Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Türk edebiyatının önemli şairlerinden Tevfik Fikret'in hayatını ve edebi yolculuğunu anlatan biyografik bir belgeseldir. 24 Aralık 1867'de Aksaray'da doğan Fikret, Sultani'de eğitim almış, Galatasaray'da öğretmenlik yapmış ve edebiyat dünyasında önemli bir yere sahip bir sanatçıdır.
- Video, Fikret'in hayatının kronolojik bir anlatımı sunmaktadır. İlk olarak şiirlerinin evrimi ve bütünlüğü, ardından 1890'lı yıllardan 1900'li yıllara kadar olan dönemleri, evliliği, öğretmenlik kariyeri ve Servet-i Fünun dergisindeki rolü ele alınmaktadır. Son bölümde ise 1908 Meşrutiyet sonrası siyasi görüşleri, İttihat ve Terakki Partisi'ne karşı muhalefeti ve Mekteb-i Sultani'nin müdürü olarak atanması anlatılmaktadır.
- Belgeselde ayrıca Fikret'in "Hasta Adam" ile başlayan yeni edebiyat akımına yaklaşımı, "Sis" manzumesi gibi önemli eserlerinin yazılması, İstanbul'dan Rumelihisarı'ndaki Aşiyan'a çekilmesi ve 1915'te şeker hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmesi gibi önemli dönüm noktaları da yer almaktadır. Fikret'in özgürlük, adalet ve eşitlik gibi değerleri savunan, hür, vicdanlı ve irfanlı bir şair olarak yaşadığı çileli hayatı detaylı olarak aktarılmaktadır.
- 00:10Tevfik Fikret'in Felsefesi ve Edebiyatı
- Tevfik Fikret, "yeminler çiğnendi, yazık milletin ümmidi bülendi" diyerek tarihi çiğnenen yeminler ve gasp edilen umutları eleştirir.
- Fikret, "hak belirlediği bir yolda yalnız giden, kıran da olsa kırıl" felsefesini benimsemiş, nadir de olsa söyledikleri ve yaşamı birbirine paralel bir insandır.
- Fikret, İstanbul'a küfür ettirirken "facia, enkaz şehir" diye haykırdığı ve Atatürk'ün her fırsatta "tüm devrimlerin kaynağı" deyip büyük Türk Devrimi'nde feyz aldığını söylediği tarihi kadim çiğnenen yeminler ve gasp edilen umutlar ve tarih tekerrürden ibarettir sözünün ana fikridir.
- 02:21Tevfik Fikret'in Edebi Yeri
- Türk edebiyatının yakın ve uzak geçmişinde Fikret kadar lehinde ve aleyhinde sözler söylenmiş, yazılar yazılmış bir başka sanatçı yoktur.
- Fikret'e kızılır ya da tapılır, ancak kesinlikle ona ilgisiz kalınamaz.
- Fikret'in kolay anlaşılamamasının en büyük nedenlerinden biri, onun eserlerinin evrimi ve bütünlüğü içinde ele alınıp incelenmemesidir.
- 03:11Fikret'in Şiir Evrimi
- İlk birkaç şiiriyle Fikret, dinci, Osmanlıcı, tutucu, bireyci bir şairdir.
- Son birkaç şiiriyle birlikte şaire bunun tam tersi bir karakterde göstermek mümkündür.
- İlk dönemlerinde padişaha yazdığı övgüler ve ödüller alan Fikret, sonralarda dini alanda yobazlığa, siyasi alanda istidada, ahlaki alanda namussuzluğa savaş açan bir insana dönüşecektir.
- 03:38Fikret'in Siyasi Tutumu
- Paraya en ihtiyaç duyduğu dönemlerde devletten kendisine ödenen maaşları, "hak etmediğim bir parayı alamam" mantığıyla geri çevirecektir.
- İnanmadığı bir yönetimin yanlışlarını, mantıksız bir hükümete hizmet etmeye vicdanım razı olmaz diyerek işinden çok sevdiği Galatasaray müdürlüğü'nden ayrılarak protesto edecektir.
- Servet-i Fünun döneminde dostlarının onu "üstat Tevfik" olarak anmalarına razı olmayacak, kendisini düzeltmeden ileri görmeyecekti.
- 04:27Fikret'in Aşiyan Anlayışı
- Fikret, "aşiyan benim değil, gerçek namına çalışacak temiz, cesur gençlerimiz" diyerek genç şairlere destek olur.
- "Ben onların sobalarını yazayım, çaylarını getireyim" diyerek genç şairlere destek olur.
- "Onlar yaptıkları hatalar yüzünden o kadar çürümüşlerdir ki, bugün ancak bir araya gelip de sesimizi çıkarma işimizden kuvvetleniyorlar" diyerek genç şairlerin önemini vurgular.
- 05:32Fikret'in Son Dönemi
- Tüm bu düşünceleriyle yıpratılan, çok sevdiği Sultanisinden bile kopartılan, hayata küstürülen Fikret'in derin üzüntüsünü Ruşen Eşref ölümünden üç hafta evveldi.
- Ruşen Eşref, Fikret'i kitap odasında bitkin bir halde buldu ve "bu memleketin ruhuna, sanatına hiç bir hizmet görmedim" diye sordu.
- Fikret, "Sultani'nin önünden geçerken sanırım ki iki el yapışır yüzüme bir türlü o tarafa çeviremem" diyerek Sultanisinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
- 06:51Tevfik Fikret'in Hayatı
- Tevfik Fikret, Mehmet Tevfik olarak 24 Aralık 1867'de Aksaray'da doğar ve öğrenimine ilk olarak Aksaray'da bulunan Mahmudiye Rüştiyesi'nde başlar.
- 1877 Rus Savaşı'nda buradan ayrılır ve sonralardaki oluşumunda en büyük pay sahibi olacak olan Sultani'ye geçer.
- Fikret, Sultani'de başarılı bir öğrencidir ve yazı yazmadan çok evvel resme başlar.
- 07:17Fikret'in Sanatsal Yetenekleri
- Ressam Fayman Bey, Fikret'in resimleriyle ilgili "eğer Fikret bilse, Avrupa'da resim tahsil etmiş olsaydı, Türklerin en güçlü ve kişilikli ressamlarından biri olurdu" der.
- Fikret resim tahsili yapmaz ancak içinde beyninde oluşturduğu çizgileri, desenleri tuvallere, kağıtlara aktarır durur.
- Sadece resim ve motifle yetinmeyen Fikret, yıllarca hayalini süsleyen Aşiyanını kendi çizer hazırladığı taslaklar bugün hala Asya'nın en güzel yerinde Fikret'in çalışma masasında durmaktadır.
- 08:00Fikret'in Şiir Kariyeri
- Şiire Galatasaray sıralarında başlar ve 13-14 yaşlarında Farsça öğretmeni Teyze Efendim yardımıyla ilk gazeli 18 Aralık 1883 günü Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayınlanır.
- Hocasının desteği ve ilgisiyle hemen sonra 8 Şubat 1884'te ikinci gazeli yayınlanır ve şiirin üstüne "Mekteb-i Sultani 4. sınıf talebesi Mehmet Tevfik Beyefendinindir" açıklaması konmuştur.
- Başlangıçta kimi zaman Divan şiirinin, bazen Muallim Naci ya da Muallim Feyzi gibi eskiye bağlı öğretmenlerin, arada bir de Recaizade Ekrem ve Abdülhak Hamid gibi kimi yenilikçi şairlerin etkisinde kalır.
- 08:49Fikret'in Edebi Akım Değişimi
- 1889'a kadar bu yelpazede gezinen Fikret, o dönemde Recaizade Ekrem'in ve dolayısıyla yeni anlayışın baskın çıkması sonucu Naci topluluğundan yavaş yavaş kopar.
- Memleket edebiyatında yaşanan iki akım tartışması ve elektrik Sultanide de kendini gösterir; öğrenciler Naci Ekrem taraftarı diye ikiye ayrılırken, ortaya çıkan tablo eski kuşak-yeni kuşak çatışmasına dönüşmektedir.
- Fikret, tabiatında yeteneğinde bulunan yenilik, sadelik ihtiyacı nedeniyle Naci mektebinin sakızlı edebiyatından uzaklaşıp eskileri bırakıp yenilere katılacaktır.
- 10:02Fikret'in Mesleki Hayatı
- 1888'de Sultaniye'yi bitirir, önce Hariciye Nezareti İstişare Kalemine, sonra Maarif Maktubi Kalemine girer.
- İş eksikliği ve ters orandaki memur fazlalığı nedeniyle bütün gün boş oturmak kendisini köreltir duygusuyla çok geçmeden ayrılır.
- Birikmiş maaşları kendisine getirildiğinde bunu kabul etmez, işsizliğin mükafatlandırılmasını doğru bulmadığını söyleyerek tüm parayı göçmenlere yardım komisyonuna bağışlar.
- 10:39Fikret'in İstifa ve Yeni Dönemi
- 1895 senesinde devletin öğretmen maaşlarından yüzde on kesinti yapmasını içine sindiremeyerek çok sevdiği Sultani'den istifa edecek.
- Bu seferki mazereti "tüm çağlardaki siyasilere bir ders niteliyoruz. Ben on kuruşu aradığımdan değil, mantıksız bir hükümete hizmet etmeye vicdanım tahammül edemediğinden dolayı istifa ediyorum" diyerek ifade eder.
- 1889 senesinde Sadaret Maklub Kaleminde önemli bir şubeye atanır, ancak hizmet takdir olunmuyor diyerek buradan ayrılır ve geçim sıkıntısı nedeniyle tekrar İstişare Odasına geçer.
- 11:35Fikret'in Eğitim Hayatı
- Hem BAI'ye devam eder hem de Ticaret Mektebinde Türkçe ve Fransızca dersleri vermeye başlar.
- Böylelikle hayatında yeni bir dönem açılmış olur ve yıllarca eğitim almış olan Fikret, bundan böyle eğitimci olarak tarihteki yerini alacaktır.
- Tüm bu çalışma sürecinde edebiyatı hiçbir zaman hayatından uzak tutmaz ve 1891 Nisan'ında arkadaşı İsmail Safa'nın yönettiği Mirsad dergisinde yazmaya başlar.
- 12:04Fikret'in İlk Şiir Dönemi
- Derginin açtığı iki yarışmada "Tevhid ve Sitayişe Hz. Padişahı" şiirleriyle birinciliği alır.
- Bu dönemdeki yazıları gelişecek olan Fikret'in tam zıttı karakter taşır.
- Fikret, edebi hayatının bu ilk bölümünde eski edebiyat çizgisinden ayrılmaya yönelir, tamamıyla ayrılmasa bile yeni edebiyata daha çok ilgi duyar ve Ekrem ve Hamidi kendisine örnek alır.
- 13:26Fikret'in Evliliği ve İlk Mesleki Deneyimleri
- Fikret 1890 senesinde dayısının kızı Nazım Hanım ile evlenir ve 14 Haziran 1895'te oğlu Halit doğar.
- 1894'te Mirsad'ın kapatılmasından sonra Malumat gazetesinin kuruluşuna katılır ve yazı işlerini üstlenir.
- Sultani'de Türkçe öğretmeni olarak göreve başlar ancak 1895'te istifa edip Rumelihisarı'ndaki yalıya çekilir.
- 14:30Robert Koleji ve Aşiyan Projesi
- Robert Kolej'de Türkçe öğretmenliği kadrosuna alınır ve uzun bir dönem burada görev yapar.
- Haluk'la ilgili şiirler yazmaya başlar ve Hisar'ın ağaçlı tepelerinde "Aşiyan" adını verdiği bir yuva kurmak ister.
- Aşiyan'ın planlarını çizmeye başlar ve 1905 senesinde Robert Bruge'un kendisine tahsis edeceği arsa üzerinde gerçekleştirmesi olur.
- 15:24Parnas Akımına Yaklaşma ve Servet-i Fünun
- 1896-1900 dönemi Fikret'in kendisini aşacağı dönemin başlangıcı olur ve Parnas akıma yaklaşır.
- 1896 yılının Ocak ayında Recaizade Ekrem, Fikret'i Servet-i Fünun dergisi sahibi Ahmet İsa ile tanıştırır.
- Fikret, 7 Şubat 1896 tarihinden başlayarak dergiyi düzenleyip geliştirmeye başlar ve Tevfik Fikret adıyla tanınır.
- 16:54Servet-i Fünun'un Gelişimi ve Fikret'in Tutuklanması
- Halit Ziya, Cenap Şahabeddin Hüseyin, Siret, Mehmet Rauf, İsmail Safa, Sami Paşa, Sezai Hüseyin ve Ahmet Şuaid gibi yazarlar derginin çevresinde toplanır.
- Fikret, Servet-i Fünun'da yeni edebiyatı doğuran gayretini düzeltmenlikten öte görmez.
- 1898 yılında İsmail Safa'nın hastalanması üzerine ziyarete gider, ancak ertesi gün üçünün de tutuklanması emredilir ve Fikret üç gün gözaltında tutulur.
- 18:33Fikret'in İçsel Çatışması ve Sis Manzumesi
- Fikret, evinin yöresinde balıkçı, kayıkçı kıyafetinde hafiyelerin eksik olmadığını ve vatanın ufkunda tehlikeler gördüğünü hisseder.
- Süleyman Nazif'e yazdığı mektupta ruhani infaz için sönüyormuş, yalnız hissediyor ve namusunun kemirildiğini ifade eder.
- 1901 senesinde şehri saran sis ve artan istibdadın etkisiyle "Sis" manzumesini meydana getirir ve bu eser onun tüm yaşamı boyunca alacağı eleştirilerin büyük bir kısmının sebebidir.
- 22:36Servet-i Fünun'un Sonu ve Fikret'in Karamsarlığı
- 1900 senesi yeni bir yüzyılı beraberinde getirirken, Servet-i Fünuncular arasında görüş ayrılıkları baş gösterir ve kopmalar meydana gelir.
- 1901 yılında dergi kapatılır ve Fikret İstanbul'a yeniden küsüp Aşiyan'a kapanır.
- 1902'de kız kardeşi, 1905'te babasının ölümüyle içine kapanmışlığı ve karamsarlığı artar.
- 24:20Tarihi Kadim ve Meşrutiyet
- Fikret, kendi benliğinde yaşadığı kötü olaylarla ulusun gidişi arasında paralellik kurar ve "Tarihi Kadim" adlı şiirini yazar.
- "Tarihi Kadim" şiirinde insanlık tarihini, toplum düzenini, din ve tanrı kavramını inceler ve sayısız hücumlara uğrar.
- 1906 yılında Yıldız'da patlayan bomba II. Abdülhamid'i ölümden kurtarır ve 24 Temmuz 1908'de meşrutiyet ilan edilir.
- 26:03Fikret'in Siyasi Hayatı
- Fikret, özgürlük, adalet, eşitlik ve kardeşlik varışlarıyla halk sokaklara döküldüğünde coşku ve sevinçle karşılar.
- Bir gece önce evine hırsız girdiğinden giyecek tek elbisesi kalmış olsa da beyaz takımlarıyla sokaklara dökülür ve "Hücu" şiirini yazarak sisteki suçlamalarını geri alır.
- 1 Ağustos 1908'de arkadaşlarının Tanin gazetesini çıkarması için ısrarla ısrarlarına dayanamayarak eski serveti Duruncularla birlikte gazetenin çıkarılışını ön ayaklanır.
- 27:46İttihat ve Terakki ile İlişkisi
- Gazete zamanla İttihat ve Terakki fırkasının kurbanı durumuna gelmiş ve fırkada programından sapmış, verdiği hak ve özgürlükleri kısmayı çiğnemeye yol açmıştır.
- Hayal kırıklığına uğrayan Fikret gazeteden ayrılır ve fırkaya gitgide sırt çevirir, kendisine Maarif Nazırlığı bile önerilmiştir ancak reddetmiştir.
- Birinci Dünya Savaşı öncesinde İttihat ve Terakki Partisi'nin hakimiyeti altında hırsızlıkların ve haksızlıkların geliştiği sıralarda yazdığı "Han-ı Yağma" adlı şiir, bir siyasi partinin ince, zarif yerlisidir.
- 29:16Muhalefet ve Saldırılar
- Bu şiirler elden ele dolaşmaktadır ve açık muhalefet karşısında İttihat ve Terakki fırkası Türk Ocağındaki bazı gençleri kışkırtır.
- Fikret, milliyetsizlik ve vatansızlıkla suçlanır, gericilerle birleşerek Fikret'i yıpratma yolları aranır.
- Sevil-ür Reşatçıların ve şair Mehmet Akif'in saldırılarına maruz kalır, Akif'in Robert Koleji öğretmenlik yaptığı için yaptığı eleştirilere Fikret cevap verir.
- 30:20Mekteb-i Sultani Müdürlüğü
- 1909 yılında Salih Keramet Bey'le okuldan birkaç arkadaşının ısrarıyla Mekteb-i Sultani'nin 13. müdürü olarak atanır.
- Dağılmış, yanmış ve harap okulu düzene sokar, Robert Kolej'e çalıştığından okulun binalarını, malzemelerini, idare biçimlerini ve eğitim anlayışlarını görüp inceler.
- Mektebe yeni geldiğinde öğrencilerin kötü davranışlarını görüp gülümseyerek affedersiniz diyerek kapıyı çekip gider, öğrenciler bu davranıştan etkilenir.
- 32:19Eğitim Anlayışı ve Ayrılık
- Kısa müdürlüğü sırasında Mekteb-i Sultani'nin manen maddeden gelişmesini gaye edinir ve okullara konferans ve müzik salonlarını ilk getiren olur.
- Maddi-manevi terbiyede okulun aşiyandan, öğrencinin de haluk'tan farkı olmadığını düşünür.
- Sinsi ve boş itirazlar ve bunak eskilikler nedeniyle devam imkanı bulamaz ve Sultani'den ayrılır.
- 33:52Vefatı ve Mirası
- Sultani'den uzaklaşırken aldığı yere göğsü kurucazine kadar geçmez ve üzüntüsünü dile getirir.
- Yaşama, ülkeye, yönetime ve dostlarına küskündü, cenaze namazının bile kılınmamasını istediler ancak Eyüp'te cenaze namazı kılındı.
- Vasiyetini yerine getirip onu yuvasına bile gömmeyen zihniyetler, önce Eyüp kabrine gömmüş, daha sonra Tevfik Büfet Derneği'nin çabaları sonucu 1961'de yuvasına nakledilmiş, rahata kavuşmuştur.