitapları tercih ettiğini belirtiyor.
    • Amerika'nın kuruluşunda, hayattan zevk almanın bir günah olduğu fikri yer alıyor ve bu nedenle hayal gücü sadece zevk almaya yaradığı için kabul edilmiyor.
    24:11Hayal Gücünün Önemi ve Bastırılması
    • Hayal gücü bastırıldığında, sahte gerçeklikler (reklamlar, haberler, pembe diziler) yerine geçiyor ve hayal gücü kör kalıyor.
    • Le Guin'e göre hayal gücünün baskılanması değil, disipline edilmesi ve ürüne dönüştürülebilmesi gerekiyor.
    • Hayal gücünün aktif olması, insanların hayal kurabilmesi ve başka türlü hayatları düşünebilmesi mevcut sistemden memnun olanların işine yaramaz.
    26:47Hayal Gücünün Gerçeklikle İlişkisi
    • Le Guin, çocukların fantastik unsurları içeren kitapları okuyabileceklerini ve gerçekle hayal arasında ayrım yapabileceklerini savunuyor.
    • İngiliz toplumunda hayal gücü ve mizah duygusu daha desteklenir çünkü yetişkinler çocuklaşmanın korkusuyla hissetmeyecek kadar olgunlar.
    • Le Guin, Jung'un düşüncelerini paylaşarak zihnimizde canavarlar, su devleri ve ejderhaların ruhsal olgular olduğunu ve gerçekliğimizin bir parçası olduğunu belirtiyor.
    30:44Le Guin'in Feminist Kimliği
    • Le Guin feminist olduğu için bilimkurgu camiasında dışlanıyor ve bu durum annesinin etkisiyle gelişiyor.
    • Le Guin, akademik camianın erkek egemen bir dünyası olduğunu fark ederek fantastik edebiyatla ilgilenerek onların gözlerinden kaçmayı tercih ediyor.
    • İlk eserlerinde erkek kahramanlar yazarken, 1968'deki ikinci dalga feminizm sonrası kadın karakterlerini dişil olarak dişini kaybetmeden güçlü olarak oluşturuyor.
    34:28Anne ve Yazar Olmak Tartışması
    • Ursula K. Le Guin, kadınların hem anne hem yazar olabileceğini savunuyor ve bu konuda tartışmalar olduğunu belirtiyor.
    • Le Guin'a göre, yazarlık kendi saatlerinizi belirleyebileceğiniz bir iş olduğundan, çocuklar uyurken veya içeride oynarken yazma imkanı sunuyor.
    • Anne olmak yazarlık için engel değil, aksine çocuklar okula gittiğinde daha fazla çalışma zamanı kalacak.
    36:09Cinsiyet İddiaları ve Edebi Deneyimler
    • Le Guin, 50'li yıllarda cinsel cinsiyetinden dolayı maruz kaldığı durumları anlatıyor.
    • Playboy dergisi, onun bir bilim kurgu öyküsünü yayınlarken isminin tamamını yazmak istemediğini, okurların kadın bir yazara karşı önyargılı olabileceğini belirtti.
    • Le Guin, "Hep Yuvaya Dönmek" adlı kitabında kadın-erkek eşitliği anlatırken, bu toplumun anaerkil değil, sadece eşitlikçi olduğunu vurguluyor.
    38:10Feminist Edebi Yaklaşımları
    • Le Guin, "Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar" kitabında antropologlardan esinlenerek "çuval kuramı" adını verdiği tezi savunuyor.
    • İnsanların ilk ürettiği aletin silah değil, çuval veya sepet olabileceğini, bu da dişil ilkenin daha ön planda olduğunu gösteriyor.
    • Le Guin, edebiyatın her zaman çatışma üzerinden geliştiğini, ancak insanların ilk zamanlarda haftada yaklaşık 15 saat çalıştığı ve geri kalan zamanlarını eğlence ve hikaye anlatmaya ayırdığı görüşünü savunuyor.
    41:02Lavinya Lavinya
    • Le Guin, "Lavinya Lavinya" adlı eserinde, Aeneas karakterinin yerine Lavinya karakterini ön plana çıkarıyor.
    • Lavinya, destanın kilit karakteri olmasına rağmen, orijinal hikayede hiç konuşmuyor.
    • Le Guin, Lavinya'nın bakış açısından destanı yeniden yazarak, kadınların edebiyatta daha fazla temsil edilmesi gerektiğini vurguluyor.
    42:11Anarşizm ve Siyasi Görüşleri
    • Le Guin kendisini anarşist olarak tanımlıyor ve sosyalizme yakın hissetmediğini belirtiyor.
    • Anarşizmi bir siyasi hareket değil, bir felsefe olarak görüyor ve taoculukla uyum içinde olduğunu ifade ediyor.
    • Pasif anarşist olarak kendini tanımlayan Le Guin, Kropotkin'in dayanışmacı anarşizmi modelinden etkileniyor.
    43:19Dayanışma ve Sosyal Darwinizm
    • Le Guin, "Zorlu Zamanlar" romanında açlık sürecinde insanların bir arada dayanışma içinde kalabileceğini anlatıyor.
    • Sosyal darwinizmin hayvanlar arası ve insanlar arasındaki ilişkileri sadece çatışma ve rekabet olarak tanımlamasını eleştiriyor.
    • Le Guin, rekabet ve şiddetin varlığını reddetmediğini, ancak yeterli kaynak yoksa insanlar kapışacak ama daha zeki alternatifler de bulunduğunu belirtiyor.
    45:07Pasif Direniş ve Devrim
    • Le Guin, pasif direnişin her zaman çözüm olmadığını kabul ediyor, ancak sürekli çatışmayı devam ettirmenin de çözüm olmadığını vurguluyor.
    • Meşhur sözü olan "Devrim yapamazsınız, devrimin kendisi olabilirsiniz" ile, devrimin bir süreklilik halidir ve sürekli kendimize yönelik bir izleme gerektirdiğini belirtiyor.
    • Le Guin'a göre asıl mesele kişinin kendini değiştirmesi, başkasını veya dış dünyayı değiştirmesi değil.
    47:04Kendini Değiştirmenin Önemi
    • Kendimizi değiştirmek esas olan, çünkü dış dünya yavaş yavaş bizden etkilenerek değişmeye başlayacaktır.
    • Taoizme yaklaşımda, kendimizi değil dış dünyayı değiştirmek önemli bir yaklaşım olarak görülüyor.
    47:32Ursula Le Guin'in Taoizme Yaklaşımı
    • Le Guin, on yaşındayken babasının elindeki "Lao Tzu" kitabı olan "Yol ve Erdem" (Tao Te Ching) kitabını okumaya başlamış ve bu kitap ona çok ilgi çekmiş.
    • Sonraki kırk yıl boyunca zaman zaman kitaptan ne anladığını ifade ederek, İngilizce çevirilerinden yola çıkarak kendi ifadeleriyle şiirleri tekrar yazmış.
    • Can Yayınları'ndan çıkan çevirilerde "maksatsız eylem" kavramı varken, Le Guin bunu "yapmadan yapmak" olarak çevirmiş.
    48:55"Yapmadan Yapmak" Kavramı
    • "Yapmadan yapmak" kavramı, kendini çatışmanın içine atmaktansa sessiz kalarak olayların kendiliğinden çözülmesini beklemeyi ifade eder.
    • Japonya'da bir balıkçı köyünde yaşanan hikayede, rahip genç kızın suçlamasına "ya demek öyle" diyerek tepki vererek olayların kendiliğinden çözülmesini beklemiş.
    • Le Guin'in "Tao Te Ching" çevirilerinden alınan alıntılar, ne kadar iyi yapmaya çalışırsanız o kadar iyi sakin kalmayı başarabilirsiniz şeklinde özetlenebilir.
    51:49Le Guin'in Din Anlayışı
    • Le Guin, Amerika'daki Hristiyan anlayışından ziyade Taoizme ilgi duymuş çünkü oradaki Tanrı fikri otoriter bir Tanrı düşünme şeklinin bir parçası değil.
    • Taoizmde teist olmayan bir bakış açısı var ve evrenin sürekli dengede kalması hali vardır.
    • Le Guin'in pasif anarşist tutumu, yöneticilerin insanlara mümkün olduğunca az müdahale etmeleri ve olayları kendi akışına bırakmaları gerektiğini gerektirir.
    53:21Taoizmin Felsefi Anlamı
    • Tao (Yol ve Erdem) hiçbir zaman bitmeyen bir yol ve devrim olarak görülür, önemli olan yolun kendisidir, varılacak hedef değildir.
    • İnsanın sürekli kendine karşı takipte olması gerektiği vurgulanır.
    • Le Guin, Taoizmin ebe (Çin) döneminde şiddetli bir şekilde bastırıldığını öğrenerek "Anlatmak" romanını yazmıştır.
    54:48Le Guin'in Diğer Çalışmaları
    • Le Guin'e göre, dini tanımayan teröristlerle tapınmadan duramayan teröristler arasında fark yoktur çünkü ikisi de şiddete başvurur.
    • "Rüyanın Öte Yakası" adlı kitabında, George adlı karakter çeşitli rüyalar görür ve uyandığında dünya değişikliklerle karşılaşırlar.
    • Le Guin, bir şey uğruna ya da ona karşı savaşmak tabirini kullanmaktan kaçınmaya çalışır çünkü her şeyi çatışma ve şiddet içeren hızlı çözümler çerçevesinde görmekten kaçınır.
    59:20Yazarlık Süreci ve Yaratıcı Yaklaşım
    • Yazar, kitaplarını mesaj aktarmak veya didaktik amaçla yazmadığını, hayalinde canlandırdığı bir insanın macerasını anlatmak istediğini belirtiyor.
    • Yaratıcı süreci planlı değil, bilinç dışından gelen bir keşif olarak tanımlıyor; kendisini bir kaşif değil mühendis olarak görüyor.
    • Yazarlık sürecine at sürücüsüne benzetiyor; dizginleri bilerek atın bilinçdışı yönlerini de serbest bırakmayı öneriyor.
    1:02:35Yaratıcı Sürecin Denge Arayışı
    • Yazar artık sadece kontrol eden değil, hem binici hem atın kendisi olmak istediğini belirtiyor.
    • Hikayenin kendisine geldiğinde, yeterli zaman yoksa acele etmemenin, hikayenin bilinç altına yerleşmiş olacağını ve fırsat bulduğunda yazılacağını vurguluyor.
    • Yaratıcı yazarlık derslerinin faydalı olabileceğini kabul ederken, kendini fazla eleştirmenin ve formüllere bağlı kalmayıp yaratıcılığın serbest kalmasını önemsediğini belirtiyor.
    1:05:37Yerdeniz Serisi ve Alternatif Dünyalar
    • Yerdeniz serisi büyücülük konusunu sanatçılık olarak ele alıyor ve bu dünya bizim dünyamıza benziyor, adalardan ve denizlerden oluşuyor.
    • Seride iki ana dünya var: otoriter bir kralın yönettiği, kadınların kısıtlandığı ve büyücülüğe inanılmayan Artık Diyarı ile daha canlı, ticaret ve büyücülük var olan Kargı Diyarı.
    • Büyücülük, bazı insanlara verilmiş bir güç olarak tanımlanıyor ve bu gücü kullanmak için Rok Adası'nda bulunan büyücülük okulunda eğitim almak gerekiyor.
    1:10:03Rok Adası ve Kadınların Rolü
    • Rok Adası'nda büyücülük okulu, kaos ve zorbalık döneminde kadınlar tarafından el altından kurulmuş.
    • Zaman içinde erkekler okulu ele geçirip kadınların eğitim almasını yasaklamış.
    • Kitap, kadınların yeteneklerini geliştirmelerine izin verilmediğinde bu yeteneklerin karanlık tarafa geçebileceğini eleştiriyor.
    1:11:58Ursula Le Guin'in Edebiyatı ve Joseph Campbell'ın Etkisi
    • Ursula Le Guin'in babası antropolog Joseph Campbell'ın kitaplarını okumuş ve Amerika yerlileri arasında büyücülük yeteneğinin kadınların elinden erkeklere geçtiği inancını aktarmıştır.
    • Le Guin'in "Rok Adası" ve kadınların dışlanması motifleri, babasından etkilenerek oluşturulmuştur.
    • Yerdeniz serisinde "kadim lisan" kavramı, büyücülerin ejderhalarla konuşabilme yeteneğine işaret eder ve bu, kendi içgüdülerini ve bilinçdışını bilen bir sanatçıyı temsil eder.
    1:14:20Yerdeniz Serisindeki Büyücüler ve Hiyerarşi
    • Büyücüler arasında bir hiyerarşi vardır: yeterince kuvvetli olmayanlar cadı, daha iyi eğitim alanlar sihirbaz, en üst seviyede büyücüler konseyi oluşturur ve onların arasından baş büyücü seçilir.
    • Le Guin, Gandalf gibi bir büyücünün nasıl mertebeye eriştiğini anlatmak istemiştir, bu da Gandalf'ın zayıflıklarını ve mücadelelerini gösterir.
    • Yerdeniz'in yaratılışında Segoy karakteri, yarattıktan sonra olaya müdahale etmeyen bir tanrı olarak geçer ve denizden çıkan kara parçası, yaratıcı Segoy'un "ol" demesiyle meydana gelir.
    1:16:37Yerdeniz Serisindeki İsimler ve Denge Kavramı
    • Yerdeniz serisinde insanlar belli bir yaşa gelene kadar isim almazlar, kimlikleri oluşmaya başladıklarında bir büyücü onlara isim verir.
    • İnsanlar isimlerini başkasına vermezler, çünkü isimlerini başkasına vermek kendi hayatlarını emanet etmek demektir.
    • Seride denge kavramı Taoçılık etkisiyle büyücülerin görevini oluşturur; büyücülerin görevi dengeyi sağlamak ve bozulmasını önlemektir.
    1:19:28Yerdeniz Serisinin İlk Üç Kitabı
    • "Yerdeniz Büyücüsü" (ilk kitap) Gedi'nin (Çevik Atmaca) çocukken kendi gölgesiyle, kendi içindeki kibirle mücadele ettiği bir hikayedir.
    • "Altuğan Mezarları" (ikinci kitap) cinsellikle ilgili olup, bir kızın kendi kadınlığını ve içindeki eril tarafını (animus) keşfetmesini anlatır.
    • "En Uzak Sahil" (üçüncü kitap) ölüm hakkında olup, Gedi'nin prensle birlikte ölüler diyarına gidişi ve oradan geri dönerek krallık kurması anlatılır.
    1:24:00Yerdeniz Serisi ve Büyücü Tenar
    • İnsan öleceğini anladığı anda çocukluk biter ve yeni hayat başlar, bu da büyümektir.
    • Dördüncü kitapta Tenar ve Çevik Atmaca, yaşamlarının "öğleden sonrası" döneminde tekrar karşılaşıyorlar.
    • Tenar evlenmiş, çocukları olmuş ancak eşi ve çocukları kaybolmuş, hayatında yeni bir amaç arayışında, büyücülük yeteneği azalıyor ve kendine yeni bir tanımlama bulmak zorunda.
    1:25:13"Öteki Rüzgar" ve İnsan Olmak
    • "Öteki Rüzgar" kitabında insanlar neden hayatın başında ejderhalarla, dualarıyla, karanlıklarıyla ve hayvanlarıyla bir bütündüyse, sonra nasıl ikiye ayrıldıkları tartışılmaktadır.
    • Kitapta ejderhalarla insanların barışması ve insanların kendi dualarıyla barışması gerektiğini, bu şekilde dünyaya huzur geleceğini ifade ediyor.
    1:26:11Yerdeniz Serisi'nin Adaptasyonları
    • 2004 yılında bir kanal tarafından yayınlanan Yerdeniz Serisi filmi, Lequeen'i hayal kırıklığına uğratarak tüm karakterlerin beyaz olduğunu göstererek beyaz ırk dayatması yapmıştır.
    • Miyazaki'nin oğlu tarafından çekilen animasyon serisi, Lequeen'in eserlerini etkilenmiş olmasına rağmen, hikayelerin sonunda kötü karakterlerin cezalandırıldığı ve şiddetin olduğu yönü onu üzmüştür.
    1:28:33Ekumen Birliği Hikayeleri
    • "Yetişen Dünyadan" ve "Hain Döngüsü" adlı hikayelerde, insanlar Hain adlı bir gezegenden evrendeki diğer gezegenlere göç etmiş ve koloniler kurmuşlardır.
    • Ekumen birliği, farklı gezegenlerin iletişim kurmasını ve işbirliğini sağlayan bir organizasyon olup, zaman içinde Şehitler adlı grup tarafından dağılmıştır.
    • Hain gezegeni, Ekumen birliğini tekrar kurmak için farklı gezegenlere elçiler gönderiyor, ancak elçiler gittikleri gezegenlerde dışlanıyor ve farklı biyolojilerle karşılaşıyorlar.
    1:33:05"Karanlığın Sol Eli" Romanı
    • "Karanlığın Sol Eli" romanında, kadın ve erkek rolleri altüst olmuş, cinsiyetsiz insanlardan oluşan bir dünya anlatılmaktadır.
    • Geten gezegeni bir kış gezegeni olup, insanlar yılın belli dönemlerinde kemmer adı verilen bir sürece girerek çiftleşiyorlar, ancak hangi kişi kadın veya erkek olacağını belirleyen bir düzen yoktur.
    • Romanı yazarken Lequeen, İngilizce'deki he zamiriyle karakterleri ifade etmek zorunda kalmış ve bu konuda kendisine yöneltilen eleştirilere sonradan katılmıştır.
    1:37:25Yurtseverlik Kavramının Eleştirisi
    • Yurtseverlik kavramında sevgi değil, başkasına duyulan korkuyu kastediyor ve bu korkunun ifadeleri şiirsel değil siyasal olarak nefret, rekabet ve saldırganlık şeklinde ortaya çıkıyor.
    • Yurtseverlik kavramı, yabancıya ve komşuma olan nefreti ve savaşçı ruhu körüklüyorsa, bu durumda durup düşünmek gerekiyor.
    • Işık ve karanlık birbirinin tamamlayıcısıdır, birbirlerine ihtiyaç duyarlar.
    1:38:28Ursula Le Guin Kitapları Hakkında Tavsiyeler
    • Le Guin okunması kolay bir yazar değildir, okurken pek çok farklı kavram ve tanıdık olmayan isimlerle karşılaşılabilir.
    • Okurken not almak ve 50-60 sayfa ilerledikten sonra geri dönüp okumak faydalı olacaktır.
    • Le Guin'in kitapları okuması zor olsa da, verilen emeği hak eden ve değerli bir yazar olarak tavsiye edilmektedir.
    1:39:32Le Guin'in Eserlerinin Anlamı
    • Le Guin'in distopik eserlerinde, gerçek dünyadaki olumsuzluklar iki uç arasında yer alır ve bu eserlerde bir anlamda içindeki iyi insanı ortaya çıkarmaya çalışmaktadır.
    • Le Guin, gerçek dünyadaki sorunları alternatif dünyalarda yerleştirerek, okuyucuların önyargısız bir şekilde dinleyebilmesini ve konuyu daha derinlemesine kavrayabilmesini sağlamaktadır.
    • Le Guin, gerçekliği anlattığını ancak daha sembolik bir düzlemde ifade ettiğini belirtmektedir.
    1:42:28Le Guin'in Eserlerini Anlamak İçin Öneriler
    • Le Guin'in eserlerini daha iyi anlamak için Joseph Campbell'ın "İlkel Mitoloji" kitabı önerilmektedir.
    • Virgilius'un meşhur "Ayanias Destanı" da Le Guin'in eserlerinde vurgu yaptığı bir eserdir.
    • Le Guin'in eserleri, bilim kurgu sevmeyenler için de ilgi çekici olabilir çünkü onun için bilim kurgu sadece bir araçtır, amacın kendisi değildir.
    1:47:09Le Guin'in Diğer Eserleri
    • "Yerde Öyküler" adlı eserinde beş öykü bulunmaktadır.
    • Sunumda "Rok Adası" ve "Rok Okulu" öyküsünün nasıl kurulduğu, kadınların etkisi ve sonrasında kadınların dışlanma süreci anlatılmıştır.
    • Le Guin'in diğer eserleri üzerine daha fazla durulmuştur.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor